Espaniole
04 Ağustos 2014, 23:50
Selamlar mt ailesi. Yaklaşık 1 hafta önce yeni motorumu aldım. Kendisini ve aldıktan sonra geldiğim yolu paylaşacağım sizinle.
Bundan önce motosiklet geçmişimden bahsedeyim. Virüs vücuda girdikten sonra aldığım ilk motor Sym Fiddle 2 idi. Scooter olması, güzel görünmesi ve kolay kullanılması ile gönlümü çeldi. Beyaz renk, vespavari görüntüsü ve yarım kaskla dikkat çeksem de, sakallı ve nispeten sert görünümüme uymuyordu :P Malesef elimde fotorafı yok. Yaklaşık 2 bin km kadar italyanlar gibi tatlı tatlı gezdim. Artık beni kesmediğini farkettim. Sürdüğüm motora daha fazla hükmedebilmeliydim,yani vitesli motor almalıydım.
Temiz motor dışında motora ısınamama gibi bir huyum olduğundan sıfır almaya karar verdim. Ve bir Honda Cb125e sahibi oldum:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/FIL340058902.md.jpg[/url]
Fiddle 2 den sonra görüntü ve pratiklik olarak kaybetsem de, sürüş keyfi olarak üst seviyelerdeydim. Selenin sertliği,devir saatinin olmayışı gibi küçük detayları hoşuma gitmese de, genel olarak memnundum. Sürüş tekniklerinin çoğunu (üzerindeki kenda marka plastik sertliğindeki lastiğe ramen) bu motosikletle öğrendim. İlk kazamı da (duramayıp Bmw tamponuna kafa atmak) bununla yaptım. Kendimi gerçekten motorcu hissetmeme çok yardımcı olmuştu.
Motosiklet virüsünden önce koyu arabacıydım, ve her otomobil sevdalısı gibi ilk arabayı büyük hevesle bekler haldeydim. Cb125 i kullanırken bu fırsat karşıma çıktı ve kışın gelmesiyle de bu isteğime engel olamamıştım. Zor da olsa motorumu yaklaşık 8500 km de sattım.
Ve uzun arayışlar sonrasında 2000 model Renault Clio sahibi oldum.
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/1526093_10152142289451797_812018683_n.md.jpg (http://www.hizliresimyukle.com/image/Pscj)
İlk iki ay mutluydum, herşey güzeldi. Ufak tefek modifiye parçaları taktım, sevgim pekişti. İzmir'de üniversiteyi de kazanınca oradaki arabacılarla takılmaya başladım. Şunu belirteyim ki, hiçbiri motorcu grupları kadar iyi ve içten gelmedi.
Olan oldu ve virüs tekrar harekete geçti. Otomobilimden yavaş yavaş soğumaya başladım. Artık onu sürmek keyif vermiyordu, Cb'nin fotoraflarına bakıp iç geçiriyordum. Motosiklet oyunlarına,videolarına bakmaya başladım. Trafikte gözüm motordan başka bir şey görmüyordu. Ve otomobille trafikte her durduğumda küfür ediyordum. Kesinlikle motosiklet almalıydım, başka çarem yoktu.
Alacağıma o kadar çok inandım ki, izlediğim motosiklet sürüş eğitimi videolarını arabaya uygulamaya başladım. Mesela virajlarda motor sürer gibi virajın çıkışına bakıyor,dizimi açıyordum.( Evet delilikti)
Ne yaptım ne ettim arabayı sattım ve motosiklet bakmaya başladım. O ana kadar neredeyse 20 bin km 125 cc kullanmıştım. Kesinlikle 250 cc alacaktım. Fakat babam otomobilini yükseltmek istedi ve benim 250 cc almam çok zorlaştı. 7 bin-8 bin tl gibi bir miktar vardı elimde. Biraz eski model,çok km li 250 cc alabilirdim fakat temiz ve düşük kmli motor istiyordum,motor olsun da taştan olsun :)
Direk Cbr 125r'lere bakmaya başladım. Sıfırını satmıyorlarmış o yüzden en fazla 5 bin km lerdeki ikinci ellere yöneldim. Ama piyasa uçuktu. Motorun sıfırı zaten 8.450, bizim akıllılar gelmiş 8.400 yazmış 4 bindeki motora. Hadi canım oradan.
Forumdan Ramazan Can isimli arkadaşın motoruna rastladım ve beğendim. Zaten motorunu buradan biliyordum. Aradım konuştuk, sağolsun çok güzel anlattı hiç yorulmadan. Fakat '2-3 arkadaş bakacak bugün, büyük ihtimal alır birisi' dedi ve o kadar yol yapıp eli boş dönmek istemedim. Buradan kendisine selamlar.
Konya Cihanbeyli'de buldum. 940 km de, çiziksiz,2013 modeldi. Fiyat olarak gidilmesi zor yer olduğu için de uygundu. Aradım konuştuk ve 7.250 ye anlaştık Yüksel beyle. Bursa'dan Cihanbeyli'ye 600 km yol gidecek ve motoru alıp dönecektim. Bulabildiğim bütün sürüş eğitim videolarını tekrar izledim. Montum eksikti, onu da sağolsun Mehmetcan arkadaşımdan aldım. Gözümü kararttım ve gittim.
Motoru ilk görüş anım:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2110.11.05.md.jpg
Motorun sahibi Yüksel beyin Fz8 i de vardı, cbr boşuna diye satışa koymuş. Neyse kahvaltı,satış işlemleri falan derken aldım motorumu. İnternette Cihanbeyli-Eskişehir arasını 250 km olarak görmüştüm, fakat 400 km civarı imiş. Yol Tarifimi de aldım yola çıktım.
Yola Çıkarken motorun km'si:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2110.59.27.md.jpg
Yol fotorafları:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2110.54.52.md.jpg
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2114.16.19.md.jpg
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2115.26.07d.md.jpg
Eskişehir'e kadar olan 400 km beni oldukça yormuştu. O yüzden orada ev arkadaşımın evinde 1 gece kaldım. Sabah Honda servisine gittim ve 1000 bakımını 1345 km'de yaptırdım. Bu hiç hoşuma gitmemişti fakat,elim mahkumdu. Eskişehir'den Bursa'ya 160 km yolum vardı ve gazladım.
Pek fotoğraf çekemedim. Şunun dışında:):
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2116.05.33.md.jpg[/url]
Ve Bursa'ya vardığımda bir kaç ufak şehir içi gezmeleri sonrası motorun km'si:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2418.23.12.md.jpg[/url]
Gelir gelmez Mehmetcan kardeşimle zincir ve wd40 işine girdik:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2518.14.37.md.jpg[/url]
Sonunda motosiklet almıştım, 125 cc olsa bile hiç önemi yoktu. Şu an o motorsuz geçen 1 yılın inadına tiril tiril geziyorum :bounce: Şu an 2 bin kmlerde.
Uzun yolla ilgili deneyimlerim de şöyle:
-Her 60-70 km de bir 15 dklık molalar verdim.
- Her molada bol bol su ve bulabilirsem enerji içeçeği tükettim.
- Yüksek devir olsa da tehlikeye girmek istemedim ve 90-100 km hızla seyrettim.
- 1 kere polis durdurdu, rutin motosiklet kontrolüydü. Beni bilinçli gördü herhalde, sadece ehliyete baktı geçti.
- Kulak tıkacı almadığıma bin pişman oldum.Kesinlikle almalısınız.
- Bacaklarım çok ağırdığı için başlangıçta ve molalarda esnetme hareketlerini ihmal etmedim.
- Konya'nın köylerinden birinde 'beni de şuraya bıraksana' diyen adamı arkada çanta var bahanesiyle almadım. Boşa tehlike.
- Kamyon,tır ve otobüsleri geriden hızlanara geçtim. Rüzgarlarında gidonu serbest bırakıp rüzgar yönüne yattım.
- Yola çıkmadan lastik basınçlarını kontrol ettim. Motorun sıkılabilecek bütün vidalarını sıktım.
- Yolun başında dizliği kotun dışına taktım ve deponun altındaki plastikte ince çizikler oluştu :pr: Farkedip kotun içine taktım, bu sefer de terletti.
- Çoğunlukla sağ şerite seyrettim.
- Kaskımın güneş vizörü yoktu, yanıma güneş gözlüğü de almamıştım. Karşıdan gelen güneş gözümü aldı.
- Bir ara kaskın vizörü 2 tık açıktı ve yanağıma taş geldi, acıttı da namussuz. Sonrasında hep kapattım.
- Tanıştığım çoğu kişi 'motorla o yol yapılırmı daha yakından alsaydın' dedi.
Aklıma gelmeyen şeyler illa ki vardır. Uzun oldu tabi, fakat azı da gönlüm kabul etmezdi. Allah hepinize daha iyilerini nasip eder umarım. Okuyan okumayan herkese de teşekkürler.
Saygılar.
Bundan önce motosiklet geçmişimden bahsedeyim. Virüs vücuda girdikten sonra aldığım ilk motor Sym Fiddle 2 idi. Scooter olması, güzel görünmesi ve kolay kullanılması ile gönlümü çeldi. Beyaz renk, vespavari görüntüsü ve yarım kaskla dikkat çeksem de, sakallı ve nispeten sert görünümüme uymuyordu :P Malesef elimde fotorafı yok. Yaklaşık 2 bin km kadar italyanlar gibi tatlı tatlı gezdim. Artık beni kesmediğini farkettim. Sürdüğüm motora daha fazla hükmedebilmeliydim,yani vitesli motor almalıydım.
Temiz motor dışında motora ısınamama gibi bir huyum olduğundan sıfır almaya karar verdim. Ve bir Honda Cb125e sahibi oldum:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/FIL340058902.md.jpg[/url]
Fiddle 2 den sonra görüntü ve pratiklik olarak kaybetsem de, sürüş keyfi olarak üst seviyelerdeydim. Selenin sertliği,devir saatinin olmayışı gibi küçük detayları hoşuma gitmese de, genel olarak memnundum. Sürüş tekniklerinin çoğunu (üzerindeki kenda marka plastik sertliğindeki lastiğe ramen) bu motosikletle öğrendim. İlk kazamı da (duramayıp Bmw tamponuna kafa atmak) bununla yaptım. Kendimi gerçekten motorcu hissetmeme çok yardımcı olmuştu.
Motosiklet virüsünden önce koyu arabacıydım, ve her otomobil sevdalısı gibi ilk arabayı büyük hevesle bekler haldeydim. Cb125 i kullanırken bu fırsat karşıma çıktı ve kışın gelmesiyle de bu isteğime engel olamamıştım. Zor da olsa motorumu yaklaşık 8500 km de sattım.
Ve uzun arayışlar sonrasında 2000 model Renault Clio sahibi oldum.
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/1526093_10152142289451797_812018683_n.md.jpg (http://www.hizliresimyukle.com/image/Pscj)
İlk iki ay mutluydum, herşey güzeldi. Ufak tefek modifiye parçaları taktım, sevgim pekişti. İzmir'de üniversiteyi de kazanınca oradaki arabacılarla takılmaya başladım. Şunu belirteyim ki, hiçbiri motorcu grupları kadar iyi ve içten gelmedi.
Olan oldu ve virüs tekrar harekete geçti. Otomobilimden yavaş yavaş soğumaya başladım. Artık onu sürmek keyif vermiyordu, Cb'nin fotoraflarına bakıp iç geçiriyordum. Motosiklet oyunlarına,videolarına bakmaya başladım. Trafikte gözüm motordan başka bir şey görmüyordu. Ve otomobille trafikte her durduğumda küfür ediyordum. Kesinlikle motosiklet almalıydım, başka çarem yoktu.
Alacağıma o kadar çok inandım ki, izlediğim motosiklet sürüş eğitimi videolarını arabaya uygulamaya başladım. Mesela virajlarda motor sürer gibi virajın çıkışına bakıyor,dizimi açıyordum.( Evet delilikti)
Ne yaptım ne ettim arabayı sattım ve motosiklet bakmaya başladım. O ana kadar neredeyse 20 bin km 125 cc kullanmıştım. Kesinlikle 250 cc alacaktım. Fakat babam otomobilini yükseltmek istedi ve benim 250 cc almam çok zorlaştı. 7 bin-8 bin tl gibi bir miktar vardı elimde. Biraz eski model,çok km li 250 cc alabilirdim fakat temiz ve düşük kmli motor istiyordum,motor olsun da taştan olsun :)
Direk Cbr 125r'lere bakmaya başladım. Sıfırını satmıyorlarmış o yüzden en fazla 5 bin km lerdeki ikinci ellere yöneldim. Ama piyasa uçuktu. Motorun sıfırı zaten 8.450, bizim akıllılar gelmiş 8.400 yazmış 4 bindeki motora. Hadi canım oradan.
Forumdan Ramazan Can isimli arkadaşın motoruna rastladım ve beğendim. Zaten motorunu buradan biliyordum. Aradım konuştuk, sağolsun çok güzel anlattı hiç yorulmadan. Fakat '2-3 arkadaş bakacak bugün, büyük ihtimal alır birisi' dedi ve o kadar yol yapıp eli boş dönmek istemedim. Buradan kendisine selamlar.
Konya Cihanbeyli'de buldum. 940 km de, çiziksiz,2013 modeldi. Fiyat olarak gidilmesi zor yer olduğu için de uygundu. Aradım konuştuk ve 7.250 ye anlaştık Yüksel beyle. Bursa'dan Cihanbeyli'ye 600 km yol gidecek ve motoru alıp dönecektim. Bulabildiğim bütün sürüş eğitim videolarını tekrar izledim. Montum eksikti, onu da sağolsun Mehmetcan arkadaşımdan aldım. Gözümü kararttım ve gittim.
Motoru ilk görüş anım:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2110.11.05.md.jpg
Motorun sahibi Yüksel beyin Fz8 i de vardı, cbr boşuna diye satışa koymuş. Neyse kahvaltı,satış işlemleri falan derken aldım motorumu. İnternette Cihanbeyli-Eskişehir arasını 250 km olarak görmüştüm, fakat 400 km civarı imiş. Yol Tarifimi de aldım yola çıktım.
Yola Çıkarken motorun km'si:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2110.59.27.md.jpg
Yol fotorafları:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2110.54.52.md.jpg
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2114.16.19.md.jpg
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2115.26.07d.md.jpg
Eskişehir'e kadar olan 400 km beni oldukça yormuştu. O yüzden orada ev arkadaşımın evinde 1 gece kaldım. Sabah Honda servisine gittim ve 1000 bakımını 1345 km'de yaptırdım. Bu hiç hoşuma gitmemişti fakat,elim mahkumdu. Eskişehir'den Bursa'ya 160 km yolum vardı ve gazladım.
Pek fotoğraf çekemedim. Şunun dışında:):
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2116.05.33.md.jpg[/url]
Ve Bursa'ya vardığımda bir kaç ufak şehir içi gezmeleri sonrası motorun km'si:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2418.23.12.md.jpg[/url]
Gelir gelmez Mehmetcan kardeşimle zincir ve wd40 işine girdik:
http://www.hizliresimyukle.com/images/2014/08/04/2014-07-2518.14.37.md.jpg[/url]
Sonunda motosiklet almıştım, 125 cc olsa bile hiç önemi yoktu. Şu an o motorsuz geçen 1 yılın inadına tiril tiril geziyorum :bounce: Şu an 2 bin kmlerde.
Uzun yolla ilgili deneyimlerim de şöyle:
-Her 60-70 km de bir 15 dklık molalar verdim.
- Her molada bol bol su ve bulabilirsem enerji içeçeği tükettim.
- Yüksek devir olsa da tehlikeye girmek istemedim ve 90-100 km hızla seyrettim.
- 1 kere polis durdurdu, rutin motosiklet kontrolüydü. Beni bilinçli gördü herhalde, sadece ehliyete baktı geçti.
- Kulak tıkacı almadığıma bin pişman oldum.Kesinlikle almalısınız.
- Bacaklarım çok ağırdığı için başlangıçta ve molalarda esnetme hareketlerini ihmal etmedim.
- Konya'nın köylerinden birinde 'beni de şuraya bıraksana' diyen adamı arkada çanta var bahanesiyle almadım. Boşa tehlike.
- Kamyon,tır ve otobüsleri geriden hızlanara geçtim. Rüzgarlarında gidonu serbest bırakıp rüzgar yönüne yattım.
- Yola çıkmadan lastik basınçlarını kontrol ettim. Motorun sıkılabilecek bütün vidalarını sıktım.
- Yolun başında dizliği kotun dışına taktım ve deponun altındaki plastikte ince çizikler oluştu :pr: Farkedip kotun içine taktım, bu sefer de terletti.
- Çoğunlukla sağ şerite seyrettim.
- Kaskımın güneş vizörü yoktu, yanıma güneş gözlüğü de almamıştım. Karşıdan gelen güneş gözümü aldı.
- Bir ara kaskın vizörü 2 tık açıktı ve yanağıma taş geldi, acıttı da namussuz. Sonrasında hep kapattım.
- Tanıştığım çoğu kişi 'motorla o yol yapılırmı daha yakından alsaydın' dedi.
Aklıma gelmeyen şeyler illa ki vardır. Uzun oldu tabi, fakat azı da gönlüm kabul etmezdi. Allah hepinize daha iyilerini nasip eder umarım. Okuyan okumayan herkese de teşekkürler.
Saygılar.