oktay33 adlı üyeden alıntı
30 Küsür yıldır ticaret ile uğraşıyorum.
İyi , kötü ve hatta çok kötü zamanlarımız oldu.
Ama Helal para kadar iyi bir şey yok.
Yıllar evvel, bir adam ve oğlu İzmir'de kağıt ambalaj işi yapıyorlar, bende Mersin serbest bölgesinde ithalat çıyım, benim yanıma geldiler.
Kağıt siparişi verdiler. Kapora olarak mal bedelinin yarısını aldım, yaklaşık 12,000 dolar. Bakiyeyi mal gelince ödeyeceklerdi.
Mal 30-40 gün içinde gelecekti. Mal gelmeye yakın onları aradım. Telefonları kapalıydı. Ulaşamıyordum.
Hem oğlunun hemde kendisinin telefonları kapalıydı. Sabit hat cevap vermiyordu.
Aradan bir kaç gün geçti cevap veya arayan yoktu.
İzmir'de bulunan bir kaç arkadaşımı aradım. Adamı tanımıyorlardı.
İçimden bir ses kalk İzmir'e git diyordu.
Adamın parasını bankadan çekip yola koyuldum. Bastım İzmir'e. Adresi buldum. Dükkanını buldum , kapalıydı.
Etraftaki esnafa sordum..ve kötü haberi söylediler. Baba oğul trafik kazasında vefat etmişlerdi. Hemde Mersin dönüşü...
Ev adresini sordum, başta beni alacaklı sanıp vermek istemediler. Benim borçlu olduğumu söylemekten dilimde tüy bitti. Parasını eşine geri vermek zorundaydım.
Kadın ve kızı taşınmış. İstanbul'a göçmüşler.
İyi ama nerede? İstanbul demek memleket demek..
Komşuları kızının İTU'de mimarlık kazandığını o yüzden gittiklerini söylediler.
İyi en azından İTU Mimarlık bilinen bir yer. Soy adından bulurum galiba deyip ver elini İstanbul...
İtu ne kadar büyük bir yermiş...şaştım kaldım.
Öğrencilerin bulunduğu bir yere gidip Kızın adını ve soaydını verdim. Bir saat sonra kız yanıma geldi.
Kendimi tanıttım. Annesi ile görüşmek istediğimi söyledim.
Arabayla evlerine gittim. Tek odalı bir evde beraber kalıyorlardı. Annesi evlere temizliğe gidiyormuş. Akşam gelmesini bekledik.
Kadın geldi, kendimi tanıtıp, durumu anlattım. Arabadan aldığım 12,000 doları onlara teslim edip, evime döndüm.
O kadının parayı alıp ellerime sarılıp öpmesini hiç unutamam.
Allaha şükür işlerim hep rast gidiyor.