PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : düldül ile yollardayım :)



Mustafa Lee
03 Nisan 2024, 09:01
29 martta Cuma günü işe düldül ile gitmek gibi çılgın bir fikir saplandı beynime. Olur mu? Yapabilir miydim? Uygun olur muydu?

Onu onu, düldülünü 🤪 işe sürmek. Woaww
Yaklaşık 3 yada bilemedin 4 saniyelik bir düşünce fırtınası sonrasında daha fazla dayanamadım nefesimin beni ele geçirmesine izin verdim. İşin kötü tarafı bunu galiba bende istedim.
Ne olabilirdi ki en kötü deyip giyindim kuşandım robocop gibi oldum ( galiba serinin 3. Filminde oynayabilirim) ve düldüle atladım ittire ittire site çıkışına getirdim ki konu komşu sövmesin, gök gürültüsü yapıyor ve sonunda o an geldi marşına bastım, hakkını vereyim tek seferde gürledi. Sanki bana birşey söylüyordu. Eğilip kulak verdim "potato, potato, potato..." ingiliŞçe. Dedim ne demek istiyor? Hemen Bi düşünce denizine daldım 1 bilemedin 2 saniye sonra potato=patates=yemek insan için yemek hmmm aha Benzin! diyor. Verdim kırbacı hafiften düldüle, bol vergili ucu sivri bir faturayla karnını doyurdum.
Sonra burada bir arkadaşımızın paylaştığı bir yolculuğundan hatırladım vaz geçilmezleri arasına müzik demişti. @Tanımsız nickli arkadaştan fikri alarak açtık müziğimizi kask içi surround ses sistemimizden (anladınız). 55 km lik bir Yolculuk Muhteşem manzaralar sonrası o günkü işimin olduğu yere vardım müzik eşliğinde İvrindi. Düldül e yine yemini verdim. Benzinlilteki delikanlının Küba cg150 sine içim aktı gold edıyşın (ingilişçe) . Aman Allahım hemen haber attı bana bende hemen sordum motosiklet kimin nedir ne değildir. 250cc yapmış. İyi kaçıyormuş. Tekerin düz bassın dedim hız kötüdür ekipmansız binme deyince bana a101 den aldığı DOST yoğurt kabını gösterdi keyfini çıkar dedim ve yola devm ettim.

İşimiz bitti öğleden sonra aynı şekilde dönüş yolundan döndük evimize. Manzara Körfeze yaklaştıkça daha da güzelleşiyorum bunu farkettim tekrar. "yaşamıyoruz bu hayatı moruk, bak ne güzel yerler gelmiyoruz gezmiyoruz" (Cem yılmazdan Alıntı) dedim kendime.
Eve geldim düldülü park yerine park ettim çadırını kapattım.

2 gün sonra pazar günü seçim vardı. Ben o vahşi düldülü temizlemeyi seçtim.
Sabah 11 gibi indim yanına çadırını açtım güneş on numara hava mis taktım kulaklığımı öşüre öğüre tur camından başladım. Dedim hay öğğğ, bu ne ığğğğğğ, oha bu bana çarpsa delip geçermiş, ulan resmen kaçak yolcu gibi binmiş böcek cama lap diye yapışmış gövde bütünlüğünü koruyarak kalmayı başarmış vay be falan gibi kendimle konuşarak temizledim.
Sonra "some chrome problem" yaşadım ve larete kid gibi (yaşı olanlar bilir) cilala parlat cilala parlat yaparak parlattım.

E şimdi Bi pazar turlaması çekmedi mi canım? Sen naneyi yimedin mi? Hı? Hıığğ? dedikten sonra işte burası sonradan içimi acıtacak olan kararı verdim ve BİNMEDİM.
Durun hemen kızmayın hemen kötü düşünmeyin a dostlar "tozlanmana kıyamam ve o böcekleri tekrar temizlemek istemiyorum öğğğğğ" diyerek gönlünü aldım. Nefsime teslim olmadım bu sefer. Beni ele geçiremedi.
Böcek tiksintisi, binememe üzüntüsü ve nefsime karşı koyabilmenin garip gururu gibi karmaşık duygular eşliğinde eve çıkıp balkona attım kendimi... Bu da böyle bir aynıydı işte. Hepsini okuduysan helal sana.