Arabayı Ödünç Verme Konusunda Herkese Ders Olabilecek Bir Hikaye

[piri_reis]

https://seyler.eksisozluk.com/arabayi-odunc-verme-konusunda-herkese-ders-olabilecek-bir-hikaye'dan alıntıdır.

arabamda çekiş düşüklüğü yaşadığım için sanayide her zaman bakımını yaptırdığım ustama götürdüm. motoru inceledikten sonra subap ayarı yapılması gerektiğini, o gün elinde yetişmesi gerektiği işler nedeniyle aracımı sabah getirmemi söyledi.

ertesi sabah mesaiye gideceğimi (çalıştığım yer 20 km uzaklıktaki kapıkule gümrük kapısı) arabayı ancak iş çıkışı 8 de getirebileceğimi söyleyince, usta bana "bırak o zaman araç bu akşam dükkanda kalsın, yarın iş çıkışı gelene kadar hazır olur öyle alırsın" dedi. aracı o akşamüstü sanayiye bıraktım.

ertesi gün öğleden sonra ustayı arayıp arabanın durumunu sorduğumda ufak bir kaza olduğunu, mesai bitimine kalmadan gelmem gerektiğini söyledi. işten erken çıkıp sanayiye gittiğimde benim aracın ön kısmının ağır hasarlı olduğunu gördüm.

ustanın yanında çalışan 16 yaşındaki oğlu gece içip saat 3'te benim arabayı alıp trafiğe çıkıyor ve kırmızı ışıkta beklemekte olan bir araca arkadan sağlam vuruyor. vurduğu aracın sahibi de uzaktan tanıdığım biri.

ustaya sordum ne olacak şimdi diye. dedi ki "büyük oğlanı 1 ay sonra evlendiriyorum, masrafım çok, senin arabanı yavaş yavaş yaptırırım, maddi durumum iyi olsaydı hemen yaptırırdım ama bana bir kaç ay zaman ver." diğer araç ne olacak diye sorduğumda "onu da kazayı yapan benim piç düşünsün" dedi.

diğer aracın sahibine gittiğimde onun da aracının arka tarafının koltuklara kadar gömülü olduğunu gördüm. beni görünce sevindi "ben de seni arıyordum" dedi. kendisine vuran aracın bana ait olduğunu kazadan sonra anladığını, beni beklediğini, o yüzden avukatına dava açtırmadığını, tek derdinin bir an önce zararının karşılanarak arabasının tamir edilmesini istediğini söyledi. kaza tutanağını tutan polislere göre de benim araçla vuran çocuk 8 de 8 suçluymuş ve alkollüymüş.

bu konuşmayı ustaya telefon edip anlattığımda, oğlunu evlatlıktan reddettiğini, dükkandan kovduğunu, sadece benim arabanın tamiri konusunda yardımcı olabileceğini, hurdacılardan benim parçaları araştırıp çıkma olarak takabileceğini söyledi.

oradan avukat olan enişteme giderek olayları anlattım. bana ruhsat sahibi olduğum için birinci derece suçlunun ben olduğumu, karşı tarafın avukatının davayı kazandıktan sonra zararının tazmini için ister benden, ister kaza yapan çocuktan talep etme hakkı olduğunu, görünen duruma göre kaza yapan çocuğun mal varlığı ve düzenli bir geliri olmaması nedeniyle zararın benim tarafımdan ödenmesinin isteneceğini, ben bütün ödemeyi yaptıktan sonra kaza yapan çocuğa rücu davası açacağımı, eğer bir gün malı mülkü yada düzenli bir geliri olursa ödediğim parayı ondan talep edeceğimi söyledi.

sonuçta karşı taraf dava açtı ve mahkemeye ben de davalı olarak çıktım. durumu aynen anlattım. hakim bana aracı kazadan önce bıraktığıma dair belge olup olmadığını sordu. ben de yok dedim. sonraki duruşmaya dükkan sahibini çağırdı. ona aracı akşamüstü sen mi teslim aldın dedi. usta teslim almadığını, kaza günü aracı hiç görmediğini, benim barda oğluyla içtiğimi, bar çıkışı oğluna aracın anahtarlarını vererek "al arabayı sabah dükkana götür baban tamir etsin" diyerek kendim verdiğimi falan söyledi. o gün ilk defa duruşmaya gelen oğlu da aynı şeyleri söyledi. hakim bana aracı dediğim gibi akşamüstü dükkana bıraktığıma dair dükkanın yakınındaki işyerlerinden şahit bulursam dinletmek için sonraki duruşmaya getirebileceğimi söyleyip davayı ileri tarihe erteledi.

aracı teslim ettiğim gün bize çay getiren çaycıdan tut, yan dükkanlardaki tanıdık o kadar esnafın şahitlik yapmaları teklifime bir tanesinin bile olumlu yanıt vermemesi beni çok üzdü. sonuçta davayı kaybettim.

dava sürecinde arabamı dörtte bir fiyatına kaportacıya sattım. aldığım parayı da karşı tarafın masrafları için ödedim. yani kısacası arada benim araba kaynadı gitti.

avukatım olan eniştem "dua et bir insana vurup öldürmemiş, eğer ailesine çalışarak bakmakta olan birine çarparak öldürseydi o zaman çok daha ağır bedeller öderdin" dedi.

başka bir olayda da tanıdığım biri, en yakın arkadaşına gelin arabası olarak kullanılması için aracını vermişti. düğün alayı giderken aracın önüne bir çocuk atlıyor, amacı içine para konan zarf almak ve kaza oluyor. çocuğu hemen hastaneye yetiştiriyorlar ama ertesi gün çocuk ölüyor. bu aracın sahibi de yargılandı. ayrıca ölen çocuğun ailesi batmanlı olduğu için bazı aracılık yapan kişiler şikayetin geri alınması için kan parası talep ettiler ve biraz da tehdit ettiler. kazayı yapan sürücünün maddi imkanları yeterli olmadığı için kan parasını da araç sahibi olan tanıdığım ödemek durumunda kaldı.

birisi sizden aracınızı istediği zaman, ne yapacağınızı şimdi bir daha düşünün.

[nyk]

Yazık olmuş, sanayide gerçekten samimi olduğun güvendiğin bir usta ya da isim yapmış bilindik bir dükkan olmadığı sürece araba bırakılmamalı zaten. Onun dışındada şans biraz yani hayatta herseyin önüne geçemezsin. Adamın en yakın arkadaşı gelin arabası olarak istemiş adamın suçu günahı yok önüne yaya atlamış vurmuş hani suistimal etmemiş alkollü sürmemiş aşırı hız drift makas falan atıp kaza yapmamış.

[hokahey]

Okurken kanım çekildi yemin ederim. Allah kimseye böyle bir durum yaşatmasın.

Kimseye aracınızı vermeyin a dostlar..

[uzay gemisi]

bana kurmaca gibi geldi tutarsız yanları var. bara gitmişler ama hangi bara? bar nerde? barda beraber içtiklerine dair kanıt? 18 yaşından küçük birinin bara alınması? 16 yaşında ki çocuğun mahkemeye çıkıp barda içtik demesi?

[hasmet]

Benim buradan anladığım, aracı "usta"ya değil adamakıllı servise yaptırmak.

Öteki türlü "ucuz yapacak" diye kendi paramızla iti kopuğu desteklemiş olma ihtimalimiz artıyor.

Bir işin profesyonel yapılmaması için hiç bir, ama hiç bir sebep yok. Sanayide usta da olsa, teslim aldığı araca dair belge vermeli, ki sorumluluk aldığı belli olsun, yaptığı işe de bir sene garanti vermeli, ki aynı sebepten dolayı bir sorun çıkarsa hatasını düzeltsin.

Kısacası "usta", işinin ona yüklediği sorumluluğun bir zahmet altına girsin. Bunun fiyatı yok arkadaşlar. Bunu yapmayan hiç bir ustaya da güvenip aracımı bırakmam şahsen.

İkide bir burada konu açılıyor hayret ediyorum, adam ustaya gidiyor, usta yapıyor, kısa süre sonra tekrar sorun çıkıyor, "yine masraf olacak" diye üzülüyor arkadaş. Yahu niye? Usta durumu düzeltmek için para almadı mı? Evet. Peki durum düzeldi mi? Hayır. E o zaman ustanın sorumluluğu nedir Allah aşkına? Böyle iş yapan insanlara araç bırakılır mı hiç?

[yürekçe]

Bir tanıdığım, komşusu arabasını isteyince veriyor. Ruhsat ve anahtarı da veriyor.
Arabayı alan kayboluyor ortadan.
Araç sahibi karakola gidiyor, ama anahtar ve ruhsatı verdiği için, karşı taraf emaneti bilmem neyden aranıyor ama hapis vs cezası yok.
Sadece aracın yakalatma kararı çıkıyor.
Bu süreçte, araçla kimbilir neler yapıldı!
Yok abicüm, devir eski devir değil.

Bir hafra önce de, bir bayan, yanında 5 yaşlarında bir çocukla yolda koşuyor, ben köşeyi döndüğümde bana seslendi.
Gayrı ihtiyari durdum, abi terene geciktim, beni bindirir misin istasyona kadar derken, çocuk da arkama binmeye çalıştı. Çocuğu indirip, olumsuz yanıt vermek zorunda kaldım.
Aklıma bin türlü senaryo geldi!!
İstasyona varınca, teşekkür eder miydi, yol param yok mu derdi, çığlık atarım para ver mi derdi, ileride 3-5 adam dur hele karımın ne işi var motorunda? Der miydi... Vs vs vs..
Vicdanen de rahatsız oldum ama mantıken de başka başkayım..

[levend84]

5 sene önce,

Balıkesirden ankaraya gidiyorum,saat gece 4-5 civarları,inegölden mazot alıp devam edecegim,istasyondan çıktım hemen ilerde sivil asayis metalik connect 50li yaşlarda memur işaret etti,kimligini gosterdi,iyi yolculuklar beyefendi,yolculuk ne tarafa?dedim eskisehir uzerinden ankara,memurun yaninda,yaşlari 50-55 arasinda iki adam birde kadın var,

Memur bana,beyefendi bu insanlarin eskisehirdeki x hastanede yatan hastalari vefat etmiş bu saatte otobus bulamamişlar bizden rica ettiler(doğru,doğu arabalari o saatte inegole girmeden nonstop geçerler)sizin icin mahsuru yoksa goturebilirmisiniz?

Memur bey,ben sorumluluk alamam dedim.

Sizde haklisiniz,iyi yolculuklar.

Devam ettim.o saatte gecenin karanligi,inegol eskisehir 100km(70-80dk)ayni aracta 3 kişi..

3 sn de aklimda deli sorular dolandi.

Zaten vatandas vefat etmiş,ha 3 saat ha 6 saat,hee yogun bakimdadir atla taksiye kapattir taksimetreyi..

Not:O donemler esnaf arkadaşimla inegole ayda en az 7-8 defa malzeme almaya gidiyordum(oradaki ekip,araç,plaka gerçek)

[piri_reis]

Benim buradan anladığım, aracı "usta"ya değil adamakıllı servise yaptırmak.

Öteki türlü "ucuz yapacak" diye kendi paramızla iti kopuğu desteklemiş olma ihtimalimiz artıyor.

Bir işin profesyonel yapılmaması için hiç bir, ama hiç bir sebep yok. Sanayide usta da olsa, teslim aldığı araca dair belge vermeli, ki sorumluluk aldığı belli olsun, yaptığı işe de bir sene garanti vermeli, ki aynı sebepten dolayı bir sorun çıkarsa hatasını düzeltsin.

Kısacası "usta", işinin ona yüklediği sorumluluğun bir zahmet altına girsin. Bunun fiyatı yok arkadaşlar. Bunu yapmayan hiç bir ustaya da güvenip aracımı bırakmam şahsen.

İkide bir burada konu açılıyor hayret ediyorum, adam ustaya gidiyor, usta yapıyor, kısa süre sonra tekrar sorun çıkıyor, "yine masraf olacak" diye üzülüyor arkadaş. Yahu niye? Usta durumu düzeltmek için para almadı mı? Evet. Peki durum düzeldi mi? Hayır. E o zaman ustanın sorumluluğu nedir Allah aşkına? Böyle iş yapan insanlara araç bırakılır mı hiç?

Sonuna kadar katılıyorum hocam. Son bahsettiğin konu üzerine başıma olay geldi benim. Bende KTM var, şehirde çok övdükleri bir YAMAHA ustasına gittim. adama diyorum ki ses geliyor yapıyor ediyor ses tekrar başlıyordu. Sonra yağını değiştirelim dedi, bir kaç bir şey yaptı ses kesildi. Sonra bir daha yapmaya başladı. Ustaya gittim noldu yine geliyor ses şu kadar para aldın benden çözmedin daha!?. Kardeş sen bu motoru bana niye getirdin ki anlamam ben bundan dedi. Kan fışkırdı elimde kalacaktı. Ama şunu anladım o gibi adamların listesini çıkardım. Şehirde bitirme politikası uyguluyorum şuanda. Elinde sonunda bitecekler. Sonra sorunu kendim çözdüm, şaiş motor bağlantısının bir vidasını loctite sürerek sıktım ses mes kalmadı. Git-gel git-gel 300TL'mden oldum.

Zaten şuanda hiç bir ustaya gitmiyorum, herşeyi kendim yapıyorum. Tamirci olacağım karar verdim. Mesleğim yazılımcı ama ek iş olarak tamircilikte yapacağım, kafama koydum. KTM'de ustalaşacağım. Kesin ve net.

[levend84]

bana kurmaca gibi geldi tutarsız yanları var. bara gitmişler ama hangi bara? bar nerde? barda beraber içtiklerine dair kanıt? 18 yaşından küçük birinin bara alınması? 16 yaşında ki çocuğun mahkemeye çıkıp barda içtik demesi?

Eksik yerler var,taşlar tam oturmuyor.

Telefon goruşme kayitlari,

Ustanin,arac sahibiyle telefondaki diyaloglari,varsa yan dukkanlarin kamera kayitlari(gun,saat)yol guzergahindaki asayis kamera goruntuleri,çapraz sorgu,ifadeleri doğrulama vs.

Ayrica,

Duran araca arkadan patlatıp(bakiniz:duran bir araca),öndeki aracin bagajinin koltuklara kadar gomulmesi(min 70-80km/h) ve 16yasindaki cocugun aractan sağ salim cikmasi??

[oktayakgoz]

Bi deli kuyuya bi taş atıyor sizde yorumlayıp duruyorsunuz. Boş beleş iş. Bu kadar kolay mı ?

[arndiol]

Güzel bir kurmaca, ama dikkatli olmamız gerektiğini anlatan bir yazı.


Arabayı servise bıraktıgını ispatlayamasan bile aksam bar da olmadıgını ispatlaman oldukca kolay.

[burakrak]

Hiçbir yerde kamera yok muydu? koskoca sanayide de mi yok? çocuğun arabayı alıp tek başına çıktığı görüntüler yok mu veya sizin yalnız başınıza araçtan ayrıldığınız ne bileyim komple sanayidekileri yalan yanlış ifade vermekten cezalandıracak bişeyler veya sizin kaza saatinde başka yerde olduğunuzu ispatlayan görüntüler vs..

[Osm@n]

Hiçbir yerde kamera yok muydu?

Yazı epeyce eskiden beri (hemen hemen on yıl önce okudum)ortalıkta dolaşan bir yazı. Muhtemelen daha kamera icat edilmemişti.

[piri_reis]

Bi deli kuyuya bi taş atıyor sizde yorumlayıp duruyorsunuz. Boş beleş iş. Bu kadar kolay mı ?

Hocam aslında bunun gibi benzer olaylar çok yaşanıyor. İnanılmaz fazla. Çoğu kişinin farkında olduğunuda zannetmiyorum. Olayın kurmaca olduğunu bilemem ama argümanlar yeterli değil. Başlı başına aracın "anahtarını" vermesi işin boyutunu değiştirir. Diğer kanıtmış, videoymuş boş iş, cinayet vs. olmadıktan sonra. Bunu nerden biliyorum, hatırı sayılır bir büyük bir ünversitenin anlaştığı büyük ihale firmasında çalışıyordum. Orada çalışırken paralar elden verilirdi(O zaman ilk iş yeriydi öyle şeyleri bilmiyorduk, acemiydik). Sonra bir olay oldu herkesi işten çıkarmışlardı.

Ben önceden kameralarla ispatlarız diye övünürken kayıtları toplamıştım zamanları ile not etmiştim bir kağıda(Ne olur olmaz diye). İmzaladığımız puantajları bile üzerinde firmanın/üniversitenin adı yazmıyordu. Neyse, Biz dava açtık herkes olarak avukat hakim kamera kayıtlarını boş geç dediler. Dikkate de almadılar. Almıyorlarmış. Resmi evrağa bakıyorlarmış. Şahit bulduk, şahitdi kabul etmediler. Bu tür davalarda söz, şahit pek işlemiyormuş onu öğrendim. Bu arada 4. avukattı. Diğerleri ilgilenmedi. Kanıt en büyük yazılı, imzalı, tutunaklar.

Noldu davayı kaybettik 5 arkadaş.

Bu yazıyı belki bir farkındalık olarak değerlendirmek lehimize.

[yaşlıveacemi]

https://seyler.eksisozluk.com/arabayi-odunc-verme-konusunda-herkese-ders-olabilecek-bir-hikaye'dan alıntıdır.

Ne güzel söylemiş zamanında rahmetli Zeki MÜREN

[Seko]

O zaman cinayetlerde de kamera kayıtlarını dikkate almasınlar. Gerçekten adaletsizliğin zirvesinde bir ülkeyiz. Bütün sistemin hakimleriyle avukatlarıyla birlikte atılıp sıfırdan başka bir ülkenin (ABD gibi) sistemiyle başlanılması gerekiyor. Başlangıçta büyün aktörler de sistem oturana dek yabancı olmalı. Adalet işi bize üç gömlek fazla çünkü hamurumuzda yok.

[hasmet]

İstemiyoruz bence adaleti. İstesek olur. Ama istemiyoruz. Hatta gelse de isyan ederiz muhtemelen...

[Quantrell]

Ne desem bilemedim, gerçekten aracı bırakırken başında durmak gerekiyor..
hep düşünürdüm böyle bir şey olsa ne olacak diye kurgulayıp, bana cevap oldunuz.
Geçmiş olsun tekrardan