zaferce
27 Ekim 2016, 11:25
Aşağıdakiler yol sanatı ekolünden eğitim yerlerinin yol eğitimi ve teorik eğitimlerinden derlenmiştir. Yol sanatı ve yol eğitimi size saçma geliyorsa, aşağıdakilerin tamamını saçma bulacaksınız. Okumaya zahmet ettiğinize değmez.
Özet: Öndeki arabayla aranda çok fazla boşluk bırakma. 2 saniye takip mesafesi bırak.
Bölünmüş bir yolda, iki şerit gidiş iki şerit geliş bir yolda ilerliyorken hız ve konum seçimimiz nasıl bir sürüş tecrübesi yaşayacağımızı belirler. Araçların aralarından makaslar atarak ilerleyen bir tercihimiz olursa bolca küfür yiyip, yakın zamanda da bir yerlere patlama riskini artırmış oluruz. Sağdan sağdan kıyıdan kıyıdan gideyim güvenli olayım veya hız sınırı tabelasına 50 yazıyorsa 50 ile gideyim dersek de arkadan sürekli taciz yeme yolun dışına itilmeye zorlanma tehlikesi baş gösterir. Etrafımızdaki trafikten yavaş gitmek güvenli değildir.
Yol eğitimi öncesi verilen teorik eğitimlerden birinde hoca durumu iki saniye takip mesafesi ile açıklamıştı. Ben de aşağıdaki şekilde uyguluyorum. Kızılcahamam veya Beypazarı yönünden Ankara’ya giriş trafiği Pazar akşamları hayli kalabalık olur. Şehirde de benzer yoğunlukta akan caddeler vardır. Oralarda bu uygulamalar sayesinde taciz yemeden ilerledim. Tavsiye ederim. (Bu öneriler yol eğitimleri çerçevesinde verilen önerilerdir. Başka mentalitelerdeki eğitim programlarına veya videolara inanıyorsanız hepsi size çok saçma gelebilir dert etmeyin, siz bildiğiniz gibi yapmaya devam etmekten çekinmeyin.)
Önümüzdeki araçla aramızda çok büyük bir boşluk kalırsa arkamızdaki sabırsızlanır, tacize başlar. Aslına bakarsanız trafikteki yeni başlayan araba sürücülerinin de yaşadığı en sık taciz türü budur. Sağ şeritte ilerliyor olsa bile önü açıkken kişinin makul ölçüde bir ilerleme göstermesi beklenir. Orası babanın tarlası değil, yolda etrafa bakınarak gezinemezsin.
Sağa dönüş yaklaşmıştır, duracaksındır, yol soracaksındır, yavaşlarsın. Ama bu tür bilgileri sağ şeritteyken yavaşlamadan önce sinyal vererek arka tarafa verirseniz taciz yeme durumu azalır.
İlerleyeceğiz ama ne kadar hızla? Hocam arkadaki araba seni öldürmekten zevk alacak bir yaratık değil. O da vakitlice, makul bir hızla ilerlemek evine, işine gitmek derdinde olan bir insan evladı. Sen, onun önünde ilerlerken o senin önünde kocamaan, boş bir düzlük görüp, bir sonraki araçla aranda 1 km mesafe bıraktığını görünce sabırsızlanıyor. Haklı. Ben olsam ben de uyuz olurum. Motorla sen onu izliyor olsan, aynı boşluğu o bıraksa sen de ona etmediğini bırakmazsın. Yapman gereken öndeki arabaya iki saniye takip mesafesine kadar yaklaşmak. Bu kadar basit.
Öndeki hızlanınca hızlan, yavaşlayınca yavaşla. Öndekinin ihmal ettiği tepe üstleri, içi görünmeyen battı çıktılar gibi tehlikeler öncesinde aradaki mesafeyi birkaç saniyeliğine artırabilirsin ama görüş düzeldiğinde hemen 2 saniye mesafeye kadar yine yakınlaş. Önündeki araçla aranda güvenli iki saniye mesafesi kadar demir bir boru bağlantısı varmış gibi gittiğin zaman. Arkanda seni takip eden araba da senin onu yavaşlatmadığını görüyor olacak ve tacizi kesecek.
Bunu yaparken dikkat edilecekler:
Aynaya bakarken kafanı eğme, gözünü indirip bak. Kafanı çevirmek seni ileriden koparır. Çok net göremiyor musun? Dert değil orada bir araba var mı yok mu araba ne kadar uzakta onu anla yeter. Arabanın markasını söyleyemeyecek kadar bakman lazım. Asıl önemli tehlike önünde.
İleri bakışın gerçekten ileriyi de tarasın. Sadece önündeki arabaya bakıyor olma. Yolun devamına bakıp önceden plan yap. Önündeki arabanın yavaşlayacağını önceden kestir, sen daha yumuşak daha erken yavaşlamaya başla.
Doğru viteste ol (devir redline başlangıcının en az %50’si) ki yavaşlamak için sürekli fren kullanmaya gerek kalmasın. Gaz kolunun minik hareketleri ile hızını planlı bir biçimde yumuşakça ayarla. Eğer yüksek vites düşük devir kullanırsan 60 ile gidersen 6’da olursan gaz kolunu kapattığında motor hiç yavaşlamayacaktır. Daha sert fren yapman gerektiğinde gaz kolunu kapatırken ki geçen zamanda motor hiç hız kesmeyecektir. Bu şekilde, motor rölantinin hemen üstünde, düşük devir yüksek viteste kullanıyorsan 2 saniye takip mesafesi talihsiz bir durumda sana yetmez.
Arkada bir araba seni takip ediyorken viraj da olsa yolun kenarına doğru kayma. Arkadaki geri zekalı senin onu şeride davet ettiğini düşünür. Gelir.
Kötü hava ve zemin koşullarında 2 saniyeyi 3 saniye veya 4 saniyeye çıkar.
Göstergeye bakıp kaçla gittiğini kontrol etmeye çalışma. Göstergede senin işine yarayacak bir şey yok. Gaz kolu açtığında ilerletecek, kapattığında aynı ölçüde yavaşlatacak hassasiyetle cevap veriyor olsun yeter. Bu sana doğru viteste olduğunu gösterecektir. Eğer daha önce yol eğitimi almadıysan muhtemelen en az 1 veya 2 vites yukarıda sürüyorsundur. Motorun alışık olduğun sesinden daha yüksek ses çıkaracak. O sese alış. Trafikte, virajlı parkurlarda olacak olan ses bu. Bomboş bir otoyolda devirin bu kadar yukarıda tutmana gerek yok, at 6. vitese devam et orada. Ama gaz kolunu kapattığında hemen yavaşlasın istediğimiz trafik koşullarında düşük vites yüksek devir.
Arabalara had bildirmek, onlarla kavga ederek onları eğitmek senin işin değil. Beladan uzak kalarak, güvenlikten ödün vermeyen bir akıcılıkla ilerlemek temel amaç.
Araçların aralarında makas atmak zannettiğin kadar çok zaman kazandırmaz. Gerçekten virajlı bir dağ yolunda firketeleri dönmek kadar da zevkli değildir. Üstelik özel bir beceri de gerektirmez.
Yan yana giden iki arabanın arasından geçmek, sağlığa zararlıdır. Bir anda iki kat egzoz dumanı yersin. Akciğer kanseri oluverirsin Allah muhafaza.
Sertçe yavaşlıyorken sen de yavaşlayacaksın mecbur ama arkandaki elemana zaman tanıyacak şekilde yavaşla. Öndeki araca birazcık yaklaşarak yavaşla ki arkadan giydirmesinler.
Duruluyorsa veya yürüme hızlarının altına iniliyorsa aralara girme (filtreleme) zamanı gelmiştir. Aralardan öne doğru yürüme hızında veya onun çok az üstünde ilerlemeye devam et. Büyük araçlar görüşü kısıtlar, büyük bir aracın yanında filtrelerken aradan yaya çıkabileceği ihtimalini düşün. Durabilecek bir hızda geç. Kapı açılması durumunda da kapıya çarpmadan durabileceğin bir hızda yani gerçekten yavaş ilerle.
Emniyet şeridini kullandığımızda arabalardan uzak bariyere yakın ilerle ki burnunu çıkaran arabayla aramızda mesafe kalabilsin.
Motorun gücü yetmiyorsa işler daha karışık ve zor. Hızlı akan bölünmüş yollarda 125 cc ile ilerlemek bu nedenle bence güvenli değil. Bir otobüsün ön farının 50 cm önünde ilerlemek ve bundan motorun gücü yetmediği için kaçamamak biraz can sıkıcı ve tehlikeli.
Trafikte birkaç motor birlikte ilerlemek çok kolay da değil, güvenli de değil, akıcı da değil. Trafik başladığında ileride önceden anlaşılmış olan bir noktada buluşacak şekilde bağımsız ilerlemek akıllıca. (Aslında tenha, virajlı yollarda da ileride bir buluşma noktası belirleyip ilerlemek daha mantıklı. Ama ilk yardım meselesi akla gelince, bilemiyorum. Yani düşen olur da o düşen kişiye acilen ilk yardım yapmak gerekirse ve esnada ben ileride buluşma yerinde onu bekliyor olsam durum ne olur, o işler karışık. Onlar başka bir başlığın konusu olsun.)
2 saniyeyi nasıl ölçeceğiz? Öndeki araba bir tabelayı geçti. Saymaya başlıyorum. Seksen sekiz, seksen dokuz. Ben lafımı bitirmeden o tabelaya geldiysem çok yakınım. Arayı aç. Ben lafımı bitirdiğimde tabelaya daha bir harman yol varsa çok uzağım, yaklaş.
Gündüz, bulutsuz havalarda uzun farlarla ilerle. Eğer önündeki arabanında önünde boşluk varsa sen iki saniyeyi korursan o müsait olduğunda sağa çekilecektir.
Çok çok nadiren bu işlerin işe yaramadığı gerçekten acayip araba sürücüleri çıkabiliyor. Arkadan geliyorsa, ön açıksa herif haklı zaten. İlerle, ilerleyemiyorsan yol ver. “Burada hız sınırı 50 ben de 50 ile gidiyorum arkamda bekleyeceksin.” gibi embesilliklere girme. Öndekiyle takip mesafem 2 saniye ama arkadaki hala çok yanaşıyor. Böyle adamlar gerçekten çok çok az çıkıyor. % 1 bile değildir. Ama çıktığında ilk uygun zamanda yol vermek akıllıca. Yol vermeye niyetimizin olduğunu hemen bir sinyal yakarak ona bildirirsek bizim de yol vermek için zaman kolladığımızı anlar, rahat bırakır. İlk fırsatta yolu veririz, no problem.
Bazen önünüzdeki arabanın önü açık olur. Bulutsuz aydınlık bir gündeyiz. Uzun farımızla 2 saniyeye yaklaştık. Biraz takip ettik. Sağ taraf müsaitse % 95 olasılıkla araba bize yol veriyor. Yaklaşık % 5’i ise yol vermiyor. Bu durumda eğer sağ şerit müsaitse sağa geçip o şeridin de en sağından, sağladığımız arabanın en sağından geçip gideriz. Geçerken ben meraktan bakıyorum. Ne yapıyordu da bana yol vermedi diye. Ya direksiyona yapışmış, öne doğru eğilmiş ve aynaya bakmayı hepten unutmuş bir sürücü çıkıyor, ya telefonuyla uğraşan bir sürücü. Yani dur şu motorcuya hayatı zehir edeyim de hunharca kahkaha atayım modunda kimse olmuyor.
Bazen de öndeki arabaya yaklaşıyoruz adam yarım şerit yol veriyor. Bunlar % 1'den bile daha nadir. Orada artık karar motorcunun. İster geç ister geçme. Ama korna çalarak, yakın takip ederek, el kol işareti yaparak daha fazla çekilmen lazım mesajı vermeye çalışmayın, anlamıyorlar. Öylece bakıyor yol verdim işte neden geçmiyor acaba diye düşünüyor. Ben bu durumlarda onun uygun gördüğü yerden geçip gidiyorum.
2 saniyenin güvenli olabilmesi için doğru viteste olmanın şart olması, ileriye bakıyor olmanın şat olması gibi fren yapmayı becerebiliyor olmak da gerekli. Mesela şuradaki kaynağa göre (http://www.bosch-motorcycle.com/media/ubk_zweiraeder/produktdatenblaetter/en/ABS_9ML_292000P11V_EN_low.pdf) ortalama bir sürücü 100 km/s hızla giderken ABS'siz bir motorla 60 metrede, ABS'li bir motorla 50 metrede durabiliyor. Biz de bu mesafelerde durabiliyorsak o zaman 2 saniye bizim için güvenli takip mesafesi olur. Duramıyorsak bi kapalı alan eğitimi patlatmakta fayda var. (mengu16 (http://www.motosiklet.net/forum/moto-sohbet/171239-tek-kanal-abs-3.html#post4031051) mesela ABS'siz motorla 30 metrede duruyor. O 1 saniyeden takip etse bile durur. Onun durumu ayrı. Ben, biz ölümlüler için konuşuyorum.)
Özet: Öndeki arabayla aranda çok fazla boşluk bırakma. 2 saniye takip mesafesi bırak.
Bölünmüş bir yolda, iki şerit gidiş iki şerit geliş bir yolda ilerliyorken hız ve konum seçimimiz nasıl bir sürüş tecrübesi yaşayacağımızı belirler. Araçların aralarından makaslar atarak ilerleyen bir tercihimiz olursa bolca küfür yiyip, yakın zamanda da bir yerlere patlama riskini artırmış oluruz. Sağdan sağdan kıyıdan kıyıdan gideyim güvenli olayım veya hız sınırı tabelasına 50 yazıyorsa 50 ile gideyim dersek de arkadan sürekli taciz yeme yolun dışına itilmeye zorlanma tehlikesi baş gösterir. Etrafımızdaki trafikten yavaş gitmek güvenli değildir.
Yol eğitimi öncesi verilen teorik eğitimlerden birinde hoca durumu iki saniye takip mesafesi ile açıklamıştı. Ben de aşağıdaki şekilde uyguluyorum. Kızılcahamam veya Beypazarı yönünden Ankara’ya giriş trafiği Pazar akşamları hayli kalabalık olur. Şehirde de benzer yoğunlukta akan caddeler vardır. Oralarda bu uygulamalar sayesinde taciz yemeden ilerledim. Tavsiye ederim. (Bu öneriler yol eğitimleri çerçevesinde verilen önerilerdir. Başka mentalitelerdeki eğitim programlarına veya videolara inanıyorsanız hepsi size çok saçma gelebilir dert etmeyin, siz bildiğiniz gibi yapmaya devam etmekten çekinmeyin.)
Önümüzdeki araçla aramızda çok büyük bir boşluk kalırsa arkamızdaki sabırsızlanır, tacize başlar. Aslına bakarsanız trafikteki yeni başlayan araba sürücülerinin de yaşadığı en sık taciz türü budur. Sağ şeritte ilerliyor olsa bile önü açıkken kişinin makul ölçüde bir ilerleme göstermesi beklenir. Orası babanın tarlası değil, yolda etrafa bakınarak gezinemezsin.
Sağa dönüş yaklaşmıştır, duracaksındır, yol soracaksındır, yavaşlarsın. Ama bu tür bilgileri sağ şeritteyken yavaşlamadan önce sinyal vererek arka tarafa verirseniz taciz yeme durumu azalır.
İlerleyeceğiz ama ne kadar hızla? Hocam arkadaki araba seni öldürmekten zevk alacak bir yaratık değil. O da vakitlice, makul bir hızla ilerlemek evine, işine gitmek derdinde olan bir insan evladı. Sen, onun önünde ilerlerken o senin önünde kocamaan, boş bir düzlük görüp, bir sonraki araçla aranda 1 km mesafe bıraktığını görünce sabırsızlanıyor. Haklı. Ben olsam ben de uyuz olurum. Motorla sen onu izliyor olsan, aynı boşluğu o bıraksa sen de ona etmediğini bırakmazsın. Yapman gereken öndeki arabaya iki saniye takip mesafesine kadar yaklaşmak. Bu kadar basit.
Öndeki hızlanınca hızlan, yavaşlayınca yavaşla. Öndekinin ihmal ettiği tepe üstleri, içi görünmeyen battı çıktılar gibi tehlikeler öncesinde aradaki mesafeyi birkaç saniyeliğine artırabilirsin ama görüş düzeldiğinde hemen 2 saniye mesafeye kadar yine yakınlaş. Önündeki araçla aranda güvenli iki saniye mesafesi kadar demir bir boru bağlantısı varmış gibi gittiğin zaman. Arkanda seni takip eden araba da senin onu yavaşlatmadığını görüyor olacak ve tacizi kesecek.
Bunu yaparken dikkat edilecekler:
Aynaya bakarken kafanı eğme, gözünü indirip bak. Kafanı çevirmek seni ileriden koparır. Çok net göremiyor musun? Dert değil orada bir araba var mı yok mu araba ne kadar uzakta onu anla yeter. Arabanın markasını söyleyemeyecek kadar bakman lazım. Asıl önemli tehlike önünde.
İleri bakışın gerçekten ileriyi de tarasın. Sadece önündeki arabaya bakıyor olma. Yolun devamına bakıp önceden plan yap. Önündeki arabanın yavaşlayacağını önceden kestir, sen daha yumuşak daha erken yavaşlamaya başla.
Doğru viteste ol (devir redline başlangıcının en az %50’si) ki yavaşlamak için sürekli fren kullanmaya gerek kalmasın. Gaz kolunun minik hareketleri ile hızını planlı bir biçimde yumuşakça ayarla. Eğer yüksek vites düşük devir kullanırsan 60 ile gidersen 6’da olursan gaz kolunu kapattığında motor hiç yavaşlamayacaktır. Daha sert fren yapman gerektiğinde gaz kolunu kapatırken ki geçen zamanda motor hiç hız kesmeyecektir. Bu şekilde, motor rölantinin hemen üstünde, düşük devir yüksek viteste kullanıyorsan 2 saniye takip mesafesi talihsiz bir durumda sana yetmez.
Arkada bir araba seni takip ediyorken viraj da olsa yolun kenarına doğru kayma. Arkadaki geri zekalı senin onu şeride davet ettiğini düşünür. Gelir.
Kötü hava ve zemin koşullarında 2 saniyeyi 3 saniye veya 4 saniyeye çıkar.
Göstergeye bakıp kaçla gittiğini kontrol etmeye çalışma. Göstergede senin işine yarayacak bir şey yok. Gaz kolu açtığında ilerletecek, kapattığında aynı ölçüde yavaşlatacak hassasiyetle cevap veriyor olsun yeter. Bu sana doğru viteste olduğunu gösterecektir. Eğer daha önce yol eğitimi almadıysan muhtemelen en az 1 veya 2 vites yukarıda sürüyorsundur. Motorun alışık olduğun sesinden daha yüksek ses çıkaracak. O sese alış. Trafikte, virajlı parkurlarda olacak olan ses bu. Bomboş bir otoyolda devirin bu kadar yukarıda tutmana gerek yok, at 6. vitese devam et orada. Ama gaz kolunu kapattığında hemen yavaşlasın istediğimiz trafik koşullarında düşük vites yüksek devir.
Arabalara had bildirmek, onlarla kavga ederek onları eğitmek senin işin değil. Beladan uzak kalarak, güvenlikten ödün vermeyen bir akıcılıkla ilerlemek temel amaç.
Araçların aralarında makas atmak zannettiğin kadar çok zaman kazandırmaz. Gerçekten virajlı bir dağ yolunda firketeleri dönmek kadar da zevkli değildir. Üstelik özel bir beceri de gerektirmez.
Yan yana giden iki arabanın arasından geçmek, sağlığa zararlıdır. Bir anda iki kat egzoz dumanı yersin. Akciğer kanseri oluverirsin Allah muhafaza.
Sertçe yavaşlıyorken sen de yavaşlayacaksın mecbur ama arkandaki elemana zaman tanıyacak şekilde yavaşla. Öndeki araca birazcık yaklaşarak yavaşla ki arkadan giydirmesinler.
Duruluyorsa veya yürüme hızlarının altına iniliyorsa aralara girme (filtreleme) zamanı gelmiştir. Aralardan öne doğru yürüme hızında veya onun çok az üstünde ilerlemeye devam et. Büyük araçlar görüşü kısıtlar, büyük bir aracın yanında filtrelerken aradan yaya çıkabileceği ihtimalini düşün. Durabilecek bir hızda geç. Kapı açılması durumunda da kapıya çarpmadan durabileceğin bir hızda yani gerçekten yavaş ilerle.
Emniyet şeridini kullandığımızda arabalardan uzak bariyere yakın ilerle ki burnunu çıkaran arabayla aramızda mesafe kalabilsin.
Motorun gücü yetmiyorsa işler daha karışık ve zor. Hızlı akan bölünmüş yollarda 125 cc ile ilerlemek bu nedenle bence güvenli değil. Bir otobüsün ön farının 50 cm önünde ilerlemek ve bundan motorun gücü yetmediği için kaçamamak biraz can sıkıcı ve tehlikeli.
Trafikte birkaç motor birlikte ilerlemek çok kolay da değil, güvenli de değil, akıcı da değil. Trafik başladığında ileride önceden anlaşılmış olan bir noktada buluşacak şekilde bağımsız ilerlemek akıllıca. (Aslında tenha, virajlı yollarda da ileride bir buluşma noktası belirleyip ilerlemek daha mantıklı. Ama ilk yardım meselesi akla gelince, bilemiyorum. Yani düşen olur da o düşen kişiye acilen ilk yardım yapmak gerekirse ve esnada ben ileride buluşma yerinde onu bekliyor olsam durum ne olur, o işler karışık. Onlar başka bir başlığın konusu olsun.)
2 saniyeyi nasıl ölçeceğiz? Öndeki araba bir tabelayı geçti. Saymaya başlıyorum. Seksen sekiz, seksen dokuz. Ben lafımı bitirmeden o tabelaya geldiysem çok yakınım. Arayı aç. Ben lafımı bitirdiğimde tabelaya daha bir harman yol varsa çok uzağım, yaklaş.
Gündüz, bulutsuz havalarda uzun farlarla ilerle. Eğer önündeki arabanında önünde boşluk varsa sen iki saniyeyi korursan o müsait olduğunda sağa çekilecektir.
Çok çok nadiren bu işlerin işe yaramadığı gerçekten acayip araba sürücüleri çıkabiliyor. Arkadan geliyorsa, ön açıksa herif haklı zaten. İlerle, ilerleyemiyorsan yol ver. “Burada hız sınırı 50 ben de 50 ile gidiyorum arkamda bekleyeceksin.” gibi embesilliklere girme. Öndekiyle takip mesafem 2 saniye ama arkadaki hala çok yanaşıyor. Böyle adamlar gerçekten çok çok az çıkıyor. % 1 bile değildir. Ama çıktığında ilk uygun zamanda yol vermek akıllıca. Yol vermeye niyetimizin olduğunu hemen bir sinyal yakarak ona bildirirsek bizim de yol vermek için zaman kolladığımızı anlar, rahat bırakır. İlk fırsatta yolu veririz, no problem.
Bazen önünüzdeki arabanın önü açık olur. Bulutsuz aydınlık bir gündeyiz. Uzun farımızla 2 saniyeye yaklaştık. Biraz takip ettik. Sağ taraf müsaitse % 95 olasılıkla araba bize yol veriyor. Yaklaşık % 5’i ise yol vermiyor. Bu durumda eğer sağ şerit müsaitse sağa geçip o şeridin de en sağından, sağladığımız arabanın en sağından geçip gideriz. Geçerken ben meraktan bakıyorum. Ne yapıyordu da bana yol vermedi diye. Ya direksiyona yapışmış, öne doğru eğilmiş ve aynaya bakmayı hepten unutmuş bir sürücü çıkıyor, ya telefonuyla uğraşan bir sürücü. Yani dur şu motorcuya hayatı zehir edeyim de hunharca kahkaha atayım modunda kimse olmuyor.
Bazen de öndeki arabaya yaklaşıyoruz adam yarım şerit yol veriyor. Bunlar % 1'den bile daha nadir. Orada artık karar motorcunun. İster geç ister geçme. Ama korna çalarak, yakın takip ederek, el kol işareti yaparak daha fazla çekilmen lazım mesajı vermeye çalışmayın, anlamıyorlar. Öylece bakıyor yol verdim işte neden geçmiyor acaba diye düşünüyor. Ben bu durumlarda onun uygun gördüğü yerden geçip gidiyorum.
2 saniyenin güvenli olabilmesi için doğru viteste olmanın şart olması, ileriye bakıyor olmanın şat olması gibi fren yapmayı becerebiliyor olmak da gerekli. Mesela şuradaki kaynağa göre (http://www.bosch-motorcycle.com/media/ubk_zweiraeder/produktdatenblaetter/en/ABS_9ML_292000P11V_EN_low.pdf) ortalama bir sürücü 100 km/s hızla giderken ABS'siz bir motorla 60 metrede, ABS'li bir motorla 50 metrede durabiliyor. Biz de bu mesafelerde durabiliyorsak o zaman 2 saniye bizim için güvenli takip mesafesi olur. Duramıyorsak bi kapalı alan eğitimi patlatmakta fayda var. (mengu16 (http://www.motosiklet.net/forum/moto-sohbet/171239-tek-kanal-abs-3.html#post4031051) mesela ABS'siz motorla 30 metrede duruyor. O 1 saniyeden takip etse bile durur. Onun durumu ayrı. Ben, biz ölümlüler için konuşuyorum.)