arkadaşın dileği üzerine paylaşıyorum ayrıntılar aşağıda:
Dün akşam 21.30 sularında Bağdat Caddesi Suadiye’de gerçekleşen ve motor sürücüsünün çok ucuz kurtulduğu kazanın en yakın şahidiyim. İfade vermek için gittiğim Bostancı karakolundan ise birkaç kişi ile beraber kovuldum! Olayda kasit veya kimseye yargısız infaz yoktu. Sadece gerçekleri söylemek ve haklı ile haksızın ayrılmasına yardımcı olmak isterim. Dolayısıyla dün akşam hemen önümüzde neredeyse canını kaybedecek olan arkadaşın yakınları şahide ihtiyaç duyarlarsa beni arayabilirler.
Bir motor sürücüsü olarak, olay hemen yanımda gerçekleştiği ve kazayı yapan sürücünün yanına ilk gidenlerden biri olduğum için gördüğüm herşey değerli olabilir diye, hem motorun resimlerini hem de filmini çekerek polislere şahit olduğuma dair telefonunu ilk verenlerden biriyim.
Olay tam suadiye Saloon’un önünde gerçekleşti. Motor sürücüsü Bostancı yönünden çok süratli geliyordu. Araç ise sağ şeritten yavaş yavaş soldaki sokağa doğru çapraz geçiş yapıyordu. Tabi tahmin edileceği üzere sol şeritte büyük bir hızla motor sürücüsü araca sol ön far hizasından çarptı. Çarpmanın hızıyla araç kendi etrafında bir tur atarken motor sürücüsü yaklaşık 10 metre havada uçtuktan sonra kaldırımın kenarına çakıldı. Korkunç bir görüntüydü. Motor sürücüsünün öldüğünden neredeyse emin olarak yanına koştuğumuzda bilincinin yerinde olması mucizeydi. Bacakları dışında kan görünmüyordu. Öğrendiğimize göre bacaklarında kırıklar varmış. Ama öyle bir kazayı çok ucuz atlattı.
Motor ise pert. Motorun resimlerini ve filmini cep telefonumla çektim. Sürücü hakkında bilgi vermek için plakasını aldım. Sürücü sanırım Supereva’dan biri. Çünkü az sonra gelen Supereva yelekli birisi kendisini tanıyordu.
Motor markası görünemeyecek halde olmasına rağmen siyah bir Honda CBF 600 sanırım. 600 RR olma ihtimali de var. Plaka 34 DP 6686
Buraya kadar çok üzücü bir kaza gibi seyreden olaylar buradan sonra biraz değişiyor. Araç sürücüsü şeridinde düz giderken motorun kendisine gelip çarptığını söylememiş olsaydı da olanları doğru anlatsa olaya hiç bu kadar dahil olmayabilirdim ama orada gerçekten olanları söylemem gerektiğini düşünerek polis arabasına biraz da zorla binerek 3 kişi Bostancı karakoluna gittik. Evet motor gerekenden hızlıydı, ama araç da sağdan sola doğru çapraz gidiyordu. Doğrular bunlar. Kimse düz giden araca çarpmadı. Bütün iyi niyetimiz ile ifade verebilmek için 1 saat bekledikten sonra karakoldan resmen kovulduk! İlk giren arkadaşımın 50 dakikada ifadesi alınamadı ve söyledikleri sürekli silinerek değiştirildi. Neden sonra “biz zaten bu motorlulara iyi gözle bakmıyoruz, o da hız yapmasaydı” lafını ağızlarından kaçırmışlar. Zaten ondan sonra işler gerildi ve bizi ifadelerimiz alınmadan karakoldan kovdular! Sürekli olarak da “ifade vermek zorunluluğunuz yok, isterseniz gidin” şeklinde bizi gitmeye teşvik ediyorlardı.En sonunda da biz isteyene kadar kimse içeri alınmayacak, daha sonra gelin şeklinde herkesi bağıra çağıra dışarı çıkardılar.
Bu nasıl bir zihniyettir, böyle birşey yapılabilir mi? Telefonumu vermeye çalışmama şahide ihtiyaç olduğunda beni aramalarını söylememe rağmen telefonumu dahi almadılar.
Motora düşman bu zihniyet ile uğraşmak isteyen varsa benimle bağlantıya geçebilir. Yalnız dikkat! Araç sürücüsü motorun üstüne kırdı, onu öldürmeye çalıştı demiyorum. Sadece her iki taraf da daha dikkatli olabilirdi diyorum. Ama polisin yargısız infazına karşıyım, Kaza ile ilgili resim bilgi isteyen olursa şahit burada. Lütfen bunu üye olduğunuz diğer motor grupları ile de paylaşın. Artık motorlara olan bu düşmanlık sona ersin.
Merve İREN
merveiren@gmail.com
bir başka görgü tanığının ağzından:
Arkadaşlar merhaba,
13 temmuz pazartesi akşamı saat 21:30 civarında Bağdat caddesinde yürürken gözümüzün önünde bir kaza meydana geldi. Sol şeritten (hızlı) giden motorlu arkadaşımızla bir clio araç çarpıştı. Ben aracı gördüğümde neredeyse yola 90 derece açıyla gidiyordu ve diğer görgü tanıklarına göre soldaki sokağa girmek için en sağdan geniş açıyla manevra yapıyordu. Tabi ki motoru görmedi ve manevrasına devam etti. Motor araca sol ön köşeden çarptı. Çarpmanın etkisi ile motosiklet sürücüsü havaya uçtu ve kaldırıma düştü. Motoru paramparça oldu. Motorun fren yapmaya fırsatı bile olmadı. Clio da kendi etrafında döndü ve yola ters bir şekilde durdu. Hemen sürücünün yanına koştuk, bilinci yerindeydi ve gözlerini açtı. Bacaklarında kırıklar gördük ama onun dışında çok belirgin bir yarası yoktu. Sonra polisler geldi ve aracın şöförü "şeridinde gittiğini" ve "motorun ona çarptığını söyledi". Bu kısmı bir Türkiye klasiği....
Benim garip karşıladığım şey bütün polislerin nedense araç sürücüsüne inanmaya meyilli olduğuydu. Orda olayı gören bizler şahit olarak adımızı zorla yazdırıp ifade vermek için Bostancı karakoluna gittik. Karakolda son derece kötü muamele gördük. Benim ifadem ısrarla yanlış alındı, silindi, düzeltildi, tekrar yazıldı. İfademi almaları neredeyse 50 dakika sürdü. Görevli komiser "caddede motor kullananlara iyi gözle bakmadıklarını" belirtti. "O da o kadar hızlı gitmeseydi" dedi.Ben de "tamam, hızlı gitmesin ama araç sürücüsü de şeridinde gittiğini söylemesin, doğruyu söylesin, kazaya sebebiyet verdiğini söylesin" deyince polis amca sinirlendi. Clio marka aracın şerit ihlali yaptığını neredeyse 40 defa tekrar etmek zorunda kaldım. Bu sırada işlemin uzun sürmesi ile ilgili şikayet ettiğimizde de "ifade vermek zorunda değilsiniz, gidebilirsiniz" şelinde tacizlere maruz kaldık. En sonunda da karakoldan kovulduk. Benim ifadem bittiği halde çıktı alınıp imzalatılmadı. Diğer bekleyen arkadaşlar da "karakolu terkedin" şeklinde çıkarıldı.
Benim bu olaydan çıkardığım sonuç, yolda kanlar içinde yatan, acı çeken ve korkudan ölmek üzere bir insanın "caddede motorla hız yapan bir serseri" olarak görüldüğü ve hayatının zırnık değeri olmadığıdır. Tabi bazı insanların gözünde. Bu tip olayları her zaman duyarız, gazetelerde ve forumlarda okur ve lanet ederdim ama ilk defa toplumumuzdaki bu ayrımcılığı iliklerime kadar hissettim. Hayatımda insanlardan bu kadar nefret ettiğimi ve sinirlendiğimi hatırlamıyorum. Sanki herkes araç şöförünün tarafındaydı ve biz bir avuç insan "biz gördük şahidiz" diye çırpınıyorduk. Şöföre hak veren mankafalıların fizik kurallarını bilmeyen (ve anlamak istemeyen) gerizekalı hödükler olduğunu, gerçekten ahmak, duyarsız ve herşeyden önce "ayrımcı" insan çoğunluğu ile birarada yaşadığımızı anladım.
Olay birkaç saat önce olduğu için motor sürücüsünün akıbetini ve durumun seyrini bilemiyorum. Umarım yarın sabah ifademizi verebiliriz.
Buket Konuk