1 . İki tekerlekli taşıt ...Şeytan arabası.

2 . İki tekerlek üzerinde,nasıl durabildiği anlaşılmaz şeytan icadı, binek.

3 . Eğer bu ülkede yaşıyorsak ve Türkçe konuşuyorsak, dili en iyi TDK'den öğrenebiliriz ve TDK (Türk Dil Kurumu) bu kelimenin doğru yazılışının "motosiklet" olduğunu söyler bize.

4 . Üzerinde olunması dünyanın en güzel şeylerinden biridir kanımca.

5 . Tehlikeyi göze alacak kadar seviyorsan artık tehlikedesin demektir. Her ne kadar kask, mont, eldiven, dizlik gibi önemli aparatlar takılsa bile, motor kazalarının çoğunda karşı tarafın suçlu olduğunu ve iki teker üstünde tek başına açıkta olduğunu unutmamak gerekir.Çok yaşanılası bir duygudur. Rüzgarını bir yiyen artık tiryakisi olabilir.
Gereken önemin kesinlikle verilmesi gerekir, hele hele kasksız yola çıkmak yuhalanacak şeydir.
Motorsiklet, efil efil gidip hava yapmak değil, emniyetli şekilde gerçek zevki tatmaktır.

6 . Otomobilden farklı olarak vücudun açıkta kaldığı, insan evladının içindeki uçmaya olan arzuyu biraz olsun tatmin eden, özgürlük abidesi.

7 . Motosiklet kimilerine göre heyecan ve macera arayan kızları tavlamak için kullanılan bir araçtır. Kimilerine göreyse "hızlı yaşa - genç öl - efsane ol" felsefesinin sembolüdür.

8 . Özgürlüğün ta kendisi.
Bir tutkudur motosiklet. kendini özgürce yollara vurmaktır. otomobilin penceresinden görünen dünyanın bir parçası olmaktır. rüzgarı hissetmektir.
Riske girmektir motosiklet; brokoli yiyip, lahana suyu içerek yüz yıl yaşamaktansa bol yağlı cızbız köfte ve patates kızartması üzerine bir sigara yakmaktır.Yeryüzünde uçmaktır motosiklet, zincirler arasında yüzlerce yıl yaşamaktansa minicik özgür bir kuş gibi uçarak veda etmektir hayata.
Kafa tutmaktır tüm dünyaya, size "serseri" diyenlere gülebilmektir.
Binlerce kardeşe sahip bir aileye girmektir motosiklet. yol kenarına çektiğinizde yardıma gelen, hiç tanımadığınız motorcu kardeşlerinizle saatlerce muhabbet edebilmektir.
Tuzla'dan Yeşilköy'e iş çıkışı saatinde 45 dakikada gidebilmektir motosiklet. trafikte sinirlenmemektir, hayatın kötü pençesine yakalanmadan aradan kayıvermektir.
Diğer motor aşıklarıyla her hafta buluşmaktır motosiklet, motosiklet sevginizi paylaşmaktır. sevgiyi paylaştıkça arttırmaktır.
Aidiyettir motosiklet. yüz motorcuyla beraber şile'ye grup sürüşü yapmaktır. altınızdaki motosiklet 300 km'ye çıkabilmesine rağmen gruba uymak, 80km'yle gitmektir.
Güveni görmektir motosiklet. arkanızdaki sevgilinizin bütün kontrolü size bıraktıp başını sırtına rastladığını hissetmektir.
Bağlanmaktır motosiklet, her akşam yargun argın eve gelip saatlerce kromaj parlatmaktır. sevgiyle kaplamaktır motoru, cilayla değil.
Bir aşktır motosiklet. tatmayan bilemez.

9 . Akıl almaz bir güzellik, akıl almaz bir keyif.
Şu dünyada yaşayan her faninin mutlaka bir kez üstüne binip o tadı almasını isterim açıkçası. Tabii,bu malak gibi kask falan giymeden binmek anlamına gelmiyor.
Takacaksın kaskını, giyeceksin montunu. sonra iki teker üzerinde efil efil esen bir İstanbul akşamüstünde sahilde gezeceksin motorunla.
İşte olay budur.

10. Uzaktaki sevgiliye duyulan ozlem misali, tekrar kavuşabilmek için sabırsızlıkla sezonun gelmesini beklediğim, hakkında çok şey söylenebilecek, ancak yaşandığında anlaşılabilecek duyguların, modern zaman şövalyelerinin atı.
Eğer bir motorcu evli ve yaşı kemale ermişse, karısı her ne kadar ona kızsa, sürekli söylense, andropoza girdin sen gibi yakıştırmalarda bulunsa da içinden kocası ile iftihar eder ama bunu belli etmemeye çalışır.O diğerlerine benzemeyen farklı bir adamdır. Diğer hemcinsleri gibi elinde uzaktan. Kumanda ile gün boyu televizyon karşısındaki, koltukta uyuklayacağı yerde kendisine, saygı duyulması gereken bir yaşam tarzı seçmiştir.Kadın her ne kadar adama sızlanıp dursa da kocasını motoruyla sevdiğini, hatta bunun adının aşk olduğunu, saçları kesilince gücü tükenen Samson gibi kocasının motorunu yitirince yokolucağını ve bütün ışıltısını yitireceğini bilir.Çocuklar ise motor kullanan ve hiç yaşlanmayan, dahası bütün diğer babalardan ayrı kendi babalarına hayrandırlar, okulda benim babamın motoru var diye anlatmaya başladıklarında sözcükleri heyecanla titrer, gözleri pırıldar...
Bir motorcu, halktan kopuk tatlı su aydınlarından, barların nemli ve loş aydınlıklarında ortama yeni düşmüş kızlara hayata dair engin bilgilerini aktaran entellektüellerden çok farklıdır.O, kim olursa olsun sanayiinin daracık ve çamurlu sokaklarındaki bir dükkanda, saçları kararmış bir mazot sobasının başında kalfalarla, çıraklarla birlikte ellerini ısıtıp sonsuz bir muhabbete dalmışken, kendini mutlu hisseder, bir aydının o hep içinde duyduğu, yalnızlık ve halkına uzaklık duygusunu yaşamaz bile...Kentin varoşlarında neredeyse bir dergâha dönüşmüş küçük bir dükkanda, artık bir bilge mertebesine erişmiş yaşlı bir ustayı, saygıyla dinlerken çoğu kez sözcüklerin , motoru değil de motorcu bakış açısıyla bir dünyayı, bir toplumu anlattığını bilir.
Sıradan insanlar düşünürler ki adamın biri altına son model, güçlü, süratli bir motor çekip kadınların hayranlığını ve ilgisini cezbetmiş... Bu yüzden "Ah ağbi şöyle bir baba motorum olsaydı şimdi ne kadınları götürürdüm ben" diye akıllarından geçirirler. Ama kadınları gerçek anlamda aşık etmenin aslında motorla bir ilgisi yoktur.motor yalnızca bir araçtır.Motor kendisini kullanan bilinçli, aklı selim bir insana çok değerli bir yaşam tarzı armağan eder, bilgelik verir, öğrenmenin sonsuzluğunun bilincindedir,en önemlisi motor özgürlüğün ve yalnızlığın adıdır , sonra çok iyi bilir ki ölüm her an yanıbaşındadır, bu motor kullanana apayrı bir derinlik, yaşama daha sıkı sıkıya yapışma gücü verir, sıcak masa başında, tv karşısında oturmak yerine iki tekerin üstüne tırmanıp bir bilinmeyene kucak açan motorcu, cesaretli ve korkusuzdur, o modern zamanların bir şövalyesidir, hangi kadın bir şövalyeye aşık olmaz ki?
Motorcu eşi, at yarışı oynamayan, maç günleri yüzünün yarısını bir renge, diğer yarısını başka bir renge boyayıp bir palyaçoya dönüşmeyen, eve hiçbir zaman içkili gelmeyen, hayatından öteki kadına ayıracak zamanı/parası/hayalleri asla olmayan bir erkeğe sahiptir...Bunun bir şans olduğunu o muhteşem altıncı duygusuyla iyi bilir kadın..Adam varsın karlı bir kış günü motorunu, balkon kapısından içeri soksun, salonun ortasına getirsin, çalıştırsın ve eline bir içki kadehi alıp sanki Vivaldi'nin mevsimlerini ya da bir Bach, Handel dinliyormuşçasına keyif ve huşu içinde motorunun rölanti sesini dinlesin...Bunu hiç önemsemez akıllı bir kadın.Dışardan yıkılan, parçalanan, tükenen evliliklerin uğultusu, mutsuz eşlerin acı dolu hıçkırıkları ta kendi evlerine kadar gelmektedir.Önemli olan, salonun parkesine yayılmış bezin üstündeki motor değil, yürütülen güzel, mutlu bir evlilik, birlikte yaşlanmaktır.Hatta bazı duyarlı kadınların, çocuklarıyla birlikte kocalarından gizli gizli ( şımarmasın diye ) motorların aynalarını ovarak parlattıkları, sıkı bir temizlik yaptıkları sıkça görülmüştür.

11 . Motosiklet özgürlük hissi veren, başlayan biçok kişide yaşam tarzına dönüşen, eğlenceli bir araçtır.

12 . Bir tutkudur motorsiklet. hobidir. başka hiçbir hobiyi hayatınızın içine bu kadar sokamazsınız. eğer bir motorsikletiniz varsa ve ulaşımınızı yılın 11 ayı onunla sağlıyorsanız günde en az iki kere tutkuyla bağlı olduğunuz hobinizi yapmış oluyorsunuz.Hem gündelik bir iş olan ulaşımı hemde hobinizi. Bunu sağlayan başka bir şey yoktur.

13 . Sıkışmış trafikte süzülüp gitmenin ayrıcalığıdır, park etme rahatlığının tadını cıkarmaktır

NOT:Tamamı Alıntıdır...