Yakında bir müddet İstanbul da kalacağım için bu hafta sonumu motosikletime ayırayım dedim.
Motosikletimle vedalaşayım biraz keyif alayım derken, bugün de mal bir yaya yüzünden tüm sinirim boşaldı..
Gürsel arkadaşımla buluşalım, ona kaska bana da bi kaç ıvır zıvıra bakalım dedik. neyse buluşma yerine keyifli keyifli orta şeritte giderken, üç şeritli yola yayanın biri fırladı. vatandaş sağ şeritle orta şeritin arassındaki beyaz çizgilere ulaşınca bu şimdi önüme atlar diye sağ şerde geçtim devam ettim. Ama nedense adam beni görmesine rağmen yolda geri dönüp sağ şeridin ortasında önümde durdu. hemen asıldım frene ama sanırım o sırada kalbim bile durdu.. öyleki, durabildiğimde motosikletim kaymaya başlamış bende neredeyse düşmek üzereydim. buna rağmen mal değneği olarak ancak işe yarayacak vatandaşın göğsüne sol aynam yapıştı yine de, adamın vücudunun üst kısmı neredeyse benim deponun üstünde.. napıyorsun sen yolun ortasında ne işin var dedim, bana beni görmüyor musun diye cevap verdi.
böyle cevap verince çıldırdım. kafamı sağa çevirdim kaldırımdaki bi kaç vatandaş film izler gibi bizi izliyor.. baktım vatandaşı gözüm kesiyor, dur sen dedim geç şu kaldırıma ben geliyorum. herhalde başına gelecekleri anladı ki, ben motosikleti daha düzeltemeden kaldırıma çıkıp hemen uzaklaştı.. o uzaklaştı ama benden herhalde bir saatlik sauna teri boşaldı. gürselin yanına gittiğimde hala ellerim hafiften titriyordu. allaha şükür bir şey olmadı. çarpsam birşey olsa al başına belayı..
nasıl bir mantıkla böyle hareket ediyorlar anlayamıyorum. ben de insanım o da.. aynı oksijeni tüketiyoruz.. kızmayaym diyorum ama aklıma geldikçe kızıyorum. küfretmemek için zor tutuyorum kendimi.. allah bilir bu insan suretindeki malın bir kaç tane de kendi gibi sıpası vardır. mal kendini yetiştirmemiş ki sıpasını yetiştirsin.. üreyip duruyorlar, hayatımızı daha kirli hale getiriyorlar.. insanın bunları gördükçe kafatasçı olası geliyor..
nasıl olacak, nasıl düzeleceğiz bilemiyorum. idrak sınırlarımı aşıyor..