Türkiye Motosiklet Federasyonu (TMF) 2014 Motodrag Şampiyonası 2'ncisi Yağmur Yeşim Akbaş, yarışlar, spor ve motor tutkusunu İhlas Haber Ajansı'na (İHA) anlattı. Aşağı yukarı 5 senedir motor kullandığını ifade eden Akbaş, çocukluk çağında köydeyken traktör kaçırmışlığı dahi olduğunu söyledi.



İlk motorunu 5 yıl önce aldığını belirten Akbaş, "125'lik küçük bir motordu. Motoru aldığımda kullanmayı bilmiyordum bile. Noterden çıkıp anahtarı teslim aldığımda kullanmayı bilmediğimi söyledim, eve kadar kendimi bıraktırdım. Daha sonrasında eğitim aldım, eğitimden sonra kendim tek başıma sürekli kullanmaya devam ettim. Motora binmek çok farklı bir duygu, her defasında sattığımda bir daha kesinlikle motosiklet almayacağım diyorum, en fazla dayandığım iki ay. Çevremin ve ailemin de bu noktada desteği tam" dedi.



2013 senesinde çok ciddi bir kaza geçirdiğini dile getiren Akbaş, vücudumun belirli yerlerinde kırıklar ve platinler olduğunu aktararak, "O kaza beni daha da hırslandırdı ve daha büyük motorlar aldım. 2014 senesinde Konya'dan bir motosiklet kulübü sponsor oldu, yarışlara gelebilir misin dediler. Ben de gittim, çok şükür Türkiye şampiyonluğu yaptım. Motor sporlarında bir kadın olarak temsil etmek çok güzel bir duygu.



Trafiğe çıktığınızda bile insanların bakış açısı çok farklı olabiliyor. İnsanların 'abla tebrik ederim' demesi muhteşem bir duygu. Sosyal medya üzerinden veya gittiğim yerlerde de öğrenci arkadaşların ilgisini çekiyor, 'Abla ben çok istiyorum ama ailemi ikna edemiyorum, sen nasıl ikna ettin?' tarzında söylemler oluyor. Ailenizin onayı mutlaka olsun öyle motor alın. Bir şeyi çok istediğinizde o her şekilde size nasip olarak geliyor zaten" şeklinde konuştu.



Trafikte olmanın zorluklarına da değinen Akbaş, "Bazen insanlar kadın olduğunu gördüğünde yolunu açabiliyor, aksine bazıları da kadın olduğunu gördüğünde önüne kırabiliyor. En umulmadık yerde önüne yaya atlayabiliyor. Aslında çok riskli bir durum ama elbette bu riskler sadece motorda değil, araba kullanan insanlarda da mevcut.



Her an önüne bir yaya atlayabilir. Trafiğin içinde dip gaz veya insanları rahatsız edecek şekilde gaz veren veya motoru bağırttıran bir insan değilim ve bunu yapanlardan ciddi anlamda ben bile rahatsız oluyorum. Bir ara sokağa girdiğiniz zaman orada çocuğun uyuduğu olabilir, yaşlısı, hastası olabilir.



Bizim bazı kendini bilmez arkadaşlarımız ciddi anlamda çevreyi rahatsız edebilecek konumda. Ses motorun ben geliyorum uyarısı verme şeklidir, ama bazıları bunu abartarak ses olarak değil de dışarıya karşı gösteriş olarak kullanıyor. Ayrıca herkes kask, mont, eldiven gibi her şekilde tam takım ekipmanlı kullansın. Sıcaklardan mont giyemeseniz bile kafanıza kask takın" mesajını verdi.



Motorcular arasında güçlü bir iletişim ve bağlılık olduğuna dikkat çeken Akbaş, başından geçen kısa bir olayı anlattı. İstanbul Şile tarafında arkadaşlarıyla toplu olarak sürüş yaptıkları sırada dönüşte yol kenarında kalp krizi geçirmiş baygın bir adam gördüklerini söyleyen Akbaş, "O kadar trafiğin içinde hiç kimse durmuyordu ve duranların hepsi motorcuydu. Motorcularda ciddi anlamda birbirine tutumluluk var.



Örneğin sosyal medya üzerinden takipleştiğimiz kadın arkadaşlar var. Farklı bir şehre gezmeye gittiğiniz zaman onlara ulaşabiliyorsunuz, çok uzak mesafelerden çok güzel dostluklar olabiliyor. Kendim tek başıma tura çıktım, Karadeniz, Ege sahilleri olsun bütün kadın arkadaşlarla tanışma fırsatı buldum. Şehir dışından bir arkadaş geleceği zaman da evimin kapısını sonuna kadar açıyorum. Çok sağlam temelli arkadaşlıklar kurabiliyoruz" diye konuştu.



Kimi rakip gördüğü konusunda "Bu alanda herkes birbirinin rakibi" diyen Akbaş, geçmişte Name Ekin'in kendisine cesaret veren bir büyüğü olduğunu söyledi. "Kendisini tekrar yarışlarda görebilecek miyiz?" sorusu üzerine Akbaş, tekrar katılmayı düşündüğünü ancak sponsor olmadığını dile getirdi. Akbaş, "Motor dikkatli kullanıldığı sürece tehlikeli değil. Kullanmak isteyen herkese tavsiye ederim" dedi.





Sözcü