Ben de vaktinde termodinamik yasalarına baya kafa tutmuştum.
Ancak şu bi gerçek ki, anlık olarak yaktığın yakıtın enerjisi belli. Motorunun da açığa çıkan enerjiyi ne kadar verimli tekere aktarabildiği belli.
Yani bunlar attığın taşa ürküttüğün kuşa değecek şeyler değil. Şöyle ki :
Enjeksiyonlu motorlarda zaten, motora giren hava miktarı ve egzostan atılan oksijen miktarı sürekli karşılaştırılarak, sürekli olarak motora giren hava ile en verimli şekilde yanacak miktarda yakıt veriliyor. Yani sen daha fazla O2 basarsan, motor daha fazla yakıt püskürtür... Başka da bişey olmaz.
A gücündeki bir motora da 2 kat oksijen versen, enjeksiyon beyni 2 kat yakıt püskürtse bile performansın asla 2 kat artmaz!... Sürtünmeler var. ısı kayıpları var. motorun mekaniğinden kaynaklı ne verirsen ver yapabileceği bi performans var vs. vs.
Karbüratörlü motorda da durum geçerli. Eğer motorun çiğ benzin atıyorsa, daha fazla oksijen vererek yakıt tasarrufu sağlayamazsın. Yaktığın yakıt ve ürettiğin güç biraz artar. Ancak yine de karbüratörün hava / yakıt karışım ayarlarını doğru yaparak motorunuzun aynı güçte kalıp yakıtın daha verimli kullanılmasından dolayı yakıt ekonomisi yapabiliriz.
Hayatın gerçeği, ne kadar ekmek o kadar köfte
...
Öte yandan, bu tarz motorunuzdan normalde mühendisinin beklemediği performans beklentileri ömrünü ciddi anlamda kısaltır. Yarış araçlarına özenmek yanlış olur. Çoğu yarış aracı, katıldığı yarışın kuralları dahilinde ömrünü kurtarsa yeter. Dolayısı ile o tarz modifikasyonları sokak aracına uyarlamak mantıklı değildir.
Bir de, yarış araçlarında sadece motor güçlendirilmez. Sadece bunu yapan zaten yarışı kaybeder. Süspansiyonlar, frenler, vitesler vs. vs. herşey elden geçer, herşey yeniden ayarlanır vs. Dolayısı ile aracın ekstra gelen performansını karşılayacak donanımı olur.
Şimdi siz A gücündeki motoru A+ yaparsanız, frenleri de buna göre revize etmedikçe tehlikeli zaten.
Bunlar bana göre fasa fiso. bence en önemli konulardan birisi çevre kirliliği. "Aman canım, benim YBR çevreyi kirletse nolur yaktığım üç kuruş benzin " diyebilirsiniz tabi. milyonlarca YBR sahibi aynı düşününce sonuç felaket oluyor işte.
Yani ben çocukken mevsimler böyle değildi. Çocukken aldığım nefesle şimdiki nefesin kalitesinin aynı olmadığını rahatlıkla ayırt edebiliyorum. Çocukken yaşadığım bölgeye diz boyunu geçen kar yağardı. Şimdi yarım gün kaldırım üstünü örtüyor 2 cm. sonra eriyor.
Biz daha ölmeden dünya zor bir yer olucak. Bence motorunuzdan daha çok performans almak yerine, ayarlarını yaptırın. çiğ benzin de atmasın. fazla benzin de yakmasın. Ne siz doğaya tecavüz edin, ne de petrol şirketleri size.
Hidrojen olayına ben de çok kafa yormuştum vaktinde. Termodinamik yine devreye giriyor.
A miktar suyu, A miktar elektrikle ayrıştırsanız bile, bu elektriğin belli bir kısmı ısı olarak kaybediliyor. ( elektrolize uğrayan su ısınır )
Bu ısı kaybı sonucunda, Elinizde 10 birim oksijen ve hidrojen olsun. Bu 10 birim oksijen ve hidrojeni tekrar yakarak elde edeceğiniz enerjinin %60 - 70'i ısı kaybıyla gidecek. hadi iyimser olalım. 10 birim hidrojenden 4 birim hareket gücü elde ettiniz diyelim. 4 birim hareket gücü ile jeneratör bağlayıp elektrik üretsen, rulmanlar dişliler kayışlar, jeneratör sargılarındaki ısı kayıpları vs derken elde edeceğiniz elektrik 3 birim olacak.
10 birim elektrikle tekrar elektrik üretseniz, kabaca 3 birim elektrik elde edebilirsiniz.
bunun hangisiyle ilerleyip hangisiyle tekrar hidrojen üreteceksiniz?
Bu yolla hidrojen üretimi ancak Enerjinin boşa harcandığı durumlarda söz konusu. onun dışında boşa kürek.
Evren en büyük kapitalist. Evrene ne verirsen ver... faiz gibi, sana ekstra ısı kakalamadan geçmiyor
Dolayısı ile bence Motorunuzu satıp biraz daha güçlü bir motor alın. Bu motorunuzla aynı hızlarda kullanın. Ayarlarını doğru yaptırın. Bence en ekonomik öyle olur