“ABLA SEN BAYAN MISIN?”
Trafikte bir çoğumuza Kaç basıyor?, Kaç para? Gibi benzer sorular sorulur ve hepinizin değişik anıları vardır eminim. Bende aklımda kalan ve hatırladıkça gülümsediğim birkaç anımı yazmak istedim.
2003 yılının mayıs ayında ilk motosikletime sahip oldum. 50 metreden uzak olan her yere motosikletimle gitmeye başladım. Önce ailemin ve arkadaşlarımın sonra çevremdekilerin gözü alıştı ama yine de ilk verilen tepkiler gibisi yok. Yani karşınızda ki kişinin bir anda düşünmeden aklından geçen ilk cümleyi size söylemesi ya da suratında ki o ilk ifade gerçekten çok hoş. Bunların dışında hoş olmayan tepki ve hareketler de yok değil tabi.
Geçen senelerde tek başıma İzmir’e giderken mola verdiğim bir yerde yanıma gelen genç delikanlı başlıyor klasik sorulara:
Çocuk: Abi bu senin mi?
Ben: Abi değil, “abla” ! evet benim.
Çocuk: Abi kaç basıyo bu ?
Ben: (Gülümseyerek) Abla, Abla! Abi değilim ben. Çok basıyor.
Çocuk: Tamam abi kızma ya, nerden geliyorsun?
Ben: İstanbul’dan geliyorum! (kamera şakası galiba)
Çocuk: Tek başına zor değil mi abi?
Ben: Canım abiye benzer bir yanım mı var benim?!
Çocuk: Yok abi ondan değil, yorucu oluyordur diye.
Ben: !!??!! Yok olmuyor merak etme sen.
Çocuk: Hadi abi Allah’a emanet ol, yolun açık olsun
Ben: Eyvallah bilader, sağol sende.
İstanbul trafiğinde E-5 karayolu üzerinden sakin sakin gidiyorum. Aynamda dikkatimi bir araba çekti. Bir sağ bir sola sürekli şerit değiştirerek hızlı hızlı arkamdan geliyor. Eyvah dedim sakata bağlamış geliyor ben sağa geçeyim. Sinyalimi verip sağ şeride geçiyorum. Trafiği alt üst edip, kornaya basarak peşimde. Acaba motosiklete bir şey mi oldu da beni uyarmaya çalışıyorlar diye hızımı kesip aracın içindekilere baktım. 3 tane adam kafalar camdan sarkmış ve bir anda “Karıymışşş olummm ben sana dimedim mi? Muhahahha…” (Yorumsuz)
Bunların yanında bir de bayan sürücünün kendilerini geçmeye tahammülü olmayan araba ve motosiklet sürücüleri var. Sözüm meclisten dışarı. Yolun akışına uyumlu gidiyorum, haliyle kasıtsız birkaç araç solluyorum. Sen misin beni geçen vay anam vay… O nasıl bir hırs ve öfkedir öyle. Peşimden kaptırmış beni geçmeye çalışıyor. Aracın içinde direksiyonu kemirir cinsten hareketler. Hadi geçtin, ne oldu? Tabi geçince ego tatmini hat safhada ve son derece haz almış bir şekilde arkasına yaslanmış dikiz aynasından beni kesiyor. Her an tetikte yaklaşırda geçerim diye. Tamam, gaza gelmemek lazım ama haz alma sırası bende. Usulca yaklaşıyorum aracın yanına, hafif bir ara gaz (bu sana der gibi) ve aralardan yola devam. Arkamdan selektör ve korna. Tamam amca ya bu kadar hırs yapma J
Yine tek başıma Antalya’dan dönerken trafik kontrole giriyorum. Zaten giderken 2 kere radar yüzünden çevirmişlerdi. Hızlı da değildim yine ne için acaba derken; polis yanıma yaklaştı.
Polis: “Evraklarınızı verin lütfen”
Montumun cebinden çıkarıp verdim. Polis ruhsata bakarken bende kaskımı çıkardım. Polis bir anda irkilip evraklarımı geri uzattı.
Polis: “Ben sizi erkek sandığım için durdurdum, kusura bakmayın buyurun”
Ben: “Öyle mi? Tamam o zaman, önemli değil”
Çok şaşırdım ama polise bir daha olmasın gibi baktığımı hatırlıyorum.
Motosiklet kullanmaya ilk başladığım sene kırmızı ışıklarda küçük bir çocuk: “Abla siz bayan mısınız?” evet der gibi başımı sallıyorum. Çocuk: “Hep erkek olan ağabeyler kullanıyor bunlardan” (nasıl yani??!) Seviyorum yurdum insanını.