Trafik oluşumunu en aza indirgemek gerekirse, kırmızı ışıkta geçenlere çok ciddi yaptırımlar uygulayacaksın. Kavşaklarda kırmızı ışık yanmışken sıkışık trafikte "bende şu araya sıkışayım" kafasıyla düşünenler hemen sağındaki veya solundaki yolu tıkayanlar, çok uzun kuyruklara sebep olurlar. Trafik polisleri kavşaklarda bu işi çok güzel yapıyorlar fakat polis yokken trafik ışıkları malesef bunu yerine getiremiyor, çünkü yaptırım yok. Bir diğer konu ise birileri trafikte para kazandığı için olur olmaz yerlerde müşteri alır ve müşteri bırakır, hızları saatte 30 km geçmez ve trafiği felç eder (minibüsler) taksiler de bir nebze olsun bu konuda sıkıntı çıkarırlar. Bir diğer konu toplu ulaşımı çeşitlendirememek ve yetersiz bırakmak. Yani insanlar toplu ulaşımdaki rezaleti (ter kokusu, taciz, ayakta durmak, yorulmak, dikizleyen gözler,) vs gibi yaşadıkça tek başına koca arabalarla gidip gelmeye devam edeceklerdir. Ben sırf bu yüzden motosiklet kullanırım mesela, kar da yağsa, yağmur da yağsa umrumda değil. Bir diğer konu ise yollar. İyi tasarlayamamışsan, çok biçimsiz araç parklarına müsade ediyorsan yine sıkıntı büyük. Ana arterlerde araba parkı yasaklanmalı. Katlı otoparklar yapılmalı bölge bölge. Tabi bu kafa patlatmayla olacak işler, çalışmayla olacak işler. Bizim memur zihniyet sabah 9 akşam 5 doldurayımda nasıl doldurursam doldurayım düşüncesiyle olmaz. Kaynak var para var her yerimiz kültür merkezi oldu, bir türlü kültürlenemedik, kültürlenemediğimiz gibi düzgün bir çevrede de yaşayamıyoruz. Belediye dediğin insanların kültürüyle uüraşmaz, imar işleriyle uğraşır, hizmet verir. Elin kültüründen sanane, o işe milli eğitim baksın.