PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kim istemez motoru su ile tasarruf etsin?



babaduru
09 Şubat 2013, 01:57
Selamlar.

İnternette dolanırken bu tarz videoları izleyip %30-40 tasarruf edildiğini duydum ve araştırmaya başladım:

Çok fazla kimya bilgim olmadığı için kendi anladığım kadarını anlatmaya çalışayım.Suya akım verdiğimizde suda bi fokurdama görüyoruz bu hidrojen ve oksijenin birbirinden ayrılması ile oluşan hava kabarcıkları oksijen ve hidrojen yanıcı olduğuna göre bu gazlardan yararlanmak lazım malum sıvı altın 5 lira.

Ben bizzat merak edip bi motosiklet aküsü büyüklüğündeki bi akü ile basit bi deney yaptım gerçekten çalıştı ve çıkan gazları yakmayı başardım.Ancak motosiklet üzerinde bu işi uygulamaya gelince çıkan gazlar oksijen ile hidrojen olduğu için tehlikeli olabilir bu yüzden bu gazları depolamamak gerekli(Benim düşüncem)Motosikletlere aşağıdaki videolarda olduğu gibi bir elektroliz kabı ile sürekli hidrojen ve oksijen elde edebiliyoruz ve bunun bi tehlikesi yok ama motoru tamamen bu gaz ile çalıştırmak biraz zor çünkü çok fazla gaz elde edemiyoruz daha fazla gaz elde etmek için yüksek akımlar gerekli buda bizim motosikletin aküsünü yeterli olmayacağını gösteriyor.

Ben yarın çalışmalara başlayıp bir dizel araçta bu tarz bir elektroliz kabı ile deneme yapmak istiyorum ama önce malzeme toplamam lazım paslanmaz çelik levha lazım ki bunu ancak sanayide bulabilirim sanayide uzak olduğu için gerekli malzemeleri toplamam uzun sürecek gibi ama en kısa sürede bunu yapmak istiyorum.

Konu ile ilgili bilgisi ve deneyimi olan abilerin yorumlarını beklerim...


http://www.youtube.com/watch?NR=1&feature=endscreen&v=uQB4ymrckBo
Ve diğer videolar...
http://www.youtube.com/watch?v=FzyJih5ZDZo

http://www.youtube.com/watch?v=Y5lFJvRTU_w

http://www.youtube.com/watch?v=3ioBVduLX4s

egelim 43
09 Şubat 2013, 02:09
Herhangi bir bilgim ve deneyimim olmamakla birlikte seni tebrik ediyorum :rendeer: konununda takipçisi olacağım :cat:

rapsy_09
09 Şubat 2013, 02:17
Mondial 150 MC sayfasında bu işi yapan bir arkadaş vardı.Arabada ve motosiklette test ediyorlardı.Test motoru mc olduğundan oraya yazmış.Aradığım bilgileri oradan bulabilirsin


Selamlar herkese,
Takip edenler bilecektir benzin ve hidrojenle çalışan hybrit sistemler üzerinde çalışıyordum. ar-ge çalışmaları yol testleri derken baya mesafe katettik çok iyi sonuçlara ulaştık. Birlikte çalıştığım mühendis arkadaşlarımında büyük emeği var. Şuanda sistemi seri üretiyorum ve 3 ayrı ülkeye ihraç ediyorum. Birçok ülkeden de ilgilenenlerle görüşme halindeyim.
Geliştirme işinde mondialin rolü büyük. Yaklaşık 4000km lik testi motorumla yaptık. Aynı koşullarda normalde bir depo ile 420-450 km yol gidebiliyordu. Şuanda sistemle 620-650km gidiyor. Ayrıca yağ değişim süresini uzatması, egzos emisyonlarını düşürmesi, motor sesini azaltması gibi birçok faydası daha var.
Burada tabi amaç motor değil hususi ve ticari araçlardı. toplamda yapılan testler 60.000km yi geçti. Araçlara göre değişmekle birlikte ortalama %15 ila 30 arasında tasarruf elde ettik.
Foruma girmeyeli uzun zaman olmuştu. İsak arkadaşımızın sorusunu görünce ilgilenilmesine sevindim.
Öncelikle sistemin verimli olması en önemlisi. Az elektrikle çok gaz üretmesi özellikle motorlarda çok önemli. Bundan sonra elektronik devreyle akımın kontrolünü sağlamalısınız. Çünkü motor sadece 7amp üretebiliyor.
Motoruma koyduğum sistemi 4,5amp de çalıştırıyorum. Bunu kontrol devresi olmadan yapmak imkansız.

http://c1211.hizliresim.com/13/u/gb0d9.jpg

http://c1211.hizliresim.com/13/u/gb0gt.jpg

http://c1211.hizliresim.com/13/u/gb0k3.jpg

http://c1211.hizliresim.com/13/u/gb0ku.jpg

http://c1211.hizliresim.com/13/u/gb0lf.jpg

azizsele
09 Şubat 2013, 02:49
az çok bildiklerimi yazmak istiyorum öncelikle suya elektirik verirseniz normal olarak ısınır aslında bütün metaller ve iletkenler elektrik akımına maruz kalınca ısınır az veya çok çünkü akıma karşı bir direnç gösterir bunun sonucunda mesela su kaynar metaller kızarır ve erir ( krom fabrikalarında elektrik enerjisi kullanılır on binlerce amperlik akıma maruz kalan krom cevheri erir ve o şekilde şekil verilir ) su kaynayınca formu değişir yani buhar olur hidrojen-oksijen ayrımı olmaz...evdeki kattle ve elektirikli cezvelerde de aynısı olur...buna rağmen bahsi geçen fikir bildiğim kadarıyla şu anda uygulamada...Haliç kıyısında kurulan bir tesisle sudan hidrojen elde ediliyor ve bu hidrojen bazı araçlarda yakıt olarak kullanılıyor. yanlış hatırlamıyorsam bir çeşit deniz taşıtında yapılıyordu bu... herşeye rağmen merak iyidir ve bu çeşit çalışmalar teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.. amerikada her yıl binlerce patent alınıyor en saçma fikirler bile belki de yüz yıl sonra projeye dönüşüp akıl almaz gelirler kazanılmasına sebep oluyor mesela kutu içeceklerin açma halkası buna bir örnek.. :) açma halkasından milyonlarca dolar kazanacağınızı düşünsenize.. bizde ise patent nasıl alınır bilinmiyor bile ... herhangi bir konuda patent almaya kalksak doğduğumuze pişman eder bürokrasi...MİT ve Polis soruşturmasına uğrayacağımıza %100 eminim :)

büyükşehir belediyesi ve Hyundai ortak çalışmasıymış

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22019103.asp

babaduru
09 Şubat 2013, 12:08
az çok bildiklerimi yazmak istiyorum öncelikle suya elektirik verirseniz normal olarak ısınır aslında bütün metaller ve iletkenler elektrik akımına maruz kalınca ısınır az veya çok çünkü akıma karşı bir direnç gösterir bunun sonucunda mesela su kaynar metaller kızarır ve erir ( krom fabrikalarında elektrik enerjisi kullanılır on binlerce amperlik akıma maruz kalan krom cevheri erir ve o şekilde şekil verilir ) su kaynayınca formu değişir yani buhar olur hidrojen-oksijen ayrımı olmaz...evdeki kattle ve elektirikli cezvelerde de aynısı olur...buna rağmen bahsi geçen fikir bildiğim kadarıyla şu anda uygulamada...Haliç kıyısında kurulan bir tesisle sudan hidrojen elde ediliyor ve bu hidrojen bazı araçlarda yakıt olarak kullanılıyor. yanlış hatırlamıyorsam bir çeşit deniz taşıtında yapılıyordu bu... herşeye rağmen merak iyidir ve bu çeşit çalışmalar teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.. amerikada her yıl binlerce patent alınıyor en saçma fikirler bile belki de yüz yıl sonra projeye dönüşüp akıl almaz gelirler kazanılmasına sebep oluyor mesela kutu içeceklerin açma halkası buna bir örnek.. :) açma halkasından milyonlarca dolar kazanacağınızı düşünsenize.. bizde ise patent nasıl alınır bilinmiyor bile ... herhangi bir konuda patent almaya kalksak doğduğumuze pişman eder bürokrasi...MİT ve Polis soruşturmasına uğrayacağımıza %100 eminim :)

büyükşehir belediyesi ve Hyundai ortak çalışmasıymış

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22019103.asp

Patenti alındığını biliyorum ama benim çalışmam daha çok kendi projem olması üzerine.Birde kattle de suyu kaynatsanızda aynı olur demişsiniz yani ben buhar alıp onumu yaktım ? Buhar yanıcıysa buhar türbünleri neden var ? (Kafam karıştı) Yani sonuç olarak buhar mı yanıyo benim bildiğim kadarıyla buhar suyun ısınıp gaz hale geçmesidir bu nasıl yanabilir?

iptaluyelik02
09 Şubat 2013, 22:28
Dostlar,çok afedersiniz ama bu işler boş işler.
milyonlarca dolar yatırıp ARge tesisleri kuranlar bunu bilemiyor mu zannediyorsunuz?
İnternetten bi araştırın su ile çalışan araba mevzuunu,
Bu işi Türkiyeye ilk getiren Antonio De Marco diye bi herif bulmuşlardı,(isim de silme üçkağıt kokuyor zaten,Sözüm meclisten dışarı,Ali Kaya,Ali Yılmaz tarzı çokça rastlanabilecek bir isim zaten)
Ben bu işlerde organizeyi yapacak şirketin en büyük bayisinin işlerini yapıyordum.Tüm tantım çalışmaları da en büyük bayinin işyerinde yapılıyordu.
Antonio De marco'un Brezilya'da yaşayan italyan asıllı bir Makina Mühendisi olduğu filan söylendi,sonra ben bunu bi sııkştırdım teknik izahat istedim,Etrafta benden başka dil bilen yokmuş gibi ben atladım olaya) ne mal olduğu ortaya çıktı ulan aslın italyansa iyi kötü anandan babandan üç beş kelime duyarsın hesabına zorladım ben bunu.İtalyancası tırt çıktı,İngilizce zaten a few kıvamında.,Ulen bu herif martavalcının teki,insanların dolandırılmasına alet olmayayım deyip sıyrıldım işin icinden..
Sonra işin b.ku çıktı,işin icine mafya girdi.Birileri vuruldu niye?
çünkü büyük bir dümen var,kerizin bol olduğu bir ülkede yaşıyorduk ve o kadar kerizi sadece üç beş kişinin söğüşlemesine izin vermediler :)
Sonra bakanlık açıklama yaptı,"bu işler yalan dolan" diye.
Şimdi işin özü şu,Hangi motora havayla karışık su buharı verirseniz az yakar,şaşırır çünkü.
Lodos havalarda tüm araçlar az yakar çünkü havada nem fazladır.
Ha bu çok dikkate değer tasarruf mudur.asla.Sadece çok az bir miktarı ifade eder,Toplama baktığında poyrazda da fazla yaktığınla yok olur gider o tasarruf zaten.
tıpkı o mıknatıs mevzuunda olduğu gibi,yok efendim eko 66 falan gibi saçma skimsonik cihazlarla tasarruf yapıyorlarmış da benzini mazotu atomuna ayırıyorlarmış,yok öyle bir sey.
bir kaç uyanık üç kuruşluk mıknatısla benzini elektronlarına filan ayıracak da tasarruf olacak öyle mi?
dünyadaki o kadar otomotiv firması,yüzbinlerce mühendis dururken sen evin kömürlüğünde o icadı yapıp da ekonomi sağlarsan bu hayatın olağan akışına aykırıdır bi kere.

alikan
09 Şubat 2013, 23:36
sizin bu dedinizin bir deyişiyini deden tarla sulamak için kullandıgı motorda yapıyorduk olumsuz yönü motor ip ile çekilerek çalıştırılıdu ve tasaruf etmek için en az 10-15 kere çekmek lazımdı çalıştıra bilmek için.

sebebi dedem tasaruf amaçlı benzine su katıyodu köyde motor ne yakıyor sorususa su yakıyo bişey deyil

gibi laflar eder kahvede hava atardı zavallı motor bir gün tarlayı sularken tarlanın başına gelen(motor yardımıyla) su kesilmişte sanırım motor istop etti diye düşündüm yanına gittiyimde 2metrekarelik bir alan yanıyordu

demem o ki bunlar ne kadar sağlıklı motor üstünde giderken horon tepmek giç hoş olmaz

babaduru
10 Şubat 2013, 00:33
İlk başta bende yalan dolan olduğunu böyle birşey olsa muhakkak bi araç üreticisi kullanır diye düşünmüştüm dedimki ne kaybederim 2. video dakine yakın bir iş yapıp çıkan buharı yakmayı başardım,ortada yanıcı bişey olduğuna göre benim bunu bi şekilde kullanmam gerekir diye düşünüyorum.Rüzgar durumuna göre yakış farklılığına gelince hangi motora giren havanın basıncı düşer yada yükselirse motorun yakışı değişir yada performansı düşer biçok motorda atmosfer basıncı ölçen sensörler mevcuttur bunlar düşük atmosfer basıncında yakıtı kısıtlayarak dengeli yanma sağlarlar yani bahsi geçen rüzgar konusu motora giren havanın değişkenliği ile meydana gelen bişeydir ama benim yapacağım işde ben motora sürekli hidrojen ve oksijen verip yakıtı kısıcam böylece motora giden yakıt azalıp hidrojen yanmaya başlıyacak.Elde ettiğim gazda oksijen bulunduğu için motora dengeli yanma sağlamam hiçte anormal değil.Bende olumsuz düşünmüştüm ama uygulamadan olumlu yada olumsuz bi karar vermeyi düşünmüyorum deneyip görmek istiyorum yani YA TUTARSA. :)

alikan
10 Şubat 2013, 00:36
abi böğle bir şey olursa ve bunu bir motorsikletci bulursa ve motorda kullanırsa

motor kullanan kişilere deli gözüyle bakıyolar(1000cc lik bir canavarı 2 bacağın arasında tutmak ve 299km hıza ulaşmak)birde sua elektirik veme girerse bu olaya ben evde kalırım ya

babaduru
10 Şubat 2013, 00:36
Benzine su katmak ne kadar mantıklı yorum yapamıcam ama o iple çalışan su motorlarında bende çok çektim çok nazlı çalışıyorlar birde yakıtın içinde su varsa vay halimize :)

asesmest
10 Şubat 2013, 00:37
babaduru kardeş daha önce bu sistemi çok kez uygulamış biri olarak bilgi vereyim ! işin esası suyu elektroliz ederek atomlarına ayırmak yani suyu oluşturan hidrojen ve oksijeni açığa çıkarmaktır. suyun buharlaşmasıyla hiçbir alakası yok. hidrojen benzinden 2,5 kat daha yanıcı ve parlayıcı oksijen ise doğal yakıcıdır. wrcharun arkadaşta tam olarak bunu yapmış basit bir düzenekle akü akımını kullanarak suyu elektroliz etmiş ortaya çıkan gazları havagirişinden motorun içine vermiş. karburatör normal hava benzin karışımı yanında doğal olarak hava girişine yakın bir yerden verildiği için bu gazlarıda motorun içine göndermiş. hava benzin karışımına dahil olan gazlar yapıları gereği oranları açısından muazzam bir etki eder. yani patlama ve parlama çok daha etkili olduğu için yanmadan dışarı atılan ve havayı kirleten yakıtın tamamen yanmasına neden olur buda hem performans hemde tasarruf demektir. ayrıca pistonlarda yanma odasında siboplarda kurum oluşumunu engeller buda motorun ve yeğın temiz kalmasını sağlar. içten yanmalı tüm motorlarda dizel benzin lpg farketmez kullanılabilir. ancak yeni nesil oksijen sensörlü akışmetreli araçlarda çalışsada arıza lambası yakabiliyor. ve hidrojen oranı zengin karışımdan daha yüksek oranlarda olursa daha karışım emme manıfoldunda iken patlama oluşabiliyor. ama zaten akü voltajımızla bu denli yüksek hidrojen elektrolizi istesekte yapamayız. bu işler boş diyen arkadaşlar boş kelleden sallamasyon yapıyorlar. 93 model 1.6 mazda lpgli araçta %17 tasarrruf ve benzinde çalışıyormuşçasına performans sağlamıştım 2 yıl önce. bu basit sistem 80lerden beri uygulanıyor. Sallamadan önce araştırın !

teknikhoca
10 Şubat 2013, 00:55
http://library.cu.edu.tr/tezler/6972.pdf

Çukurova üniversitesinde çok güzel bir tez çalışması var. İlgilenen arkadaşların incelemesini öneririm.

Ayrıca Gazi üniversitesinde yıllar öncesinde yapılmış güzel bir çalışma da aşağıdaki linktedir.

http://data.obitet.net/obitet/alternatif_enerji/hirojen_arabada_kullanimi.htm

hidrojen araç teknolojisinde geleceğin yakıtıdır. Yapılan yalışmalar ister amatör ister profesyone olsun Taktire ve övgüye şayan çalışmalardır.

babaduru
10 Şubat 2013, 18:20
Kaç gündür araştırma yapıyorum kimse olumlu birşeysöylememişti herkes yapamassın bi akıllı senmisin gibi şeyler söylüyorlardı bende inadına yapmak istiyordum olumlu yanıtlar için çok teşşekür ederim.Moralim düzeldi.

tooglu
10 Şubat 2013, 19:09
Piyasada satılan bir kit varmı bunu motorsiklette kullanabilmemiz için ? yada kullanabilecek-miyiz ? yada birilerinin fantezisi olarak mı kalacak ?
çünkü burada anlatılan sıradan bir insan için fantastik kalıyor.

---------- Mesajlar birleştirildi - 17:09 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:56 ----------

çünkü sıkca görmeye başladık.yakıt hortumuna takılan tasarruf mıknatısı.otomobil çakmağına takılan tasarruf cihazı türünden şeyleri.Onlar pek cazip gelmiyor çünkü.inandırıcı.

hello_moto
10 Şubat 2013, 19:33
babaduru kardeş daha önce bu sistemi çok kez uygulamış biri olarak bilgi vereyim ! işin esası suyu elektroliz ederek atomlarına ayırmak yani suyu oluşturan hidrojen ve oksijeni açığa çıkarmaktır. suyun buharlaşmasıyla hiçbir alakası yok. hidrojen benzinden 2,5 kat daha yanıcı ve parlayıcı oksijen ise doğal yakıcıdır. wrcharun arkadaşta tam olarak bunu yapmış basit bir düzenekle akü akımını kullanarak suyu elektroliz etmiş ortaya çıkan gazları havagirişinden motorun içine vermiş. karburatör normal hava benzin karışımı yanında doğal olarak hava girişine yakın bir yerden verildiği için bu gazlarıda motorun içine göndermiş. hava benzin karışımına dahil olan gazlar yapıları gereği oranları açısından muazzam bir etki eder. yani patlama ve parlama çok daha etkili olduğu için yanmadan dışarı atılan ve havayı kirleten yakıtın tamamen yanmasına neden olur buda hem performans hemde tasarruf demektir. ayrıca pistonlarda yanma odasında siboplarda kurum oluşumunu engeller buda motorun ve yeğın temiz kalmasını sağlar. içten yanmalı tüm motorlarda dizel benzin lpg farketmez kullanılabilir. ancak yeni nesil oksijen sensörlü akışmetreli araçlarda çalışsada arıza lambası yakabiliyor. ve hidrojen oranı zengin karışımdan daha yüksek oranlarda olursa daha karışım emme manıfoldunda iken patlama oluşabiliyor. ama zaten akü voltajımızla bu denli yüksek hidrojen elektrolizi istesekte yapamayız. bu işler boş diyen arkadaşlar boş kelleden sallamasyon yapıyorlar. 93 model 1.6 mazda lpgli araçta %17 tasarrruf ve benzinde çalışıyormuşçasına performans sağlamıştım 2 yıl önce. bu basit sistem 80lerden beri uygulanıyor. Sallamadan önce araştırın !


Hocam tasarruf etmişsin, eline sağlık.

Sürücü, yolcu için, yangın güvenliği, çarp(ış)ma anında ne oluyor ? Motor ömrünü nasıl uzatıyor ya da tasarım sıcaklığının üzerinde mi bir yanma sağlıyor ? Onları da yazsaydın...

Motorun, yağın temiz kalması değil de, örneğin, yağın 10.000 km yerine 20.000 km de değişmesini sağladık gibi bir cevap hakikaten muhteşem olurdu.

babaduru
10 Şubat 2013, 20:52
TOOGLU kit olarak satılmıyor ama takan yerler olduğunu duydum 600 lira gibi bi fiyat istiyorlar ama motosikletlere takarlarmı bilmiyorum.

---------- Mesajlar birleştirildi - 20:52 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:41 ----------

HELLO_MOTO:Çarpışma anında herhangibir tehlikesi yok denecek kadar düşük depolamadığımız sürece.Motor ömrü olayıda temiz yağ ile çalışdığı için ömrü uzayabilir.Yağın kirlenme sebebi yanmamış yakıt kalıntılarıdır bunlar yağın cabuk bozulmasına neden olur bizim elde ettiğimiz gaz HHO olarak isimlendirmişler yani hidrojen ve oksijen karışımı daha yanıcı olduğu için kalıntı olayı yok denebilir.Bunların nerden biliyosun derseniz Motor meslek 4.sınıf öğrencisiyim yani ben bu işin okulunu okuyorum :) :)

hello_moto
11 Şubat 2013, 00:41
Sevgili Babaduru, ben de makina mühendisiyim. Onun için sordum. Herhangi bir test prosedürü uyguladınız mı diye.

Çalışma azmini destekliyorum.

Umarım somut veriler elde edebileceğein ortamlarda çalırsın. Sonra da bizimle bu verileri paylaşırsın.

babaduru
17 Şubat 2013, 22:58
Elimden geldiğince bişeyler yaptım istediğim kadar HHO gazı elde edemesemde çalışmalar sürüyor ama ne kadar fazla akım çekebileceğini görmek için biraz zorladım ve 50 amperlik bi köprü diyotu patlattım bu parçayı bulmak oldukça zor bunun için bi süre ara verdim diyotun gelmesini beklicem. Şuan ki amacım 10 amper ile en fazla gazı elde etmek...

http://img456.yukle.tc/images/630ABCD0002.JPG (http://bit.ly/V0BZqe)

http://img469.yukle.tc/images/6777ABCD0006.JPG (http://bit.ly/V0BZqe)
Su kabının kapaktan hava alması mantıklı gelmemişti ama ne yazıkki hava alıyo buda teknolojinin son harikası naylon ile kapak sıkma :)
http://img471.yukle.tc/images/6783ABCD0007.JPG (http://bit.ly/V0BZqe)

http://img469.yukle.tc/images/1266ABCD0008.JPG (http://bit.ly/V0BZqe)
Buda kendi yaptığım kuluçka makinam :)
http://img455.yukle.tc/images/5179ABCD0009.JPG (http://bit.ly/V0BZqe)

Seko
18 Şubat 2013, 14:51
Bir kere elektroliz ile suyu ayrıştırmak için harcadığınız enerji, yaktıktan sonra elde edeceğiniz enerjiye eşittir. Hidrojeni yakıtla birlikte yakarsanız tabi ki yakıtta bir azalma olacaktır ama toplamda yapılan iş değişmez. İkincisi, motoru yolda besleyecek hızda ayrıştırmayı motor üzerinde yapamazsınız. Üçüncüsü de hidrojeni depolayamazsınız. Zaten şu anda hidrojenle giden araçların yapılamamasındaki en büyük engel budur. Hidrojeni yüksek basınç altında tutmak çok zordur. Şöyle diyeyim, bildiğiniz büyük oksijen tüpleri içinde hidrojen depolarsanız, araç ancak 10 - 15 km falan gider. Daha fazla basamazsınız çünkü o kap onu içerde tutamaz. Moleküller çok küçük olduklarından dışarı sızmaya başlarlar hatta tübün molekül yapısını zbozarak onu kırılgan hale getirirler (hidrojen gevrekliği).

Ha, depolamanın bir yolu var mı ? Var, depoda bor kullanmak. Türkye'de bunu yapacak teknoloji var mı ? Yok.

Tolga Can
18 Şubat 2013, 18:11
Ülkenin zeki insanlara ihtiyacı var. Azminizden dolayı sizi tebrik ediyorum. Çalışmalarınızın takipçisiyim. umarım istediğiniz şeyi elde edersiniz.
Basit fikirler yada hayaller zamanla gerçeğe dönüşecektir. Bunun illa avrupan çıkması şart değil. Patent almasını bilmiyoruz ama şeytansı zekaya sahibiz.
Sizin gibilere her zaman özenmişimdir. Cehalet çok kötü bir şey, Gerçi Düz lise Türkçe-Matematik mezunuyum :P , Ancak insanın meslek sahibi olması ve onu geliştirmesi çok daha güzel.
Bende arkadaşıma ekobisin ilk çıktığı zaman, bunu güneş enerjili yapsak sabahtan akşama kadar gezeriz demiştim. hayaldi hala hayal. Senin gibi biri el atmadığı sürece de öyle kalacak :(

mehmetmumtaz
18 Şubat 2013, 18:45
Elimden geldiğince bişeyler yaptım istediğim kadar HHO gazı elde edemesemde çalışmalar sürüyor ama ne kadar fazla akım çekebileceğini görmek için biraz zorladım ve 50 amperlik bi köprü diyotu patlattım bu parçayı bulmak oldukça zor bunun için bi süre ara verdim diyotun gelmesini beklicem. Şuan ki amacım 10 amper ile en fazla gazı elde etmek...

Usta metal kılıflı 1N3288A (http://www.datasheetcatalog.org/datasheet/microsemi/COE-47.pdf) diyotları var köprü yerine bunlardan kullan 100A 100v değeri , Allah yar ve yardımcın olsun.

sessizsakin
18 Şubat 2013, 21:31
Selam, böyle işleri çok seven birisi olarak bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak isterim.

Öncelikle, sudan hidrojen elde etme konusunda bariz ve önemli uyarımı yapayım. sıradan çeşme suyu yada diğer sular, içlerinde bir çok element barındırır. ayrıca standart yöntemle elektroliz yapabilmek için suya bir katkı maddesi koymanız gerekir. koyacağınız katkı maddesini iyi seçmelisiniz. aksi halde klor gazı gibi zehirli gazlar açığa çıkar. çok küçük bir az bir klor gazı bile tıbbi müdahale gerektirecek zarar verebilir.

Gerekli güvenlik önemlerini almadan denemeler yapmayın. evde yapacağınız denemelerde normal sularda bir birikme, pislenme sararma yeşerme görebilirsiniz. bunlar sizi zehirlemeye hazır sonuçlar.

Günümüzde endüstride kullanılan değişik yollar var. Genelde hidrojenin fosil yakıtlardan ve bitkisel kaynaklardan elde edilmesi gayet kolay oluyor.

Elektroliz en son tercih edilen yöntem çünkü diğer yöntemleri uygulaması daha kolay. Ama bu elektrolizi anlamsız yada başarısız kılmaz.

Barajlardaki elektrik santrallerinde, santral kapalı olmadığı sürece elektrik üretilir. Ancak o muazzam miktarda elektriği depo edecek bir sistem bulunmamakta. o kadar akü yok dünyada :D

Barajın elektrik üretme kapasitesi 100 ise, ve o sırada barajdan çekilen elektrik 60 ise, artan 40 birim elektrik değişik amaçlarla birlikte elektroliz ile gaz üretmekte de kullanılır.

----------------

Standart yöntemde, saf su elektriği iletmediği için, elektriği iletebilsin diye içine katkı maddesi koyulur. katkı maddesi en basitinden su yada karbonat olabilir. tam hatırlamıyorum ama, en zararsızı hidrojen peroksit miydi neydi öyle ilginç bir kimyasal.

Su elektriği ilettiği zaman, Birbirine elektriksel bir yolla bağlanmış hidrojen ve oksijen atomları, bu elektrik desteğini dışardan karşıladıkları için ayrışırlar ( su molekülü, hidrojen ve oksijenin kovalent bağından oluşur. Oksijen, ihtiyacı olan eksik iki elektronu bulabilmek için iki tane hidrojen atomunun elektronunu çalar. elektronunu bırakmak istemeyen hidrojen hayatının kalanını o oksijen atomuna bağlı geçirir :)... )

Ancak bu standart yöntemde Bir çok araştırma 1.2 voltta elektrolizin en verimli olduğu sonucuna varıyor. Ancak büyük bir hücre yaparsan çok akım çekiyor. küçük bir hücre de yeterli verim vermiyor. çareyi seri bağlanmış bir çok hücrede arayanlar da var.

------------------

Elektrolize 1995'lerde bir de alternatif bir icat geldi. stenley meyer diye bir adamın ortaya attığı bir fikir.

Saf su elektriği iletmez. ancak Elektrik gariptir. bir madde x voltajda elektriği iletmezken, voltajı darbeler halinde verirsen, uygun bir frekansta elektriği iletebiliyor.

Suyun bağlarıını pulse train denen bir elektrik darbeleme yoluyla kırmanın kolay olduğunu, hatta saf suyun da bu şekilde ayrıştırılabildiği söyleniyor.

Elbette bu yöntem çok fazla araştırma gerektiren bir konu. frekans, rezonans çok fazla bilimsel konular.

özellikle işin içine elektrik, frekans ve maddenin rezonansı girince herşey mümkün gibi birşey :)

Biraz elektronik ve temel fizik bilgisi ile bir çok kaynaktan tekniği anlamak mümkün.

Tabi ben deneyip kendim görmedim. Ancak Bu güne kadar büyük çaplı enerji kullanımı için uygulanmayışının sebebinin hep ekonomik-politik sebepler olduğunu düşünüyorum.

Günümüzde bütün ulaşım ve hayatın işleyişi ile ilgili gerekli enerji inanılmaz bir piyasa, hidrojenin evde yapılacak üç beş kapla bile üretilip kullanılabilir oluşu, böyle bir piyasanın dünyadan silinmesini istemez insanlar diye düşünmüşümdür hep. dünyanın en çok arasını enerjiye harcıyoruz nede olsa :) kışın ısınmaya yazın gezmeye yakıt yakıyoruz vesselam.

uzun sözün kısası, stenley meyer senin adamın :) biraz araştırırsan bi yerlerde detaylı türkçe kaynak da vardı sanırım.


---------------------

Dizel motorda uğraşılıp uygulanırsa daha mümkün. benzin motorunda uygulaması çok da verimli değil gibi.

Hidrojen çok hızlı alevleniyor. benzin ise o kadar hızlı değil.

Normal benzin motorunda, devir yükseldikçe, emme subabı daha kapanmadan ateşleme başlıyor. çünkü benzin poposunu kaldırıp yanmaya başladığında emme subabı kapanmış oluyor ve yakıtın yanma sürecinden böylelikle maksimum verim elde edilebiliyor.

Ancak benzin motoruna hidrojen verirsek, yüksek devirde emme subabı daha kapanmadan ateşleme başlıyor. hidrojen yanıyor. emme subabı kapalı olmadığı ve etrafta bolca oksijen olduğu için emme subabından dışarı karbüratör yada hava filtresine doğru hidrojen yanması gerçekleşiyor. bu da olmasını hiç istemeyeceğimiz birşey.

BU yüzden benzin motorunun ateşlemesinin modifiye edilmesi gerekli. avans ayarı denen ayarlarla oynanmalı. Ancak bu sefer de benzinden alınan verim düşüyor.

Kısacası, benzinli motora hidrojen takviyesi yapmaya çalışmak çok pratik değil. Ya benzinli motoru komple hidrojenle çalıştırmak için modifiyelere gidilmeli, yada hiç kurcalanmayıp sadece benzinle çalıştırmalı :)

Dizel motorda ise olay farklı. dizel motorun enjektörünü söküp yerine buji adapte edersen, buji ateşlemesini de, pistonun en üst noktaya geldiği, emme ve egzos valflerinin kapalı olduğu ilk anda yaparsan yüksek verim alman mümkün. tabi bu durumda dizel yakıtını komple iptal etmiş olman gerekiyor. yada yanma odasına bir delik açıp buji uyarlamalısın.

Benzin, 15 kattan daha fazla sıkıştırıldığında ateşleme olmasa bile basınç ve ısınmadan dolayı alevleniyor. kontrolsüz şekilde yanan benzin motoru kötü etkileyeceğinden, benzinli motorlar en fazla 11 - 12, taş çatlarsa 13 kat sıkıştırma yapıyor.

Dizel motorlarda 30 kat'a kadar sıkıştırma olabiliyor. yani 30 birim hava yakıt karışımını 10 birim hacme kadar sıkıştırıyor. motorda sıkıştırma ne kadar yüksekse, verim o kadar artar.

Sonuç, hidrojen motorunu dizele çevirmek, benzin motorunu çevirmekten daha mantıklı... Ancak enjeksiyon sistemi, buji vs bir çok modifikasyon gerekli.

Benzin motorunda hidrojeni kullanmak için sadece avans ayarının veya ateşleme kontrolünün oynanması gerekli.

Benzin motoru uygulaması kolay, verimi düşük. dizel çok meşakatli, verimi yüksek....

Ama bunlara başlamadan önce, yeterli verimililikte hidrojen üretebilmek lazım.


Ben bildiklerimi paylaştım. Hiç biri %100 doğrudur dediğim birşey yok. benim araştırdığım zamanlarda edindiğim bilgiler.

Kolay gelsin.

piyanist_irf
18 Şubat 2013, 22:44
Dostlar,çok afedersiniz ama bu işler boş işler.
milyonlarca dolar yatırıp ARge tesisleri kuranlar bunu bilemiyor mu zannediyorsunuz?
İnternetten bi araştırın su ile çalışan araba mevzuunu,
Bu işi Türkiyeye ilk getiren Antonio De Marco diye bi herif bulmuşlardı,(isim de silme üçkağıt kokuyor zaten,Sözüm meclisten dışarı,Ali Kaya,Ali Yılmaz tarzı çokça rastlanabilecek bir isim zaten)
Ben bu işlerde organizeyi yapacak şirketin en büyük bayisinin işlerini yapıyordum.Tüm tantım çalışmaları da en büyük bayinin işyerinde yapılıyordu.
Antonio De marco'un Brezilya'da yaşayan italyan asıllı bir Makina Mühendisi olduğu filan söylendi,sonra ben bunu bi sııkştırdım teknik izahat istedim,Etrafta benden başka dil bilen yokmuş gibi ben atladım olaya) ne mal olduğu ortaya çıktı ulan aslın italyansa iyi kötü anandan babandan üç beş kelime duyarsın hesabına zorladım ben bunu.İtalyancası tırt çıktı,İngilizce zaten a few kıvamında.,Ulen bu herif martavalcının teki,insanların dolandırılmasına alet olmayayım deyip sıyrıldım işin icinden..
Sonra işin b.ku çıktı,işin icine mafya girdi.Birileri vuruldu niye?
çünkü büyük bir dümen var,kerizin bol olduğu bir ülkede yaşıyorduk ve o kadar kerizi sadece üç beş kişinin söğüşlemesine izin vermediler :)
Sonra bakanlık açıklama yaptı,"bu işler yalan dolan" diye.
Şimdi işin özü şu,Hangi motora havayla karışık su buharı verirseniz az yakar,şaşırır çünkü.
Lodos havalarda tüm araçlar az yakar çünkü havada nem fazladır.
Ha bu çok dikkate değer tasarruf mudur.asla.Sadece çok az bir miktarı ifade eder,Toplama baktığında poyrazda da fazla yaktığınla yok olur gider o tasarruf zaten.
tıpkı o mıknatıs mevzuunda olduğu gibi,yok efendim eko 66 falan gibi saçma skimsonik cihazlarla tasarruf yapıyorlarmış da benzini mazotu atomuna ayırıyorlarmış,yok öyle bir sey.
bir kaç uyanık üç kuruşluk mıknatısla benzini elektronlarına filan ayıracak da tasarruf olacak öyle mi?
dünyadaki o kadar otomotiv firması,yüzbinlerce mühendis dururken sen evin kömürlüğünde o icadı yapıp da ekonomi sağlarsan bu hayatın olağan akışına aykırıdır bi kere.


abi vallahi ben yapmadım :cherry:

---------- Mesajlar birleştirildi - 20:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:35 ----------


Selam, böyle işleri çok seven birisi olarak bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak isterim.

Öncelikle, sudan hidrojen elde etme konusunda bariz ve önemli uyarımı yapayım. sıradan çeşme suyu yada diğer sular, içlerinde bir çok element barındırır. ayrıca standart yöntemle elektroliz yapabilmek için suya bir katkı maddesi koymanız gerekir. koyacağınız katkı maddesini iyi seçmelisiniz. aksi halde klor gazı gibi zehirli gazlar açığa çıkar. çok küçük bir az bir klor gazı bile tıbbi müdahale gerektirecek zarar verebilir.

Gerekli güvenlik önemlerini almadan denemeler yapmayın. evde yapacağınız denemelerde normal sularda bir birikme, pislenme sararma yeşerme görebilirsiniz. bunlar sizi zehirlemeye hazır sonuçlar.

Günümüzde endüstride kullanılan değişik yollar var. Genelde hidrojenin fosil yakıtlardan ve bitkisel kaynaklardan elde edilmesi gayet kolay oluyor.

Elektroliz en son tercih edilen yöntem çünkü diğer yöntemleri uygulaması daha kolay. Ama bu elektrolizi anlamsız yada başarısız kılmaz.

Barajlardaki elektrik santrallerinde, santral kapalı olmadığı sürece elektrik üretilir. Ancak o muazzam miktarda elektriği depo edecek bir sistem bulunmamakta. o kadar akü yok dünyada :D

Barajın elektrik üretme kapasitesi 100 ise, ve o sırada barajdan çekilen elektrik 60 ise, artan 40 birim elektrik değişik amaçlarla birlikte elektroliz ile gaz üretmekte de kullanılır.

----------------

Standart yöntemde, saf su elektriği iletmediği için, elektriği iletebilsin diye içine katkı maddesi koyulur. katkı maddesi en basitinden su yada karbonat olabilir. tam hatırlamıyorum ama, en zararsızı hidrojen peroksit miydi neydi öyle ilginç bir kimyasal.

Su elektriği ilettiği zaman, Birbirine elektriksel bir yolla bağlanmış hidrojen ve oksijen atomları, bu elektrik desteğini dışardan karşıladıkları için ayrışırlar ( su molekülü, hidrojen ve oksijenin kovalent bağından oluşur. Oksijen, ihtiyacı olan eksik iki elektronu bulabilmek için iki tane hidrojen atomunun elektronunu çalar. elektronunu bırakmak istemeyen hidrojen hayatının kalanını o oksijen atomuna bağlı geçirir :)... )

Ancak bu standart yöntemde Bir çok araştırma 1.2 voltta elektrolizin en verimli olduğu sonucuna varıyor. Ancak büyük bir hücre yaparsan çok akım çekiyor. küçük bir hücre de yeterli verim vermiyor. çareyi seri bağlanmış bir çok hücrede arayanlar da var.

------------------

Elektrolize 1995'lerde bir de alternatif bir icat geldi. stenley meyer diye bir adamın ortaya attığı bir fikir.

Saf su elektriği iletmez. ancak Elektrik gariptir. bir madde x voltajda elektriği iletmezken, voltajı darbeler halinde verirsen, uygun bir frekansta elektriği iletebiliyor.

Suyun bağlarıını pulse train denen bir elektrik darbeleme yoluyla kırmanın kolay olduğunu, hatta saf suyun da bu şekilde ayrıştırılabildiği söyleniyor.

Elbette bu yöntem çok fazla araştırma gerektiren bir konu. frekans, rezonans çok fazla bilimsel konular.

özellikle işin içine elektrik, frekans ve maddenin rezonansı girince herşey mümkün gibi birşey :)

Biraz elektronik ve temel fizik bilgisi ile bir çok kaynaktan tekniği anlamak mümkün.

Tabi ben deneyip kendim görmedim. Ancak Bu güne kadar büyük çaplı enerji kullanımı için uygulanmayışının sebebinin hep ekonomik-politik sebepler olduğunu düşünüyorum.

Günümüzde bütün ulaşım ve hayatın işleyişi ile ilgili gerekli enerji inanılmaz bir piyasa, hidrojenin evde yapılacak üç beş kapla bile üretilip kullanılabilir oluşu, böyle bir piyasanın dünyadan silinmesini istemez insanlar diye düşünmüşümdür hep. dünyanın en çok arasını enerjiye harcıyoruz nede olsa :) kışın ısınmaya yazın gezmeye yakıt yakıyoruz vesselam.

uzun sözün kısası, stenley meyer senin adamın :) biraz araştırırsan bi yerlerde detaylı türkçe kaynak da vardı sanırım.


---------------------

Dizel motorda uğraşılıp uygulanırsa daha mümkün. benzin motorunda uygulaması çok da verimli değil gibi.

Hidrojen çok hızlı alevleniyor. benzin ise o kadar hızlı değil.

Normal benzin motorunda, devir yükseldikçe, emme subabı daha kapanmadan ateşleme başlıyor. çünkü benzin poposunu kaldırıp yanmaya başladığında emme subabı kapanmış oluyor ve yakıtın yanma sürecinden böylelikle maksimum verim elde edilebiliyor.

Ancak benzin motoruna hidrojen verirsek, yüksek devirde emme subabı daha kapanmadan ateşleme başlıyor. hidrojen yanıyor. emme subabı kapalı olmadığı ve etrafta bolca oksijen olduğu için emme subabından dışarı karbüratör yada hava filtresine doğru hidrojen yanması gerçekleşiyor. bu da olmasını hiç istemeyeceğimiz birşey.

BU yüzden benzin motorunun ateşlemesinin modifiye edilmesi gerekli. avans ayarı denen ayarlarla oynanmalı. Ancak bu sefer de benzinden alınan verim düşüyor.

Kısacası, benzinli motora hidrojen takviyesi yapmaya çalışmak çok pratik değil. Ya benzinli motoru komple hidrojenle çalıştırmak için modifiyelere gidilmeli, yada hiç kurcalanmayıp sadece benzinle çalıştırmalı :)

Dizel motorda ise olay farklı. dizel motorun enjektörünü söküp yerine buji adapte edersen, buji ateşlemesini de, pistonun en üst noktaya geldiği, emme ve egzos valflerinin kapalı olduğu ilk anda yaparsan yüksek verim alman mümkün. tabi bu durumda dizel yakıtını komple iptal etmiş olman gerekiyor. yada yanma odasına bir delik açıp buji uyarlamalısın.

Benzin, 15 kattan daha fazla sıkıştırıldığında ateşleme olmasa bile basınç ve ısınmadan dolayı alevleniyor. kontrolsüz şekilde yanan benzin motoru kötü etkileyeceğinden, benzinli motorlar en fazla 11 - 12, taş çatlarsa 13 kat sıkıştırma yapıyor.

Dizel motorlarda 30 kat'a kadar sıkıştırma olabiliyor. yani 30 birim hava yakıt karışımını 10 birim hacme kadar sıkıştırıyor. motorda sıkıştırma ne kadar yüksekse, verim o kadar artar.

Sonuç, hidrojen motorunu dizele çevirmek, benzin motorunu çevirmekten daha mantıklı... Ancak enjeksiyon sistemi, buji vs bir çok modifikasyon gerekli.

Benzin motorunda hidrojeni kullanmak için sadece avans ayarının veya ateşleme kontrolünün oynanması gerekli.

Benzin motoru uygulaması kolay, verimi düşük. dizel çok meşakatli, verimi yüksek....

Ama bunlara başlamadan önce, yeterli verimililikte hidrojen üretebilmek lazım.


Ben bildiklerimi paylaştım. Hiç biri %100 doğrudur dediğim birşey yok. benim araştırdığım zamanlarda edindiğim bilgiler.

Kolay gelsin.

kadircim söylemediğin bir şey kaldımı ? :) milletin hakkına gaspetmeyelim lütfen :cherry: bırakaydında bir kaç yorumda başkaları yapaydı :cherry: :P

babaduru
19 Şubat 2013, 00:07
Seko:Verdiğiniz biligler için çok teşekkür ederim ama şu depolamada bor kullanma olayını çok anlamış değilim.?

Tolga Can:Yorumunuzu okuduktan sonra kendimi zeka küpü gibi hissettim ama bakmayın ben okadarda akıllı biri değilim,benim yaptığım yapılan işi taklit etmek denebilir.

Mehmetmumtaz:Arada direnç kullanıyorum 50 amper benim için çok yüksek bi akım benim büyük akımlara ihtiyaçım yok ben enfazla ne kadar verebilirm diye denemek istedim.Yinede aklımda bulunsun böyle bişey olduğunu bilmiyordum.

Sessizsakin:Stenley meyer bu bilim adamını araştırıcağım.Dizel motora hidrojen vermek çok daha mantıklı sizinde dediğiniz gibi ama buji ilavesi yapmaya gerek yok benim fikirim daha az yakıt püskürtüp sadece hidrojenin yanmasını sağlamak dizel zor tutuşur ama tutuşunca patlar bu motora hidrojen verdiğimizde tutuşma gecikmesi denen olayı en aza indirmiş olacağız böylesi daha mantıklı.Bilgiler için teşekkürler.

Yorumlar için teşekkür ederim iyiki var :bestmt: :)

NoMotorNoCry
19 Şubat 2013, 00:27
Suya doğru akım verirsin ve kutuplardan iksine de tüp koyarsın.Çıkan gazlar tüpleri doldurur.Tüplerden birinde hidrojen , diğerinde oksijen gazı birikir.Hidojen gazının hangisi olduğunu anlamak için diğerinin iki katı gaz biriken hidrojendir.H2O formülünden dolayı 2 mol oksijen 1 mol oksijen elde edersin.Fakat bu hidrojeni veya oksijeni elde etmek için harcayacağın elektrik enerjisi hidrojeni yaktığında elde edeceğin enerjinin yanında az kalır.Çok basit bir fizik kanunundan bahsetmek gerekirse enerji hiç bi zaman kaybolmaz , sadece başka enerji çeşitlerine dönüşür.Sen hidrojen elde etmek için elektrik enerjisi kullandın.Peki elektrik enerjisi elde etmek için ne kullanacaksın?Elektriği devletin doğalgazla elektrik ürettiği santrallerden alıyosun.Türkiye'de ve dünyada üretilen elektriğin %80'i doğalgaz santrallerinde doğalgazın yakılarak ısı enerjisine ve oradan da elektrik enerjisine dönüşmesi sağlanır.Yani adamlar doğalgazı yakarak elektrik elde ediyo , sen bu elektriği satın alıyosun , o elektirkle hidrojen elde ediyosun.Akıl mantık işi değil.Bu neye benziyo biliyo musun?Evine bi tane buhar kazanı koyup , içindeki suyu doğalgazla ısıtıp , kazanın oluşturacağı buhar basıncını kullanacak bir düzenek oluşturup bu düzeneği de bi jeneratöre bağlayıp elektrik elde etmeye benziyo.Bunu yapacağına git direk prizden kullan elektriği.

Arabayı da hidrojenle çalıştıracağına git tüp taktır , LPG kullan.LPG zaten doğalgazdan üretilen bir yakıt çeşidi.Ama sen kalkıpta doğalgazdan üretilen elektiriği kullanarak hidrojen elde edip arabayı onla yürütmeye çalışırsan , bu sağ kulağını sol elinle tutmaya çalışmaktan farksız olur.

piyanist_irf
19 Şubat 2013, 01:29
Suya doğru akım verirsin ve kutuplardan iksine de tüp koyarsın.Çıkan gazlar tüpleri doldurur.Tüplerden birinde hidrojen , diğerinde oksijen gazı birikir.Hidojen gazının hangisi olduğunu anlamak için diğerinin iki katı gaz biriken hidrojendir.H2O formülünden dolayı 2 mol oksijen 1 mol oksijen elde edersin.Fakat bu hidrojeni veya oksijeni elde etmek için harcayacağın elektrik enerjisi hidrojeni yaktığında elde edeceğin enerjinin yanında az kalır.Çok basit bir fizik kanunundan bahsetmek gerekirse enerji hiç bi zaman kaybolmaz , sadece başka enerji çeşitlerine dönüşür.Sen hidrojen elde etmek için elektrik enerjisi kullandın.Peki elektrik enerjisi elde etmek için ne kullanacaksın?Elektriği devletin doğalgazla elektrik ürettiği santrallerden alıyosun.Türkiye'de ve dünyada üretilen elektriğin %80'i doğalgaz santrallerinde doğalgazın yakılarak ısı enerjisine ve oradan da elektrik enerjisine dönüşmesi sağlanır.Yani adamlar doğalgazı yakarak elektrik elde ediyo , sen bu elektriği satın alıyosun , o elektirkle hidrojen elde ediyosun.Akıl mantık işi değil.Bu neye benziyo biliyo musun?Evine bi tane buhar kazanı koyup , içindeki suyu doğalgazla ısıtıp , kazanın oluşturacağı buhar basıncını kullanacak bir düzenek oluşturup bu düzeneği de bi jeneratöre bağlayıp elektrik elde etmeye benziyo.Bunu yapacağına git direk prizden kullan elektriği.

Arabayı da hidrojenle çalıştıracağına git tüp taktır , LPG kullan.LPG zaten doğalgazdan üretilen bir yakıt çeşidi.Ama sen kalkıpta doğalgazdan üretilen elektiriği kullanarak hidrojen elde edip arabayı onla yürütmeye çalışırsan , bu sağ kulağını sol elinle tutmaya çalışmaktan farksız olur.



çok mantıklı :cat: bedava enerji yok , varsada tam iş görmüyor , iş gören tam verimli çalışmıyor , tam verimli çalışanın ömrü az oluyor vs.vs. vs. fosil yakıt tükenince ne halt edecez bakayım ? :)

yoksa evin kömürlüğünde bilmediğimiz enerji kaynaklarını mı araştıracağız ? yoksa kazma kürek uranyum filanmı arayacağız, biz görmeyiz belkide 2 -3 nesil sonra neler olacak ?

ammada konuştum demi ? :)

NoMotorNoCry
19 Şubat 2013, 03:25
Şu an dünyanın yaşayan en büyük bilim adamı olarak kabul edilen Stephen Hawking diyo ki yakın zamanda dünyada enerji kaynakları tükenecek.Şu an için kullandığımız fosil yakıtlar dünyanın milyarlarca yılda oluşturduğu bişey.Ancak biz 100 yılda yarısını tükettik.Gerisi de en fazla 100 yıl daha götürür.Malesef yerine koyacak bişey yok.Nükleer enerji dahi hammaddeye ihtiyaç duyar.Uranyum zaten çok nadir bulunan bişey.Stephen Hawking diyor ki dünyanın bize verebileceği bu kadar.Rüzgar enerjisi , güneş enerjisi ampüllerimizi bile yakmaya yetmez.Sona yaklaşıyoruz.İlkel yaşama dönmemize ramak kaldı.

ero__
19 Şubat 2013, 03:47
Bir kere elektroliz ile suyu ayrıştırmak için harcadığınız enerji, yaktıktan sonra elde edeceğiniz enerjiye eşittir. Hidrojeni yakıtla birlikte yakarsanız tabi ki yakıtta bir azalma olacaktır ama toplamda yapılan iş değişmez. İkincisi, motoru yolda besleyecek hızda ayrıştırmayı motor üzerinde yapamazsınız. Üçüncüsü de hidrojeni depolayamazsınız. Zaten şu anda hidrojenle giden araçların yapılamamasındaki en büyük engel budur. Hidrojeni yüksek basınç altında tutmak çok zordur. Şöyle diyeyim, bildiğiniz büyük oksijen tüpleri içinde hidrojen depolarsanız, araç ancak 10 - 15 km falan gider. Daha fazla basamazsınız çünkü o kap onu içerde tutamaz. Moleküller çok küçük olduklarından dışarı sızmaya başlarlar hatta tübün molekül yapısını zbozarak onu kırılgan hale getirirler (hidrojen gevrekliği).

Ha, depolamanın bir yolu var mı ? Var, depoda bor kullanmak. Türkye'de bunu yapacak teknoloji var mı ? Yok.

Hyundai bmw gibi firmalar yapıyorlar da basınç korkunç! 350 bar!

GorkeM
19 Şubat 2013, 08:17
Bu saatte Türkçesini özetleyemedim ama şu kaynağa da göz atınız.
http://auto.howstuffworks.com/fuel-efficiency/vehicles/how-a-hydrogen-boosted-gasoline-engine-works.htm

search16
19 Şubat 2013, 09:39
Suya doğru akım verirsin ve kutuplardan iksine de tüp koyarsın.Çıkan gazlar tüpleri doldurur.Tüplerden birinde hidrojen , diğerinde oksijen gazı birikir.Hidojen gazının hangisi olduğunu anlamak için diğerinin iki katı gaz biriken hidrojendir.H2O formülünden dolayı 2 mol oksijen 1 mol oksijen elde edersin.Fakat bu hidrojeni veya oksijeni elde etmek için harcayacağın elektrik enerjisi hidrojeni yaktığında elde edeceğin enerjinin yanında az kalır.Çok basit bir fizik kanunundan bahsetmek gerekirse enerji hiç bi zaman kaybolmaz , sadece başka enerji çeşitlerine dönüşür.Sen hidrojen elde etmek için elektrik enerjisi kullandın.Peki elektrik enerjisi elde etmek için ne kullanacaksın?Elektriği devletin doğalgazla elektrik ürettiği santrallerden alıyosun.Türkiye'de ve dünyada üretilen elektriğin %80'i doğalgaz santrallerinde doğalgazın yakılarak ısı enerjisine ve oradan da elektrik enerjisine dönüşmesi sağlanır.Yani adamlar doğalgazı yakarak elektrik elde ediyo , sen bu elektriği satın alıyosun , o elektirkle hidrojen elde ediyosun.Akıl mantık işi değil.Bu neye benziyo biliyo musun?Evine bi tane buhar kazanı koyup , içindeki suyu doğalgazla ısıtıp , kazanın oluşturacağı buhar basıncını kullanacak bir düzenek oluşturup bu düzeneği de bi jeneratöre bağlayıp elektrik elde etmeye benziyo.Bunu yapacağına git direk prizden kullan elektriği.

Arabayı da hidrojenle çalıştıracağına git tüp taktır , LPG kullan.LPG zaten doğalgazdan üretilen bir yakıt çeşidi.Ama sen kalkıpta doğalgazdan üretilen elektiriği kullanarak hidrojen elde edip arabayı onla yürütmeye çalışırsan , bu sağ kulağını sol elinle tutmaya çalışmaktan farksız olur.

Vallahi benim aklıma gelmişti...:cherry: Takın LPG yi gitsin ucuza.:queen: Şaka bir yana tebrik etmek lazım böyle çalışmada kafa yoran arkadaşları.

ilkerabi
19 Şubat 2013, 11:55
LPG, adı üstünde petrol gazının likidi.. Doğal gazdan olmuyo yani, başka bişi..
Hidrojen yakıt olarak bildiğimiz patlarlı motorda değil, başka bir sistemle yakılıp bundan elektrik elde edip devasa büyüklükteki aküyü şarj etmekte kullanılıyor.
Hidrojen peroksit dediğiniz oksijenli su oluyor. Eczacılar per hidrol der buna yani H2O2...
Yakın bir gelecekte güneş paneli+rüzgar türbini+elektrikli araçlardan oluşan ızgara enterkonnekte sistemi ile araçlar ve evler beleş elektrik kullanacak. Çin ve caponya haldır haldır çalışıyor.. Çinde petrol ve kömür yok ama Lityum denen şey dağlar kadar var. Onlar bizim BOR'u çıkarıp kamyonla sattığımız gibi değil; pil yapıp satıyorlar.

H2 sistemini araçlarda deneyenler de var:
http://www.skodam.com/favorit-forman/favorit-glx-hidrojen-lpg-kullanim-emisyon-degerleri-t30729.html

yamyamaha
19 Şubat 2013, 12:32
forumdonanım sitesinde bir çok tartışmalar ve paylaşımlar var bu konuda. oralarda inceleme yapman zaman ve para tasarufu yapmaya bire bir. hidrojen jenaratorü üretiminde çok değişik modeller mevcut. her birini yapmış ve denemiş arkadaşların yorumları var. ama bu tür bir işe girişmeden önce benim tavsiyem elektirik üretimini sağlayan staratöre ilave sargılar yapman veya watı daha güçlü olan bir muadil stratatör takman. elektirik üretimin düşük kaldıgı sürece seni tatmin etmeye bilir.
126bis marka aracımı 2001 yılında hidrojenle çalıştırmayı başarmıştım. yani başarmıştım derken sorunsuz değildi ama çalışıyordu. emme manifoltuna bir patlama kapağı koymanı tavsiye ederim. kolay tutuşa bildiği için bazen silindire girmeden tutuştuğu oluyor. bu tutuşma karbüratoru yerinden oynattığı bile oluyordu. öğle korkulacak bir tehlikesi yok. ne benzin gibi bulaşıyor. nede lpg gibi çökme yapıyor.
bu olaya başlamadan önce hidrojen gazlarının özelliklerini araştır. yeni teknoleji kullanan motorları yapısını araştır. bazı teknolojik motorlardaki sensör davranışları tasarufu engellediği gibi fazla yakmasınada sebeb oluyor.
günümüz motorlarında hidrojeni yakıt olarak kullanılmasını konu alan 10 dan fazla akademik çalışma var bu çalışmalar sana olayın temelini anlatacaktır.

Seko
19 Şubat 2013, 21:46
Bor kullanımı şöyle oluyormuş: Boru bazı işlemlerden geçirip (ki bu bazı işlemleri yapmak uzaya mekik göndermekten daha zormuş) , sonra depoya koyduğumuzda bor depodaki hidrojeni sünger gibi emiyor ve hidrojen sıvı hale geçiyor. Ve bu işler de atmosfer basıncında oluyor. Daha sonra hidrojen kullanılsa bile bor depoda kalıyor, tekrar tekrar kullanılabiliyor. Dünyanın en büyük bor yatakları bizde olduğundan, bu işi yapsak dünya kapımızda kuyruğa gürip, satın almak için elimizi öper ama biz onu kiloyla taş toprak fiyatına dışarıya satıyor, inşaata kullanıyoruz.

yamyamaha
20 Şubat 2013, 04:18
boru borhidrüre veya sodyum borhidrat a cevirmek ileri teknoloji ister belki ama uzaya mekik yollamaktan daha zor oldugu kısmına katılmıyorum. ulaşılamaz değildir. sadece ticari olarak üretilmemekte. arz taleb meselesi oldugundan ticari olarak üretilmeye başlandıgında elbet satış fiyatları düşecektir. tübitak ve bir kaç türk bilim insanı zaten bu konuda yeni teknikler ve teknolojiler geliştirmek için değişik akademik çalışmalar yapıyorlar. basınç altında bir litre alana sıgdırılan hidrojenin yaklaşık ( yanılmıyorsam ) 7 katı depolana biliyor. ben bunu açıklarken yakıt deposu içindeki raflara benzetiyorum. böylece derli toplu ve çok daha fazla malzeme depolaya biliyorsunuz gibi düşünün.

babaduru
24 Şubat 2013, 21:29
Bugün motor üzerinde ne kadar etkili olduğunu öğrenmek için bi deneme yaptım 2 zamanlı 50 cc bi motoru çalıştırabiliyorum ama aküler çıkma olduğu için aküler cabuk boşaldı trafoyu patlattığım içinde uzun süre çalıştıramadım zaten motor 2 zamanlı olduğu için yağ sıkıntım olacaktı bu yüzden uzun süre çalıştıramazdım zaten.4 zamanlı 50 cc lik bi motor aramaktayım tam anlamıyla denemek için 1-2 tane buldum ama 300-400 lira istiyolar bi hurdacıları dolaşmak gerekicek galiba.Neyse gelişmeler güzel denemeler devam ediyor.Şuan da tuzruhu ve karbonattan oluşan bi karışım kullanıyorum en iyi elektrolizi böyle gerçekleştirdim.Yorumlar için hepinize teşekkür ederim.

http://img90.imageshack.us/img90/2576/abcd0013sv.jpg (http://imageshack.us/photo/my-images/90/abcd0013sv.jpg/)