Tam tersi.
Allah korkusu ile olmuyor bu isler.
Daha dogrusu zaten Allah'tan korkan da yok bu dünyada.
O nedenle bu isler ancak egitimle medeniyetle çözülecek isler.
Dün gece basima çok ilginç bir olay geldi.
Esim ve çocuklarimla yemege çikmistik.
Restoran biraz sehir disinda, gidip gelirken tarlalarin,çiftliklerin ve bir de küçük bir korulugun oldugu dar bir yolu kullaniyorum.
Dönerken arabanin termometresinde -5 derece yaziyordu,öyle dondurucu bir soguk var.
O dar yolun üzerinde tam benim önümde bir tavsan gördük.
Ben yavaslayarak yanindan geçtim.
Esim yazik hayvancagiz donmus dedi.
Ben pek umursamadan evet çok soguk dedim ama kafama takildi.
Hanim ne olur alalim o hayvani ölecek dedi.
Ben de yaban hayvanini alip eve götüremem ne yapacaz dedim.
(daha önce bir sincap yüzünden evdeki kedimiz hastalanmisti.)
Hanim bu sefer içimdeki hayvana seslenip, olsun yeriz dedi.
Gûlümsedim.
Hanimin ne yapmak istedigini anlamistim.
Ikimizde tavsan eti sevmeyiz.
Ama kafa tavsana takildi bir kere.
Uygun bir yer bulunca geri döndüm.
Tavsan hala yolun üzerinde duruyor.
Beni görünce biraz korktu.
Kipirdayinca yasadigini anladim.
Biraz arabaya aldim isindi.
O arada ben dörtlüleri yakmis zaten dar olan yolun kenarindayim.
Bir araba geçti.
Içindeki adamlar tuhaf tuhaf baktilar ama durmadilar.
Tavsan kendine gelince alip yolun kenarina biraktim tekrar.
Ve eve dogru yola koyuldum.
Hanim ikna olmamisti!!
Ama dedi yine üsüyecek.
Bir karton kutu bulsak!
Fena fikir dedil ama gecenin o saati nerden bulacaz?
Aklima geç saate kadar açik olan bir ekmekçi geldi.
Oralara yakin bir yerdeydi.
gerçi kapatmislardir ama temizlik falan o saatte birilerini bulabilirdik.
Gittim ama maalesef sansimiz yaver gitmedi.
Hanima daha fazla yapacak bir sey yok deyip eve döndüm.
Üstümü degistim, çocuklar uyudu ama benim kafa o küçücük tavsanda takili kalmis.
Dayanamadim.
Evden bir karton kutu,bir kaç tane de eski esyalarin içinden yün ve benzeri biseyler bulup kartona koyup gecenin bir yarisi tekrar tavsani aramaya gittim.
Tavsan biraktigim yerde yolun kenarinda duruyordu.
Ben arabadan inerken bir araba daha geçti.
Ulem dedim sanki demin geçen arabaydi bu!!!
Neyse;
Kartonu güzelce yerlestirip,içini de dösedim ve tavsani içine koydum.
Evden biraz marul,havuç da getirmistim.
Onlarida kutuya birakip,içip rahat bir sekilde tam arabaya biniyordum ki, önümden iki,arkamdan da bir tane polis arabasi sirenlerle geldiler.
Arabadan ilk inen polis ellerini görecegim bir yere koy dedi.
Hah dedim simdi oldu.
O geçen araba ya sikayet etti, ya da polisti anladim.
Ama polise derdimizi nasil anlatacagiz?
Üzerinde pijamasi ve montuyla bir hiyar,gecenin bir vakti issiz bir yolda ne yapiyor anlat bakalim.
Üstelik Allah bizi öyle bir halk etmiski, tipimizi görende sivilse bir dövme istegi, polis ise tutuklama istegi doguruyor.
Neyse uzatmayayim.
Polis silahsiz olduguma kanaat getirince yanima yaklasti.
Digerleri de geldiler.
Dedim tamam ilginç bir vaziyetteyiz ama durum böyle böyle deyip anlattim mevzuyu.
Polis gülmeye basladi.
Karton kutuyu aldilar.
Bana evinize gidip rahatça uyuyabilirsiniz, biz onu derhal güvenli bir yere götürecegiz dediler.
Telefon numarami aldilar.
Ben eve döndükten yarim saat sonra telefonum çaldi.
Hayvan barinagindan aradiklarini, tavsani teslim aldiklarini, içim rahat bir sekilde uyuyabilecegimi sôylediler.
Bu sabah polis de arayip, tavsani barinaga teslim ettiklerini, istedigim zaman ziyaret edebilecegimi söyledi.
Biraz sonra çocuklarla tavsani görmeye gidecegiz.