Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

!!!..Bi dünya haber size...!!

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1
    Rain - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Temmuz 2004
    Şehir
    Tekirda§
    Piaggio hedef büyüttü
    Şehrin yaşam tarzını ve gereklerini karşılamak üzere tasarlanan Piaggio X8, 200cc’lik motoruyla Türk tüketicisi karşısında...
    Şık görünümüyle trafikte hemen güze çarpan Piaggio X8, büyük bagajıyla uzun yolculuklar için tasarlanmış. Piaggio X8, maxi scooterlar sınıfında, sürücü ve arkasındakine en geniş mekanı sağlayan model olarak tanımlanıyor. Bu özelliği onu dünyanın en çok satılan scooterı unvanına sahip Hexagon’un da mirasçısı yapıyor.
    Akıcı ve yuvarlak hatlarıyla Piaggio X8'in genişletilmiş ön far yüzeyi kötü havalarda bile mükemmel görüş sağlıyor. 56 litre taşıma kapasitesi ve bagaja iki kapaktan giriş özelliğiyle Piaggio X8’i ‘iki tekerlekli station wagon’ olarak nitelendirmek mümkün. Piaggio X8’in sele altı bagajına iki tam kask, bir küçük çanta ve 80 cm uzunluğa kadar tenis raketi gibi birçok eşya sığdırmak mümkün.

    O bir şehirli
    Piaggio X8’in en önemli özelliği olan geniş bagajı, yeni geliştirilen tasarım teknikleriyle, bilgisayar başında yaratıldı. Bagaj bölümünü oluşturan çerçeve, arka bagajla sele altı bölümünü kesintisiz bir biçimde birleştirecek şekilde özel olarak tasarlandı. Arka kapak ve seleyi açmak içinse pratik kulplar düşünülmüş. Piaggio X8’in tüm özellikleri şehir içi kullanımın gerektirdiği pratiklik ve manevra kabiliyetiyle şehir dışı kullanımının gerektirdiği rahatlık ve konforu birleştirecek şekilde yaratılmış.
    Piaggio X8’in 200 cc’lik motoru 4 zamanlı. Silindir başına 4 supap düşen su soğutmalı motor, azaltılmış egzoz emisyon oranlarıyla Euro2 standartlarına uygun hale getirilmiş.
    21 HP motor gücü sunan Piaggio X8, 250 cc’lik rakipleriyle başa baş mücadele edebiliyor. Hızlanma ve maksimum hız değerleriyse kategorisinin en iyileri arısında...
    Piaggio mühendislerinin performans yanında önem verdiği bir diğer konu da çevre. Yeni Piaggio X8, iki yollu katalitik konvertör ve ikinci bir hava sistemi donanımına sahip. Bu özellikleri sayesinde egzoz ve egzoz sesi değerleri Euro 2 standartlarında. Hatta kendi kategorisinin en düşük egzoz değerlerine sahip olduğu da söylenebilir.

    Aksesuar paketi geniş
    Piaggio X8’in geniş aksesuar seçenekleri kullanıcıya kendine en uygun rahatlık ve güveni yaratmasını sağlıyor. Bu aksesuarlar arasında daha iyi koruma sağlayan büyük ön cam ve el korumaları, sele altındaki bölümle birlikte toplam yükleme kapasitesini 100 litreye çıkaran 48 litrelik arka bagaj kutusu, uzaktan kumandalı elektronik alarm (anti-theft) sistemi bulunuyor. Motosiklet metalik excalibur gri ve vişne kırmızısı renklerinin dışında, klasik parlak siyah ve yeni kaşmir bej renkleriyle de satın alınabiliyor.


    Teknik Özellikler
    Motor: Tek silindir, 4 zamanlı, 4 supaplı, katalitik konvertörlü Piaggio L.E.A.D.E.R. motor
    Silindir hacmi: 198 cc
    Silindir çap x stroke: 72 x 48.6 mm
    Yakıt: Kurşunsuz benzin
    Sıkıştırma oranı: 11.5:1
    Maks. Güç: 21 HP - 8500 d/d
    Maks. Tork: 17.5 Nm - 6500 d/d
    Ön jant: Alüminyum alaşımlı döküm, 14" x 3.50
    Arka jant: Alüminyum alaşımlı döküm, 12" x 3.00
    Uzunluk/Genişlik: 2,050 mm/ 760 mm
    Sele yüksekliği: 790 mm
    Ağırlık: 157 kg
    Yakıt deposu: 12 litre
    Maksimum hız: 120 km/s
    Tüketim: 23 km/litre


    Yarış motosikletine yoğun talep, fiyatları uçurdu...
    Genellikle yaz aylarında kullanılan yarış motosikletlerinde, yoğun talep nedeniyle fiyatlar 1 ile 3 milyar lira arasında arttı.

    Konya Bisiklet ve Motosiklet Odası Başkanı Ahmet Çal, Konya'da bir yarış pisti olmamasına karşın yarış motosikletlerine büyük ilgi duyulduğunu söyledi.
    Kış aylarında parklara çekilen yüzlerce motosikletin yaz aylarında sokaklara çıktığını ifade eden Çal, bu dönemde ikinci el yarış motosikleti piyasasının canlandığını bildirdi.
    Son yıllarda artan yoğun talebin de etkisiyle, bu yaz yarış motosikletinde fiyatların 1 ile 3 milyar lira arttığını ifade eden Çal, ''Ekonomide canlılık da etkili oldu. Zaten Konya'da sayılı yerde yarış motosikleti satılıyor. Buralarda da gelen talep güçlükle karşılanıyor. Ekim ayının gelmesiyle yoğunluk ve fiyatlar düşer'' dedi.
    Konya'da satılan ikinci el bazı yarış motosikletlerinin modellerine göre en az ve en çok fiyatları karşılaştırmalı olarak şöyle:

    Motosiklet En az (TL) En Çok (TL)
    Kawasaki RX6 (1999) 9 milyar 11 milyar
    Kawasaki 2X9R (1998) 10 milyar 13 milyar
    Kawasaki ZZR 1100 (1998) 12 milyar 14 milyar
    Suzuki Fırat 750 (1998) 10 milyar 13 milyar
    Suzuki Hayabusa 1300 (2003) 22 milyar 23 milyar
    Suzuki 750RR (1990) 6,5 milyar 7 milyar
    Honda F600R (2000) 10 milyar 10 milyar
    Honda F600R (2004-yeni) 17 milyar 17 milyar
    Yamaha R600 (2001) 13 milyar 14 milyar
    Yamaha R1 (1999) 12 milyar 13 milyar



    Eğlence için tasarlandı
    Birbirinden yeni modellerle hareketlenen ATV pazarı tüketici gözündeki popülaritesini artırıyor

    Motosiklet üreticileri büyük bir hummayla günlük yaşamın sıkıcı temposunu geri plana atacak özel ürünler geliştirmeye çalışıyor. Teknolojinin nimetlerinden faydalanılarak yaratılan bu araçlar pratik kullanım özellikleriyle otomobillere alternatif olarak gösteriliyor.
    Modern bir şasi ve uzun yol seyahatleri için geliştirilen süspansiyon sistemiyle yaratılan Quadsport LT-Z400 işte bu yeni trendin son üyeleri arasında yer alıyor.
    Tek silindirli, dört supaplı, sıvı-soğutmalı DOHC motorunu bu ilgi çekici özellikleriyle birleştiren araç, elektrikli marş, manuel debriyaj ve beş ileri düz vitesiyle adeta doğaya meydan okuyor.

    Şık ve agresif...
    QuadSport Z400’ün şık ve aynı zamanda agresif görünümünü ayırt etmek için bir bakış yeterli. Dual farlı keskin bir ön kısım, çift hava girişleri, keskin bir şekilde parlayan ön ve arka çamurluklar bu ilginç ATV’nin Suzuki menşesi taşıdığını fark ettiriyor. Hatta park halindeyken bile, hareket ediyormuş gibi gözüküyor.
    Ön çamurlukların her birinin tam önünde bulunan çift hava girişleri, radyatörün daha fazla hava almasını sağlıyor. Benzin deposunun kapasitesi 10 litre ve depo 1.3 kilogram ağırlığında... Rutin bakım işlemleri için deponun çıkarılması oldukça kolay.
    T-biçimindeki selenin ön kısmı dar ve sürücünün ağırlığını kolayca ileri, geri ve yanlara vermesini sağlayacak şekilde arka çamurluklara doğru genişliyor. Sele yüksekliğiyse 810 mm; karoser, sele ve benzin deposu arasındaki yumuşak geçiş sürücünün hareket kabiliyetini kolaylaştırıyor. QuadSport Z400’ün toplam ağırlığıysa 168 kg.

    Motoru iddialı
    Bu tip araçların arazideki başarısı geniş bir devir aralığında maksimum torkunu sunabilmesidir. QuadSport Z400’ün 398cc’lik motoru düz bir tork eğrisine sahip. Motor 3 ile 8 bin devir arasında maksimum torkunu üretiyor. Motor bu disiplinde rakiplerine nazaran oldukça başarılı değerler sunuyor.
    QuadSport Z400’ün motoru kendini kanıtlamış olan DR-Z400 Suzuki motor bloğuna dayanılarak yaratılmış. Alüminyum alaşımdan üretilen süperkare tasarımlı motorun piston çapları 90.0x 62.6 mm. Dört zamanlı, sıvı soğutmalı, doğrudan pompa itici supapların üzerinde çalışan kam profilleri ile tahriklenen dört supaplı DOHC motorun tek silindir bloğu bulunuyor.
    Silindir kapağı, 11.3:1 değerinde sıkıştırma oranı sunarken, 28 derecelik dahili bir supap açısına sahip. Dar supap açısı, Mikuni karbüratör ve silindir kapağı arasında daha düz giriş alanının kullanımını sağlayarak şarj verimliliğini geliştiriyor. Supaplar 36mm giriş ve 29 mm çıkışlı ve nispeten geniş. Tümü valf akışını iyileştirecek şekilde 5mm’lik dar gövdeye sahip. Yüksek gerilimli çelik alaşımlı supap yayı, alüminyum tutucular ile birlikte konvansiyonel supap yaylarına ve çelik tutuculara nazaran daha kompakt ve hafif. Kuru yağ karteri sayesindeyse motorun ağırlık merkezi azaltılmış. Aynı zamanda motor şasinin daha altına yerleştirilebilmiş.
    Alüminyum alaşımlı silindir, SCEM (Suzuki Bileşik Elektromekanik Malzeme) olarak bilinen ve ağırlığı azaltan ve silindir boşluğuna daha sıkı ve verimli pistona izin verecek şekilde ısı transferini geliştiren Suzuki’nin ispatlanmış nikel-fosfor-silikon karbür kaplaması ile kaplanmış.
    QuadSport Z400’de manuel debriyaj ve beş ileri ve bir geri şanzıman bulunmakta. Sağ ön çamurluğun üzerinde bulunan kullanışlı bir kontrol düğmesi geri vites kilidini açıyor ve geri vitesi seçmek için vites pedalının kullanılmasını sağlıyor.

    Uzun yol için tasarlandı
    QuadSport Z400’ün şasisi, yüksek gerginlikteki çelik alaşımlı boru şeklinde şasi ve alt şasiden oluşuyor. Ayarlanabilir ‘coil-over’ şoklar ile bağımsız çift-üçgen kollu ön süspansiyon yolculuk konforunu artıran öğeler... Arka süspansiyon sistemi, tam ayarlanabilir ardışık hazne şoklarını bünyesinde barındırıyor. ATV’nin dingil mesafesi, 262 mm’lik yerden yükseklik ile 1,245 mm... Boru tipinde çelik tamponlar ve yüksek darbeye dayanıklı plastik patinaj plakası standart ekipmanlar arasında bulunuyor. Bu özellikler QuadSport Z400’ün uzun yol performansı için yaratıldığını kanıtlar nitelikte..



    Touring sınıfa çıkarma başlattı
    Honda touring modeli ST1300 Pan-European'ın makyajlı versiyonunu Türkiye’ye ithal etmeye başladı...

    Avrupalı tüketicilerin istekleri göz önüne alınarak yaratılan Honda ST1300 Pan-European’ın makyajlı versiyonu bir yıllık gecikmenin ardından Türkiye’de satışa sunuldu.
    V tipine sahip 4 silindirli motoru, çift kombine fren sistemine ek olarak sürücünün kendine güvenini en üst düzeye çıkaran tamamen bilgisayar kontrolündeki ABS fren sistemi ve kayma önleyici TCS sistemi, ST1300 Pan-European’ın göze çarpan özellikleri arasında bulunuyor.
    Touring motosikletlerin geniş hacimliler sınıfına giren ST1300, touring konseptini performansla biraraya getirip sürücünün kendine güvenini ve yolcunun rahatlığını arttırmak için yeniden tasarlanmıştır.
    ST1300, öncelikle aerodinamik yapısı ve ardından gelen güvenlik öğelerinin yanı sıra çevreci motoruyla performanstan ödün vermeyen, rahat kullanımı olan, uzun yolda doğayla iç içe olmayı seven motosiklet tutkunlarına hitap ediyor. Araştırma-geliştirme takımının tasarım hedeflerinden ilki, yüksek süratte motosiklete verilen genel aerodinamik yapının geliştirilmesi olmuş... Gerek grenaj üzerinde, gerekse motosikletin ana yapısında yapılan değişikliklerle güçlü, sportif ve konforlu bir sürüş sağlayan bir touring motosiklet geliştirme amaçlanmış. Motosikletin üzerine oturulduğu zaman ilk göze çarpan ideal bir oturma pozisyonu ve şık, kolay okunabilir ve sürücüye her türlü hava ve yol koşulunda motosiklet hakkında bilgiyi veren gösterge paneli oluyor.
    Bu panelin sol yanında sürücü ve yol durumuna bağlı olarak far ayarının yapılabileceği düğme gurubu bulunuyor. Far ayarı, özellikle görüşün çok azaldığı gece sürüşlerinde, sürücünün motosikletin doluluk oranına göre far ayarını yapmasına imkan sağlıyor.
    ST1300 sadece sürücü için değil yolcu için de keyifli bir sürüş vadediyor. Gövdeyle bütünleşmiş 70 litrelik standart yan çantalar, bir çiftin ihtiyacını karşılayacak boyutta. Bu çantaların hemen üzerinde konuşlandırılmış yolcu tutunma aparatları, yolcunun güvenliğini ve rahatlığını artırıyor.

    Aerodinamik yapı
    ST1300 için özel olarak geliştirilen yüksekliği ayarlanabilir siperlik camı, sürücünün her türlü hava koşulunda vücuduna uygulanan hava basıncını sıfıra indirmiş. Bu cam aynı zamanda önden gelen rahatsız edici ve denge bozucu rüzgar akımını da ortadan kaldırmış. Yüksekliği ayarlanabilir siperlik camı sadece belli bir boyutta olan sürücülere değil tüm sürücüler için kolay kullanım imkanı sunuyor.
    Süspansiyonun ayarlanabiliyor olmasıysa motosikletin ağırlığının artması halinde sürücüsüne yardım ediyor. Ayrıca bu özellik ST1300'ün yol tutuşuna da katkıda bulunuyor.
    Honda'nın geliştirdiği elektronik ABS fren sistemi, tekerlekleri frenleme esnasında kilitlenmekten kurtarırken kaygan zeminlerde de güvenliği artırıyor. Durma mesafesinin kısalmasında bir başka faktör ‘Dual CBS’ olarak isimlendirilen çift kombine fren sistemi. Bu sistem disklerin üstündeki üç kalipere fren aparatlarından herhangi birinin kullanımında; ön ve arka frene eşit olarak dağılmış basınç göndererek, en kısa mesafede duruş imkanı veriyor. Arka tekerleğin patinajda kalmaması için Honda tarafından özel olarak geliştirilen TCS sistemi, elektronik olarak kayma halinde ve yüksek tehlikeli virajlarda hız kesmek üzere devreye giriyor. Böylece durma esnasında ABS fren sistemi, bilgisayar sisteminden aldığı bilgileri kullanarak sürücüye konforlu ve güvenli bir duruş performansı sunuyor.
    Gelelim ST1300’ün kalbindeki motora... Honda tarafından geliştirilen 1300 cc hacmindeki V4, sıvı soğutmalı DOHC motor, elektronik yakıt enjeksiyonu sayesinde 8000 d/d’de 127 HP güç üretiyor. Bilgisayar kontrollü ve dijital transistorlu ateşleme sistemi, beş vitesli şanzıman üzerinden aktarma şaftı ile arka tekerleğe bu gücü iletiyor. Honda ST1300 Pan-European modelinin anahtar teslim satış fiyatı 27.778.000.000 TL.



    Yamaha'nın adrenalin makinesi
    Japon üreticinin namı dünyaya yayılmış R1 modelinin üçüncü nesli çok daha güçlü motoruyla alıcı bekliyor Yamaha mühendisleri ‘90’lı yılların ortasında supersport sınıfta pazar payı kavgası verecek bu motosikleti yaratırken böylesine bir başarıyı kuşkusuz beklemiyorlardı. Sunduğu motor gücüyle, kontrol edilebilme özellikleri arasındaki uyum R1’in bir anda rakipleri arasından sıyrılmasını sağladı.
    Yamaha yeni nesil R1 ile çıtayı bir üst basamağa taşımaya kararlı... Şimdiye kadar herhangi bir üretim aracında görülmemiş bir motor ve şase teknolojisine sahip olan motosiklet performans meraklılarının düşlerini süsleyecek.

    Bir önceki nesil R1’in namı ulaşmamış ülke yok denilirse yalan olmaz. 150 HP’lik güçlü motoruna karşılık sadece 177 kg’lik toplam ağırlık inanılmaz bir oranı ortaya çıkarıyordu. Yeni nesil R1’i görünce aklımıza şu geliyor: Bu rakamlar R1’in sürücüsü için açtığı sınırsız performans dünyasına giden yolda küçük bir basamak sadece...

    Daha da güçlü
    Üçüncü jenerasyon R1 supersport kategorisinin varolan parametrelerinin ötesine geçmek için üretilmiş tamamen yeni bir motosiklet. Yeni R1 performans ve tasarım arasında ideal bir denge yakalamak ve sınıfının en iyi performansını elde etmek için tasarlandı. Bir Yamaha üretimi motosiklette şimdiye kadar görülen en gelişmiş motor ve şase teknolojisine sahip olan yeni R1 selefinin altı yıl önce yakaladığı başarıyı da aşarak bir adım öne geçmeyi hedefliyor.
    Yeni R1’in ilgi çekici bir özelliği var. Toplam 172 kg’lik ağırlığa sahip bu motosiklet tam 172 HP’lik motor gücü sunuyor. Bu tarih kitaplarına geçmeyi garanti eden bir istatistik. Bu güne kadar 1:1 olarak tanımlanan güç ve ağırlık oranı görülmemişti...
    Dövme hava deliklerinin etkisiyle maksimum gücü 180 HP’ye kadar ulaşabilen R1’in motor gücü 1:1 bariyerini de kolaylıkla aşıyor.
    Yeni R1 yeni kısa stroklu motorunun bu derece yüksek bir performans sergilemesinde büyük rol oynayan dövme hava girişleriyle donatıldı. Temiz ve ılık hava ön kaportada bulunan hava delikleri tarafından yutuluyor ve bu hava sonra da kafesin önündeki kutu yapısının içinden yeni bir hava kutusunun içine geliyor. Ardından motora gönderilen hava motorun standart gücünün üstüne çıkmasını sağlıyor.

    Yeni vites kutusu
    Selefi gibi üçüncü jenerasyon R1 de Yamaha’nın yenilikçi, az yer kaplayan ve vites değiştirme konfigürasyonunu önden arkaya motor boyutlarına göre ayarlayan “yığınlı” vites kutusu sistemini kullanıyor. 12.500 d/d’de 172 HP olan motor gücü için yeni motosiklette altılı vites kutusu kullanıldı. Altı vitesin her birinin oranı yeni motorun özelliklerine uyması için revize edildi. Sonuçta birinci ve ikinci, ikinci ve üçüncü vites arasındaki oranlar birbirine yaklaştırıldı.
    Yamaha R1 güç ünitesinin ortaya çıktığı 1998 yılından beri motosikletin sahip olduğu motorun yenilenmesi, bu modelin markanın tarihi açısından attığı ilk büyük adım olarak değerlendirilebilir. Ayrıca yeni modelin şasesi de büyük bir geliştirme programının en önemli adımlarından biri olarak görülüyor. Yeni R1 şasesi günümüz sürücüsüne en yüksek sürüş performansını sunmak için geliştirildi.
    MotoGP programının çerçevesinde geliştirilen şase, geometrisi ve mekanik parçalarıyla deneyimli sürücülerin sınırları biraz daha zorlamasına olanak sağlayacak bir yol tutuş programı sunuyor. R1’in yenilenen tüm bölümleri gibi Deltabox V alüminyum kafesin tüm parçaları birbirini tamamlıyor. Bu etkileşimin en güzel örneği silindirleri 40 derece önde olan yeni motorun yerleşimi. Direklerin toplam genişliği 395.6 mm’ye indirildi. Bu rakam bir önceki modelde 464 mm idi.
    Motosikletin yeni kafes tasarımının sürücüsüne sunduğu avantajlar içinde artan sağlamlığı da var. Motosikletin bükülme oranı bir öncekiyle kıyaslandığında yüzde 200 daha az. Eskisine göre yüzde 200 daha sağlam olan üçüncü jenerasyon R1’in bu özelliği motosiklete ekstra bir ağırlık yüklenmeden elde edildi.
    Fakat yeni modelin üstün yol performansının sağlanması sadece bükülme oranının azaltılmasıyla değil aynı zamanda tasarımcıların kaza anında oluşabilecek olası darbeleri emme başarısını sunmak için her türlü yenilikten faydalanmasıyla gerçekleşti. Yeni Yamaha YZF R1’in satış fiyatı 23.900.000.000 TL.



    F650'ye performans dopingi!
    Enduro pazarındaki yoğun talebi göz ardı edemeyen BMW, iddialı F650 ürün serisini yeniledi... Enduro motosiklet sınıfı Alman üretici BMW için ayrı bir önem taşır. ‘80’li yılların başında yollara çıkardığı GS ürün serisiyle bu sınıfta önemli bir pazar payına ulaştı



    Firma hemen hemen her yıl küçük operasyonlarla ailenin güncelliğini koruyor. Hatırlanacağı üzere son olarak R 1150 GS ailesi yenilenmişti. Firma şimdi de elini F 650 serisine attı. Ailenin küçük motor hacimli üyeleri CS, GS ve GS Dakar artık daha güçlü motor tiplerine sahip. Gelecekte yürürlüğe girecek olan Euro2 emisyon normuna göre hazırlanan motorlarda çift buji taşıyor. Bu yakıtın daha iyi yanmasını sağlarken, performansta da artış getiriyor.

    Yenilik kalbinde
    Çift ateşleme sistemi, kapasiteyi önemli ölçüde artıran ve daha çok fonksiyonlu bir yazılım sunan yeni bir motor sistemi ile beraber geliyor: BMS-C II (BMW Motor System). Bu gelişmiş teknoloji sayesinde egzoz emisyonları azalıyor. Yeni motor, düşük yakıt tüketimi ile tanınan önceki modelden bile yüzde 6 (90 km/s hızda 3.2 litre/100 km) ile yüzde 14 (120 km/s hızda 4.3 litre/100 km) oranında daha az yakıt harcıyor. Maksimum güç ve tork aynı olarak kalıyor fakat maksimum torka artık daha düşük bir motor hızında ulaşılıyor. Susturucuların iç yapısı da değiştirilmiş ve katalitik konvertör, emisyon seviyesini örnek alınacak kadar düşük seviyeye azaltacak şekilde geliştirilmiş.
    F 650 serisinin motoru kadar olmasa da dış tasarımında da yenilikler var. Geliştirilen ön bölüm tasarımı, ‘büyük GS’i andıran ön çamurluk, yeni hava giriş paneli ve logo plakası, yenilenmiş rüzgarlık ve daha büyük farlar göze çarpan en önemli öğeler... Tasarımdaki bu değişiklik, GS ailesi içinde daha da yakın ve doğrudan bir ilişki yaratıyor. Küçük ama ilginç bir ayrıntı da, hava giriş paneli ve logo plakasının rüzgar ile birlikte basıncı azaltması ve böylece sıcak havanın yağ deposundan uzaklaştırılması. Yeni ve gelişmiş rüzgarlık her iki modelde de, özellikle sürücü kaskı bölgesinde, havanın etkisini azaltarak rüzgara ve olumsuz hava koşullarına karşı daha iyi koruma sağlıyor. Arazi sürüşlerinde sürücü isterse ön camı tamamen sökebiliyor.

    Ailenin tüm detayları...
    F 650 GS Dakar’ın rüzgarlığı, önceden olduğu gibi yine daha büyük ve koyu renkli. Ayrıca artık F 650 GS’de de bu tip bir şeffaf cam bulunuyor. Arka çanta askılarının yeni tasarımı ve yapısı sayesinde sürücü, araya bir tabaka koymaya gerek kalmadan arka çantanın bağlanmasını sağlıyor. Çeşitli bilindik çantalar bu yeni modellerde de kullanılabiliyor ama değişen bağlantı noktaları nedeniyle eski çantalar yeni modellere uymuyor. Geliştirilmiş gösterge tablosu tasarımı ve elektrik sistemi ile yeni farlar büyütülmüş merceği sayesinde yolu daha homojen biçimde aydınlatılabiliyor. Daha sert gösterge paneli profili ve gri renkli göstergeler teknik bir görünüş sunuyor ve rakamlar kolay okunuyor. F 650 GS ve GS Dakar’daki dörtlü ikaz flaşörleri, önceki modeldeki gibi gidon ısıtma düğmesinin bulunduğu tabakada yer alan düğmeyle kontrol ediliyor. Yeni bir standart özellik de sürücünün aküyü çıkarmak zorunda kalmadan şarj edebilmesini sağlayan sabit güç soketi. Kabloyla çalıştırma olanağı, sürücünün hiçbir büyük parça çıkarmasına gerek kalmadan motosikleti kablo yardımıyla çalıştırmasını sağlıyor. Sinyal lambası ve debriyaj kolunda geliştirilmiş. Özellikle bayan sürücüler açısından önemli bir sorun, geniş açılı debriyaj kolu, yeni modelde ortadan kaldırılıyor. Geniş açı daraltılarak, küçük elli sürücüler için bile sağlam ve güvenli kavrama sağlayan ve gerekirse açısı değiştirilebilen bir debriyaj kolu yaratılmış.
    2002 yılı başında piyasaya çıkan F 650 CS’de operasyondan nasibini almış. Yeni model yılına çift ateşlemeli güç ünitesi dahil olmak üzere belli değişikliklerle giriyor: CS’in standart özelliklerine, F 650 GS’de de bulunan ayarlanabilir ve ergonomik debriyaj kolu, değiştirilmiş sinyal lambası ve güç soketi eklenirken, 2004 model yılında rüzgarlık desteği ve çanta askısı yarı-saydam değil, siyah plastik olarak karşımıza çıkıyor.



    Honda'nın son kararı!
    CBR ailesinin son üyesi olan Fireblade, ‘Daha azda, daha çok’ gibi ilginç bir felsefeyle yaratılmış...Motosiklet tutkunları Honda’nın yıllar önce Türkiye’de satışa sunduğu CBR 900 modeliyle ilgili reklam çalışmasını hatırlarlar: ‘CBR 900 RR son karar!’...

    Super sport sınıfına fırtına gibi giren CBR 900 firma kurmaylarını üzmemiş ve önemli satış rakamlarına ulaşmıştı. Seriye eklenen yeni modellerle gördük ki 900 RR hiçbir şeyin sonu değilmiş. Uzakdoğulu üretici hemen hemen her yıl aileyi yenilerek ürünün popülaritesini sürdürdü.
    Firma şimdilerde teknolojinin son nimetleriyle donattığı CBR 1000 RR Fireblade modeliyle fanatiklerinin karşısına çıkıyor.
    Firmanın ‘Daha azda, daha çok’ sloganıyla satışa sunduğu motosiklet, 600 cc’lik motosikletlerin karoserini taşıyor. Kalbindeyse 1000 cc’lik güçlü bir performans motoru bulunuyor.
    CBR ailesi 1992 yılında piyasaya çıkan CBR900RR Fireblade serisiyle super sport sınıfına dahil olmuştu. Honda son modelinde öylesine iddialı ki bu sınıfın kitabını baştan yarattık şeklinde açıklamalar yapıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse Fireblade sahip olduğu özelliklerle sınıfında bulunan diğer motosikletleri de etkileyeceğe benziyor.

    Pistlerden yollara
    Fireblade tüm bu seneler boyunca köklü hatta bazen radikal sayılabilecek bir değişim sürecine girse de iki temel gelişim ilkesine her zaman bağlı kaldı: ‘En güçlü, en hafif’. Motosikletin motorunda da ufak değişiklikler yapılsa da motorun dış görüntüsünün mümkün olduğunca ince görünmesini isteyen mühendisler boyutlarla oynamadılar.
    Bir önceki CBR600RR modeli gibi Fireblade’i diğerlerinden ayıran özellik sadece performansı ya da hafifliği üzerinde durulmaması. Fireblade, bir motosikletin sürüş ve performansının sadece büyük rakamlarla değil de motorunun tüm güç bandında kullandığı etkili güçle belirlenebildiğini gözler önüne seriyor.
    Fireblade tamamen yenilenen 998 cc’lik motoruyla Dünya Superbike seviyelerinde bir performans yakalaması için tasarlanmış. Hiç olmadığı kadar kısa ve sıkı olan motosiklet CBR600RR’de karşımıza çıkan yeni Dual Sequential Fuel Injection Sistemi ile yeni hava indüksiyon sistemini birleştiren bir güç iletim ünitesi sunuyor.
    Motosikletin şasisinde birtakım heyecanlı alanlar yaratmak isteyen Fireblade gelişim ekibi, Honda’nın yüksek sürüş ve yarış performansına sahip MotoGP şampiyonu RCV211V modelinin üzerine eğildi.
    Zaten Fireblade’in dış tasarımı da Honda’nın MotoGP şampiyonu RC211V’den izler taşıyor. Pist kadar yollarda da iddialı olan Fireblade, Honda’nın yarış ruhunu en son teknolojiyle birleştiriyor. Bu motosiklete binenler kendilerini bir an için MotoGP şampiyonu Valentino Rossi gibi hissedebilir.
    Fireblade temel özelliklerinin çoğunu Honda’nın yeni MotoGP şampiyonu RC211V’den alıyor. Yarışlarda sağlamlığı kanıtlanan ileri teknolojiyle donatılan yeni “RR” birçok tasarım ipucunu MotoGP sezonuna borçlu. Ön camı bir önceki modellere kıyasla daha alçak olan ve sokaklar yerine pistte kullanıma daha yatkın olan yeni Fireblade’in açılı burnu bu modelde daha keskin bir şekil almış. Küçük formu ise motosiklete hız ve hafiflik katıyor. Motosikletin kaportası, motora ve şasiye daha kolay ulaşım açısından üst taraftaki bölümlerden daha farklı bir materyal kullanılarak yaratılmış.
    Fireblade’in özel olarak tasarlanan benzin deposu kapağının direksiyon tarafından ölçüldüğünde bir önceki modelden daha kısa olduğu görülüyor. RC211V yarış modelinde test edilen bu yeni tasarım sürücüyü aracın ağırlık merkezine yaklaştıran yeni RR’ın dokusunu oluşturan en önemli özelliklerden biri.

    Fireblade’in düzgün ve hızlı MotoGP görüntüsüne ek olarak ilk defa yeni CBR600RR’da gördüğümüz ‘Line Beam’ farlar da eklenmiş. Motosiklete daha modern ve cesur bir görünüş katan bu farlar birçok motosiklette kullanılan ikili farların yarısından daha küçük olan şeffaf mercekler aracılığıyla yüksek bir aydınlatma kapasitesine sahip.

    Kalbine dikkat!
    Yeni Fireblade’in dört silindirli motorunda yapılan ve motosikletin yarış pistlerindeki performansını artırıcı bazı yenilikler mevcut. Öncelikle motorun darlığını korumak amacıyla motosikletin silindir oyukları ve mesafesine dokunulmadı. Bunun yerine 54 mm olan “stroke” 56.5 mm’ye çıkartıldı. Motorun krank mili, ana şaftı ve transmisyon milinin düzeni tamamen değiştirilirken, transmisyon mili motorun boyutunu küçültmek için ana şaftın altına alındı. İkinci bir titreşimi en aza indirgemek için dengeleyici bir şaft kullanıldı. Dengeleyici milin krank milinin titreme hareketine olan etkisini en aza indirgemek içinse motorun çekim merkezine yakın bir yere kondu.

    CBR1000RR Fireblade
    Motor
    Motor hacmi: 998 cc
    Çap x strok: 75x56.5 mm
    Maks. Güç: 172 HP / 11250 d/d
    Maks. Tork: 115 Nm / 8500 d/d
    Yakıt tankı: 18 litre



    BMW'nin büyük sınavı...
    BMW markası motosikletseverlerin gönlünde chopper, enduro veya touring modellerle anılır. Marka şimdilerde yeni geliştirdiği K 1200 S modeliyle supersport sınıfında pazar payı kavgası vermenin hesaplarını yapıyor.
    K 1200 S’in üretimine 1 Haziran’da Berlin’deki fabrikada başlandı. Fakat banttan çıkan ilk ürünler şirket içindeki çalışanlara dağıtılacak. Bunun en önemli nedeni üretim sürecinin tahmin edilenin altıda bir sürede başlaması. Lansmana kadar insan kaynaklarının eğitimi ve ürün üzerindeki geliştirme çalışmalarıyla yüksek kalite seviyesinin yakalanması planlanıyor.


    Motor gücüne dikkat!
    K 1200 S’in sportif potansiyelini teknik özelliklerinden anlamak da mümkün: Sıralı dört silindirli, 1.157 cc hacimli motor, 10250 d/d’de 167 HP güç, 8250 d/d’de 130 Nm tork üretiyor. Motorun en önemli özelliği maksimum torkun yüzde 70’inden fazlasına 3000 d/d’den itibaren sunuyor olması... Bu motoru geliştiren mühendislerin asıl hedefi, sürüş keyfi ve kontrol edilebilme performansını bir arada sunabilen sportif özelliklere sahip bir motosiklet ortaya çıkarmak olmuş.
    59 x 79 mm çap/strok oranına sahip olan motor, kısa stroklu bir ünite. Hafif metal alaşımlı, yatay olarak bölünmüş karterde bulunan iki adet dengeleyici şaft, kütlelerin dengelenmesini ve titreşimin azalmasını sağlıyor.
    Motor karterinin yassı tasarımını elde edebilmek için özel bir yağlama sistemi hazırlanmış. Bu sistem motorun daha alçak bir pozisyonda yerleştirilebilmesine olanak tanımış. Öne doğru 55 derecelik açıyla yerleştirilen karter ile birlikte düşük bir ağırlık merkezi sağlanmış.
    K 1200 S’in bir diğer önemli özelliğiyse yeni geliştirilen 6 ileri vitesli şanzımanı. Duolever ismiyle anılan ve elektronik olarak ayarlanabilen süspansiyon sistemi öne çıkan teknolojik özellikler arasında... Duolever, kinematik açıdan değerlendirildiğinde; dönebilecek ve böylelikle ön tekerleğin kesin olarak aşağı-yukarı hareketini gerçekleştirmesini sağlayacak biçimde bir çerçeveye monte edilmiş, dikey paralel mafsallardan oluşan bir kareye benziyor. Duolever, tekerlek taşıyıcı olarak adlandırılan çok rijit bir parçanın içerisine monte ediliyor. Yüksek dirence sahip alüminyum alaşımlı hafif bir parça olan taşıyıcı, iki mafsal aracılığıyla dikey mafsallara bağlanıyor ve böylece aynı anda direksiyon hareketini de yürütüyor. Merkezi helezonlara bağlanmış bulunan dikey mafsal, süspansiyon ve sönümleme sağlıyor. Bu sistemin avantajları, düşük ağırlık, yüksek oranda sertlik ve ideal tekerlek oranları... Bu sistem ESA (Elektronik Süspansiyon Ayarı) olarak tanımlanan yeni bir opsiyonla alınabiliyor. Süspansiyon, sönümleme ayarı gidonda bulunan elektronik bir düğmeyle yapılabiliyor.

    Eylül’de yollarda...
    K 1200 S’de çok gelişmiş bir elektrik sistemi bulunuyor. Geleneksel sistemlerden daha basit olan CAN teknolojisi sayesinde işlevler çok daha hızlı. K 1200 S için indigo mavi ve granit gri boya seçeneklerinin yanı sıra çok renkli alternatifler de bulunacak.
    Katalitik konvertör, ABS fren sistemi ve bakım gerektirmeyen şaftı sayesinde yeni K 1200 S, supersport sınıfında iddialı bir model olacak. Lansmanı Münih Intermot Fuarı’nda yapılacak olan K 1200 S’in satışına eylül ayında başlanacak.

    Teknik Özellikler
    Motor: 1157 cc,
    Çap x strok: 79 x 59 mm
    Silindir sayısı: 4
    Maks. Güç: 167 HP -10250 d/d
    Maks. Tork: 130 Nm – 8250 d/d
    Sele yüksekliği: 820 mm
    Yakıt tüketimi (90 km/s): 4.7 sn


    Yenilik rüzgarı K1200 LT'ye sıçradı
    Alman üreticinin touring sınıfına yönelik atağı rakiplerini de harekete geçireceğe benziyor. Bu lüks sınıfın önde gelen üreticileri arasında yer alan BMW, K1200 LT modelinin motor ve yürüyen aksamında önemli yenilikler gerçekleştirdi. Teknolojik anlamda önemli bir evrim geçiren motosiklet ilgi çekici teknik özellikleriyle dikkat çekecek.
    BMW Motorrad mühendisleri motosikletin tasarımında da ufak değişikliklere gitti. Dış görünüm yeni çehresiyle farklılaşırken, ürün yelpazesine yeni renk seçenekleri eklendi.
    Yol tutuş ve sürüş özellikleri açısından önemli gelişmeler kaydedildiği iddia ediliyor.
    K1200 LT uzun mesafeli yolculuklarda sağladığı maksimum rahatlık, konfor ve sürüş kalitesi ile bütün talepleri karşılamaya devam ediyor.
    Motosikletin en büyük teknolojik özelliğiyse elektro-hidrolik orta sehpa. BMW Motorrad’ın geliştirdiği elektro-hidrolik orta sehpa, böylesine ağır bir motosiklette bile konfordan ödün verilmemesini sağlıyor. Motosiklet tamamen yüklendiğinde hatta arkada bir yolcu olduğunda bile sürücü, yerinden kalkmasına gerek kalmadan, gidonun sağ tarafındaki bir düğmeye basarak motosikleti otomatik olarak yükseltebiliyor.
    Bu işlem sırasında, elektrikli bir pompa hidrolik sistemde basınç yaratılıyor ve elle müdahaleye gerek kalmadan motosiklet yükseliyor.

    Farklı selesi
    K 1200 LT’nin selesinde de değişiklik var: Selenin yapısı ve geometrisi yeniden tasarlanmış. Böylece sürücünün motosikletle daha iyi bütünleşmesi sağlanıyor. Bu yeni sele kısa boylu sürücülerin yere daha kolay ve rahat basabilmesi için de başarılı...
    Sürücü selesinin yeni tasarımı ve konfigürasyonu, “adım uzunluğu” adı verilen yeni bir kritere göre yapıldı. Sürücünün ayağının iki dayanma pozisyonu arasındaki tüm uzunluğunu (iç bacak uzunluğuna göre hesaplanıyor) kapsayan bu yeni standart yalnızca selenin yüksekliğini değil, ön tarafının biçimini ve genişliğini de dikkate alıyor. Böylece, 1.69 m boyundaki sürücüler bile bu yeni selenin müthiş niteliklerinden yararlanıyor, ayaklarıyla yere sağlam basabiliyor ve motosikleti eskiye oranla daha rahat ve kolay kullanabiliyor.
    Motosiklet motorunun tümüyle yenilenmesi sayesinde sürücüler yolda daha da üstün performans ve stil elde ediyorlar. Yeni K 1200 LT’in eksantrik mili, gaz kelebeği, hava emiş yolu ve emme manifoldunda yapılan değişikliklerle ve yakıt püskürtülmesi zamanında yapılan geliştirmeler, maksimum üretimi 115 HP’ye (% 15 artış) ve maksimum torku da 5 Nm artış ile 120 Nm’ye çıkarıyor.
    Yüksek oranlı dişliler ve geliştirilmiş beş ileri vites kutusu ile motosiklet artık daha da pürüzsüz ve rahat ilerliyor, sesi minimuma iniyor ve vites kavrama optimum düzeye geliyor.

    Zarafet artmış
    Gövde parçalarının genel çizgisi değişmeyen K 1200 LT, birkaç çarpıcı değişiklik ve detaylı gelişim sayesinde, eskisinden daha rafine, çağdaş ve zarif görünüyor. Önceki modelde olduğu gibi, dış kaplama detayları ince ve tutarlı bir işçiliğin ürünü. Önden bakıldığında, yeni K 1200 LT özellikle iki bölüme ayrılmış farların yeni tasarımıyla dikkat çekiyor. Yeni serbest tasarımlı kısa hüzmeli farın altında, grenajla uyumlu bir uzun hüzmeli far yer alıyor. Yine serbest biçimli teknolojiyle hazırlanan bu uzun far, tıpkı kısa far gibi şeffaf camla kaplı. Böylece eski modele oranla yüzde 10 daha fazla ışık yoğunluğu elde ediliyor.
    Diğer bir değişiklik de ön çamurlukta. Eskisine göre daha geniş olan ve aşağıya kadar inen yeni çamurluk, hem yan grenajın hem de motor spoylerinin hatlarını devam ettiriyor.
    K 1200 LT’nin özel tasarımı, motosiklete zarif ve ince bir görünüm sağlayan magnezyum renkli metalik boya ile boyanmış teknik alan ve parçalardaki çift-ton konseptiyle daha da artırılıyor. Çeşitli metalik boya renkleri, artık standart olan özelliklerle çok iyi uyum sağlıyor. BMW K 1200 LT’nin anahtar teslim satış fiyatı 24.700 Euro.

    Teknik Özellikler
    Motor hacmi: 1171 cc
    Maks. Güç: 115 HP – 8000 d/d
    Maks. Tork: 120 Nm – 5250 d/d
    Ağırlık: 387 kg
    Yakıt deposu: 23.4 lt



    Amerikan tarzının son üyesi...
    Avrupalı tüketicilerin chopper sınıftaki motosikletlere yönelik ilgisi Honda’yı harekete geçirdi. Japon üretici VTX 1800 ve VT600 C Shadow modellerinin ardından VT750 C4 Shadow isimli yepyeni bir modeli tüketicilerle buluşturdu. 13 milyar liralık etiket taşıyan motosiklet iki silindirli 45 HP’lik bir motor taşıyor.
    Kolay kullanım özellikleri, tatminkar performansı ve ekonomik fiyatlarıyla diğer motosikletlerden ayrılan bu sınıf Amerikan tüketicisi tarafından keşfedildi.
    Sınıfı yaratan Amerikalı üreticinin tekelini kıran Japon üreticilerse her geçen yıl pazardaki paylarını artırıyorlar.
    Bu hareketli sınıfa son üye Japon üretici Honda tarafından kazandırıldı. Honda serisinde çarpıcı derecede güçlü örnekler olmasına rağmen yüksek güç rakamları ve hız konusunda çok iddialı olmayan bu model sadece açık yolda sürüş keyfini düşünerek hareket ediyor.

    Her yönüyle ilgi çekici
    Honda’nın chopper sınıfındaki motosikletleri Shadow 125’ten SuperV Twin Power VTX 1800’e kadar olan tüm model yelpazesini kapsıyor. Üstün performansı ve agresif duruşuyla VT 750DC Black Widow, 750 cc’lik rakiplerinin bulunduğu sınıfından sıyrılıyor.
    Bununla aynı motora sahip olan ve eski modelleri çağrıştıran VT750 C4 Shadow ise pahalı olmayan fiyatı ve iki kişiyi rahatlıkla taşıyabilen tatminkar performansıyla pazar payı arıyor.
    Yeni jenerasyon Shadow Cruizer’ı yaratan Honda’nın motosiklet bölümü mühendisleri çalışmalarına birkaç ana hedef belirleyerek başladı. Bu hedeflerin başında deneyimsiz sürücülere güvenlik hissi aşılayan ve deneyim kazandırmak için Shadow’un bu alanlarda kanıtlanmış kasasının yeni bir versiyonunu yaratmak vardı. Tasarım ekibinin tasarım hedeflerinin başında deneyimli olduğu kadar deneyimsiz sürücülerin motosikletin kontrolünü elinde tutmasını kolaylaştıran yere yakın bir model yaratmak vardı. Ekibin üzerinde durduğu diğer bir özellikse bu motosiklete kam final sürüş sistemi eklemekti.
    Yeni motor serisi içinse piyasada bulunan VT750 C3 Shadow’un 750 cc’lik V-Twin tip motoru düşünüldü. Bu motor düzeninde gaz pedalı çevrildiğinde vites değişimi sağlanıyor. Tüm bunların ötesinde orijinal çizgiler ve krom ayrıntılar kullanılarak VT750 C4 Shadow’u diğer motosikletlerden ayıracak nitelikli tasarım özellikleri verilmesine önem verildi.

    Selesi alçak
    Yeni motosikletin geçmişe öykünen tasarımı her yaştan, deneyimli, deneyimsiz, kadın- erkek tüm sürücü tiplerine uygun mükemmel bir sürüş keyfi vadediyor.
    VT750 C4 Shadow’un kendi sınıfında en çok konfor sağlayan alçak koltuğu sayesinde, sürücünün ayağı rahat bir şekilde yere değiyor. Yere yakın koltuk selesi sayesinde yeni motosikletin sürücüsü sürüş dinamiklerini en ince ayrıntısına kadar hissediyor.
    VT750 C4 Shadow’un 52 derece açılı V-Twin motoru bir önceki 750 cc modeliyle aynı. İkili buji, her silindirde üç valf özelliği ve tek 34 mm’lik karbüratörü ile motor gücünü gösteriyor. Bir önceki modelleriyle karşılaştırıldığında bu modelde basınçta bir artış göze çarpıyor ve daha iyi bir performans için bu özellik karbüratörün yeni egzoz alıcılarıyla yeni elektronik ateşleme zamanlama haritalarıyla birleşiyor. Bir önceki modeliyle karşılaştırıldığında VT750 C4 Shadow’un gücü azaltılarak motorun güç bandı daha etkin bir hale getirildi.
    VT750 C4 Shadow’un uzun vites oranlarını geliştirmek için motor tamamen yeniden elden geçirildi. Böylelikle kafesin merkez kemiği, koltuğu ve benzin deposu yere daha da yakınlaştırıldı. Motorun manivela kutusu uzun süre dayanıklılık sağlamak için tekrar tasarlanırken daha çok güvenirlik ve güç için krank milinin çapı geniş tutuldu. Bir önceki modelden daha kısa kafalara ve gösterişli krom bir dış yapıya sahip olan motorun silindirleri motosikletin sade tasarımına uygun olarak alüminyum ünitelerden oluşuyor.
    Honda’nın “Uzun ve kısa” sloganıyla öne sürdüğü CT750 C4 Shadow’u 750 cc sınıfı dahil kendi sınıfındaki yere en yakın seleye sahip motosiklet. Bu özellik ise geniş yuvarlak tek tüp arka sırtı ve çelik mil tabakalarıyla donatılan çift kaynaklı çelik kafesle sağlandı. Yeni tasarımda ayrıca motosikletin arka perdeli çamurluğunu destekleyen koltuk trabzanları için düzenlenmiş alt kafes mevcut.



    Kaynak: larende.com
    Cikolota disLeriMizi.. Hayat DusleRimizi curutuyoR...


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    Oytun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Temmuz 2004
    Şehir
    Istanbul
    sağolasın.
    ...Oytun...
    ..Ainador..

  3. #3
    swalbard - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Nisan 2004
    Şehir
    Antalya-Ankara
    Eyw

  4. #4

    Üyelik
    04 Haziran 2004
    Motosikleti
    Mondial, M 150 Vulture
    Ellerine sağlık, çok iyi olmuş...

  5. #5
    Peril - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Mart 2004
    Şehir
    istanbul-pendik
    ellerine sağlık be arkadaşım

  6. #6
    bartender07 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    04 Kasım 2005
    Şehir
    alanya/antalya
    Motosikleti
    yamaha ybr ...bws.. aprilia rc 50
    İyİ ÇalŞma OlmuŞ Saolasin
    [FONT="Comic Sans MS"][B][U][COLOR="Red"][SIZE="2"]ZEKİ ÇEVİK VE AHLAKSIZIM[/SIZE][/COLOR][/U][/B][/FONT]

  7. #7
    super_meke - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Kasım 2005
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    varadero
    verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.
    sagolasın

  8. #8
    Journeyman_35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Nisan 2006
    Şehir
    izmir
    Motosikleti
    BMW F650

    Teşekkürler...

    Elinize sağlık....
    Çok güzel bilgiler....
    [FONT="Verdana"]
    [COLOR="Red"]" Tanrım, iyi bi adam yap beni, yalancılara kandırtma, karşımdakilerin doğru anlamalarını sağla, gerçek sevenlerimi koru ve gözet; sınırlarımı koyma gücü ver sevdiğimde ve kavga ettiğimde..."[/COLOR][/FONT]

  9. #9
    serkan79 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    09 Nisan 2006
    Şehir
    istanbul / Bahçelievler
    Motosikleti
    SYM GTS 250
    vay be harbiden üşenmeden yazdınmı bunları şimdi oku oku bitmiyo
    yoksa kopyamı cektin

  10. #10
    gcc_ondr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Ocak 2006
    Şehir
    mersin-erdemli
    Motosikleti
    ybr 2006-gara ilan
    oku oku bitmiyor bu be
    yine de saol paylaşım için...

    bir gün gelecek, gelecekte gelecek...B RH+

  11. #11
    inCeBy - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Nisan 2006
    Motosikleti
    as150 t1
    **EiwaLLah**
    [B][I][COLOR="DarkRed"]İ¢tïğïm Sïgàràm Gïßï¥dïñ. YàLñız Aràñızdà Tèk Bïr Fàrk Vàrdı. Sïgàràmî ßèñ ßèñïdè Sèñ ßïtïrdïñ...!![/COLOR][/I][/B]


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler