Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
2. sayfa BirinciBirinci 123 SonuncuSonuncu

Yoğurtlar neden bozulmaz

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #21
    acayüp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Nisan 2007
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    cawa
    Bu haberin yalan olması şimdiki özellikle büyük firmaların ürünlerinin yenilebilir olduğu anlamına gelmiyor benim için.

    son birkaç yıldır o iğrenç kusturucu tadları ve garip kokuları yüzünden sütaş danone pınar vs markaların ne yoğurduna nede ayranına elimi sürmüyorum.
    İlginçtirki o tadı benim dışında farkenden insan sayısı çok az. Bu nedenle markete gittiğimde en duyulmadık markalardan alırım bu ürünleri ve geneldede son kullanma tarihleri yakın zamanlar oluyor. buda bana içlerinde falza katkı olmadığı izlenimi verdiği gibi tadı kıvamıda gayet yerinde oluyor çoğu zaman.

    Bu büyük firmalar süte nasıl bir işkence yapıyorlarsa acayip bir şeye dönüşüyor . Gün geçtikçede daha da beter bir hal alıyor bu durum.
    Ucuz motor olmaz , Sorunlu motor olur.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #22

    Üyelik
    01 Nisan 2007
    Şehir
    amerika
    Ben de tavsiye ederim ev yoğurdunu. Hatta tanıdığınız birinin ineği varsa taze sağılmış sütü kaynatıp üzerindeki kaymağı da aldıkmıydı...

  3. #23
    Samet Ağır - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Nisan 2008
    Şehir
    istanbul pendik
    Motosikleti
    YAMAHA YZF 1000 thunderace ,NC 750 S
    Alıntı immortalboss adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Ben de tavsiye ederim ev yoğurdunu. Hatta tanıdığınız birinin ineği varsa taze sağılmış sütü kaynatıp üzerindeki kaymağı da aldıkmıydı...
    tanıdığım birinin ineği yok malesef..
    ama tanıdığım bir çok inek var..
    ne yazıkki onlardan da süt çıkmaz,çıksada yoğurt yapmaya yetmez...
    Biliyorsan konuş,ibret alsınlar...
    Bilmiyorsan sus ki,seni ADAM sansınlar...

  4. #24

    Üyelik
    01 Nisan 2007
    Şehir
    amerika
    Alıntı sametagir adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    tanıdığım birinin ineği yok malesef..
    ama tanıdığım bir çok inek var..
    ne yazıkki onlardan da süt çıkmaz,çıksada yoğurt yapmaya yetmez...
    Karşı komşumuzun ineği vardı.Getirip süt satardı dükkanında.Bize de torpillisinden getirirdi.Şimdi evimde kalmıyorum.O yüzden özlüyorum bunları...Sabah sütü pişirip üzerindeki kaymağı alıp kaymaklı yumurtayı da yaptık mı. Evimi özledim yahu.

  5. #25

    Üyelik
    20 Eylül 2009
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    Fz6 Fazer
    Paketli ürünlerin son kullanma tarihine kadar bozulmaması normal ama paketi açıldıktan sonra gıda ürünü bu bozulması gerekir, süt ki en hızlı bakteri üreten yiyecek olup, açıldıktan sonra 7 gün 20 gün dayanan maddenin besleyiciliği tartışılır. Güvendiğiniz sokak sütçüsünden çiğ süt alın kaynatın ve yoğurdunuzu kendiniz yapın.

    Hidrojene yağ ise kesinlikle kullanılmaması gereken yağ çeşididir(neredeyse tüm katı yağlar). Bu uzun vadede kesinlikle damar sertliğine yol açmakta ve kalp kirizi gibi ölümcül tehlikeleri beraberinde getirmektedir. Bunu trt1 de bir profesör söylemişti, ve ticari kaygılardan ve etkisinin uzun yıllarda gözüktüğünden dolayı dikkat çekmediğini söylemişti.

    Hidrojene yağ lar bisküvi çikolta poğaça ve envai çeşit yiyecekte kullanılmaktadır, özetle hiç yemeyin bunları.

    Meşrubatlarda ve yine tatlılarda gofretlerde kullanılan mısır şurubu normal pancar şekerine göre çok daha fazla içyağlanma yapmaktadır ve kilo aldırmaktadır. İngilterede okul kantinlerinde meşrubat satışı yasaklanmıştır obeziteye sebep olduğundan dolayı, ama kimbilir belki altında çok daha ciddi sebepler vardır.

    Ayrıca sızma zeytinyağlarındada araştırma yapın, asitliği ısıtılarak düşürülen sızma zeytinyağlarında üretim tarihinden 2-3ay sonra zararlı maddeler üremektedir.

  6. #26
    jack hammer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    28 Ekim 2010
    Şehir
    antalya
    Motosikleti
    09YBR125, 08DYLAN
    bu ne ya arkadaşlar. agzı olan konuşuyor. nasılsa inanacak bir kitle her zaman var.

    biri çıkmış diyor patates kızartmasıyla balık yenmez. biri çıkmış diyor porselen ve cam mutfak gereçlerinde renkli baskı olmasın.

    hadi bizim ülke kokuşmuş. bizdende bir pok olmaz. bu gıdalar tüm dünyada tüketiliyor. hemde bizdekinden daha fazla kişi başına düşen miktarlarda.

    ben diyorum ki atın ölümü arpadan olsun. kesinlikle kendime böyle takıntılar yüzünden kısıtlama getirmem. zaten motosiklet kullanıyoruz. günün birinde ya kendi hatamız yada başka bir öküzün yüzünden pok yoluna gidecegiz. bu nedenle lezzetli olan herşeyi yiyin için. hayatıda imkanlarınız dahilinde dolu dolu yaşayın. ananız sizi birdaha dogurmayacak.
    şerefini kaybedenin kaybedecek bir şeyi kalmamıştır

  7. #27
    tr100a - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Şubat 2009
    bu haber asparagas mış koskoca aklı başında adamlar üşenmeden bu haberi buraya koyup benide inandırdı doğruluğu onaylanmamış haberleri niye burda paylaşıyorsunuz

  8. #28
    huska - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Aralık 2009
    Şehir
    antalya
    Motosikleti
    '08 DL 650- '88 px200
    Uzun yıllardır düzenli olarak her akşam bir küçük yoğurtla bi ufak yuvarlarım allaha şükür aslanlar gibiyim..solitin değil sicilosin olsun ben yine yoğurt yerim arkadaş..markaya'da takılmam tarihede bakmam hüpletirim kayar

  9. #29

    Üyelik
    30 Mayıs 2009
    Şehir
    Üsküdar
    Süt ürünlerine bozulmaması için katılan maddelerin başında antibiyotikler geliyor.Kıvam artırıcılar olmasa(kemik tozu bile katıldıgı söylenir,tavuklara iskelet güçlensin,yumurta kabuk oluştursun diye mermer tozu veya kalsiyum içeren tozlar sebep ise hızlı hacim artırıcı beslenmede rol oynayan mısır küsbesinin veremedikleri.) aslında yoğurt tutmaz.Kaymağını ve yağını aldıktan sonra zaten yoğurt nasıl olsun.Bakteriler çoğalabilmek için enerji ve yapı taşlarına ihtiyaç duyarlar.Bu da sömürülen süt de malesef yok.

  10. #30
    babaduru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Nisan 2009
    Şehir
    Eskişehir
    Motosikleti
    Yılların Eskitemediği Peugeot 103-CBR 250 R(2011)
    Gelde Şimdi İnek Alıp Bakma hem para Kazan hem adam gibi yoğurt süt ye iç tereyağını yap ohh mis gibi

  11. #31

    Üyelik
    04 Ekim 2007
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    Scrambler Ducati Classic
    Çocuklukta yediğimiz, şimdilerde evde yapmaya çalıştığımız, mersin ve çanakkalededki mandıralardan aldığım yoğurtlardaki davranış:
    Son model dolapta da saklasan 1-2 hafta sonra ekşimeye başlar. Bu halinin ayranı da muhteşem olur, tadı da bir başka olur. Yedikçe ferahlarsın. 1 hafta falan daha gider. Sonrasında o kadar ekşir ki yenilemez olur. İçerisinde fıkır, fıkır kabarcıklar oluşur neredeyse.

    Marketlerden aldığımız adı ünlü yoğurtlardaki davranış:
    1,2,3 hafta hiçbirşey olmaz. 4. haftadan sonra ufak ufak acımaya başlar. 5. haftadan sonra da küflenir. Ama asla ekşimez. Bu durum, sadece dolapta değil, dışarıda da bu süreye yakın zamanda olur.
    Bu yoğurtlar tazeyken bile bir halta benzemez, insanın içi almaz, yemiş olmak için yenir.

    Kararı siz verin.

  12. #32
    sessizsakin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    04 Ekim 2007
    Şehir
    izmir
    Motosikleti
    benelli tnt25
    Alıntı tigermbz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    normalde yoğurtun raf ömrü birkaç gündür
    neden bozulmuyorlar söyler misin?
    ben küçükken köyde yaptığımız halis muhlis ev yoğurtları buzdolabında günlerce bozulmadan kalabilirken, dışarıda normal bir yaz günü akşama kadar ekşir, üçüncü güne de yenmez hale gelirdi..

    zira normal bir yaz günü, herhangi bir marketten bir yoğurt alıp buz dolabına değil mutfak tezgahına koyun. bakın bakalım 3. gün yenilebiliyor mu?
    ------------------------------------------------

    herşeyden önce, gıdalarda solitin denen zehir manyağı bir kimyasal varsa şuna dikkat edeceksiniz.

    1 - ne idüğü belirsiz marka ürün almayacaksınız. televizyonda, sağda solda reklam medya basın ortamında tanıtımını görmediğiniz ürünlere güvenmeyeceksiniz!

    2 - sağda solda reklam tanıtımı çıkan ürünler, sağlık bakanlığının gıda tüzüklerine aykırı hareket etmezler. sık denetlenirler ve gıda tüzüğüne aykırı ürün ürettiklerine dair bir mahkeme, bir dava bile imajlarını psikopatça zedeleyebilir. bu yüzden riske girmezler. sağlık bakanlığının gıda tüzükleri çerçevesinde üretim yaparlar.

    3 - bu tür solitin hobitin çapıtın gibi kimyasalların, gıdalarda 100 gramda kaç miligram yada ne bilim 1 kiloda kaç gram kullanılabileceği ile ilgili yönetmelikler tüzükler sağlık bakanlığı tarafından sürekli belirlenir ve güncellenir. bir kimyasalın belli bir oranın üzerinde kullanılması normal bir insanda hasara sebep oluyorsa sağlık bakanlığı buna zaten izin vermez. zira vermemesi de gerekir.

    yani gıdalarınızda solitin varsa ve bu kötü bişeyse muattabınız gıda üreten firmalar değil, sağlık bakanlığıdır.



    ne hakkınız olduğunu bile bilmeden zavallı gıda firmalarına çamur atmayınız abidik gubidik merdiven altı firmalar gıda tüzüklerini göz ardı etse bile, ülker, pınar sütaş vs. vs. gibi markaların böyle bir lüksleri yok. 3 kuruş fazla verin doğru düzgün bir markanın ürünlerini tercih edin. ondan sonrasını allaha ve sağlık bakanlığına bırakın zira solitin kötüyse ve solitin yiyorsanız, bu sağlık bakanlığı kullanımına müsaade ettiği içindir.

    son bir dipnot : gıdanın içinde bulunan bir içeriği, üreticisi etiketine basmak zorundadır. eğer gıdaya dahil ettiği halde etiketine basmadı ise, feci bir suçtur.... bu yüzden abidik gubidik olmayan markalar bu riski de göz önüne almayacakları için sıkıntı olmaz.
    !?

  13. #33
    Kocaeli İl Temsilcisi piyanist_irf - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Mart 2011
    Şehir
    kocaeli- karamürsel
    Motosikleti
    kawasakı versys,honda wın-go
    hepimiz ölücez kafaya takmayın hangi birinden kaçalım hadi yoğurdu ben yemedim çocukları nasıl engelleyeceğiz vampir gibiler ne yapıp ne edip bir şekilde buluyorlar, mahalle bakkkalı, okul kantini , uzun lafın kısası bu işleri denetleyen kurumlardan başka hiç kimseye güvenme şansımız yok

    allah yardımcımız olsun...

    fakat ben yoğurdu kendim yapıyorum iş yoğurtla bitiyorsa
    | ▌▌| ▌▌▌| ▌▌| ▌▌▌| ▌▌| ▌▌▌|
    |_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_| http://www.irfmotor.com/

  14. #34
    Motosiklet Eğitmeni COQ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    France
    Motosikleti
    Honda
    Büyük firmalar,kalite ve hijyen konusunda gerçekten hassas davraniyorlar.
    Fakat bizim daha buyuk bir sorunumuz var.
    Yillar ônce Türkiye'de AB kriterlerinde ürün toplanmasi ve yine bu kriterlere uygun depolanma, paketleme gibi bir takim islerin duzenlenmesi için kurs faaliyetlerinde bulunmak için çesitli meslek odalari ve kuruluslarla temaslarim oldu.
    O zaman ôgrendigim bisey vardi.
    Türkiye'de uretilen sut urunlerinin avrupa ulkelerine girisi yasakti.
    Yani esnek biseydi ama AB ülkelerinde bir tek Türk markasi görmedigimden ikna olmustum.
    Simdi buralarda Türk markalari var ama üretilen mallar burada yapiliyor, yani Tûrkiye'den gelmiyor.

    Bunun sebebi ne olabilir diye sormustuk o zaman tabi.
    Yani bizim Pinar gibi Sütas gibi markalarimiz var ama hadi onlari geçtim,Danone gibi dünyaca ünlü bir marka Türkiye'de ûretim yapiyor.
    Ama onun Türkiye'de ürettigi mali avrupada satamiyorsun.

    Mevzunun asli sütün sagimindan basliyormus.
    Sonra depolanmasi, nakliyesi gibi islemlerde problem var.
    Yani bazi arkadaslarin dedigi gibi komsunun ineginden sagdigi sütü alip evde yogurt yapinca saglikli bir nane yemis olmuyoruz.
    Simdi neyin ne oldugu ve degerler aklimda kalmamis ama uç asagi bes yukari anlatmaya çalisayim.
    Simdi bizde süt sagilir ve gügüm ya da adi herneyse bunlara konulur.
    Sonra araçlar gelip bu sütü kendi depolarina alirlar.
    Bütün üreticiler bu sekilde gezilir ve sütler toplandiktan sonra fabrikalara götûrülür.
    Yani sistem bôyle.
    Iste ureticiden direkt alinan bu sütlerde bir takim bakteriler, mikroorganizmalar oluyor.
    AB kriterlerine göre bu nanelerin litre basina sayisi atiyorum 100.
    Ama bizim sütte bu rakam 1000-1100
    Aradaki bu fark ne yapilsa kapanmiyor.
    çünkü daha sagim anindan itibaren bir takim hijyen kurallarinin yerine getirilmesi gerekiyor ki bizim köylüye bunu anlatmak imkansiz.
    Hele ahirindaki inegi eli ile sagan komsunun bakterilerinin rakam olarak karsiligi kimbilir ne boyutlardadir ona girmeyeyim bile.
    Bu ve benzeri nedenlerle biz de süt ûrünlerinden tam olarak saglikli bir sey beklentisi içinde olmamiz simdilik hayalden ôteye geçmiyor.
    Büyük firmalarda bu sorunun bir sekilde dengelenmeye ve asilmaya çalisildigini bildigim için dogrusu bildik marka ürünlerin tüketilmesinin çok daha akillica olacagina inaniyorum.
    Bu isin uzamani degilim.
    Sadece yaptigim çalismalardan aklimda kalanlari paylasmak istedim.
    Isin özü,
    yogurdu yine evinizde yapmanizi tavsiye ederim.
    Ben öyle yapiyorum.
    Ama sütû komsudan almiyorum.
    Yagi alinmamis bir paket sûtle de harika yogurt yapabilirsiniz.
    Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
    Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)

  15. #35
    tigermbz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Şubat 2006
    Şehir
    Samsun
    Motosikleti
    Ducati 797
    Alıntı sessizsakin adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    ben küçükken köyde yaptığımız halis muhlis ev yoğurtları buzdolabında günlerce bozulmadan kalabilirken, dışarıda normal bir yaz günü akşama kadar ekşir, üçüncü güne de yenmez hale gelirdi..
    zira normal bir yaz günü, herhangi bir marketten bir yoğurt alıp buz dolabına değil mutfak tezgahına koyun. bakın bakalım 3. gün yenilebiliyor mu?
    ilginçtir, ben küçükken köyde yaptığımız yoğurtlar da buzdolabında durmalarına rağmen 1 hafta kadar sonra ekşirdi
    ama marketten aldığım yoğurt 2 haftada bile ekşimiyor
    kaldı ki bir arkadaş 40 gün dedi(?)
    işte bu farkın nedenini merak ediyorum

    1 - ne idüğü belirsiz marka ürün almayacaksınız. televizyonda, sağda solda reklam medya basın ortamında tanıtımını görmediğiniz ürünlere güvenmeyeceksiniz!
    2 - sağda solda reklam tanıtımı çıkan ürünler, sağlık bakanlığının gıda tüzüklerine aykırı hareket etmezler. sık denetlenirler ve gıda tüzüğüne aykırı ürün ürettiklerine dair bir mahkeme, bir dava bile imajlarını psikopatça zedeleyebilir. bu yüzden riske girmezler. sağlık bakanlığının gıda tüzükleri çerçevesinde üretim yaparlar.
    3 - bu tür solitin hobitin çapıtın gibi kimyasalların, gıdalarda 100 gramda kaç miligram yada ne bilim 1 kiloda kaç gram kullanılabileceği ile ilgili yönetmelikler tüzükler sağlık bakanlığı tarafından sürekli belirlenir ve güncellenir. bir kimyasalın belli bir oranın üzerinde kullanılması normal bir insanda hasara sebep oluyorsa sağlık bakanlığı buna zaten izin vermez. zira vermemesi de gerekir.
    1- yani tv ye çıkıyor olmak güvenilirlik açısından bir kriter mi?
    2- kaç insan bize ne yediriyorlar şeklinde bir araştırma yapmış?
    3- yani kanserojen etkisi de olsa bir bileşen az da olsa konabiliyor mu gıdaların içine?

  16. #36

    Üyelik
    21 Aralık 2008
    bu tarz haberlerin avantajı vatandaşı araştırmaya(bilinclendirmeye )yarıyor olması
    her nekadar okuduktan sonra http://www.ggd.org.tr/sehir_efsaneleri2.php?id=52# ilgili baglantıyı eklesemde
    degil bu şehir efsanesi haberine,siteye bile güvenmekte sakınca görüyorum.kimdir bu GGD kim destekler ne yapar.siteyi incelediginizde hepsi cıkmaktadır.
    incelemede katkı maddelerinin kodlarıyla ilgili bir bilgi verilmiş birçok katkı maddelerinin yan etkisi billinmemektedir diyerek sıyrılmıslardır.ortam ve şartlar buna müsaitse paranoya birazcık lazım
    2000li yıllarda ünide secmeli ders olarak gıda guvenligi dersi almıstım hatırladıgım cogunun yan tesiri olduguydu.
    hele bu durumda elde(evde) yapılan yogurt'la dogal yapılan ve sterilizasyon yöntemi kullanan yogurt arasında fark olması tesaduf degil.ilginçtir çoğundada doğal yoğurt ibaresi varya bunu hiç anlamıyorum . organik ile doğalıda karıstırmaktayız.örnek vermek gerekirse köyde börtü böcek yiyen gübre karıştıran , horozla sıkı fıkı olan tavukla piyasada organik adı altında kapalı yerde organik yemle beslenen tavuğu bir tutmamak lazım.doğal konusundada durum benzerdir.market'ten aldıgımız yogurt uayşe teyze taze taze sütü sagıp yogurdu evındekı dogal maya ile mayalamamakta
    gerçi dünyadaki bu nufus yogunlugundan oturu herkesın dogal urunlere ulasabılmesı bu sisteme gore pek mumkun degıl
    mecburen tuketıyoruz. degilmi?

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 11:30 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:16 ----------

    coq kutu sutlerde yapılan sterilizasyon işlemi ile beraber sadece zararlı bakteriler ölmüyor.yararlı bakterilerde ölmekte
    bununla ılgılı tartısmaları takıp edıyorum cogunluklada vbirşekilde allem gullem edıp konular kapatılıyor
    önerim komsunun sutune al demek olur. sadece komsunun hıjyenıne dıkkat et.obur turlu emın ol bırebır gormus bırı olarak soyluyorum.denetim yeterli olmadıgından(yada gıda guvenlıgıne onem verılmedıgınden)
    sagım asamasından ,naklıyeye kadar bırcok bakterıye ve pıslıge maruz kalıyor o sütü zaten steril etmekte başka yöntem kalmıyor.süt'teki hayvan pisligimi dersin,pis kaplar'mı dersin , isim yazmayacagım a firmasının süt taşıma fabrikasının tırındaki sütün içindeki pislikmi dersin ne ararsan var.

  17. #37
    kefeeee - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Eylül 2010
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Triumph Speed Triple 955i / Yamaha BWS 100
    Alıntı Olcay Avşar adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    sazan.avi
    inci moderatörü :D
    Bilgi Üniversitesi Motosiklet Kulübü Kurucu üyesi.
    Lütfen cevap yazdığınız yorumumu beğenin. Yazdıktan sonra bakmayı unutabiliyorum.

  18. #38
    Khutuck - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Aralık 2005
    Şehir
    Yollarda...
    Motosikleti
    2.5 yıl akbil, sonra CuBuF150, şimdi Fazer, az KTM
    Alıntı tigermbz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    normalde yoğurtun raf ömrü birkaç gündür
    neden bozulmuyorlar söyler misin?
    Balığın raf ömrü 2 gün. Konserve balığın raf ömrü 2 yıl.


    Herhangi bir besin maddesini pastörize edip hava geçirmeyen bir kapta saklarsanız ömrü bir aya kadar uzar. Kapukayı veya kadınbudu köfteyi uygun biçimde hazırlar ve paketlerseniz, buzdolabında saklayıp bir ay sonra ısıtıp yiyebilirsiniz. Hazır yoğurdun veya uzun ömürlü sütün paketini açıp buzdolabında bekletireniz on gün içinde bozulur.

    Üniveritelerde "gıda mühendisliği" diye bir bölüm olmasının sebebi bu "uygun biçimde" lafının söylerken kolay, yaparken zor olmasıdır.

  19. #39
    tigermbz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Şubat 2006
    Şehir
    Samsun
    Motosikleti
    Ducati 797
    Alıntı Khutuck adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Balığın raf ömrü 2 gün. Konserve balığın raf ömrü 2 yıl.
    Herhangi bir besin maddesini pastörize edip hava geçirmeyen bir kapta saklarsanız ömrü bir aya kadar uzar. Kapukayı veya kadınbudu köfteyi uygun biçimde hazırlar ve paketlerseniz, buzdolabında saklayıp bir ay sonra ısıtıp yiyebilirsiniz. Hazır yoğurdun veya uzun ömürlü sütün paketini açıp buzdolabında bekletireniz on gün içinde bozulur.
    Üniveritelerde "gıda mühendisliği" diye bir bölüm olmasının sebebi bu "uygun biçimde" lafının söylerken kolay, yaparken zor olmasıdır.
    yani pastörizasyon işlemlerinin sırf bozulmaya/küflenmeye yol açacak bakterilerin bertaraf edilmesi amacıyla ısıtılıp soğutulmak ve hava almayacak kapta muhafaza edilmekten ibaret olduğunu mu söylüyorsun?
    hiçbir şekilde kimyasal kullanılmıyor mu?
    ama üniversitelerin kimya bölümlerindeki hocalar başka şeyler anlatıyordu, belki de ben yanlış hatırlıyorum

  20. #40

    Üyelik
    21 Aralık 2008
    kimyasal kullanılmıyor fakat bıtırme tezlerınden hatırladıgım bu yontemlerın cok masum olmadıgı yonundeydı.birde anlamadıgım sterilizasyon ısıya dayanıklı bakterilerin öldürülmesi için kullanılır 120C üstü sıcaklıklara çıkar anında sogutulur.uht tipi sütlerde bu uygulanır keza konservelerdede.sterilizasyon tüm iyi ve kötü bakterileri yok etmekte o yüzden tukettıgımız urun dogallıgını kaybedıyor.pastörızasyonda belırlı aralıklarla 100c cıkarılır dıye anlatmıstı hocalarımız
    hatta mualefetımız uzerıne evet süt ürünlerinde pastorızasyon terimi yanlıs kullanılıyor demıstı.halen gıda uzerıne ıhtısas yapan varsa konuyu aydınlatsın


    REKLAM ALANI
2. sayfa BirinciBirinci 123 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)