Şöyle oldu; okul bitiyor, iş ciddileşiyor, ciddi adımların atılması gerekiyor... Aksi taktirde insanın aklına binbir türlü saçma sapan düşünceler doluyor, olumsuz... İlişkiler form değiştirmiyorsa, yerinde sayıyorsa dünyanın en uyumlu çifti bile bir sorun bulur ve ayrılır... İllaki bu olur. Biz de ciddi adımlar atamadık, okul sonrasıydı, iş güç yoktu, hiçbişey belli değildi, askerdi, daha erkendi yani senin anlayacağın. Ama şehirler de ayrıydı, görüşemedik doğru düzgün. Sonra çok denedim birşeyleri düzelmeyi ama "artık çok geç" di...
Bu sebeple bitti. Bitiş süreci osmanlının gerilme+çöküş döneminden daha uzun sürdü benim için. Çok karamsar oluyor insan o zamanlarda. Yahu bir yandan "artık bitmiş anla" diyorsun kendi kendine bir yandan da "o olmasa nasıl olacak ki," gibi sanki tüm hayatını onunla birlikte geçirmeliymişsin düşüncesi sarıyor 4 bir yanını, özellikle geceleri. Zaten hava kararınca insan bir acayip hale bürünüyor. Sonra ben 2 defa "ciddi teklif ve planlar" ile gittim yanına ama 2 kere de reddedildim. Kadın milleti işte, hem üzülüyor, neden ayrıldığını bilmiyor ama yine de reddediyor. Şurası çok önemli ki; beni iyice "elimden geleni yaptım..." duygusu sarınca rahatlamaya başladım. Üzerimden bir yük kalktı. Hatta herşey hızla geçmişte kalmaya başladı. Hani hiçbişey kaybolmuyor, unutulmuyor ama geçmişte kalıyor ve sen bu aradaki farkı anlıyorsun. Sonra derin bir oh çektim "her ne olursa olsun tüm gençliğimi ve hayatımı 1 kişi ile geçirmeyeceğim(-mediğim) için çok mutluyum" dedim. Ve şimdi gerçekten kafam çok rahat bir şekilde yaşıyorum. Kimseye bir vicdani sorumluluk ve söz verme yükü hissetmiyorum. Çoğul değil tekil, kendime ait planlar yapıyorum. Ciddi ilişki zor iş vesselam, arada kalmak hiç hoş olmuyor.
Birisinden ayrılınca üzül ama yeni gelecek olanlar için de sevinmeyi unutma ;)
Ben de (gayet ciddi olarak) düzeltiyorum; "Türkiye gibi diyar, Tük kızı gibi(hem çirkin, hem huysuz+nazlı, hem de havalı) hıyar olmaz!"