Evet Dostlar başlıktan anlaşilacağı üzere mevzu ağır..
1-Sabah,elindeki telefonu bızıklarken önüme atlayan..
2-Akşam,dibindeki yaya geçidini kullanmaya erinip,refüjden yüksek atlama rekoru kıran..
Evet Dostlar başlıktan anlaşilacağı üzere mevzu ağır..
1-Sabah,elindeki telefonu bızıklarken önüme atlayan..
2-Akşam,dibindeki yaya geçidini kullanmaya erinip,refüjden yüksek atlama rekoru kıran..
Işıklarda durmuşum yeşili bekliyorum.Elinde telefon karşıya geçen aptal kızın biri telefona öyle odaklanmışki önüne bakmıyor.Geldi bana çarptı kaskıma kafa attı bende neye uğradığımı şaşırdım ve dedimki elinde telefon ile böyle devam etmenin sonucu bırakın şu telefonları diyip devam ettim.
Ön arka kampana frenlere sahip , fabrika çıkışı naylon lastikli bajaj boxer ile İzmir ikiçeşmeler yokuşundan aşağı iniyorum.
Baktım ilerde kırmızı yanıyor hızım 60-70km falan yavaşlayayım dedim.Herşey güzel 40-50 derken birden arka tekeri kaya kaya yanıma gelmeye başladığını fark ettim.
Yerin ıslak olduğunu ve arka tekerin fren yüzünden kaydığını idrak edince freni bıraktım.
Arka teker bir sağa bir sola gitti en sonunda ön tekerin hizasını yavaş yavaş almaya başladı. O sırada ilerde arabalar var ben hala çarpıcağımı düşünüyorum.Teyzenin biri Ayy ayy ayy diye bağırıyor.
Yerdeki ıslaklık bitti ve arabaya tahmini bir metre kala durdum.
1-2 dk sonra motordan inip 3-4 dal sigara içtim.
Erzurum'un kışında işe motosikletle gidip geliyordum 240 km gidiş geliş. Kar akşam yağmış sabah erimiş yollarda ama hala ara ara kar yığınları var. Çıktığım bi tepe var tam tepenin altında inişe başlarken hayvan gibi kar birikmiş. Hızım 70-80 arası salak gibi hızlı gidiyorum görmediğim halde. Tam tepeyi çıkınca kar yığınını tak diye vurdum. Hayatımda böyle tankslapper görmedim. Gidon rastgele hareket ediyor. Gazı açıp şeyimin ucuyla şansa düzelttim. Karşıdan araba gelse garanti girecektim. Tepe de öyle böyle değil biraz geç toplasaydim karın arasında parçalarımı ararlardi.
Düzelttikten sonra 4-5 dakika kaskı çıkarıp nefes aldım. Şanslıydım ki dik girdim birikintiye azcık yatık olsaydım gitmiştim.
Kendi ahmaklığım yüzünden olanı anlatayım önce. Araçlar ellerind telefonları ile iş çıkışı üstümden geçe geçe gidiyorlar. O gün emniyet şeridini kullanmayacağım die inat ettim. 110 ile makas atıyorlar bende 130 ile kaçmaya çalışıyorum. En sonunda emniyet şeridine çıkayım bu kaosa dayanamayacağım dedim. Çıkarkenki önümdeki kamyondan göremediğim için bir kontrol edeyim. Sinek gibi yapışmayayım demeye kalmadan arıza yapan tırın yanından geçtik. Kafa uzatmak yerine motoru uzatsam, ne olduğunu bile anlamayacaktım.
Başkasının ahmaklığı yüzünden bir örnek ise; sevgili kızımız Bahçeşehir otoban çıkışında trafikte video konferans açmış, yola değil de başkasına bakıyor. Önüme kırdı. Kaçtım. Sonra o telefonu bir yerine monte etsinler dedim 3 an şok geçirip tekrardan konferansa döndü.
Not: Bende kadın erkek eşitliği var. Birine söversem, diğerine de söverim
Yaşadığım en saçma ve en büyük mallık olabilir
4lü konvoy E-5ten devam ediyoruz ben önden 2. motorum. Sağdan ayrılacağım ön frenle hızı azalttım viraja gireceğim diye kornamla selamımı da verdim. O arada arkadan gelenler eliyle de selam verdi, ben de refleks olarak elimi kaldırdım selam vermek için. Halbuki çocuklar geçti hani görmüyorlar bile :D bu arada benim diğer elim hala frenin üzerindeymiş, tek elimi kaldırınca yük ona bindi galiba(hiçbir fikrim yok sonradan bu teoriyi ortaya attım) önümü döndüğümde ön freni köküne kadar sıkmışım(nasıl olabilir yani şaka gibi) gidon kendinden geçiyor tank slapping falan. Birden ön freni bıraktım ve ayağımla asfalttan birazcık destek aldım ve motor dümdüz gitmeye başladı. Ve tam o an sağolsun bir sabırsız doblocu abimiz sıfır yanımdan geçti. Galiba farketmedi benim orda can çekişmemi. Muhtemelen düşsem bir de arkadaki elemanın dibimde olması ile ne yaşardım kim bilir... Eve çektim motoru kaskı çıkarıp 1-2 dk tepkisiz motoru izledim az önce ne yaşadım lan ben diye :D
sıkışık trafikte chp seçim aracının arkasında durdum bekliyorum. bir baktım geri geri gelmeye başlıyor kaçacak da hiçbiyer yok. deli gibi yumruk atmaya başladım arabaya allahtan farkettiler yoksa yok olmuştum. aslında düşününce kornaya basmak yumruktan daha mantıklı ama o an öyle bir andı ki refleks olarak ellerimi kaldırıp araca dayadım yaklaşık 1 saniyelik tonlarca ağırlığındaki aracı kol gücümle geri geri gelmesini engellemek gibi anlamsız bir çabam oldu baktım ezileceğim sesimi duyurmak istiyorum ellerim hazır orda olduğu için beyin heralde en mantıklı kararı aldı çünkü kaybedecek zaman yoktu yani ordan bide kornaya dönemezdim.
savunma mekanizmaları, refleksler basit davranışlar gibi geliyor ama bence beyin herşeyi hesaplıyor. düşününce ellerimi refleksen o arabanın arkasına dayamasam kornaya basacağım diye gidonda tutsam dengemi kaybeder yan yatar anında ölebilirdim. o yüzden beyin kornayı aklıma bile getirmemiş olabilir. beynin biz uyurken bile tetikte olduğunu biliniyor, girdiğimiz her mekanın haritasını çıkardığıda biliniyor ama gerçekten kısa sürede bu kadar ileri seviye kararları hesaplıyormudur bilmiyorum araştırmak lazım.
bide sürekli hindistanda, tayland daki böyle kazaları izleyip paramparça olan adamları izleyip sen niye o aracın arkasında durursun ki haketmişsin doğal seleksiyon derdim. demek ki oturduğumuz yerden büyük konuşmamak lazımmış. ne oluyosa ne bitiyosa o kadar savunma mekanizması, içgüdüler bazen dibindeki en büyük tehlikeyi yok sayıyor.
Daha 1 aydır trafiğe çıkıyorum o kadar çok olay yaşadım ki anlatsam ohooo önüme atlayan kadınla çocuk mu dersin yanımdan slime geçen polo mu yoksa yeni yeni viraja alışmışken yanlışlıkla bariyerlere kitlenip son anda bakışımıı düzeltip sıyırmam mı ohoo...
Motor güzel ama benim gibi deli motor sevdalısı biri bile için İstanbul da çok tehlikeli
Isparta'nın Antalya çıkışı Demirköprü kavşağındaki ışıkları son anda yakaladım; yeşilden sarıya geçerken... Kırmızı değildi!
Sonrası zaten dümdüz çift şeritli yol... Temizinden bi 60-70 Km/h varım ... Önüm ardım, sağım, solum bomboş...Akşamın bir geç vakti...
Bir sonraki kavşağa kadar 90-100'e çıkarım, hafif de viraja yatarım falan diye geçiyor aklımdan... Motosiklet harika dostum... theheeyy.. yaz günü ...
Sol taraftaki cepte yola girmek için trafiğin rahatlamasını bekleyen aracın biri hızlıca yola girdi!
Sanırım trafik rahatlayınca, kimse yok başka diye düşündü... Çünkü ben geçerken önüm baya boştu; ışıklarda ilk duran kafile çoktan geçmiş gitmişti...
Ben, her ne kadar kırmızıda geçmemiş olmakla birlikte, sona kalanlardandım...
Güvenli konumlanma olarak yolun ortasındayım, sağ şeridin solunda gibi ....
Bu şimdi şeridine girer, ben de sağından emniyetli bir boşluk bırakarak geçerim diye düşünerek sağa doğru kavise başladım...
Dar dönmedi!
Ben yay çiziyorum, o geliyor... ben yay çiziyorum o geliyor .... #M?q!Ç, ne zaman şeridine gireceksin diye geçiyor aklımdan...
Karşıya geçecekmiş gibi ikinci şeride doğru devam etti...
Ahan dedim, buraya kadarmış... haberlerde çıkarız artık... düşsem nasıl olacak falan diye geçiyor aklımdan ...
Paniklemeyip, kazadan kurtulma, çarpışmadan kaçınma üzerine, okuduklarım geldi aklıma... Yaallahbismillah, verdim gazı....
Sol şeride dar kırıp yerleşmek yerine, hızlıca sağ şeride doğru çıkıp, sanki karşıya geçmekten vazgeçmiş gibi son anda kıvırıp şeridine yerleşti...
Ben de sağından hemen hemen silme geçtim...
Çocuğa dar dönmediği için kızsam mı, yoksa, karşıya geçmeyip sağ şeride yerleştiği için teşekkür mü etsem bilemedim içimden...
Çıkarılacak ders: Işıklarda 1 dakika beklememek için son anda geçmeye çalışmayın... Trafiğin genel akışının gerisinde kaldıktan sonra; yolun alt kısmında ne çıkacağı belli olmaz...
15 dk önce taksicinin kucağına yuva kuruyordum az kaldı :D
Ülkenin yolları ortada , sürücüleri izlerseniz facia , motosikletliler olarak bizlerde aman aman iyi değiliz.Tetikte olmak şart.
Mobese kazaları izlemek faydalı.Ne kadar göz göre göre gelen kaza var ve bilhassa kavsaklarda ışıklar sorunlu.Son saniyede geçenler mesafe nedeni ile ciddi risk alıyor.
Alıntıdır. Belki bilmeyen de yoktur zaten, ama hatırlatmakta fayda var.
MOTOSİKLET ÜZERİNDE HAYATTA KALMAK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİR KAÇ ÖNEMLİ HUSUS
1) GÖRÜNMEZ OLDUĞUNUZU FARZ EDİN:
Çünkü çoğu araç sürücüsü için gerçekten de öylesiniz. Asla görüldüğünüzü düşünerek hareket etmeyin, hatta diğer sürücüyle göz göze gelmiş olsanız bile...
Kesinlikle doğru.
Hatta şöyle bir vahim durum var,
Bölünmüş olmayan bir yolda,seyir halindeki bir araç karşı yönden gelen ve hatali sollama yapan araca çarpmamak için motosikletin üzerine kırarak(sıkıştırarak) kazaya sebep olan o kadar çok vaka mevcut ki.zira o araç motosiklet değilde otomobil olsa farkli bir davranış söz konusu olabilir.
2. yi de ben yazayım. Önünde gördüğün boş alanda duramayacak süratle ilerlediğin her durumda, tesadüfen kaza yapmıyorsun demektir.
(Net olsun diye örnekleyeyim. İstanbul trafiğinde güvenli takip mesafesi bırakılmadığını hepimiz biliyoruz. Bir kazaya karışmıyor olmaları sadece tesadüflere bağlı. Ya da tersten söyleyeyim. Bir kazaya karışmaları sadece ufak bir tesadüfe bağlı. "Aaa, görmedim." "Tam o anda dikkatim dağıldı." "Hep bakarım ama, iki saniye aynaya bakmadım, tam o sırada...." )
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:56 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:50 ----------
Evet, görüldüğün halde, bilerek ve isteyerek gözden çıkarılabilirsin.
Çarpışma durumunda iki araç seçeneğinden küçük olanı tercih edilecektir. Sadece bazı durumlarda (her zaman değil) yola çıkan mahlukat (kedi,köpek,yılan vs) karşısında şansın olabilir.
Diğer durumlarda elimiz kötü, kasa kazanır. ;)
Ankara Mamak - Keçiören istikametine Samsun yolunu kullanarak gidiyorum. Trafik yok tek tük araçlar Askeriyeye doğru tırmandıktan sonra hafif tatlı virajlar başlıyor, gaz kolunu bi tık daha çevirip virajın tadını almak niyetim..
En sağ şeritten 1 soldaki şerite Valentino Rossi edasıyla virajı alırken aniden gelen bir çukur akabinde Tank Slapper..
Daha bu sabah ofise giderken hızlı girdiğim virajda dönemeyeceğimi anlayıp düşmemek adına frene asılmak yerine gazı bırakıp, debriyajla motorun kendi deviriyle bariyerlere yaslandım, bir süre sürtündükten sonra düşmeden durabildim. Soluğu da acilde aldım derhal.
Sonuç: egzoz muhafazası, sağ sinyal, gaz elciği, fren kolu ve ön siper değişecek. Sağ elimde de tırnak kopması ve kısmi yaralanmalar var. Allah'tan koruma demirleri vardı da daha büyük hasar ya da yaralanmaya mahal vermedi.
Alınan ders: Sıcak-mıcak diyerek bir daha yazlık parmaksız eldiven giymek yok. Terlerse terlesin eller, bir ay boyunca yok tırnak çıksın, yok pansuman değişsin diye beklemekten iyidir.
Siz siz olun, hava 45 derece de olsa montunuz ve kaskınızın yanında tam korumalı eldivenlerinizi de mutlaka giyin, benim gibi olmayın – bir daha ki sefer bu kadar şanslı olacağımı sanmıyorum.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)