musis adlı üyeden alıntı
Sevgi ve dostlukla.
Hoş geldin, yankirider Kardeş (şu nick'lere selam vermeye de bir türlü alışamadım ama)
Beklentilerini de, meramını da; "keşke demek istemiyorum" diyerek, endişelerini de iyi ifade etmişsin.
Henüz taze bir gts'ci olarak, "nedir bu makinenin durumu?" diye soranlara, haddimi bilmezlik edip, hüküm verme, racon kesme yanlışına düşmek istemem ama; bahsettiğin, Kanuni'nin Hussar 125'ini bir yıl, sonrasında yine Kanuni'nin Bobcat 150'sini iki yıl kullanmış biri olarak, sessiz kalmamın, hem kendime, hem de sana haksızlık olacağını düşünerek, acizane tecrübelerimi paylaşmak isterim.
Her açıdan Hussar'la kıyaslanamayacak kadar nitelikli bir makine olan, 150'lik Taiwan yapımı Bobcat'ten sonra, seninle benzer endişeleri yaşayarak tercih ettim gts'yi.
Ama çok şükür ki, hem beklentilerime cevap bulduğumu, hem de endişelerimin yersiz olduğunu, rahatlıkla söyleyebilirim.
Kullanan arkadaşlar arasında, son hızıyla ilgili bazı "keşke"ler varsa da, otobanda dahi, hızla akan trafiğe tutunmada bir sorun yaşamadığını ifade etmeliyim.
Yine bazı detay kusurlarına rağmen, 250'lik scooter'ların en yakışıklısı olduğunu düşünüyorum.
Daha uzun uzun yazmak mümkün ama işini o kadar da kolaylaştırmak istemiyorum. Şahsen ben karar verme aşamasındayken, bilgi sahibi olabilmek için, şimdilerde 131 sayfaya ulaşmış forumu, saatlerce baştan aşağıya okumak zorunda kaldıydım.
Merak ettiğin pek çok şeyin (hatta hepsinin ve daha fazlasının) cevabı önceki sayfalarda var. Yazılanları dikkatle oku, kafandaki şüpheler dağılsın.
Ama bunu yaparken, 'boş geyik' diyerek, arkadaşlarımızın heyecanlarını, coşkularını, kırgınlıklarını, yanı duygularını ortaya koydukları; tereddütsüz ve cömertçe kendilerini bize anlattıkları bölümleri atlama, onları da oku.
Bu noktada itiraf etmeliyim ki, başlangıçta bilgi sahibi olmak, doğru karar verebilmek için girdiğim forum, bir süre sonra bende aidiyet duygusu oluşturdu. Hiç yazmadım önceleri, sadece okudum. Hatta motoru aldıktan sonra bile, bir kaç hafta sessiz kaldım.
Grubun bir hikayesi var, kâh mutlu eden, kâh hüzünlendiren.
İlk sayfalarda görmeye hep alıştığımız bazı arkadaşlar aramızda yoklar şimdi. Hiç tanışmadık, hiç konuşmadık, ama ben onlara çok alışmıştım.
Ve şimdi onların yokluğunda ortalığı derin bir terkedilmişlik havası kaplıyor. Nerelerdeler, neler yapıyorlar, doğrusu ben çok merak ediyorum. Grubun da katkılarıyla gts’me kavuştuktan sonra aklımda kalan tek ‘keşke’ arkadaşlarla ilgili; 'keşke' hâlâ buralarda olsalardı, geyik bile yapsalardı biz razıydık.
Bu işler böyledir. Bazen sohbet uzar gider, başka mecralara akar. Ama 'muhabbet ehli', keçiboynuzu misali 'tonlarca lakırdı' arasında, bir gram balı bulur, alır.
Dilerim öyle olmuştur.
Sevgi ve dostlukla.