forrap sitenin yazarlardan sorumlu bakanı gibi oldun.Birde yazının sonuna "Geregini bilgilerinize arz ederim" desen tam olacak
desperadost,ben teşekkür ederim böyle bir şeyi bize duyurduğun için.Bu konulardaki duyarlılığının farkındayım zaten.
ELINT,diğerleri müsait olmayabiliyor.Ben müsaitken duruma bende el atmak istiyorum hepsi bu Kötü iş yapana nasıl tepki veriyorsak,iyi işler yapanıda takdir etmek bu işin kuralıdır,biz iyi iş yapanların yanında olduğumuzu göstereceğiz ki onlar da boşa kürek çektiklerini düşünmeyecek,yaptıklarına devam edecekler
bende yolladım bir mail adam cok iyi yazmış yaw birde buradan teşekkür ler
BEN DEGİL,BİZ DİYE ÇIKTIK BU YOLA
Bende bir mail attım inşallah böyle duyarlı yazarlarımızın sayısı artar.
geçmiş geçmiş'te kaldı güzelliğe devam mail'lerinizi atın arkadaşlar bu yol hepimizin yolu forrap ellerine sağlık..............
çocuklar hepimizin onları kucaklayalım.......
gerçekten güzel bir yazı olmuş...kendisine düşüncelerinizi bizimle paylaştığı ve bizlerin duygularına tercüman olduğu için canı gönülden teşekkür ediyorum...
Rüzgara Karşı Koşmamışsan, Onunla Esmeyi Bilemezsin; Henüz Motora Binmediysen, Yaşıyorum Diyemezsin !!!
neguzel ya herkese hakketıgı cvb ı verıyoruz.
Ben de bir adet tesekkur mesaji gonderdim gazeteciye. Duyarli kimseler gormek guzel.
= = = Be Aprilia racer! = = =
zaman gazetesi pazar günü çıkardığı her iki ekinde de motosiklet konusunu işlemiş teşekkürler
Usta motosikletçilerden ‘ağır başlı’ sürüş önerileri:KASKI VE DERSİ, MOTORDAN ÖNCE AL!
TUBA ERTAŞ
Onlar motor tutkunu gençlerin hayranlık duyduğu adamlar. Siyah, mavi, gri kocaman motorları, koruyucu kask ve kıyafetleri ile gençler için bir hayli cazip bir yaşam tarzları olduğunun farkındalar.
Ancak bu ‘gösterişli’ durumların bir bedeli var! Motosikletli bir yaşam sorumluluk duygusuyla başat gitmediği zaman, o bedel insan hayatıyla ödeniyor.
Enduro Motosiklet Kulübü böyle bir sorumluluk duygusuyla hareket ediyor. Tecrübelerini motosiklet sevenlerle paylaşmak için kurulmuşlar. Bülent Vural, Uğur Saner, Cemal Seven, Erem Yücel, Burak Cedetaş, Levent Fırat, Hakan Erman ve Uğur Beceriklioğlu, kulübün asları. Motor onlar için sadece bir ulaşım aracı değil; bir yaşam felsefesi, bir iletişim biçimi. Ancak bu felsefenin ve iletişimin içini doldurmak yine, her zaman her şeyde olduğu gibi ‘bilinç’ten geçiyor. Tecrübesiz birinin elinde motosikletin tabuttan farksız olduğunu söylüyorlar. Haklılar. Ancak doğru adımlarla herkesin zevkle kullanabileceği bir araç varsa o da motosiklettir, diye eklemeyi de unutmuyorlar.
“Bağdat Caddesi’nde, Bebek’te bir aşağı bir yukarı gitmeyi değil, güvenli motosiklet kullanarak uzun seneler yaşamayı istiyorum.” Bu sözler sevdiği bir arkadaşını motosiklet kazasında kaybeden Burak Cedetaş’a ait. Aynı temenniye motosikleti en az Burak kadar seven eğitimci Hakan Erman da katılıyor: ‘Motosiklet iki tekerlekli bir araç, kendi başına bırakırsanız ayakta duramaz. Otomobil gibi etrafında sizi koruyacak bir çemberi de yoktur. Hava yastıkları, emniyet kemerleri ve ön camlar gibi. Bu yüzden, bir pilot nasıl eğitimden geçiyorsa, bir motorcu da öyle eğitimden geçmelidir. ‘Motosiklet de bir uçak kadar tehlikelidir’
Motosiklet kullanan pek çok kişi gibi onlar da trafikte seyreden otomobillerden son derece şikâyetçiler. Ancak çuvaldızı kendilerine batırıyor ve motosikletle ilgili tehlikelerin büyük oranda eğitimle çözülebileceğini söylüyorlar.
‘Kask takmayacaksanız, eğitim almayacaksanız, korumalı elbiseler giymeyecekseniz asla binmeyin. Kendinizi iyi hissetmiyorsanız, alkol almışsanız, başınız dönüyorsa, moraliniz bozuksa motora binmeyin. Motosiklet eşittir hız gibi bir anlayış var. Oysa kontrolsüz hız ölüme eşittir.’
Motorcular nasıl insanlardır, nerelere giderler, neler yaparlar? Bu soruları Enduro Motosiklet Kulübü’ndeki motosikletçilere sorduk, sizler için cevapladılar.…
Türkiye Motosiklet Federasyonu üyesi olan EMOK, ‘Enduro Yarışları’ düzenleyen, festivaller hazırlayan ve sosyal yardımlarda bulunan bir motosiklet kulübü. En büyük zevkleri şehir dışında sürüş keyfini yaşamak. ‘Herkes hızlı gider, kolaysa yavaş gitsinler’ diyorlar. Doğal parkurlarda yarışlar düzenliyorlar. Motorcu deyince ilk başta akla gelen New York sokaklarında gördüğümüz süslü motorlarla dolaşan insan tiplemesinin ise çok ötesindeler. Onlar düzenledikleri festivallerle her ilden çıkıp gelen binlerce genci bir araya getirerek konserler düzenliyorlar. Gittikleri her yerde 4 gün boyunca kamp kuruyor, çevredeki okullara yardımlar yapıyorlar. 3 sene Kütahya’da, bir sene Bergama’da ve son olarak da Eskişehir’in Kırka beldesinde düzenledikleri festivallerin amaçlarının şehirde yaşayan insanların görmediği yerlere onları götürmek ve birtakım sosyal sorumluluk faaliyetlerine katılmak olarak özetliyorlar. Kırka beldesinde iki köye bilgisayar sınıfı kuran Enduro motorcuları, rahmetli arkadaşları Ahmet Fevzioğlu anısına ise 5000 ağaçlık bir orman oluşturdular.
Her gördüğün motorcuyu serseri sanma!
Motorcu tiplerinden bahseden Bülent Vural, söze şöyle başlıyor: “Şu bilinmelidir ki; motosiklete binenlerin büyük çoğunluğu serseri değildir. Biz motorcular yaşamayı seven, özgürlüğü seven insanlarız. Çoğumuz yüksekokul tahsilli, bilinç seviyesi yüksek insanlarız, doğaya diğer insanlara, diğer araçlara saygı gösteriyoruz. Aynı şekilde saygı bekliyoruz” Bülent Vural’ın sözlerinden motosiklet kullananların tek bir kategoride ele alınamayacağını, kullanılan motosiklet tipinin sahibi hakkında da fikir verebileceğini anlıyoruz. Şöyle ki EMOK müdavimlerinin kullandığı araçlar Enduro denilen iki tekerlekli jiplerden oluşuyor. Bunlar dağda bayırda gidebilen, çamura kuma girebilen Türkiye coğrafyasına en uygun, doğa dostu motosikletlerdir. Çok dayanıklılar, yüksekler; hızları normal, günde 8 saat kullanılabiliyorlar. Racing denilen yarış motorları ise asfaltlarda biraz daha hızlı gitmeyi sevenlerin kullandığı motosikletler... Hızı sevenler onları kullanıyor; ancak iki saat kullanılabiliyorlar. Yatay pozisyonda kullanılabiliyorlar, tehlikeliler. Harley Davidson’un öncülük yaptığı Harley’ler ise daha alçak, daha yavaş giden, süslü motosikletler. EMOK’cular motosikletin cazibesini doğa sporları ile birleştirdiklerini söylüyorlar. Levent Fırat ‘ Başlarda arkadaşlarımıza özenerek aldığımız motosikletlerimiz, şimdilerde yaşamımızın önemli bir parçasını oluşturuyor. Biz motorcular birbirimizi özleyen insanlarız. Birlikte gezer tozarız. Kullanmayanlar belki anlayamaz; ama motorcuların ortak bir dili vardır. Motosiklet öyle bir şeydir ki, sizi birbirinize bağlar ve birbirinizi anlamanızı sağlar.” diyor. “Hafta sonu Yunanistan’a gittim. Yol üzerinde en az 7-8 motorcuyla dostluk kurdum. Bazen tek başınıza yola çıkarsınız 1000 kilometre yol yaparsınız, 10-15 motorcuyla tanışırsınız. Arıza yapmışsanız yol kenarında durursunuz, 10 tane motorcu gelir yardımcı olur size. Arızanızı giderirler, ihtiyaçlarınızı giderirler, konaklatırlar. Dışarıdan çok ilgi çeken bir şeydir motosiklet. İran, Suriye, Ürdün’ün en ücra köşelerinden tutun Amerika ve Japonya’ya kadar her yerde ilgi odağı olur.”
‘Hafta sonları gördüğünüz o çapurcular biz değiliz’
Levent Fırat’a göre otomobil kullananlar arasında otomobil bir iletişim kurma vesilesi değildir, ama motosikletliler arasında, motosiklet kullanıyor olmak, tanışma, sosyalleşme fırsatı sunar.
Genç motosiletli çift Sema ve Volkan arasında ise bir atışmaya yol açıyor motosiklet. , Sema Hanım şakayla karışık bir sitemle “Motorunu bana tercih ediyor. Hafta sonları onu alıp gidiyor. Genelde beraber gezeriz; ama işim olduğunu anlayınca motoruyla kaçıyor, tutamıyorum. ” diyerek dert yanıyor. Cemal Kara lafa karışıyor ve “4 seneden beri motor kullanıyorum. Motordan önce tüm gezilerimi eşimle yaptım, hiç ayrılmadık. Fakat motordan sonra gezilere ayrı çıkmaya başladım. Buna biraz bozulabilir; ama zevk aldığımı bildiği için müsaade ediyor.” diyor. Eşinin de motor kullandığını anlatan Uğur Saner “Birtakım motorcular vardır ki, caddeye çıkar, kaskı motorunun üzerindedir, kafasında değil. Hava atar ona buna. Endurocuları ise genelde kaskları kapalı olarak görürsünüz. Gruplar vardır. ‘Çapurcular’ dediğimiz bir grup kısa bir tişört giyerler, kafalarına birer Nazi kaskı takarlar, zincirler kullanırlar; bütün işleri ilgi çekmektir. Biz keyif almak için bineriz. Eşlerimiz de bu durumdan hoşnut.” diyor.
Burak Cedetaş ise konuya ciddi bir noktadan yaklaşarak havayı hemen değiştiriyor. Türkiye’deki trafik terörüne ve bu terörün motosiklet kullanmayı sahiden riskli bir şey yaptığına dikkat çekmek istiyor. “Kazalarda onlarca kişi ölüyor. İnsanlar bilinçsiz ve kullandıkları araçların kapasitelerini bilmiyorlar” Cedetaş motosiklet için ‘İki tekerlekli tabut’ yakıştırmasının kısmen doğruluyor. “siz kumaş pantolonla, spor ayakkabıyla ve kasksız ve ders almaksızın yola çıkarsanız, tabut olur elbette.”
Yolda iki kere tacize uğradığını belirten deneyimli motorcu Hakan Erman şunları söylüyor: “Bugün kulübe gelirken yolda iki kere sıkıştırıldım. İkisinde de otomobil sürücüsü ne yaptığının farkında değildi. Önündeki aracı takip ettiğini düşünüyordu, arada ben vardım. Hiç umursamıyordu. Biraz daha yanaşsa bana değerdi. Orada yapabileceğim pek fazla bir şey yoktu. Sadece elimle biraz geri gitmesini işaret ettim, fazla da sinirli gözükmemeye çalışarak ve zannediyorum işe yaradı, geri çekildi.”
Başka çare yok! Korunmak için CPS cihazlarıyla gezmeli
Arkadaşlarının 20 kilometre boyunca bir ticarî araç tarafından taciz edildiğini anlatan motorcular artık tacizlerin CPS ler ile kanıtlanabildiğini söyleyerek bir de anekdot aktarıyorlar: “Bir taciz olayında arkadaşlarımızın yanında CPS cihazı var, yerlerini uydudan anında bildiren cihazlar bunlar. Onun yerdeki izdüşümünün haritaya yansımasıyla karakola gidip gerçekten takip edildiklerini kanıtladılar. Bu zamana kadar karşı tarafın birisi ölmeden ceza aldığı ilk davaydı. Kaza geçiren bir diğer arkadaşımızın, şu anda parmağı kırık, tecrübesiz zamanlarında yaşasaydı bu kazayı sadece ufak bir kırıkla kurtulamazdı. Bunları düşündüğümüzden, zamanla yatırımı cici motorlardan çok kişisel koruyuculara yatırmayı öğrendik. İleri sürüş tekniklerinden faydalandık. Ölümlere neden olan iki faktörü gördük, ilki ıslak zemin, diğeri ayakları açık bariyerler. Geçenlerde yine bir arkadaşımız bariyerin arasında kalarak can verdi. Motosiklet kazalarının % 50’sinde bariyerler önemli rol oynuyor. Bariyerlerin altı kapatılırsa kazalarda ölen insan sayısı % 11 azalır.”
Motor kullanmak isteyenlere…
Motor kullanmaya yeni başlayanlara Cemal Seven’in tavsiyeleri şöyle: “Motosiklet kullanmak isteyenler önce bütçelerine bakacaklar, üzerlerine bütün korumalarını alacaklar. Sonra kalan paralarıyla motosikletlerini alacaklar.
Olmazsa olmazlar; kask, korumalı mont, korumalı pantolon, düşmelerde sıkışmalarda onları koruyacak bir bot ve eldivendir. İşin konforuna kaçmak isteyenler, içlerine termal giysiler alabilirler. Kışın da kullanacaklarsa botlarının içine ısıtıcılar alsınlar. Bu saydığımız aksesuarları 1000 YTL’ye temin etmeleri mümkün. Bunlar alındıktan sonra, düşük cc’li yani 150 cc ya da 250 cc’li bir motosiklet edinsinler. Motor fiyatları 6-7 bin YTL’den başlayıp 50 bin YTL’ye kadar çıkabiliyor. Motoru aldıktan sonra, özellikle topraklı alanlarda çalışsınlar. Belli bir kilometre ve eğitimden sonra daha güçlü motorlar alabilirler. Hatta fiziksel güç ve dengelerine göre 2500 cc’ye kadar çıkabilirler.
EMOK’un Başkanı Erem Yücel gençleri sektördeki riyakarlığa karşı uyarıyor. “ Genç, gidip motosiklet almak istediğini söylediğinde onun aklına girip, 2500 cc’lik motor almasını sağlıyorlar. Sonra çocuk dengeyi kuramıyor. Birkaç küçük kaza atlatıyor. Aileden baskı, korku derken çocuk motorunu satmak zorunda kalıyor. Aksesuarlar elinde kalıyor. O kadar para boşuna gidiyor. Motor edinmek isteyen düşük hacimle başlasın, ve ilk önce kendi hayatını nasıl koruyacağıyla ilgili eğitimleri alsınlar.
zaman gençlik ekinden alıntıdır
Ne irfandır veren ahlâka yükseklik nede vicdandır, Fazilet hissi insanlarda, Allah korkusundandır
bu bakış açıları ve bilinç'li sorumluluk sahibi gazete'ci ve insanlareın sayesinde daha güzel günler'e umuduyla ........
çocuklar hepimizin onları kucaklayalım.......
İstenince adam gibi yazı yazılabiliyormuş demek ki
Kutlayayım kendisini.
Poturdak
merhabalar
internette dolaşırken motorlar ve motorcular ile ilgili bir yazınızı okudum, sizi bu yazınızdan dolayı tebrik etmek istiyorum.
motorcuya karşı takınmış olduğunuz bu tavrın ilerleyen günlerdede devam etmesini ve biz motor kullanıcılarının farkedilmesine yardımcı olmanız açısından açgözlülük yaparak yazılarınızda bize daha çok yer vermenizi rica ediyorum
bu arada sizi www.motosiklet.net adresinde türkiyede ki motorcuların büyük bir kısmının üye olduğu sitemize davet etmek istiyorum, böylece bizleri daha yakından tanıyabilir; şikayetlerimizi, memnuniyetlerimizi daha iyi analiz edebilirsiniz
sevgiyle kalın
şeklinde yazdım yolladım ...
harikasın sevgili erdem
çocuklar hepimizin onları kucaklayalım.......
Ogün kardeşim ben de üzerime düşeni yaptım. Önce diğer yazıyı ek yaptım ve örnek olarak gönderdim, altına da yazara teşekkür mesajı
İlgine teşekkürler arkadaşım.
Poturdak
zaman gazetesinde çalışan bir üyemiz daha vardı.ömerli piknik organizasyonunu tertiplemişti nicki birdy olması lazım.kendisiyle irtibat kurup bu tür yazıların daha sık çıkmasını sağlayabiliriz
Ne irfandır veren ahlâka yükseklik nede vicdandır, Fazilet hissi insanlarda, Allah korkusundandır
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)