Eee titremiyor die satmışlardı
Şaka bir yana bakacağız artık. Ne olur, neler olur, nasıl olur? Bunun cevabını ilerleyen zamanlarda bulacağım die düşünüyorum. Haftaya cumartesi radyatör hortumları garantiden değişecek zaten.
olay amaç araç olayı değil...
benim soğumam istanbuldan ötürü her trafiğe çıkışımda artık öfff çekiyorum.. her yer tıkış pıkış aradan dereden gidersin onla bunla tartışırsın ona buna korna basar bağırırsın ... biri kırmızıda geçer , biri yeşilde durur , biri tek yönlü yoldan döner , biri kapalı yolda geri geri gider,biri seni görmez sıkıştırır.. minübüsü ,otobüsü,taksicisi ayrı sıkıntı..
Bu işin birde yaya ayağı var.. Yoldan aniden önüne atlar, kaç defa vurucakdım beşiktaşda aynamın kaç defa çarpmışlığı vardır.. Yayada ayrı dert..
park edersin esnafla tartışırsın oraya çekme birader kamyon gelicek arabamız gelicek , bir yere çekersin birader oraya çekme vatandaş yürüyemiyor denir.. arkadaşın dükkanın önüne çekdim kaldırım üstüne polis geldi burası senin yolunmu ne park ediyorsun diye benle tartışdı.. arkadaşda çıkdı dükkan benim falan dedi ama polisde haklı işte esasen..
Sanırım yaşda var tabi eskisi kadar bir şeyleri tölere edip görmezden gelemiyoruz, o yeni başlamış gençlerdeki enerji hevesde yok.. uzun yol olucakda ancak bu saatten sonra motor sürmenin keyfi orda ..
Kısaca beni bıktıran istanbul trafiği oldu..
Bugün mecburiyetten bindim, yarın sabah kullanmak ister isem gözüme çarpan birşey var ona bakacağım. Yok canım istemez ise servisime binip fıtı fıtı işime gideceğim. Açıkçası halen hevesim yok. Eskisi kadar coşku ile yaklaşamıyorum alete. Bugün işe gidip geldim mecburiyetten. Severek binmediğimi farkettim. Haa büyük motor alır ise heyecanı ile binerim herhalde. Coşkusu ve canlılığı yüzünden fakat bu devirde değil büyük motor, büyük ekmek bile alınmıyor...
Aynı olay benim başıma da pulsar'a binerken geldi. Uzun süre motora binmedim, binmek istemedim. Daha sonra 1200cc lik adventure, retro klasiklere geçince tamamen ortadan kalktı. O gün bugündür hergün biniyorum daha da sıkılmadım. Sanırım motordan aradığını bulamamakla alakalı. Olay araba gibi değil açıkcası. Biraz zevk ve keyif işi motosiklet. Örneğin Adventure'a uyan bir yapın varsa ve super sport aldıysan tamamen motordan soğuyorsun.
istanbulda ne 1200cc si ne retrosu ne adventureu ben vn900 vulcanla trafikde araba gibi gidiyordum.. olay yaşam koşullarınla ilgili koşulların değişmiyorsa makinenin kralını alsan keyif alamassın.. sadece almış olursun.
Bana göre en keyifli motor uzun yolda sürülücek motor... cinsi modeli farketmez rahat bir şey olsun yormasın keyif versin yeter tercihen cruiser önceliğim sport tourer ikincil gelirdi.. güzel bir tmax gibi scooterda keyifli olabilirdi.. ama şu anki iş hayatım çalışma tempom buna mani şehirden çıkamıyoruz.. o keyfi ancak emekli oldukmu tada bilirim..
o yüzden şu an için koşullarıma uygun x10 aldım.. Allah var motorda yürüyen sadrazam koltuğu o kadar konforlu keyifli.. Ama işte herzaman çıkarken bugün bakalım kimle tartışıcaz atışıcaz hatta kavga edicez stressiyle evden çıkmakda yoruyor artık beni.. atlıyorum metroya ,minübüse 1 tl ye,2 tl ye her yere gidiyorum..
Kafam kulağım rahat oluyor.. ne trafiği çekiyorum , ne park yeri derdi, ne motorun başına bir şey geldimi endişesi nede diğer onlarca etmen ve etken.. takıyorum Airpod ları kulağıma açıyorum müziğimi mis gibi...
Benim motorumdan soğumamdaki etken biraz da bana yetmemesi. Mt-07 alayım diyorum açıkçası o parayı ona gömmek işte iyodun. Zaten şehir içinde çok sürmüyorum artık. Şehir dışında da 120-130 aralığında titremeyen birşey istiyorum. Mt-your kapsamında test ettim aleti ve hoşuma gitti. Bilemiyorum çok kararsızım. Bakalım ne olacak? Lakin aradaki fark bir tane sıfır mt-25 abs parası olunca bana saçma geliyor.
Adam bunun üstünde uyur :D unutur motor varmıydı bunda diye :Dhasmet adlı üyeden alıntı
@logaritma anlattikca icime dar geliyor yahu...
Titresim problemse bundan edinin
https://www.youtube.com/watch?v=-ltreXdBlC4
Saka gibi...
Ya arkadaş tek silindirden gelen adamım. Kollarımı bırakma istememe neden oluyor. Yoksa ne die delleneyim bu kadar? İstediğim tek özellik virajlarda amortisörün çok yumuşak kalmaması, abs olması, 120-130’la giderken titrememesi. Çokta birşey istemiyorum sanki
Birde aynalarda flu görmemek.
Ne demiş ABBA money money money always funny in the rich man's world :DYa arkadaş tek silindirden gelen adamım. Kollarımı bırakma istememe neden oluyor. Yoksa ne die delleneyim bu kadar? İstediğim tek özellik virajlarda amortisörün çok yumuşak kalmaması, abs olması, 120-130’la giderken titrememesi. Çokta birşey istemiyorum sanki
Birde aynalarda flu görmemek.
al bir 07 o zaman ne olcak illaki alıcaksın hacim yükseldikçe parada yükselir.. yok ben mt25 parasına alırım diyorsan alıcaksın yaşı biraz eski lerden bir şey.. mesela bende tdm vardı al mt lerin ilk nesli atası.. 10 bine bile sanırım bulursun ama 900 lüğünü al .. yalnız yeterince iyiysen al agresif sert motordur hata kabul etmez.. translpler var hala yakar ama güzel motordur. kle500 ler falan var onlada güzel motordur.. 4 silindir olsun dersen fazer alırsın.. mt25 fiyatlarına alırsın.
Slm,
faktörleri saydırmak gerekirse, her insanın kendine göre algıya verdiği tepki var.
Bazı etkikere, genelde birçoğumuz aynı teokiyi veririz.
Misal, ilk bahar geldi, insanın içi açılıyor, onun bunun yerin, yemişin yenisini istiyor. Bazısı diz-dirselke virajda daire çizip, bazısıda botu, pegi ile çizince, bu artık geçti, diyor. İlk bahar işte, kışın, soğuk havalarda, hormon torbalarını sıka sıka, atrık birşey keyf vermiyor. Bazısı, torbayı doldurmadan, taşdan su çıkarırcasına, hormon torbalarını sıkar, keyfine bakar, bazılarıda, sonraki kışı düşünüp, ilkbaharda torbaları doldurmaya başlayıp, kışın buram buram hayatının tadına bakar. Hayat işte.
Bir diğer faktör, bu sıralar ay, dünya günes aynı hizada dönüyor, 16. haziranda tam ay tutulması var. Denuzlerde git-geller nasıl dahada hissediliyorsa, duygu ve hislerimizde git-gel yapabilir. 16. temmuz'da 22.00-03.00 saatlerinde ay dünyanın göldesinde birkaç saatliğine görünmez olurken, gölgeye giirmeden önce ve gölgeden çıktıktan az sonra renkli ay görme şansımız var. Ne kadar renkli bir ay görürsen, o kadar çok rahatlarsın. Gökkuşağı renklerde ay insan ömründe 1-2 kere d3nk gelir.
Başka bir faktör, taze ilk bahar için, evdeki hesap, çarşıya uymayınca. Hele bu zamanlarda karşı karşıya kaldığımız enflasyon ve zamlarla. Çok kafa karıştırıcı ve can sıkıcı. Birde, satarken para ediyorsa, alırkende para vermek gerek. Yoksa, araya bir süre koyup, herşey hayrına gitmesini ummak kalıyor. HMmmmm? Ya geri teperse? Can sıkıcı.
Kaldıkıi, İstanbul. Yok böyle cansıkıcı kalabalık. Turist dolmadan göçmenden geçilmiyir. Motosikletin zar zor geçeceği yola, dolmuş girip sıkışıyor.
Arkadaş, dolmuş, minibüsün dahada tıkayacağı boşluk yaratmak için bu motoru almadık. Vsr vsr.
Yani, maddi durum izin vermedimi, manevi durumla baş etmek zor. Kapitalist bir devirde maddi duruma nekadar iyi bakarsak, manevi halimiz okadar rahat olur.
Bir atasözüde, atına canïndan gibi bakarsan, düşmanın gibi sürebilirsin.
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:54 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:37 ----------
Artı, yağmur bulutları biriktikce, sıkıcı... Yağmur yağdımı rahat ve ferahlatıcı...
İstanbul çevresine kişibaşı 1 hekrar yeşil alan denk gelirken, Zeytinburbun'dan. Şişliye kadar, kişi başı yeşil alan 1-2 metrekare çok sıkıcııı...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
