PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Endurocu doğulmaz, olunur / Menderes Özel



Gürkan Anbarlı
09 Mayıs 2009, 12:15
“Endurocu gibi karikatürist” Faruken Bayraktare ile Sarıyer çevresindeki ıssız orman yollarında “enduro gibi” yaptık

Nisanın son günlerinden birinde karikatürist Faruken Bayraktare’den gelen telefon, onun Memo Tembelçizer’le “Endurocu gibiyiz değil gibiyiz” blogunda kayda alıp kamulaştırdığı maceralarının ılımlı bir benzerini müjdeliyordu.
Sarıyer çevresinde gezelim, görelim tadında birkaç tur atmak üzere sözleşip Ortaköy’de buluştuk.

Ama...

O bir endurocu gibi değil, bir endurocuydu ve altındaki 97 model “damardan enduro” Honda Transalp bunu belgeliyordu.

07 model “çıplak” Kawasaki er-6’msa, yeni yıkanmış haliyle bu gezide ancak gerçeküstü bir dekor olabilecek jantilikte; Faruken’in deyişiyle “tiril tiril” bir ifadeye sahipti.

İlk hedefimiz Karadeniz’di. Faruken’le Ortaköy’de buluştuk ve sahilden ulaştığımız Sarıyer’de bir börekçide kahvaltımızı yaptıktan sonra yola koyulduk.
Marmaris-Datça yolunu andıran keyifli ancak kısa yol “Burası İstanbul’da mı?” sorusunu tetikleyen balıkçı köyü Garipçe’de son buldu. Faruken yolda, içindeki “motorcu kardeşliği” duygusunu, yolda karşılaştığı her motosikletçiye bir selam çakarak sık sık dışavurdu; o adeta motorlu bir sevgi kelebeğiydi.

Küçük bir koyu saran Garipçe’de sahilde birer çay içtik. Her gün popülaritesini artıran bu köyün otantik atmosferinden birkaç yıl sonra eser kalmayabileceği sonucuna varmak için 15 dakikalık bir gözlem yetti. İnsanlar otobüslerle, araçlarıyla akın akın köye geliyordu.

Atölyede motosiklet müzesi

Garipçe’den Rumelifeneri’ne uzandığımızda Faruken’in enduroculuğu tuttu.
O bir endurocu gibi değil endurocu gibiydi; bense hiç değildim.
Faruken’in endurolarken fotoğraflarını çektim;, bir yandan “Bunu şu kadara satsam, üstüne bu kadar koyup bir F800 GS alsam” gibi hesaplar yaptım.
Ve sonra Kilyos’a geçtik. Bir marangozdan tutuşmaya elverişli tahtalar edinip sucuğumuzu aldıktan sonra piknik yapacağız.

http://photos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc1/hs031.snc1/3218_89947556008_732866008_1850829_5795501_n.jpg

Kilyos’ta birkaç tur attıktan sonra “Buralarda marangoz var mı?” diye sorduğumuz amca, marangozun ta kendisi çıktı. Girdiğimiz atölyesi, küçük bir motosiklet müzesiydi. 50 yıllık sepetlisini ve 40 yaşındaki Honda’sını gururla gösterdikten sonra bize mangalımızın hammaddesini fazlasıyla sağladı; “Ormanı yakmayın” diye uyararak piknik için uygun bir tepe işaret etti.

http://photos-g.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc1/hs031.snc1/3218_89942986008_732866008_1850734_7579909_n.jpg

Ama o da ne; Faruken’in yine enduroculuğu tuttu. Artık geri dönülmez bir noktadaydım ve zorlu bir orman yolunun tam ortasındaydık. “Tiril tiril” motosikletim o geri dönülmez noktaya gelene kadar sanki Güney Amerika Dakar’ına girip çıkmış gibi olmuştu.

Sonra düştüm; motosikletim bir kuzu gibi yatıyordu. Bir gözüm onun üzerinde buğulanırken, diğer gözüm ufukta kaybolan endurocu gibi Faruken’e kilitlenmişti.

Düştüğüm yer sanki bir patinaj fabrikasıydı; ayakta bile durmakta zorlanıyordum. Neyse ki birkaç dakika sonra Faruken geldi. Motosikletimi birlikte kaldırdık; görünürde hasar, çizik yoktu. Şaşırdım, demek ki motosikletimi ustaca düşürmüştüm. Endurocu doğulmaz, endurocu olunur!

Her işe yarayan harita

http://photos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc1/hs031.snc1/3218_89957366008_732866008_1851053_793796_n.jpg

Orman yolunun “toprağından asfalta doğru fışkırdığımız” anda kaybolduğumuzu anladık; buradan daha önce de geçmiştik. Durduk, bir elinde iPhone’u, diğer elinde 5 liralık pusulası “Bu telefona bir de pusula koymayı akıl edemiyorlar” diye söylenen Faruken, kısa bir operasyonla nerede olduğumuzu tayin etti.
Karnımız da artık acıkmıştı; bu kadar enduroya mide dayanmaz.
Tepeden vazgeçtik, Gümüşdere plajının yolunu tuttuk; kumsal oyun oynayan çocuklar ve uçurtma uçuran bir aile dışında boş. Sert esen rüzgarda ateş yakabilmek için kumda derin bir çukur kazdım. Faruken’se, satıh olarak kullandığı “her işe yarayan Türkiye haritası”nın üzerinde mangalımızın hammaddesi olan tahtaları yanabilir bir boyuta indirdi. Sonra yine her işe yarayan Türkiye haritasının üzerinde mangalımızın diğer hammaddesi sucukları pişirilebilir hale getirdi.

Sucukları ağaç dallarından yaptığımız şişlere geçirip pişirdik; Karadeniz manzarasına karşı afiyetle yedik.

Biraz kumda oynadıktan sonra günbatımına doğru dönüş yoluna koyulduk...

“Her işe yarayan Türkiye haritasının” üzerinde odun kıran Faruken, sucuğu da onun üzerinde kesti.

http://www.milliyet.com.tr/2006/11/11/cumartesi/resim/yazozel.gif
Menderes ÖZEL
mozel@milliyet.com.tr
Motosiklet Günlüğü - Menderes Özel'in Yazıları Milliyet Gazetesi Cumartesi Ekinde Yayınlanır.

-----------------------------------------------------------------------

Şimdi gelelim alıntılayanın notuna :P

Öncelikle ilk planlamada yer alırken birden cumartesi günü olduğundan iştirak edemediğim yukarıda ki gezide pişen sucukları görünce hasetimden çatladım :D bir sucuk alacağım var! Menderes abi haberiniz olsun :)

Hemen ardından ER& 'yı kuzu gibi yatırdığından birde burdan geçmiş olsun dileklerimi iletmiş olayım, Allahtan -ayna plastiği haricinde- çizik dahi yok, en büyük kazan bu olsun :cherry:

http://photos-c.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc1/hs031.snc1/3218_89947596008_732866008_1850834_5756117_n.jpg

Birde belirtmeden geçmeyelim, Sevgili Faruken ile Memo 'nun maceralarını http://endurocugibiyiz.blogspot.com/ adresinden takip edebilirsiniz.

PIERzig
09 Mayıs 2009, 13:14
Ee güzelim er6yı dağlara vurursan olacağı buydu :)

canercamalan
09 Mayıs 2009, 13:16
geçmiş olsun ama yaşadığı maceralar teselli olur bence

dreamdark
09 Mayıs 2009, 13:34
Ben de bir keresinde 600F'i Aydos Ormanı'nın patika yollarına vurmak gibi bir gaflette bulunmuştum; mangal yakacak güzel bir mekan bulmak adına. Aynen kuzu gibi yatmıştı sonunda dayanamayıp. Anamdan emdiğim süt burnumdan gelmişti. Yeşim'le mangalı yakıp etler piştiğinde hava kararıyordu. İşte o gün bir enduro almadığım için lanet etmiştim. Hatta motoru bile tekmelemiştim sinirden.:P

canercamalan
09 Mayıs 2009, 13:36
Ben de bir keresinde 600F'i Aydos Ormanı'nın patika yollarına vurmak gibi bir gaflette bulunmuştum; mangal yakacak güzel bir mekan bulmak adına. Aynen kuzu gibi yatmıştı sonunda dayanamayıp. İşte o gün anamdan emdiğim süt burnumdan gelmişti. Yeşim'le mangalı yakıp etler piştiğinde hava kararıyordu. İşte o gün bir enduro almadığım için lanet etmiştim. Hatta motoru bile tekmelemiştim sinirden.:P

:queen: :queen: geçmişolsun benimde ss lere olan aşkımı er6f bitirdi işte TÜRKİYE de enduro gider bence

mete_han
09 Mayıs 2009, 13:45
motörcü geçmişini bir kenara bırakırsam kendisinin çizer yönünü ve stilini çok iyi tanıyan biriyim...

siz gencler bilmezsiniz...ben kravisni toltol diyim sadece...pişmiş kellenin 90-91 lerde Cağaoğlundaki yerine bir kaç kez ziyarete gitmiştim...Faruk abiyle tanıştım ama beni hatırlamaz...elimde tatlıyla gitmiştim...Kemal Aratan Behiç Abi Metin Fidan Erdoğan Gönültaş abi kimler yoktuki orda...küçük bir daireden bozma yerdi...orada çok mutlu oldukları her hallerinden belliydi...bir çizimim yayınlandı...bir esprimde adım geçilerek çizildi galiba Alper abi tarafından...

Cağaoloğlu yokuşun bittiği yerde İran Konsolosluğunu geçtiğinizde solda bir yerdeydi vs...neyse demek Faruk abim motörcüymüş...ne güzel...

Erhan Erdil
09 Mayıs 2009, 13:46
Er-6 F enduro gibi yerde yatıyor, artık enduro olmuş o :P
Geçmiş olsun, düşmekte ustalık ister.

sametrix
09 Mayıs 2009, 14:24
Garipçenin havasından mıdır nedir her giden motoruna bakmaksızın endurocu moduna giriyor :) yakın zamanda cruiser motorla tepe atlayan arkadaşların görüntüleri hala aklımda.

tubis
09 Mayıs 2009, 14:42
Bi Transalp gördüm sanki :P

Memotor
09 Mayıs 2009, 14:52
Vay be Faruken Bayraktarede motorcuymus:)Memo Tembelçizeri biliyodum ama Farukeni bilmiyordum:)Bu arada Emrah Ablakta motorcu:)

COQ
10 Mayıs 2009, 05:04
Yahu Menderes Hocam;
bana kizacaksin belki ama soylemezsem duramayacagim.:)

Ya sen bir haftada yazim konusunda buyuk asama kaydettin.(ki insanlarin dunyasinda bu imkansiz)
Ya da daha once birileri girtlagina basmisti da oyle yaziyordun.

Yanlis anlama lutfen.
Zevkle takip ediyoruz, bedavadan.:)

Ama bu yazdigin metin, simdiye kadar okudugum en iyi metin.
Ustaca kurgulanmis cumleler,
basindan sonuna kadar nefis bir anlatim.
Insani soluksuz ve sonuna kadar okumaya azmettiren bir hikaye edilis.

Okumaktan en zevk aldigim yazin bu oldu hocam.
Içerikten dolayi degil.
Dagda bayirda hoplayip ziplamak bana gore degil.
Ben asfalt çocuguyum.:P

Ama anlatim nefis olmus.


Galiba her yazidan once motosikletle kirlara bir sorti yaparsan, herkesi keyiften dort kose yapacak yazilar çikacak senden.

Hele ki zahmet edip, bunlara bir de gezi raporu eklersen,kaymakli ekmek kadayifi olur.

Agzim sulanmaya basladi simdiden.:cat:

Ayrica mizahçi motosikletçileri, mobiletli enduroculuk zamanlarindan beri takip ederiz.:):bounce:
Sasirmayiz yani.:mrgreen:

DARKDIAMOND
10 Mayıs 2009, 10:38
ER6N kuzu gibi yatmışta bu enduro sevdası hangi motorların başını yakmıyorki:cherry:? En çokta şu scooter'lere acıyorum valla:mrgreen:.

roadbuster
10 Mayıs 2009, 10:53
Öncelikle ilk planlamada yer alırken birden cumartesi günü olduğundan iştirak edemediğim yukarıda ki gezide pişen sucukları görünce hasetimden çatladım :D bir sucuk alacağım var! Menderes abi haberiniz olsun :)


Haftaya planlayalım bir gezi Gürkan, rotayı sen çiz ama enduro olmasın :queen:


Ya da daha once birileri girtlagina basmisti da oyle yaziyordun.


Hele ki zahmet edip, bunlara bir de gezi raporu eklersen,kaymakli ekmek kadayifi olur.


Mesaj alındı hocam...

görüşlerin için çok teşekkürler... Arada kötü yazılar püskürttüğümün farkındayım. Mazeret değil ama, bu, ağır işimin arasında yeterli zaman ayıramamamdan kaynaklanıyor...
En harika motosiklet yazısı bence gezip de yazılandır...
Bu arada daha önceki gezi yazılarımdan da güzel olanlar var Coq
"Atlantis'ten gelen adam" ve Demirköy (başlığını hatırlamıyorum) yazısının da okunmaya değer olduğunu düşünüyorum.

Bu arada forum cehaletimden dolayı kusura bakmayın, alıntılayıp iki mesajı bir arada yazamadım da...

voyagerx
10 Mayıs 2009, 17:57
Akıcı ve esprili anlatımıyla okunması çok zevkli bir yazı olmuş, teşekkürler.



bir yandan “Bunu şu kadara satsam, üstüne bu kadar koyup bir F800 GS alsam” gibi hesaplar yaptım.


Aynı hesabı önümüzdeki yıl bir Er-6 F almak için ben yapıp duruyorum ama evdeki hesap sahibinden.com'a bir türlü uymuyor.

Şu endurocu gibilik bende de mevcut ama motorum TransAlp vb. değil de Suzuki GS500, yani enduro gibi gibi bile değil. Dün alternatif yoldan Foça'ya giderken geçtiğim bir beldenin yerlisi bir mobiletçinin de kışkırtmasıyla alternatif yolun da alternatifini bulup traktör yollarından Bağarası'na kadar gitmeye niyetlendim. Daracık, tamamı toprak ve zemini eğri büğrü tarla yollarında yer yer bana yol tarif eden mobiletçiyi ve saygıdeğer aile efradını anmadığımı ya da eski motorum enduro gibi YBR 125'i aramadığımı söylersem yalan olur. "Yol"da öyle kesimler vardı ki ya traktörün ağırlığıyla iyice çökmüş derin çukurlara girip bir daha çıkamayacaksınız ya da o çukurun yanında yer alıp motorun lastik kalınlığından olsa olsa beş santim daha geniş duran tümseklerden hız kesmeden geçeceksiniz. Uzun uğraşlar ve atılan bol maddi ve manevi ter sonrası 174 kiloluk bir nakedle yere uanmadan Dakar-Bağarası etabını bitirebildiğim için içimi haklı bir gurur kapladı. Bağarası'na vardığımda motordan inip asfaltı öptüğümü söyleyenler olursa inanmayın, ayağım kayıp yere düşmüştüm o kadar. :mrgreen:

logaritma
10 Mayıs 2009, 18:41
sapana vurdunmu crossa binicen enduro falanda olmaz

COQ
13 Mayıs 2009, 03:44
Mesaj alındı hocam...

görüşlerin için çok teşekkürler... Arada kötü yazılar püskürttüğümün farkındayım. Mazeret değil ama, bu, ağır işimin arasında yeterli zaman ayıramamamdan kaynaklanıyor...
En harika motosiklet yazısı bence gezip de yazılandır...
Bu arada daha önceki gezi yazılarımdan da güzel olanlar var Coq
"Atlantis'ten gelen adam" ve Demirköy (başlığını hatırlamıyorum) yazısının da okunmaya değer olduğunu düşünüyorum.

Bu arada forum cehaletimden dolayı kusura bakmayın, alıntılayıp iki mesajı bir arada yazamadım da...

Ben de senin mesaji aldim hocam.:)

Cumle sonuna nokta koymayi becerebiliyoruz diye sana yazi yazmayi ogretmeye kalkisacak degiliz hocam, rica ederim.

Ben yazdiginiz hiç bir yaziyi bos bulmus degilim su ana kadar.
Fakat bu yazida anlatim tarzi diger yazilara nazaran çok daha farkli ve lezzetli olmus.
Super yazmisin len!
diyemedigimden oyle anlatmaya çalistim ama acikin ziçmisim galiba.:mrgreen:

Bu arada diger yazilarinizi da tekrar gozden geçiriyorum.
Hemen hepsini daha once okudum ama bazilari genisletilmeye uygun degil ya da tartismaya uygun degil diye es geçtigim veya klavyede harflerin yerini arayacak kadar mayhos oldugum durumlar nedeniyle bisey yazmadigim yazilardir.
Yani yorum yazmamis olmam, degersiz buldugum anlamina gelmez.
Bu arada, ben guzel sucuk yaparim.:)
Ciddiyim.:wiinkk:
Kenan'in yarisini izlemeye gelen Turk gazetecilerde doping etkisi yapiyormus diye soylerler.:P
Hani olurda bu Fransa'ya nasil gidilir? diye kafana takilirsa, aklinda bulunsun.

aSuBaYaH
13 Mayıs 2009, 10:11
ilginç başlık ilginç yazı dizisi, hiç kimse anasının karnından motosikletle çıkmaz:P enduru dedikleri motosikletlerde turing sınıfında e 5-10 yıllık motorcular normaldir.

tusubassana
26 Mayıs 2009, 16:04
Ben de bir keresinde 600F'i Aydos Ormanı'nın patika yollarına vurmak gibi bir gaflette bulunmuştum; mangal yakacak güzel bir mekan bulmak adına. Aynen kuzu gibi yatmıştı sonunda dayanamayıp. Anamdan emdiğim süt burnumdan gelmişti. Yeşim'le mangalı yakıp etler piştiğinde hava kararıyordu. İşte o gün bir enduro almadığım için lanet etmiştim. Hatta motoru bile tekmelemiştim sinirden.:P

ayıp etmişin be abi:)