Çin markalar guzel ve özgun tasarımlar yapmaya başladılar. Ama malesef dokuluyorlar belli sure sonra. Fiyatlarıda iyice uçurmuşlar
Falcon wonder 150 10.5 kw=14 bg(sitesinde 13 yazıyor) fuarda sordum 2.500 lira dedi.
eğer motorları da aynıysa yuki beygir gücünü atmış olabilir. yuki 3070 tl arada 570 tl fark var güzel bir kask alınır o paraya.
---------------------
Lakin şimdi gördüm ki yuki 170cc imiş.
falcon 2.5 lt/100km yakıyor yuki daha fazla yakabilir.
Mrb arkadaşlar aranıza yeni katıldım bnde umarım bu konu devam eder çünkü bu motor hakkında hiçbişey yazılıp çizilmemiş doğru düzgün. Yuki 150-5 gold fox kullanıcısıyım yaklaşık iki haftadır ve 500 km yol yaptım henüz yeni yeni alışıyorum motora, 6000 de aldım 2013 model, ikinci sahibiyim ilk sahibi bayiden almış ama faturasını ruhsatını falan çıkartmadan o şekilde binmiş haliyle fatura bana kesildi remiyetdede ilk sahibi bn oldum. Nedir ne değildir bu motor, tecrübesi olan arkadaşlar motorla ilgili teknik detayları, sağlamlığını, yakıt tüketimi gbi hertürlü bilgiyi paylaşırlarsa sevinirim. umarım bu motoru bnden başkalarıda almıştır
Bugün akvaryum almak için gezerken rastladım bayide baya bi inceledim. uzun yol iiçin 200 250 cc lik ararken 5 7 bin tl fiyatlara bu motoru önerdi 150 lik duruşu gayt tatminkar. Elbet bir yamaha honda etmez ama ne kdar kalitesiz olabilirki 1 senede 5 bin km yapacak olursak
2 sayfa içindede elle tutulur bir bilği yok nedir ne değildir kullanan arkadaşlar anlatsınlar hele.
Tekrardan selam tüm dostlara "Yuki 150 Gold fox" kullanıcıları herzamanki gibi üzerlerine ölü toprağı serpilmiş adeta.Bu motor hakkında kullanıcılardan bilgi isteyeli bir sene olmuş ama birkaç kişi harici kimseden tık yok.ilk zamanlar ara ara girip bakıyordum sayfaya malesef kimsenin ilgilenmediğini görünce kendi kendime "tırnağın varsa başını kaşı" diyerekten motor hakkında söz sahibi olacak kadar kendim tecrübe etdim, son olarak foruma baktığımda uzun bir aradan sonra "Umutyuksell" kardeşimizin bilgi istediğini gördüm; demek başka meraklılarıda varmış şükürler olsun pek binicisi olmasada.
Üşenmeden uzun uzuun yazacam nacizane tecrübelerimi bu arada tam bir senedir üzerindeyim "Kır atın" bu ona taktığım isim
İlk olarak görüntüsünden bahsedecek olursak anlayan anlamayan çoğu arkdaşım tipini genel olarak beğendi nedense motor çapraz bir profilden hem seyredilince,hemde fotoğraflanınca daha bir göze hoş gözüküyor,fakat neye benzediği nasıl bir tarzı olduğu henüz çözülmüş değil.Bu mini bir "Racing" havasına bürünmüş özenti bir makinamı yada o dişli lastikleriyle medeniyete sırt çevirmiş "Cross" mu? Kaplumbağa misali ağır adımlarına aldırmaksızın "150 cc" gücüyle o sıska zayıf bünyesiyle yollara revan olmak isteyen meczup bir "Enduromu" ne bu arkadaş! esnafın,garibanın dostu çilekeş bir "Commutermi"mi, kısacası ne derseniz deyin aga! neye benzetirseniz o oluyor melez bir makina işte, kiminle düşüp kalkdığı belli değil.Şekli şemalinden sonra biraz mühendisliğinden bahsedelim en başta o ön çamurluktan bahsetmek istiyorum ve buradan bu motoru dizayn eden mühendise sesleniyorum -ulan hiçmi binmedin bu aleti yaptıktan sonra bi turdamı atmadın vicdansız nedir arkadaş o çamurlukla imtahanımız yağmurlu havalarda üst baş çamur çaylak hele benim gibi her işine motorla giden birisiysen yağmurlu ve asfaltın çamur içinde kaldığı birgünde paldır küldür sınava yetişmeye çalışıosan vay haline... bununla bitse yine iyi kuru havada arazide iseniz bu seferde taş,toprak ne buluyosa atıyo üzerinize ama yinede seviyorum haylazı
Sonra o aynalar; koymasanızda olrmuş dirseğini bük,omzunu yatır,kafanı ey,amuda kalk maymuna döndük arkayı kollayacağız diye.Eskiden çatıya çıkıp anten ayarlardık oldumuuu diye seslenirdik olmadıı diye bağırırdı peder bey, bana göre öyle işte bu aynalar ne kadar ayarlarsan ayarla olmuyor bi türlü beş on gün zor dayanabildim çıkardım başka ayna taktım orjinaline göre birazdaha iyiydi ama yinede istediğim gibi değildi neyse bu kadarınada şükür diyerek baya bi kullandım o aynaları. Bigün arazide tatlı tatlı takılırken motoru yatırdım aynanın biri kırıldı bu sefer "ybr" aynası taktım fakat aynaların biri ters diş biri düz diş yani birini takıosun diğerini takamıyosun velhasıl bi ayna takımı daha alıp ondan çıkan düz dişide alıp öle takman lazım haliyle gereksiz masraf ama usta tanıdık olunca bayada bi samimi olunca "bi kutu alana bi kutuda bedava" diyerek kampanyalı bi şekilde çözdük işi ;) ve bu aynalar daha güzel oldu kırılanlardan şu an halen kullanmaktayım.
Oturuş pozisyonundan bahsedecek olursak 1,76 cm boyunda biri olarak gidon bana alçak geliyor
ister istemez bi baskı uyguluyorsunuz bileklere ve bu rahatsız edebiliyor sizi.Arka sele konforu eğer artcının
yaslanabileceği bi topcase yoksa yolcu için güvensiz bi durum söz konusu ara sıra arkamdakini unutup ani kalkışlar yaptığımda artcının ayaklarını kafa hizamda görmüşlüğüm, dilinde gayri ihitiyari bir küfür "ananı s..." düşüyodumlaan!derken duymuşluğum vardır :D Gelelim benzin deposuna tek kusuru dizlerle depoyu tutma olayı pek olmuyor bıraktığınız zaman dizleri yay gibi iki yana açılıyorlar sonra o depodaki ve mororun plasitik aksamındaki çamur sıçramış görünümlü stickerlar çoğu kişi tarafından güneş yanığı zannediliyor :D ve en önemli konu bu motoru kullananların kanayan yarası "topcase" evet bi topcase takamayışımız çünkü bunun öle bi demiri,zımbırtısı,aparatı yok üretmemişler üretmeyide düşünmüyorlr.
Kendi imkanlarımızla yapmamız gerekiyor ve gerçekten can sıkıcı bi iş bu, kaynakcıya gidersin ben yapamam der veyahut şimdi işim var der bunla uğraşamam der başından savar tamam yapıyım diyeni bulursun o da kafasına göre yapmak ister senin şekillendirdiğin biçimde yapamam der o da sana uymaz.Ben bu işi şu şekilde çözdüm hemen hemen hergün gitdiğim ahbabım olan motosiklet ustamın dükkanı var burda hem satış hemde tamir yapılıyor baktım bu kaynakcılardan bi cacık olmayacak bnde burdaki motorların topcase demirlerini mercek altına aldım içlerinde bitane "rks 150" vardı onun topcase demirini ölçtüm,biçtim birkaç tesviyeden sonra uydurabileceğime kanaat getirdim.Öncelikle orjinalinde bulunan bağlantı noktalarını kestirip kendi motoruma uygun bağlantılar yaptırdım sonrada işe yaramayan fazlalıklarını kestirdim akabinde gidip yan çanta demirlerini alıp onlarıda uygun hale getirip topcase demirine kaynak yardımıyla ekledim ve sonuç hemen hemen orjinale yakın bişey
çıktı ortaya.Not : Bahsettiğim "rks 150" nin demiri orjinal değidir daha önceki sahibi kendi isteğine göre yaptırmış bu demiride, haliyle bende alıp yapıyım diye düşünebilirsiniz ama malesef bulamazsınız :(
Bütün bunların yanında motor dörtbiryanından rüzgara mağruz kaldığı için benim gibi kış aylarında bile seyehat ediyosanız rüzgardan daha az etkilenmek adına olmazsa olmaz bi tur camı şart bunun içinde yine ne uydurabilirim bu garibana diyerekten derin düşüncelere dalıp araştırmalar içine giriyosunuz.
Uzun uzun tefekkür ettikten sonra "cbf 150" nin tur camını bi şekilde motoruma ekledim buda uzun bi hikayedir pas geçiyorum. Bi nebze olsun ellere gelen soğuğu kesmek ve hoşuma gittiği için elcik korumalarıda taktım.Buradan "yuki"ye sesleniyorum ulan hiçmi extradan bişey yapmazlar bi motora gayrımeşru bir çocuk gibi doğurup, atmışlar sokağa garibanı! Tekrar konuya dönecek olursak birazda mekaniğinden,lastiklerinden, kronik sorunlarından bahsetmek gerekir lastiklerden konuşmak gerekirse fabrika çıkışı o dişli lastiklerini dibine kadar kullandım yanlış hatırlamıyosam arka lastik 13,14 binde yarıldı garibim artık,
o dişler dümdüz olduydu daha fazla dayanacak gücü kalmadıydı o aralar iki lastiğide değiştirmeye imkanım olmadığı için hemde daha ön lastiğin durumu iyi olduğundan idarelik çıkma bi lastik bulup taktım 17 bin dolaylarına geldiğimde o taktığım çıkma lastik bir gece yarısı ansızın beni yolda bıraktı onunda kaderi ötekiyle aynı oldu gece yarısı deponun üzerine oturup paldır küldür tıpkı bir sarhoş gibi yollarda bir o yana bir bu yana evime gitmeye çalışıodum tam 3,4 km mesafem kalmıştıki artık şamyelde yerinden çıkıp jant göbeğine dolandı motorda janta düştü yapak bişey kalmadı oracıkta bırakmak zorunda kaldım.
Ertesigün ustayla gidip motoru ordan aldık yükledik dükkana getirdik artık lastikleri yenileriyle değiştirme vakti gelmişti, birkaçgün sonra pirellinin "dura traction" lastiklerini taktım ve şu an üzerinde bu lastikler mevcuttur motorum an itibarı ile 21 bin km'yi devirmiştir (maşaallah la kuvvete illa billah) bunun yanında yine 17 binlerde falan orjinal zincir,dişliyi değiştirdim oringli zincir taktım üzerindeki orjinal fabrika zinciri gerçekten berbattı her yağlamada don lastiği gibi sarkıyordu sürekli zincir germekten bıkkınlık geldiydi artık ee sonunda gere gere onunda canına okudum gerilecek yeri kalmadı zincir bitdi :D 8 binde debriyaj balatası değiştirdim yağ konusunda genel olarak kaliteli yağlar kullandım motül gibi, bence en önemli şey bu yağ konusu motorumuzun ömrünü uzatmak istiyorsak buna dikkat etmeliyiz.Sorun sayılabilicek konulardan
bitaneside soğuk havalarda cikleyi çekerek bile motorun zor çalışması ısınana kadar gazdan elinizi çektiğiniz an stop ediyor çok soğuk havalarda tek marşda çalışmayabiliyor çalıştığı zaman gazdan elinizi çekmemeniz gerekiyor ben bunada bi çözüm buldum "çift tırnaklı buji" taktım ve rolantiyi biraz yükselttim artık o sorunda kalmadı.
Şehir içi,arazi ve uzun yoldaki durumundan bahsedecek olursak şehir içinde gerçekten mükemmel pire gibi gözünüzün kestiği her delikten rahatca geçebilirsiniz trafikte aralardan takılmadan ilerleyişi oldukca güven veriyor sıkıştığınında kaldırımlarda hopla zıpla kafana göre zaten asfaltdan
çok kaldırımlarda günü geçti garibimin arazisine gelecek olursak o döküm jantlara o eksozuna rağmen nerelerden gitmediki ılgaz dağının zirvelerinden tutda kastamonunun soğanlı çayına kadar adeta engelli bir koşu gibi bütün engelleri aşa aşa yoluna devam etdi herzaman, halada devam ediyor Allah zeval vermesin.Tek sıkıntısı gösterge ışığının bozulması km telinin kopması oldu gelelim uzun yola esas mesele bu 21.bin km nin çoğunu uzun yolda yaptım 150 cc bir motorla uzun yol yapmak bi noktadan sonra baygınlıklar çöküyor üzerinize, tepeleme dolu yan çantalar,bastıra bastıra kapattığın topcase önünde yükselen bi depo üstü çanta hele bide artcı varsa Allaaahh Allah 70,80 km hız anca kaplumbağa gibi oluyor mübarek,
tek başına yüksüz haliyle 90,100 km hız aralaığında gidiliyor bu arada son hız olarak 126'yı gördüm ama artık o hızda patlayacaktı motor ara ara motor sağırlaşmasın diye biraz zorlarım ama anlık olarak ve seyehat etmeyi sevdiğim için uzun
yolda kullana kullana motorum 100 km hıza kadar rahat bi şekilde çıkabiliyor bunu neye dayanarak söylüyosun derseniz ilk aldığımda 80 km hızlara çıktığımda afedersiniz götü başı ayrı oynuyordu bi ıkınıyodu aksırıyodu tıksırıyodu şimdi öle değil ama. Özetleyecek olursak evet uzun yolda içindeki katırlık meydana çıkıyor nefessiz kalıyor garibim,ciğeri sönüyor ama Allah var hiçbir zaman gitmem demiyor ee ne bekleyebilirizki 150 cc tek silindir mir makinadan birazda viraja giriş çıkışından bahsedecek olursak heralde bana en çok tat veren yanı diyebilirim beklenmedik bi şekilde gayet kararlı cesurbi şekilde virajlara girip çıkıyor bi kaç kez fazla abartıp arka tekeri yanımda gördüğüm oldu.
Ewet dostlar daha anlatacak çok şeyim var ama artık yoruldum yazmaktan benden bu kadar merak edilen bişey varsa atladığım, es geçtğim sorma zahmeti gösterirseniz cevaplamaya caşılışırım gerçi senede bi tane yorum anca geliyor konuya kim ne soracak o da ayrı bişey :D Bu kadar uzun yazmamın sebebi ise gerçekten motordan memnun kaldığım içindir bunu "kır atıma" bir vefa borcu olarak görüyorum ;) sizinde benim bilmediğim eklemek istedeiğiniz bişey varsa lütfen yazın.Gezenbilir.com adresindende motosiklet+yolda bölümünden "kır atına bin gel ve karbeyazdır yollar başlığı altında "ceken_bilir" nickiyle bu motorla yaptığım gezileri görebilirsiniz.Tşk ediyorum okuma zahmetinde bulunan herkeze...
çaylak06 adlı üyeden alıntı
Tekrardan selam tüm dostlara "Yuki 150 Gold fox" kullanıcıları herzamanki gibi üzerlerine ölü toprağı serpilmiş adeta.Bu motor hakkında kullanıcılardan bilgi isteyeli bir sene olmuş ama birkaç kişi harici kimseden tık yok.ilk zamanlar ara ara girip bakıyordum sayfaya malesef kimsenin ilgilenmediğini görünce kendi kendime "tırnağın varsa başını kaşı" diyerekten motor hakkında söz sahibi olacak kadar kendim tecrübe etdim, son olarak foruma baktığımda uzun bir aradan sonra "Umutyuksell" kardeşimizin bilgi istediğini gördüm; demek başka meraklılarıda varmış şükürler olsun pek binicisi olmasada.
Üşenmeden uzun uzuun yazacam nacizane tecrübelerimi bu arada tam bir senedir üzerindeyim "Kır atın" bu ona taktığım isim
İlk olarak görüntüsünden bahsedecek olursak anlayan anlamayan çoğu arkdaşım tipini genel olarak beğendi nedense motor çapraz bir profilden hem seyredilince,hemde fotoğraflanınca daha bir göze hoş gözüküyor,fakat neye benzediği nasıl bir tarzı olduğu henüz çözülmüş değil.Bu mini bir "Racing" havasına bürünmüş özenti bir makinamı yada o dişli lastikleriyle medeniyete sırt çevirmiş "Cross" mu? Kaplumbağa misali ağır adımlarına aldırmaksızın "150 cc" gücüyle o sıska zayıf bünyesiyle yollara revan olmak isteyen meczup bir "Enduromu" ne bu arkadaş! esnafın,garibanın dostu çilekeş bir "Commutermi"mi, kısacası ne derseniz deyin aga! neye benzetirseniz o oluyor melez bir makina işte, kiminle düşüp kalkdığı belli değil.Şekli şemalinden sonra biraz mühendisliğinden bahsedelim en başta o ön çamurluktan bahsetmek istiyorum ve buradan bu motoru dizayn eden mühendise sesleniyorum -ulan hiçmi binmedin bu aleti yaptıktan sonra bi turdamı atmadın vicdansız nedir arkadaş o çamurlukla imtahanımız yağmurlu havalarda üst baş çamur çaylak hele benim gibi her işine motorla giden birisiysen yağmurlu ve asfaltın çamur içinde kaldığı birgünde paldır küldür sınava yetişmeye çalışıosan vay haline... bununla bitse yine iyi kuru havada arazide iseniz bu seferde taş,toprak ne buluyosa atıyo üzerinize ama yinede seviyorum haylazı
Sonra o aynalar; koymasanızda olrmuş dirseğini bük,omzunu yatır,kafanı ey,amuda kalk maymuna döndük arkayı kollayacağız diye.Eskiden çatıya çıkıp anten ayarlardık oldumuuu diye seslenirdik olmadıı diye bağırırdı peder bey, bana göre öyle işte bu aynalar ne kadar ayarlarsan ayarla olmuyor bi türlü beş on gün zor dayanabildim çıkardım başka ayna taktım orjinaline göre birazdaha iyiydi ama yinede istediğim gibi değildi neyse bu kadarınada şükür diyerek baya bi kullandım o aynaları. Bigün arazide tatlı tatlı takılırken motoru yatırdım aynanın biri kırıldı bu sefer "ybr" aynası taktım fakat aynaların biri ters diş biri düz diş yani birini takıosun diğerini takamıyosun velhasıl bi ayna takımı daha alıp ondan çıkan düz dişide alıp öle takman lazım haliyle gereksiz masraf ama usta tanıdık olunca bayada bi samimi olunca "bi kutu alana bi kutuda bedava" diyerek kampanyalı bi şekilde çözdük işi ;) ve bu aynalar daha güzel oldu kırılanlardan şu an halen kullanmaktayım.
Oturuş pozisyonundan bahsedecek olursak 1,76 cm boyunda biri olarak gidon bana alçak geliyor
ister istemez bi baskı uyguluyorsunuz bileklere ve bu rahatsız edebiliyor sizi.Arka sele konforu eğer artcının
yaslanabileceği bi topcase yoksa yolcu için güvensiz bi durum söz konusu ara sıra arkamdakini unutup ani kalkışlar yaptığımda artcının ayaklarını kafa hizamda görmüşlüğüm, dilinde gayri ihitiyari bir küfür "ananı s..." düşüyodumlaan!derken duymuşluğum vardır :D Gelelim benzin deposuna tek kusuru dizlerle depoyu tutma olayı pek olmuyor bıraktığınız zaman dizleri yay gibi iki yana açılıyorlar sonra o depodaki ve mororun plasitik aksamındaki çamur sıçramış görünümlü stickerlar çoğu kişi tarafından güneş yanığı zannediliyor :D ve en önemli konu bu motoru kullananların kanayan yarası "topcase" evet bi topcase takamayışımız çünkü bunun öle bi demiri,zımbırtısı,aparatı yok üretmemişler üretmeyide düşünmüyorlr.
Kendi imkanlarımızla yapmamız gerekiyor ve gerçekten can sıkıcı bi iş bu, kaynakcıya gidersin ben yapamam der veyahut şimdi işim var der bunla uğraşamam der başından savar tamam yapıyım diyeni bulursun o da kafasına göre yapmak ister senin şekillendirdiğin biçimde yapamam der o da sana uymaz.Ben bu işi şu şekilde çözdüm hemen hemen hergün gitdiğim ahbabım olan motosiklet ustamın dükkanı var burda hem satış hemde tamir yapılıyor baktım bu kaynakcılardan bi cacık olmayacak bnde burdaki motorların topcase demirlerini mercek altına aldım içlerinde bitane "rks 150" vardı onun topcase demirini ölçtüm,biçtim birkaç tesviyeden sonra uydurabileceğime kanaat getirdim.Öncelikle orjinalinde bulunan bağlantı noktalarını kestirip kendi motoruma uygun bağlantılar yaptırdım sonrada işe yaramayan fazlalıklarını kestirdim akabinde gidip yan çanta demirlerini alıp onlarıda uygun hale getirip topcase demirine kaynak yardımıyla ekledim ve sonuç hemen hemen orjinale yakın bişey
çıktı ortaya.Not : Bahsettiğim "rks 150" nin demiri orjinal değidir daha önceki sahibi kendi isteğine göre yaptırmış bu demiride, haliyle bende alıp yapıyım diye düşünebilirsiniz ama malesef bulamazsınız :(
Bütün bunların yanında motor dörtbiryanından rüzgara mağruz kaldığı için benim gibi kış aylarında bile seyehat ediyosanız rüzgardan daha az etkilenmek adına olmazsa olmaz bi tur camı şart bunun içinde yine ne uydurabilirim bu garibana diyerekten derin düşüncelere dalıp araştırmalar içine giriyosunuz.
Uzun uzun tefekkür ettikten sonra "cbf 150" nin tur camını bi şekilde motoruma ekledim buda uzun bi hikayedir pas geçiyorum. Bi nebze olsun ellere gelen soğuğu kesmek ve hoşuma gittiği için elcik korumalarıda taktım.Buradan "yuki"ye sesleniyorum ulan hiçmi extradan bişey yapmazlar bi motora gayrımeşru bir çocuk gibi doğurup, atmışlar sokağa garibanı! Tekrar konuya dönecek olursak birazda mekaniğinden,lastiklerinden, kronik sorunlarından bahsetmek gerekir lastiklerden konuşmak gerekirse fabrika çıkışı o dişli lastiklerini dibine kadar kullandım yanlış hatırlamıyosam arka lastik 13,14 binde yarıldı garibim artık,
o dişler dümdüz olduydu daha fazla dayanacak gücü kalmadıydı o aralar iki lastiğide değiştirmeye imkanım olmadığı için hemde daha ön lastiğin durumu iyi olduğundan idarelik çıkma bi lastik bulup taktım 17 bin dolaylarına geldiğimde o taktığım çıkma lastik bir gece yarısı ansızın beni yolda bıraktı onunda kaderi ötekiyle aynı oldu gece yarısı deponun üzerine oturup paldır küldür tıpkı bir sarhoş gibi yollarda bir o yana bir bu yana evime gitmeye çalışıodum tam 3,4 km mesafem kalmıştıki artık şamyelde yerinden çıkıp jant göbeğine dolandı motorda janta düştü yapak bişey kalmadı oracıkta bırakmak zorunda kaldım.
Ertesigün ustayla gidip motoru ordan aldık yükledik dükkana getirdik artık lastikleri yenileriyle değiştirme vakti gelmişti, birkaçgün sonra pirellinin "dura traction" lastiklerini taktım ve şu an üzerinde bu lastikler mevcuttur motorum an itibarı ile 21 bin km'yi devirmiştir (maşaallah la kuvvete illa billah) bunun yanında yine 17 binlerde falan orjinal zincir,dişliyi değiştirdim oringli zincir taktım üzerindeki orjinal fabrika zinciri gerçekten berbattı her yağlamada don lastiği gibi sarkıyordu sürekli zincir germekten bıkkınlık geldiydi artık ee sonunda gere gere onunda canına okudum gerilecek yeri kalmadı zincir bitdi :D 8 binde debriyaj balatası değiştirdim yağ konusunda genel olarak kaliteli yağlar kullandım motül gibi, bence en önemli şey bu yağ konusu motorumuzun ömrünü uzatmak istiyorsak buna dikkat etmeliyiz.Sorun sayılabilicek konulardan
bitaneside soğuk havalarda cikleyi çekerek bile motorun zor çalışması ısınana kadar gazdan elinizi çektiğiniz an stop ediyor çok soğuk havalarda tek marşda çalışmayabiliyor çalıştığı zaman gazdan elinizi çekmemeniz gerekiyor ben bunada bi çözüm buldum "çift tırnaklı buji" taktım ve rolantiyi biraz yükselttim artık o sorunda kalmadı.
Şehir içi,arazi ve uzun yoldaki durumundan bahsedecek olursak şehir içinde gerçekten mükemmel pire gibi gözünüzün kestiği her delikten rahatca geçebilirsiniz trafikte aralardan takılmadan ilerleyişi oldukca güven veriyor sıkıştığınında kaldırımlarda hopla zıpla kafana göre zaten asfaltdan
çok kaldırımlarda günü geçti garibimin arazisine gelecek olursak o döküm jantlara o eksozuna rağmen nerelerden gitmediki ılgaz dağının zirvelerinden tutda kastamonunun soğanlı çayına kadar adeta engelli bir koşu gibi bütün engelleri aşa aşa yoluna devam etdi herzaman, halada devam ediyor Allah zeval vermesin.Tek sıkıntısı gösterge ışığının bozulması km telinin kopması oldu gelelim uzun yola esas mesele bu 21.bin km nin çoğunu uzun yolda yaptım 150 cc bir motorla uzun yol yapmak bi noktadan sonra baygınlıklar çöküyor üzerinize, tepeleme dolu yan çantalar,bastıra bastıra kapattığın topcase önünde yükselen bi depo üstü çanta hele bide artcı varsa Allaaahh Allah 70,80 km hız anca kaplumbağa gibi oluyor mübarek,
tek başına yüksüz haliyle 90,100 km hız aralaığında gidiliyor bu arada son hız olarak 126'yı gördüm ama artık o hızda patlayacaktı motor ara ara motor sağırlaşmasın diye biraz zorlarım ama anlık olarak ve seyehat etmeyi sevdiğim için uzun
yolda kullana kullana motorum 100 km hıza kadar rahat bi şekilde çıkabiliyor bunu neye dayanarak söylüyosun derseniz ilk aldığımda 80 km hızlara çıktığımda afedersiniz götü başı ayrı oynuyordu bi ıkınıyodu aksırıyodu tıksırıyodu şimdi öle değil ama. Özetleyecek olursak evet uzun yolda içindeki katırlık meydana çıkıyor nefessiz kalıyor garibim,ciğeri sönüyor ama Allah var hiçbir zaman gitmem demiyor ee ne bekleyebilirizki 150 cc tek silindir mir makinadan birazda viraja giriş çıkışından bahsedecek olursak heralde bana en çok tat veren yanı diyebilirim beklenmedik bi şekilde gayet kararlı cesurbi şekilde virajlara girip çıkıyor bi kaç kez fazla abartıp arka tekeri yanımda gördüğüm oldu.
Ewet dostlar daha anlatacak çok şeyim var ama artık yoruldum yazmaktan benden bu kadar merak edilen bişey varsa atladığım, es geçtğim sorma zahmeti gösterirseniz cevaplamaya caşılışırım gerçi senede bi tane yorum anca geliyor konuya kim ne soracak o da ayrı bişey :D Bu kadar uzun yazmamın sebebi ise gerçekten motordan memnun kaldığım içindir bunu "kır atıma" bir vefa borcu olarak görüyorum ;) sizinde benim bilmediğim eklemek istedeiğiniz bişey varsa lütfen yazın.Gezenbilir.com adresindende motosiklet+yolda bölümünden "kır atına bin gel ve karbeyazdır yollar başlığı altında "ceken_bilir" nickiyle bu motorla yaptığım gezileri görebilirsiniz.Tşk ediyorum okuma zahmetinde bulunan herkeze...
motordan ziyade ön çamurluğu ile ve yerden yüksek oluşu ile ilgilenmiştim. 2008ybr ye düşünmüştüm olur mu diye.
çamurluğun randımansız olması üzdü beni.
Eline sağlık emek verip bizleri bilgilendirmek için ugrasmissinizTekrardan selam tüm dostlara "Yuki 150 Gold fox" kullanıcıları herzamanki gibi üzerlerine ölü toprağı serpilmiş adeta.Bu motor hakkında kullanıcılardan bilgi isteyeli bir sene olmuş ama birkaç kişi harici kimseden tık yok.ilk zamanlar ara ara girip bakıyordum sayfaya malesef kimsenin ilgilenmediğini görünce kendi kendime "tırnağın varsa başını kaşı" diyerekten motor hakkında söz sahibi olacak kadar kendim tecrübe etdim, son olarak foruma baktığımda uzun bir aradan sonra "Umutyuksell" kardeşimizin bilgi istediğini gördüm; demek başka meraklılarıda varmış şükürler olsun pek binicisi olmasada.
Üşenmeden uzun uzuun yazacam nacizane tecrübelerimi bu arada tam bir senedir üzerindeyim "Kır atın" bu ona taktığım isim
İlk olarak görüntüsünden bahsedecek olursak anlayan anlamayan çoğu arkdaşım tipini genel olarak beğendi nedense motor çapraz bir profilden hem seyredilince,hemde fotoğraflanınca daha bir göze hoş gözüküyor,fakat neye benzediği nasıl bir tarzı olduğu henüz çözülmüş değil.Bu mini bir "Racing" havasına bürünmüş özenti bir makinamı yada o dişli lastikleriyle medeniyete sırt çevirmiş "Cross" mu? Kaplumbağa misali ağır adımlarına aldırmaksızın "150 cc" gücüyle o sıska zayıf bünyesiyle yollara revan olmak isteyen meczup bir "Enduromu" ne bu arkadaş! esnafın,garibanın dostu çilekeş bir "Commutermi"mi, kısacası ne derseniz deyin aga! neye benzetirseniz o oluyor melez bir makina işte, kiminle düşüp kalkdığı belli değil.Şekli şemalinden sonra biraz mühendisliğinden bahsedelim en başta o ön çamurluktan bahsetmek istiyorum ve buradan bu motoru dizayn eden mühendise sesleniyorum -ulan hiçmi binmedin bu aleti yaptıktan sonra bi turdamı atmadın vicdansız nedir arkadaş o çamurlukla imtahanımız yağmurlu havalarda üst baş çamur çaylak hele benim gibi her işine motorla giden birisiysen yağmurlu ve asfaltın çamur içinde kaldığı birgünde paldır küldür sınava yetişmeye çalışıosan vay haline... bununla bitse yine iyi kuru havada arazide iseniz bu seferde taş,toprak ne buluyosa atıyo üzerinize ama yinede seviyorum haylazı
Sonra o aynalar; koymasanızda olrmuş dirseğini bük,omzunu yatır,kafanı ey,amuda kalk maymuna döndük arkayı kollayacağız diye.Eskiden çatıya çıkıp anten ayarlardık oldumuuu diye seslenirdik olmadıı diye bağırırdı peder bey, bana göre öyle işte bu aynalar ne kadar ayarlarsan ayarla olmuyor bi türlü beş on gün zor dayanabildim çıkardım başka ayna taktım orjinaline göre birazdaha iyiydi ama yinede istediğim gibi değildi neyse bu kadarınada şükür diyerek baya bi kullandım o aynaları. Bigün arazide tatlı tatlı takılırken motoru yatırdım aynanın biri kırıldı bu sefer "ybr" aynası taktım fakat aynaların biri ters diş biri düz diş yani birini takıosun diğerini takamıyosun velhasıl bi ayna takımı daha alıp ondan çıkan düz dişide alıp öle takman lazım haliyle gereksiz masraf ama usta tanıdık olunca bayada bi samimi olunca "bi kutu alana bi kutuda bedava" diyerek kampanyalı bi şekilde çözdük işi ;) ve bu aynalar daha güzel oldu kırılanlardan şu an halen kullanmaktayım.
Oturuş pozisyonundan bahsedecek olursak 1,76 cm boyunda biri olarak gidon bana alçak geliyor
ister istemez bi baskı uyguluyorsunuz bileklere ve bu rahatsız edebiliyor sizi.Arka sele konforu eğer artcının
yaslanabileceği bi topcase yoksa yolcu için güvensiz bi durum söz konusu ara sıra arkamdakini unutup ani kalkışlar yaptığımda artcının ayaklarını kafa hizamda görmüşlüğüm, dilinde gayri ihitiyari bir küfür "ananı s..." düşüyodumlaan!derken duymuşluğum vardır :D Gelelim benzin deposuna tek kusuru dizlerle depoyu tutma olayı pek olmuyor bıraktığınız zaman dizleri yay gibi iki yana açılıyorlar sonra o depodaki ve mororun plasitik aksamındaki çamur sıçramış görünümlü stickerlar çoğu kişi tarafından güneş yanığı zannediliyor :D ve en önemli konu bu motoru kullananların kanayan yarası "topcase" evet bi topcase takamayışımız çünkü bunun öle bi demiri,zımbırtısı,aparatı yok üretmemişler üretmeyide düşünmüyorlr.
Kendi imkanlarımızla yapmamız gerekiyor ve gerçekten can sıkıcı bi iş bu, kaynakcıya gidersin ben yapamam der veyahut şimdi işim var der bunla uğraşamam der başından savar tamam yapıyım diyeni bulursun o da kafasına göre yapmak ister senin şekillendirdiğin biçimde yapamam der o da sana uymaz.Ben bu işi şu şekilde çözdüm hemen hemen hergün gitdiğim ahbabım olan motosiklet ustamın dükkanı var burda hem satış hemde tamir yapılıyor baktım bu kaynakcılardan bi cacık olmayacak bnde burdaki motorların topcase demirlerini mercek altına aldım içlerinde bitane "rks 150" vardı onun topcase demirini ölçtüm,biçtim birkaç tesviyeden sonra uydurabileceğime kanaat getirdim.Öncelikle orjinalinde bulunan bağlantı noktalarını kestirip kendi motoruma uygun bağlantılar yaptırdım sonrada işe yaramayan fazlalıklarını kestirdim akabinde gidip yan çanta demirlerini alıp onlarıda uygun hale getirip topcase demirine kaynak yardımıyla ekledim ve sonuç hemen hemen orjinale yakın bişey
çıktı ortaya.Not : Bahsettiğim "rks 150" nin demiri orjinal değidir daha önceki sahibi kendi isteğine göre yaptırmış bu demiride, haliyle bende alıp yapıyım diye düşünebilirsiniz ama malesef bulamazsınız :(
Bütün bunların yanında motor dörtbiryanından rüzgara mağruz kaldığı için benim gibi kış aylarında bile seyehat ediyosanız rüzgardan daha az etkilenmek adına olmazsa olmaz bi tur camı şart bunun içinde yine ne uydurabilirim bu garibana diyerekten derin düşüncelere dalıp araştırmalar içine giriyosunuz.
Uzun uzun tefekkür ettikten sonra "cbf 150" nin tur camını bi şekilde motoruma ekledim buda uzun bi hikayedir pas geçiyorum. Bi nebze olsun ellere gelen soğuğu kesmek ve hoşuma gittiği için elcik korumalarıda taktım.Buradan "yuki"ye sesleniyorum ulan hiçmi extradan bişey yapmazlar bi motora gayrımeşru bir çocuk gibi doğurup, atmışlar sokağa garibanı! Tekrar konuya dönecek olursak birazda mekaniğinden,lastiklerinden, kronik sorunlarından bahsetmek gerekir lastiklerden konuşmak gerekirse fabrika çıkışı o dişli lastiklerini dibine kadar kullandım yanlış hatırlamıyosam arka lastik 13,14 binde yarıldı garibim artık,
o dişler dümdüz olduydu daha fazla dayanacak gücü kalmadıydı o aralar iki lastiğide değiştirmeye imkanım olmadığı için hemde daha ön lastiğin durumu iyi olduğundan idarelik çıkma bi lastik bulup taktım 17 bin dolaylarına geldiğimde o taktığım çıkma lastik bir gece yarısı ansızın beni yolda bıraktı onunda kaderi ötekiyle aynı oldu gece yarısı deponun üzerine oturup paldır küldür tıpkı bir sarhoş gibi yollarda bir o yana bir bu yana evime gitmeye çalışıodum tam 3,4 km mesafem kalmıştıki artık şamyelde yerinden çıkıp jant göbeğine dolandı motorda janta düştü yapak bişey kalmadı oracıkta bırakmak zorunda kaldım.
Ertesigün ustayla gidip motoru ordan aldık yükledik dükkana getirdik artık lastikleri yenileriyle değiştirme vakti gelmişti, birkaçgün sonra pirellinin "dura traction" lastiklerini taktım ve şu an üzerinde bu lastikler mevcuttur motorum an itibarı ile 21 bin km'yi devirmiştir (maşaallah la kuvvete illa billah) bunun yanında yine 17 binlerde falan orjinal zincir,dişliyi değiştirdim oringli zincir taktım üzerindeki orjinal fabrika zinciri gerçekten berbattı her yağlamada don lastiği gibi sarkıyordu sürekli zincir germekten bıkkınlık geldiydi artık ee sonunda gere gere onunda canına okudum gerilecek yeri kalmadı zincir bitdi :D 8 binde debriyaj balatası değiştirdim yağ konusunda genel olarak kaliteli yağlar kullandım motül gibi, bence en önemli şey bu yağ konusu motorumuzun ömrünü uzatmak istiyorsak buna dikkat etmeliyiz.Sorun sayılabilicek konulardan
bitaneside soğuk havalarda cikleyi çekerek bile motorun zor çalışması ısınana kadar gazdan elinizi çektiğiniz an stop ediyor çok soğuk havalarda tek marşda çalışmayabiliyor çalıştığı zaman gazdan elinizi çekmemeniz gerekiyor ben bunada bi çözüm buldum "çift tırnaklı buji" taktım ve rolantiyi biraz yükselttim artık o sorunda kalmadı.
Şehir içi,arazi ve uzun yoldaki durumundan bahsedecek olursak şehir içinde gerçekten mükemmel pire gibi gözünüzün kestiği her delikten rahatca geçebilirsiniz trafikte aralardan takılmadan ilerleyişi oldukca güven veriyor sıkıştığınında kaldırımlarda hopla zıpla kafana göre zaten asfaltdan
çok kaldırımlarda günü geçti garibimin arazisine gelecek olursak o döküm jantlara o eksozuna rağmen nerelerden gitmediki ılgaz dağının zirvelerinden tutda kastamonunun soğanlı çayına kadar adeta engelli bir koşu gibi bütün engelleri aşa aşa yoluna devam etdi herzaman, halada devam ediyor Allah zeval vermesin.Tek sıkıntısı gösterge ışığının bozulması km telinin kopması oldu gelelim uzun yola esas mesele bu 21.bin km nin çoğunu uzun yolda yaptım 150 cc bir motorla uzun yol yapmak bi noktadan sonra baygınlıklar çöküyor üzerinize, tepeleme dolu yan çantalar,bastıra bastıra kapattığın topcase önünde yükselen bi depo üstü çanta hele bide artcı varsa Allaaahh Allah 70,80 km hız anca kaplumbağa gibi oluyor mübarek,
tek başına yüksüz haliyle 90,100 km hız aralaığında gidiliyor bu arada son hız olarak 126'yı gördüm ama artık o hızda patlayacaktı motor ara ara motor sağırlaşmasın diye biraz zorlarım ama anlık olarak ve seyehat etmeyi sevdiğim için uzun
yolda kullana kullana motorum 100 km hıza kadar rahat bi şekilde çıkabiliyor bunu neye dayanarak söylüyosun derseniz ilk aldığımda 80 km hızlara çıktığımda afedersiniz götü başı ayrı oynuyordu bi ıkınıyodu aksırıyodu tıksırıyodu şimdi öle değil ama. Özetleyecek olursak evet uzun yolda içindeki katırlık meydana çıkıyor nefessiz kalıyor garibim,ciğeri sönüyor ama Allah var hiçbir zaman gitmem demiyor ee ne bekleyebilirizki 150 cc tek silindir mir makinadan birazda viraja giriş çıkışından bahsedecek olursak heralde bana en çok tat veren yanı diyebilirim beklenmedik bi şekilde gayet kararlı cesurbi şekilde virajlara girip çıkıyor bi kaç kez fazla abartıp arka tekeri yanımda gördüğüm oldu.
Ewet dostlar daha anlatacak çok şeyim var ama artık yoruldum yazmaktan benden bu kadar merak edilen bişey varsa atladığım, es geçtğim sorma zahmeti gösterirseniz cevaplamaya caşılışırım gerçi senede bi tane yorum anca geliyor konuya kim ne soracak o da ayrı bişey :D Bu kadar uzun yazmamın sebebi ise gerçekten motordan memnun kaldığım içindir bunu "kır atıma" bir vefa borcu olarak görüyorum ;) sizinde benim bilmediğim eklemek istedeiğiniz bişey varsa lütfen yazın.Gezenbilir.com adresindende motosiklet+yolda bölümünden "kır atına bin gel ve karbeyazdır yollar başlığı altında "ceken_bilir" nickiyle bu motorla yaptığım gezileri görebilirsiniz.Tşk ediyorum okuma zahmetinde bulunan herkeze...
Arkadaşın yazdıklarından özet geçelim:
Yuki Goldfox 150 'nin motoru nedir?
SK162FMJ-E CBB tipi motoru vardır. Bu motor Mondial Vulture MR150, Mondial Road Racer MCX150, Mondial Drift MH150 ile aynı çap ve stroka sahiptir. Yani muhtemelen bir çok parçası uyumludur.
Yuki Goldfox 150 'nin son hızı son sürati nedir?
Yüksüz halde anlık olarak 120'nin üstü, stabil olarak 100km/saat civarı (tabii eğer gösterge doğru ise
Yuki Goldfox 150 'ye çanta demiri ve çanta, topcase takılır mı?
Kendi üzerinde çanta demiri yokmuş, piyasada bu motora birebir uyan çanta demiri de yokmuş. RKS 150'nin çanta demiri uydurularak çanta takılabiliyormuş.
geri kalanını yukarıdan okuyuverin gari, adam 20000 küsür km'lik inceleme yapmış, daha n'aapsın?
Slm arkadaşlar umarım hala hayatda olanlar vardırsayfaya çooOk uzun zamandır girmiyodum aklıma düştü bi bakıyım dedim bakmaz olaydım kimsecikler yok ortada.Merak edenler için "Yuki 150-9 gold fox" motorumu 25.000 km de satdım. İşin özeti çok güzel günler geçirdim motorumla hala özlemle anarım
Birbuçuk yıl oldu motorumu satalı akabinde aldığım motosiklet yine aynı marka "Yuki 250 izci" birbuçuk yıldırda "izci" yi kullanıyorum.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:23 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:11 ----------
"İzci" yi aldığımda henüz "gold fox" u satmamıştım, buda son kareleri. Eski ve yeni motrumla hatıra fotoğrafı Not: İzci dede yine çanta demiri,topcase, tur camı gibi yine aynı dertlerle uğraştım
[IMG][/IMG]
[IMG][/IMG]
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
