Litre hacimli naked gözlemleri

[hasmet]

Bakım ve onarım için yaklaşık 80 km uzaklıktaki galeriye gittim, gitmişken de biraz göz attım yeni naked'lara.

Japonlar arasında taa 2007'de çıkmış olan CB1000R bence hâlâ kral, kalite olarak en azından. Yumuşacık hidrolik debriyaj, tek maşalı arka salıncak sadece onda var. Görünüş ve üretim kalitesi olarak ta en iyi gözüken o. Kawasaki ve Suzuki bayağı amele duruyor nispeten. Bi defa kazık gibi sert telli debriyaj bozuyor olayı.

Ama teknoloji almış başını gitmiş. Sürüş modlari, ABS ve eskiden sadece lüks motorsikletlerde bulunan cruise control standart olmuş, hepsinde var. Bu özelliklerin hiç biri olmayan teknoloji fakiri CB1000R'in ciddi bir yenilenmeye ihtiyacı var.

Birkaç kullanılmış Ducati ve BMW vardı. Üç beş yaşlarında olmalarına rağmen fena dökülmüşlerdi. Kötü. Japonlar genelde daha basit ama o kadar kötü dökülmüyorlar en azından.

KTM Duke 390'a bindim, büyük KTM'lerle arasında isim benzerliği dışında bir benzerlik bulmakta zorlandım açıkçası. Başka marka olsa bu kadar farklı olur. Ne bileyim, Honda'nın büyük küçük modelleri arasında bile bariz benzerlikler var. KTM hiç öyle değil.

Bir de yolda gidiyorken tekrar anladım ki birkaç saat boyunca düz yolda 130km üzeri hız naked'la çok sık yapılacak iş değil. Ön cam şart. Ama yol kıvrımlıysa uzun süre zevkle kullanmak mümkün.

Öyle işte.

[Carbondioxid]

Cb1300 Super Four, ancak röyalarım sayesinde sevişiyoruz kendisi ile, emme sizin dönya gozu ilem tecrübe etmenizi dilerdim.

[hasmet]

CB1300 hiç gelmemiş Amerika'ya... CB1100 Deluxe merak ettiğim iki motorsikletten biri. Fırsat olsa denemek istedim açıkçası.

On sene önce ikinci el CB750 arıyorken denk geldiği için CB900F Hornet edindiydim. Hâlâ gözüm alette. Pek güzeldi. CB1000R sözde onun devamı ama bence hiç öyle değil. Hatta Superduke, CB900F Hornet'e daha yakin bir motorsiklet bence.

CB1000R kadar güzel ve bir o kadar da başarısız motorsiklet bulmak zor olsa gerek... Supersport bozması, naked olmayı tam becerememiş bir alet malesef, malesef.