iyi haber geldi. durumunu güncelledikçe buradan paylaşalım o zaman, hatta fotoğrafları yayınlayacağı bir yer varsa, fotoğrafları da alıp burada veya başka bir konu altında izlesek güzel olmaz mı?
çok şükür yahu, resmi internet sitesi varsa paylaşabilecek arkadaşlar var mı?
en azından site yönetimi de yan taraflarda bir yerde bir pencere açarsa günlük takip edebiliriz.
http://www.dunyaninbilgisi.com/yürekçe adlı üyeden alıntı
buyur kardeş...
www.dunyaninbilgisi.com
sitesinten alıntıdır.
Hoşçakal Türkiye merhaba Suriye
Yine güneşli ve huzurlu bir sabaha uyandım, otelde kahvaltımı yapıp bir bardak çay alıp belki de son konforlu otel odamın keyfini çıkardım. Duş aldıktan sonra inip motorumu yükledim.
Antakya’da bir gün fazla kalmam beni Halep’te olası bir uğraştan kurtardı. Samandağ yoluna giderken kilometremin bozulduğunu daha önce anlatmıştım. Çarşamba (12.Ocak 2011) günü erken kalkıp kilometre dişlisini Jet Turizm’den almak için yeni Antakya Otogarına gittim. Burada HAMOK’tan Bülent (BLK) ile karşılaştım, serviste buluşmak üzere ayrıldık ve ben servise gittim. Yaklaşık 15 dakikada işim bitti bu arada yağ değiştirmeye karar verdim. Ankara’dan çıkarken Castrol’ün tam sentetik yağını koymuştum yağ eksiltme ihtimaline karşılık Shell’in 10/40 yağını koydum (Kendime not: Kilometrem 60800). Servisten çıkmadan orada bir arkadaş Reyhanlı’dan Fuat’ı arayıp benim geleceğimi yardımcı olmasını söyledi, telefonunu öğrenip çıktım. Mersin’de yaşayan bir arkadaşım arayıp İskenderun’a yaklaştığını onu görmeden gitmememi istedi. Onu beklerken Bülent’in ofisine gittik. Hem Halep otellerine baktık hem de sohbet ettik. Saat 12:00 gibi Hüseyin geldi bir kahve içip döviz almak için çıktık, Bülent eski otogarın karşısındaki Tevfik Eskiocak’ı önerdi gidip 1000 TL’lik dolar 100 liralık Suriye Poundu( Suri Lira) aldım. Hüseyin’le yemek yedik ve ayrıldık. Artık Halep için Reyhanlı yoluna çıkabilirdim saat 13:30 oldu. Reyanlı’ya varınca Fuat’ı aradım hemen geldi, ayaküzeri biraz sohbet ettikten sonra sınıra doğru yola çıktık. Fuat biraz daha Suri Lirası almamı önerdi, yolda arkadaşını aramış ve halletmiş. Sınıra varınca arkadaşı Mustafa Kayabaşı’nı aradı onu beklerken 100 dolarlık daha Suri lira aldım. Mustafa orada iş takipçiliği yapan çok cana yakın ve güler yüzlü bir genç. Fuat’la helalleşip sınırdan geçmek için işlemlere başladık, ben hiçbir şeye karışmadım J
Türkiye çıkışım 15 dakika sürdü J Teşekkürler Mustafa.
Eğer Cilvegözü’nden çıkış yapacaksanız arayıp yardım alabilirsiniz. Telefonu 0530 770 89 51
Sınır geçişlerinde eğer ruhsatınız sizin adınaysa sorun yaşamazsınız. Ruhsat başkasının üzerineyse çıkış yapılacak veya giriş yapılacak ülkelerin dillerinde araç sahibinin vekaleti gerekiyor.
Türkiye’den çıkış işlemleri şöyle; sıra beklemeden orada bekleyen kamyonların en önüne gidebilirsiniz, bundan kimse rahatsız olmuyor.
1- Öncelikle kapıya gelmeden sağ taraftaki kulübeden Lapsete belgesi alın. Burada dikkat edilmesi gereken şu; lapsete 2 tane biri beyaz biri kırmızı, eğer tekrar buradan giriş yapacaksanız kırmızı olan lapseteyi saklamayı unutmayın, girişte lazım olacak.
2- Girişte solda gümrük muhafazaya gidip gümrük sahasına giriş işlemlerini yaptırın.
3- Bir arkasındaki bölümden 15 TL verip çıkış pulu alın.
4- 100 metre ilerleyip polise lapsete ve pasaportu verip çıkış işlemleri tamamlayın. Lapseteyi alıp son gişeye gidin.
5- 12 numaralı gişede tescil işlemleri yapılıyor, eğer aracınız ilk kez yurt dışına çıkıyorsa Türk ruhsatı, lapsete ve pasaport ile bilgi güncelleme yapılıyor.
6- Artık işlemler bitti, elinizde sadece lapsete kalarak çıkış kapısına geliyorsunuz, oradaki memur lapseteyi alıp kontrol ediyor ve çıkış yapıyorsunuz.
İşlem sırası çok gibi görünse de çok hızlı ve basit, soru sorduğunuzda güler yüzle cevaplar alabiliyorsunuz.
Aslında daha kolay bir yöntemi var Mustafa’yı arayın. J
Sıra Suriye’ye giriş işlemleri için yanınızda ayrı ayrı yerlerde 100 Suri lirası bulundurun çünkü 2 yerde rüşvet vermeniz gerekiyor, rüşvet istendiğinde ne verirseniz o kalıyor para üzeri yok. J
1- Suriye sınır girişine gelmek için yaklaşık 1 Km devam edin Bab Al Hawa kapısına gelin. Burada dikkat, giderken tek yön gibi görünen bu yolda aniden karşıdan gelen bir araç olabilir dikkatli olun.
2- Kapıya geldiğinizde Solda bir bina var oraya girin, girişte tam karşınıza triptik işlemlerinin yapılacağı bölüm geliyor sola dönüp binanın en solundaki bölümde (arrival) mavi bir karta kişisel bilgilerinizle doldurmanız gerekiyor. Bu kartla birlikte pasaportu polise verip giriş işleminizi yaptırın.
3- Daha sonra Bank yazan bölüme sigorta ve giriş için para ödemeniz gerekiyor, bankadakiler çat pat İngilizce biliyorlar. İlk önce 50 dolar istiyorlar 3 aylık sigorta için. Burada kısa kalacağınızı söyleyin en az 1 aylık sigorta (Te’min lafını duyunca anlayın ki sigorta) yapılıyor ücreti 28 dolar. Ayrıca giriş ücreti olarak 10 dolar daha ödüyorsunuz. Burarda dikkat eğer Suriye’ye 1’den fazla girecekseniz (örneğin Laskiye, Tartüs, Lübnan, Şam rotası gibi) sigorta makbuzunu mutlaka alın.
4- Girişte karşınıza gelen bölümde sağ taraftaki pencereye triptiğinizi ve 200 Suri lira rüşvet verin, zaten açıkça istiyorlar. Triptiğe bazı bilgiler girip onun sağı sizin solunuzdaki masaya uzatıyor oraya da 100 Suri rüşvet verip triptiğinizi alın.
5- Dışarı çıkıp köprü gişelerine bu yere motorunuzla gidin triptiğinizi oradaki görevliye verin, kontrol edip bazı bilgiler girip triptiğinizi size geri veriyor, gümrük işlemleri bitti.
6- Pasaportunuzu kolay ulaşabileceğiniz bir cebinize koyup devam edin, yaklaşık 1 Km ileride bir demir kapıda Suri polisler var pasaportunuzu alıp kontrol ediyorlar ve size veriyorlar, pasaportunuzu alın Halep sizi bekliyor.
Ben Türkiye çıkış Suriye giriş işlemlerimin tamamını 50 dakikada hallettim.
Yaklaşık 50 Km sonra Halep’teydim.
Halep bilgilerini buradan takip edebilirsiniz.
Suriye ile ilgili basit bilgiler
1 Dolar: 45 Suri Lira
1 litre benzin: 44 Suri Lira (benzin alırken 50 veya 100 ün katlarında alın para üzeri vermek istemiyorlar örneğin 860 Suri liralık benzin aldınız ve 1000 Suri verdiniz üzerini vermeye pek yanaşmıyorlar)
1.5 litre kapalı su 20-25 suri
Halep: Aleppo
Şam: Damascus
Sol taraf: Al Yesa’ar
Sağ taraf: Al Yem’in
Şehir: Medine
Belediye: Belediye
Nasılsın: Keyf al hal
Yemek: Akl
Evet: Ayva
Yok: Mahfiş
Sıcak su: Hamam Harara (banyo için)
Nerede: Ayn
Su: Ma’a
Trafik ışığı: aşarat (işaret)
Dönel kavşak: (Duvar ya da çok benzer bir kelime)
Kaç para: Kem lira
Benzin: Benzin (benzin alırken mutlaka benzin pompasında durun yoksa motorunuza motorin konulabilirJ )
Teşekkür ederim: Şükran
Merhaba: Selamın Aleykum
İleri veya düz devam et: Savey
Otel: Otel
Sihirli kelimeler: ene Turkiya, Murat Alemdar (Polat değil) Memati, Tayip Erdoğan J
Halep’e vardığımda hava kararmak üzereydi. Tabelalar oldukça düzenli ve gitmek istediğiniz yeri rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Benzin için Halep daha iyi girişte 700 Surilik benzin aldım. Hatay’da Aziziye denilen bölgenin Müslüman bölgesine göre daha güvenli olduğunu öğrenmiştim. Halep trafiği bana anlatıldığı gibi gelmedi, oldukça düzenli.
Hemen her kavşakta motosikletli polis var zaten bunun dışında pek motosiklet görmedim.
Sora sora 15 dakikada Aziziye bölgesini buldum, önce Planet Otel’e gittim fiyat 70 dolar ve bu benim bütçemin oldukça üzerinde. Resepsiyondakine daha ucuz otel olup olmadığını sordum, bu arada otel resepsiyonları ve kaliteli lokantalar dışında İngilizce bilen yok gibi, polislerin bazıları biliyor.
Resepsiyonist Al Faraj’da daha ucuz otellerin olduğunu söyledi, Al Faraj’ı bulmak için yola çıktım ikinci polise sorarken “tüm motosikletçilerin kaderi” iki tane genç “abi Türk’müsün?” diye sorunca sohbet etmeye başladık, Yunus Emre Ankara’lı 4 aydır Halep’te inşaat malzemeleri alıp satıyor, Ahmet İstanbul Kadıköy’lü İstanbul Üniversitesi Hukuk son sınıfta, Avrupada bir çok ülkeyi görmüş şimdi Suriye, Lübnan ve Ürdün’ü dolaşıyor.
Pırıl pırıl, cana yakın ve çok neşeli çocuklar. Ahmet’le rotalarımız aynı ben bir gün sonradayım, belki yine karşılaşacağız.
Al Faraj’ın pek iyi olmadığını bana daha ucuz ve iyi bir otel bulabileceklerini söylediler. Yolun biraz yukarısında sucuk yapan (ama bizim bildiğimiz sucuk değil dana etinden mükemmel bir şey) bir ermeni Suriye’linin olduğunu onun buraları iyi bildiğini söylediler. Onlar yaya ben yavaş yavaş 100 metre ilerideki büfeye gittik.
Büfe sahibi Türkçe biliyordu, biraz sohbetten sonra Cilicia (Kilikya okunuyor) Oteli tavsiye etti. Cilicia Otel 70 dolarlık Planet Otel’in hemen yanında arada bir otel.
Oteli bulup fiyat sorduk önce 40 dolar demesine rağmen 32 dolara kahvaltı dahil anlaştık.
Motoru otelin önüne park edip odaya çıktım arkadaşlar beni aşağıda beklediler 10 dakika sonra Halep sokaklarındaydık. Eski Halep’in içinden geçerek Halep Kalesi’ne geldik. Kale akşam görünüşüyle oldukça etkileyici, yarın sabah yine geleceğim.
Kalenin karşı kapısından Suuk yani kapalı çarşıya girdik dükkanların çoğu kapalıydı, Yunus Emre beni ertesi gün gezeceğim yerleri tarif ederek bir tur attırdı, birkaç fotoğraf çektim. Kontörlü telefon kartı aldım 220 suri içinde 200 kontör var bakalım Türkiye’yle kaç dakika konuşabileceğim.
Halep bir meydan etrafında yayılmış bir şehir, Sheraton ve Abdülhamit’in yaptırdığı saat kulesi şehrin merkezi gibi. (bana göre).
Bu su kanalı oldukça büyük ama su kanalının içine bir kanal daha yapmışlar, galiba hiç dolmuyorJ
Kalenin tam karşısındaki bu restoranı not edebilirsiniz.
Anadolu restoran “mecbur kalınmadıkça gelinmeyecek bir yer.
Halep’te bütün dükkanlar küçük, sadece çarşıda değil her yerde.
Erotik filmler gösteren sinemada var vizyonu biraz geriden takip eden sinemada.
Yemek ve mutfak anlayışları farklı, etler böyle dışarıda duruyor ve içeride pişirilebiliyor.
Bu kapıyı unutmamalıyım çünkü yarın buradan geçip Zekeriya Camiine geleceğim. Sonra birlikte Olimpia Cafe’ye gittik, tek kelimeyle süper ve ucuz. Bu sufle 115 Suri.
Saat 23:00’e kadar sohbet ettik ve ayrıldık. Onlar bu gece otobüsle Şam’a gidecekler.
Buradan yine onlara çok teşekkür ediyorum.
Otele dönüp siteme bilgi göndermek istedim ama internete bağlanamadım. Resepsiyoniste göre işletim sistemimin Türkçe olmasından kaynaklandı, umarım öyle değildir, başka şehirlerde göreceğiz.
Bir kahve alıp odama çıktım ve derin bir uykuya daldım.
13 Ocak Perşembe
Sabah 7:30 da uyandım ve kahvaltıya indim, Halep’i gezip eğer gerek olursa bir gece daha kalacağım olmazsa yola çıkacağım. Planladığım rotada yaklaşık 350 Km yolum var, Hama, Homs şehirlerinden geçip “Çölün Gelini” Palmyra’ya gitmek istiyorum.
Saat 8:30 gibi dışarı çıktım hava kapalı ve serin. Kaleye yürüyerek gitmek istiyorum, yolda sahlebe benzeyen belki de sahlep olan bir şey içiyorum 25 suri, bu amcadan tadımlık bir çörek aldım 20 suri. Kale girişi ücretli, yerlilere 15 turistlere 150 suri, gişede gülerek Müslim, Türkia diyip 150 yerine 15 Suri ödeyip kaleye girdim. Bu taktiği her ücretli girişte denemeyi düşünüyorum. Kale gerçekten azametiyle ve korunmuş haliyle oldukça etkileyici, seyir alanından Halep tamamen görünüyor. Halep Kalesi hakkında bilgiler
Kalede dolaştıktan sonra kapalı çarşıya girdim, sabah erken olduğundan dükkanlar yeni yeni açılıyor, sabah şehrin uyanışını görmek oldukça keyifli. Kapalı çarşıdan dün belirlediğim kapıdan çıkıp Zekeriya (Emeviye) Camiinin yanına çıktım. Sabah esnaf dükkanlarını açıyor tepsilerde kahveler gidiyordu.
Tespih satan bu amcaya kahve içecek yer sordum o sırada yanımıza bir genç geldi yarı Türkçe yarı Arapça bani dükkanına çağırıp Habbehel denilen kahveden ikram ettiler. Maalesef fotoğraf çekmeme izin vermedi.
Dün akşam bu kahve hakkında konuşmuştuk Habbehel mutluluk tohumu anlamına geliyormuş, hatta etimolojisinde Habib sevgili Muhabbet kelimesindeki hab bölümünün aynı kökten gelip gelmeyeceği hakkında fikir yürütmüştük.
Normal kahvenin içine bu habbehel denilen kahveden konuluyor aroması ve içimi müthiş, mutlaka denenmeli.
Kahveden sonra Zekeriya Camiine girdim, ayakkabıyla girmek yasak, botlarımı çıkarıp emanet’e (Arapçası da emanet) bırakıp camiye girdim.
Camii çok ihtişamlı görünmese de anlam olarak çok önemli
Zekeriya Camii hakkında bilgi.
İçeride biraz dolaşıp Zekeriya XXXXXXX sandukasını gördüm, birkaç fotoğraf çekip avluya çıktım. Avluda camiye giriş için kullanılan 12 kapı ve hepsinin farklı isimleri var, bir rehber olmadığı için bilgi alamadım ama internetten araştıracağım.
Camiden çıkıp eski Halep sokaklarından geçerek otele geldim. Halep’te bir gün daha kalmak istemedim.
Motoru yükleyip yola çıktım, hava güneşli ve serin.
Kolayca şehir dışına çıkıp Hama yolunu buldum ve düz hatta dümdüz yoldan Hama’ya doğru devam ettim. Halep Hama arası yaklaşık 100 Km
Dümdüz yollara devam
Yaklaşık 1 saat sonra Hama’ya vardım burada hala çalışan su değirmenleri varmış onları görmek istiyorum.
Şehir merkezine girer girmez bir polise soruyorum ve aslında değirmenlerin yanında olduğumu anlıyorum. Normalde araç trafiğine kapalı olmasına rağmen kapıdaki adama Müslim, Tirkia diyerek zinciri açtırdım ve motorumu değirmenlerin önüne çekip birkaç fotoğraf çektim.
Hatay’da Özcan’ın verdiği bilgiye göre burada Sallura denilen tatlıdan yemeyi düşünüyordum ama motora inanılmaz ilgi var ve her adımda yaklaşık 15- 20 kişiyle devam ediyorum. Sallurayı başka şehirde yemeyi not alarak Homs’a doğru yola çıktım. Hama Homs arası yaklaşık 50 Km.
Homs bana hiç bir şey ifade etmeyen hatta itici bir şehir. Hiç durmadan Palmyra’ya devam ettim. Bu arada ilk birkaç kişinin Palmyra’yı bilmediğini görünce “bir yanlışlık var” diye düşünüyorum. Yine bir kavşakta ve yine bir polisten aldığım bilgi şu, “orayı Palmyra diye değil Tudmor diye sor”. Polis’in tarifine göre devam edip birkaç soruştan sonra Tudmor yolunu buluyorum ama bütün tabelalarda Palmyra yazıyor J
Yaklaşık 30 Km sonra “ÇÖLDEYİM”
Dümdüz yollardan, geçerek Palmyraya doğru ilerliyorum, yol oldukça tenha Tudmor’a varana kadar yaklaşık 150 Km boyunca 10 tane araç görmüşümdür, bu yalnızlık enteresan bir huzur veriyor, yola devam ediyorum. Yol üzerinde birkaç binadan oluşan yerleşim yerleri var, “dönüşte kamp yapsam mı acaba?” düşüncesi oldukça çekici geliyor, bakalım sabah ola hayrola.
Saat 16:30 gibi Tudmor yani Palmyra girişini görüyorum, girişte sağda tepede Kale benzeri bir yapı var ertesi gün ziyaret edilecekler listesine yazıp şehir merkezine ilerledim, benim girdiğim yerin hemen karşısında bir otel görüp durdum, fiyat 35 dolar, resepsiyonda Ekrem var kısa bir pazarlıktan sonra fiyat 20 dolar + Kahvaltı + Motorum otelin içine girecek J
Motorla kısa bir şehir turu attım ve burası bana hiç güven vermedi, bir kaç otele daha fiyat soruyorum 50 dolardan başlayan ve 90 dolara çıkan fiyatları duyunca yavaştan Tower Otelin yolunu tutup otele yerleştim.
Burada kendime göre bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum. Yola çıkarken tulum veya iki parça kıyafet ya da yazlık kıyafet konusunda karasız kalmıştım, sonuçta tulum giydim ve yazlık kıyafetlerimi de yanıma aldım.
Tulum içliğiyle hem beni soğuktan korudu hem de altımda kıyafetlerim olduğu için hazırlanmakta hiç vakit kaybetmedim.
Yola çıkarken Ankara’da arkadaşlarıma“yahu ben bir hata yapıyorum galiba, 6 aylık yola çıkıyorum ama iki yan çanta dolu top case boş” deyip şaka yapmıştım. Top case’in boş olması çok işime yaradı, buraya gündelik eşyalarımı yani, temizlik malzemelerim, montum, sırt çantam, kilitlerimi koydum. Bu bana şu ana kadar oldukça faydalı oldu, soyun giyin işleriyle hiç zaman kaybetmiyorum topcase’in iç çantasını alıp odaya çıkmak büyük kolaylık.
Otelden dışarı çıkıp birkaç restorana bakıyorum fiyatlar hem Halep’e göre pahalı 1 çorba 1 tavuk yemeği 1 kase yoğurt ilk önce 350 sonra 250 suri yani yaklaşık 5 dolar hem de kalite olarak daha aşağıda. Aynı mönü Halep’te 150- 200 suri arası.
Gezmeye devam ettim ve bir bakkaldan ton balığı, ekmek, kola ve su aldım toplam 150 suri. İnternet Cafe fiyatları sordum 1 saat 100 suri Palmyra çıldırmış olmalı
şu ana kadar olan bilgileri yazıp eğer vaktim ve enerjim kalırsa siteye yüklemek istiyorum.
internet cafeye gittim facebook icin proxy soruyor kendi web siteme ulasmak ise imkansız dakikalarca beklememe rağmen sayfalar açılmıyor. Telefon ile aramak mumkun değil.
Umarım merakta bırakmam.
Biraz daha gezdikten sonra yiyeceklerimle otele döndüm.
Akşam yemeğim.
Yarınki planım erken kalkıp Palmyra’yı dolaşmak, gördüğüm kadarıyla burada bir günden fazla kalmanın pek anlamı yok, sonrasındaki hedeflediğim şehir Tardüs. Otelde eşyalarımı toplarken sigorta için ödediğim paranın makbuzunu bulamıyorum, sabah motora tekrar bakacağım. Eğer bulamazsa sanırım Şam’a gideceğim. Önceki planım Palmyra, Tardüs, Lübnan, Şam, Ürdün rotasını yapmaktı ama tekrar Suriye girişinde 28 dolar sigorta ödemek istemiyorum.
Şimdilik “hayal ettiğim fiyatlar” dışında her şey iyi gidiyor, Mısır’dan sonra bu fazla harcamalarımı tolare edeceğimi “umuyorum”.
Mutlu yarınlarda görüşmek üzere
Dikkat ettinmi Özer abi,Harika bir haber..çok sevindim her seyin yolunda olduğuna
Edindiği tecrübe ve aktardıkları da süper doğrusu
Benzin ne kadar ucuz orada.
Neredeyse su ile aynı fiyatta.
Bahsi geçen kaçan benzin muhtemelen buradan gelmiştir
aynen sinan abi benzinin kalitesi nasılmış onuda sorsaydık keşkeDikkat ettinmi Özer abi,
Benzin ne kadar ucuz orada.
Neredeyse su ile aynı fiyatta.
Bahsi geçen kaçan benzin muhtemelen buradan gelmiştir
konu başlığından sonra içim gittmişti ama şimidi sevindimKendisinden haber aldık, Beyrut'da iyiyimiş
sağ salim döner inşallah
Suriye, Lübnan, Ürdün, Mısır, Sudan, Etiyopya, Eritre, Cibuti, Yemen, Umman, Hindistan, Bangladeş, Nepal, Pakistan ve İran rotasında tek başına 25 bin kilometre.
Üste catir catir euro saysalar gitmem buralara. Hemde motosikletle, üstelik tek basina. Gezgin arkadas ya gezicek yer kalmadi diyerek bu rotayi secti, yada gercekten harika bir rota. Nediyelim hayirli yolculuklar. Insallah basina bisey gelmez, minareyi calmis, kilifinida hazirlamistir kimse endiselenmesin.
Geçmiş olsun.Suriye yi geçmenin zor olduğunu duymuştum.
Hiç bir zaman tek başına yapılan uzun menzilli gezileri tasvip etmem.Binbir türlü zorlukla karşılaşılır.
Birde bu arap ve afrika ülkelerini gezme merakını anlayamıyorum.Herhalde şu TV belgeselleri insanları etkiliyor.
Kesinlikle haklısın necati abi.Geçmiş olsun.Suriye yi geçmenin zor olduğunu duymuştum.
Hiç bir zaman tek başına yapılan uzun menzilli gezileri tasvip etmem.Binbir türlü zorlukla karşılaşılır.
Birde bu arap ve afrika ülkelerini gezme merakını anlayamıyorum.Herhalde şu TV belgeselleri insanları etkiliyor.
O etkilenenler kervanında bende varim.
Ömrüm olurda senin yaşına gelirsem kafamda bi güney afrika turu var.
''Ohaaaaaa.. Dedirtmesemde, çüüüşşş...'' dedirtmeyi planlıyorum eşe dosta
Sevgili Sinan,Kesinlikle haklısın necati abi.
O etkilenenler kervanında bende varim.
Ömrüm olurda senin yaşına gelirsem kafamda bi güney afrika turu var.
''Ohaaaaaa.. Dedirtmesemde, çüüüşşş...'' dedirtmeyi planlıyorum eşe dosta
Bir gün şu pc nin başından kalkabilirsen yapacağını tahmin ediyorum
O bahsettiğim TV belgesellerini en az 3 motosiklet ve 2 lojistik aracı ile çekiyorlar.Bu işlerin tek başına yapılması,çılgınlık gibi bir şey
Birde o kadar vahşi hayvanın arasında motor arızalanırsa adam kafayı yer vallaKesinlikle haklısın necati abi.
O etkilenenler kervanında bende varim.
Ömrüm olurda senin yaşına gelirsem kafamda bi güney afrika turu var.
''Ohaaaaaa.. Dedirtmesemde, çüüüşşş...'' dedirtmeyi planlıyorum eşe dosta
Arkadaşlar Türkiyenin doğusuna seyahat etmiş o ülkelerde bulunmuş arkadaşlar varsa güvenli olup olmadığı konusunda yorum yapsınlar (tabiki örnekleri ile) . Onun dışında kulaktan dolma bilgilerle yorum yapmak biraz haksızlık etmek gibi geliyor bana.
Avrupalılar "siz Türkler hala deveyle seyahat ediyormuşsunuz " dediklerinde bizlerin nasıl kızdığımızı unutmamak lazım.
Bahsi geçen rotayı bu yıl pekçok motorcu yaptı ve güvenlik ile ilgili endişe dile getiren yok denecek kadar azdı. Çoğunlukla konaklama ile ilgili sorunlar dile getirildi.
selam motosiklet.net
ben erkan öztürk
yani cumbaba.
yani bu geziyi yapan kişi.
yorumlarınızı okudum kısa cevaplar vermek isterim.
öncelikle suriyede şöyle bir sorun oldu. gsm roaminge açık ama çalışmadı. internet hızı yavaş gmail ve kendi sitem açılmadı. facebook yasak proxy gerekiyor.
ben de oteleden aramayı düşünemedim, ama sorun yok.
Şimdi; Suriye ve Lübnan çok güvenli yerler. Ne sınır geçişlerinde ne de şehirlerde hiçbir sıkıntı yok. Trafik abartıldığı gibi değil. Benzin kalitesi gayet iyi her depoda standart 350 km nin üzerine çıkabiliyorum bir tek tudmor yani palmyradan aldığım benzinle az km yaptım ama bunda rüzgarın etkisi çok büyük oldu. 4 saat şiddetli rüzgara karşı sürdüm.
bazı mesajları okuyunca doğru bir iş yaptığımı anlıyorum.
Bariyerlerimizi yıkalım. Bu güne kadar bu tür gezi yapan arkadaşlardan bazıları belki de takdiri fazla almak için belki de tatmin için bence bazı konuları abarttılar.
ben şu ana kadar Türkiye Suriye, Suriye Lübnan, Lübnan Suriye, Suriye Ürdün sınırlarını geçtim inanın tek bir zorlukla karşılaşmadım. Hemen hepsi 1 saat civarında geçildi.
Sadece Lübnana geçerken benden önce birkaç otobüs vardı onları bekledim ama işlemlerde kesinlikle sorun yok.
Tabi ben tek başımayım, bu gezi genelde 3-4 kişi tarafından yapılınca işlemler %50 saat uzayabilir.
Bir arkadaşım africa ve doğu ülkeleri gezisini neden yaptığımı merak etmiş.
daha önce 2 yıl Viyana'da kaldım. Ülkemin o ülkelerden gerçekten bir farkı yok. tatil amaçlı gidilebilir, ben bu kez bu rotayı seçtim.
ayrıca konaklama yeme içme benzin masraflarını göze alırsam 3 te 1 maliyet çıkıyor
param buraları gezmeye yetti (ya da yeter umarım)
Buralar cadı kazanı gibi değil, Sudan'ı bilmiyorum.
Bizi panikleten ve durduran tek şey korkularımız, sakin kalıp durumu analiz edince çözülmeyecek sorun yok.
Evet işin riskinin farkındayım, hazırladığım kılıf, gidelim bakalım sonu ne olacak, eğer her şeyi hesaplamaya kalksam bunu geziyi yapamam.
ama inanın bu bir çılgınlık değil. Kimseye 6 aylık bu geziye çıkın diye zorlamam ama surişye lübnan ürdün için koyuncebinize parayı yola çıkın, başka bir şeye gerek yok.
paran ne kadarsa o kadarlık yaşama imkanı her ülkede var.
bazen tek olmak 2 kişden çok hada fazla avantaj sağlıyor.
Zaten bana sorulduğunda hep şunu söyledim, ben de diğer arkadaşlarımla aynı standartta biriyim motorum 1997 gelirim ve dil bilgim belli tek farkım gezmeye daha fazla zaman ayırabilmek ve belki belki daha fazla cesur olmak.
Cesurum derken kimseye korkak demek istemem daa cesur olun derim.
Ben bu geziye çıkarken 3 çantayla çıktım, bir de sosis çanta.
Top Case'im boş ve yan çantalarım yarısına kadar yedek motor malzemeleriyle dolu. Yani kılık kıyafet olarak pek birşey almadım.
Olası sıkıntıları çözebilecek malzemeler var yanımda.
10 günlük Suriye, lübnan Ürdün gezilerinde 3 çanta sosis çanta full yüklü giden arkadaşlarımın yerleri fazlasıyla olduğu için bunları taktıklarını düşünüyorum. Yoksa çok gereksiz geliyor bana hele ki 3-4 motor çıkıyorlar ki yedek malzemeler paylaştırılıp daha rahat gezilebilir.
Hem böylece şehir içi dolaşımları da çok rahat olur.
Arıza konusuna geline benim motorum herhalde 100.000 falan oldu bu güne kadar çıkardığı arızalar belli. Şöyle düşünüyorum (yeni model motorlar çin) bu motor bu zamana kadar arıza yapmamışta yapacağım 2.000 km de mi yapacak. Kronik sorun parçalarınız alın yanınıza devam en fazla 2 gün bir şehirde fazla kalır eksik parçayı getirtir yola devam edersiniz.
Benim düşüncem şu " kötüyü düşünürsen, kötü şey başına gelir" Murphy kanunu.
Eğer bir kişi İstanbul trafiğinde motor sürebiliyorsa şu ana kadar geçtiğim her yerde tabiri caizse öttürür.
hayvan her yerde var, güvenli şürüş eğitimleri sadece Türkiye de geçerli değil evrenseldir, siz bu eğitimi aldıysanız bence sorun yok.
benzin fiyatları
suriye 44 suri 1 dolar 46 suri yani 1 dolar
lübnan 1.2 dolar 1 dolar 1500 Lübnan Lirası
Ürdün yaklaşık 1.2 dolar. 1 Ürdün dinarı 1.5 dolar.
geziyi şahsi web sitemden takip edebilirsiniz, aynı resimleri hem photobucket a yükleme hem de siteye yüklemek çok zaman alıyor.
site yöneticisi isterse copy paste yapabilir.
site adımı reklam olur diye vermiyorum.
Bu yazıyı da siteme gelin diye yazmıyorum.
sadece internetim vardı bir şey ararken denk geldim, cevap vermek istedim.
eğer sorularınız olursa bana facebook veya siteden yazarsanız daha rahat cevaplayabilirim.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
Bizim buraların en meşhur motoru PANCAR dır
