Kurye kimdir..? Birde ben yorumlamak istiyorum.
-
Reklamlar
-
çok gzl yazmışsın zevkle okudum bu biyerden alıntımı snmi yazdın kuryemisin:D
-
Hepsini okudum Şahane yazmışsın emeğine sağlık .
''Bir adamı sabah gördüğümde tesadüf olarak kabul ederim, öğlen aynı adamı bir daha görürsem kuşkulanırım. Akşam karşılaştığımızda tereddütsüz silahımı çekip vururum. Tesadüflere inanmam '' Al Capone
-
Kurye gizli işsizdir.Bilmem anlatabildimmi ?
-
efe tolga adlı üyeden alıntı
Kurye gizli işsizdir.Bilmem anlatabildimmi ?
Hiç kimse yaptığı işte sürekli olacağının garantisini veremez.Yaşamanı istemem ama temsilde hata olmasın ''gecenin bir yarısı bir yakının için acil olarak ecz. koştuğunda ilacın depodan geleceğini ve oturup beklemenizi söylediklerinde içeri elimdeki ilaç poşetiyle giren kişinin ben olduğumu gördüğünde beni gizli işsiz değil,bir süpermen olarak göreceksin'' bundan emin olabilirsin.
Bilmem bende anlatabildimmi.
---------- Mesajlar birleştirildi - 02:23 ---------- bir önceki mesaj zamanı 02:21 ----------
Hayır alıntı değil,tamamen benim hayatımdan bir kesit.Evet kuryeyim hedef ecz.deposu.
"İnanç, görünmeyene inanmaktır. Görünmeyene inanırsanız kimsenin göremediğini görürsünüz" A. Şerif İZGÖREN
-
Hayır ben kötülemek için söylemedim.Kuryeliği geçici mi kalıcı mı yaptığınızla ilgili.Ben ilerisi için konuştum.Kısa zamanda para kazanmak için yapılabilir ama bir ömür boyu kendinize kurye hayatı mı biçiyorsunuz ? Bir örnek vereyim;Diyelim ki işletme mezunusunuz okul bittikten sonra iş bulamadınız kısa süre kurye olayım dediniz enazından cebimde param olsun.Kuryelik yaparken baktınız iş güzel maaş iyi devam edeyim dediniz bu yyıllaarca gitti gitti ve gitti siz yıllarca kuryelik yaptınız.Kuryelik bittikten sonra ne olacak ? işletme okudunuz ama 0 tecrübe ile güzel bir firmada çalışabilecekmisiniz ? Benim aklımdan geçen fikir buydu.
-
m.şanveren adlı üyeden alıntı
Kurye trafikte sevilmeyendir. Neden acaba
Şundan dolayı olmasın?
m.şanveren adlı üyeden alıntı
Kurye motorun geçe bileçeği aradan ''es vermeden tek hamlede'' geçebilendir.
Kurye yol vermeyendir.
-
yıllarca kuryelik yapmış birisi olarak yazdıkların ufak bir tebessüm ile beni eskiye götürdü.... yazdıklarının neredeyse hepsi benimde başımdan geçti.... birde kurye adam sayılmayan tek meslek grubu.... kışın üstümüz başımız çamur olduğunda güvenliğin dışarda tutarak evrak teslim edilecek kişiyi dışarıya çağırması da eklene bilir....
Fuzuliye sormuşlar "sevmek mi daha güzel sevilmek mi?" Sevişmiyorsanız ikisi de fuzuli demiş... SEMTİN HAYLAZI
-
kurye candır canandır
bu kawasaki bir başka dostummm
-
07 Temmuz 2011, 11:11
#10
Mersin İl Temsilcisi
dünyada pek çok kurye vardır elbette ama bunlardan 3 tanesi benim yakınımdır
aparat(cem)
mehmet(şanveren)
selçuk ( asubayah)
ve bu üçünü karakter olarak tanırsanız, kuryelerin birer melek olduğunu sanarsınız....
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
-
07 Temmuz 2011, 11:14
#11
[QUOTE=m.şanveren;2398677]Hiç kimse yaptığı işte sürekli olacağının garantisini veremez...
bu ülke de devlet memuru denen bi kesim var kıyamet kopsa adamlara genede birşey olmaz ayın 15 de maaşlar hesapta
hayat bir savaştır tek silahın aklın ve inancındır
-
07 Temmuz 2011, 11:20
#12
-
07 Temmuz 2011, 11:23
#13
yürekçe adlı üyeden alıntı
dünyada pek çok kurye vardır elbette ama bunlardan 3 tanesi benim yakınımdır
aparat(cem)
mehmet(şanveren)
selçuk ( asubayah)
ve bu üçünü karakter olarak tanırsanız, kuryelerin birer melek olduğunu sanarsınız....
Cem abi dışındaki iki abimi tanımıyorum ama Cem abi hakkaten melek. Cem abi
-
07 Temmuz 2011, 14:54
#14
[QUOTE=F54;2398788]
m.şanveren adlı üyeden alıntı
Hiç kimse yaptığı işte sürekli olacağının garantisini veremez...
bu ülke de devlet memuru denen bi kesim var kıyamet kopsa adamlara genede birşey olmaz ayın 15 de maaşlar hesapta
aldığım maaşın üç katını net kâr olarak devlete kazandırdığım için onbeşinde aldığım maaşı babalar gibi yiyorum.
böyle konuşacağına "neden bu ülkede gelir dağılımı bu kadar berbat?", "neden kazanılan paradan değil de harcanılan paradan (daha da açayım; benzinin üç küsür lirası vergi, aldığın motosikletin üçte biri vergi, 2000cc bir otomobil aldığın zaman verdiğin vergiyle bir tane de devlete alman mesela) vergi alınıyor?" diye sormuyorsun da benim alın terimle kazandığım paraya laf ediyorsun arkadaşım?
bir kere devlet memuru aldığı maaşın 4te birinden fazlasını devlete vergi olarak daha maaşını almadan verir. benzin alır vergi verir, motosiklet alır vergi verir vesaire...
daha çok konuşurum ama bu kadarı bile yeterli. polemik yaratmak istemiyorum. son söz olarak lafın nereye gideceğini bilmeden saygısız yorumlar yapmayalım lütfen.
-
07 Temmuz 2011, 15:21
#15
şanveren, kısa sürede (öyle sanıyorum) edindiğin tecrübeler ile oldukça kapsamlı tahliller yapmışsın
Ancak sen babanla birlikte esnaflık yapmıyor muydun?
Nooldu yahu, istifa mı ettin?
Yoksa kovuldun mu?
-
07 Temmuz 2011, 17:18
#16
yürekçe adlı üyeden alıntı
@f54 - bu ülke de devlet memuru denen bi kesim var kıyamet kopsa adamlara genede birşey olmaz ayın 15 de maaşlar hesapta
sen de memur olsaydın bu ayki maaşına itiraz eder miydin?[/QUOTE] etmesem bile işimi layığıyla yapmaya çalışırıdım keyfi davranmazdım parayı hak etmek için doğru düzgün iş yapardım
---------- Post added at 16:18 ---------- Previous post was at 16:08 ----------
[QUOTE=maxi97;2398836]
F54 adlı üyeden alıntı
aldığım maaşın üç katını net kâr olarak devlete kazandırdığım için onbeşinde aldığım maaşı babalar gibi yiyorum.
böyle konuşacağına "neden bu ülkede gelir dağılımı bu kadar berbat?", "neden kazanılan paradan değil de harcanılan paradan (daha da açayım; benzinin üç küsür lirası vergi, aldığın motosikletin üçte biri vergi, 2000cc bir otomobil aldığın zaman verdiğin vergiyle bir tane de devlete alman mesela) vergi alınıyor?" diye sormuyorsun da benim alın terimle kazandığım paraya laf ediyorsun arkadaşım?
bir kere devlet memuru aldığı maaşın 4te birinden fazlasını devlete vergi olarak daha maaşını almadan verir. benzin alır vergi verir, motosiklet alır vergi verir vesaire...
daha çok konuşurum ama bu kadarı bile yeterli. polemik yaratmak istemiyorum. son söz olarak lafın nereye gideceğini bilmeden saygısız yorumlar yapmayalım lütfen.
ben saygısız yorum yapmıyorum gerçekler acıdır haa bende memur olmak isterdim 65 yaşına kadar sırtımı devlete dayamak isterdim fakat o kadar şans bende yokmuş fakat herkez memur zihniyetini biliyor devlet dairelerinde memurların keyfe keder iş yaptığını benim kadar herkez biliyordur bu sitede bile defalarca trafik şubede insanların nasıl olaylarla karşılaştığı paylaşılmıştır yoksa trafik şube de çalışanlar devlet memuru statüsünde değil mi? senin bu şikayetlerinden zaten TÜRKİYE cumhuruyetinde şikayetçi olmayan yok fakat benim demek istediğim memurların herhangibir iş kaybı olmayacağı yönünde olduğunu anlaman lazım dı
hayat bir savaştır tek silahın aklın ve inancındır
-
07 Temmuz 2011, 17:52
#17
kurye trafikte slalomla beni geçip onbeş metre ileride araçların arasından kafasını uzatıp arkasını dönerek abi beni takip et diyen bir varlıktır
harley is making love with
davidson
-
07 Temmuz 2011, 17:55
#18
bunlardan genç olanları hafta sonları binlik makinelerin üstünde olurlar
https://www.youtube.com/alifeyizoglu
-
07 Temmuz 2011, 18:07
#19
''Kurye ''ohhh senin işin kebap! akşama kadar motor üstünde geziyorsun'' lafını her 100 kişinin 99'dan duyandır.''
Böyle midir peki?
-
07 Temmuz 2011, 20:20
#20
Trafikte ters şeritten ilerlemeyen ve yaya yolunu kullanmayan moto kuryelere her zaman saygı
duymuşumdur. Rauf Gerz'den bir alıntı ile tüm moto kuryelere, sevgi ve selam olsun..
Yıllar önce otomobil deneyen bir tamirci çırağı sıkışık trafikte otobanın göbeğinde beni de denemişti.
Kulağımda son ses Teoman ironik bir biçimde “Güzel bir gün ölmek için” diye bağırıyordu.Teoman
nakarattayken benim sol çantanın yanımdan son sürat geçip gittiğini fark ettim önce. Arkadaş sol
arkadan çakınca çanta kopmuş ben de sürüklenmeksizin sağ tarafa devrilip kalmıştım. Bir saniye
içerisinde değişen bütün moral bozukluğuma rağmen Teoman az öncekinin tam aksine sinir bozucu
bir biçimde haykırmaya devam ediyordu.
Ayağımı kurtarıp, ayağa kalkıp, mp3′ü kapatıp ne olduğunu anlamaya çalışana kadar iki motokurye
bizim tamirci çırağını hafiften tartaklamaya başlamıştı bile. Nereden geldiler, nereden çıktılar, hangi
ara yetiştiler, tamirciye ne zaman sardılar bilmiyorum. Bu sayede o kalabalık içerisinde bana çarpanın
kim olduğunu da anlama fırsatım oldu. Bu durumdan çok keyif aldığımı söyleyemem ama trafikte
yalnız kalmadığıma da sevinmedim değil hani.
Kulaklığı çıkartıp, Teo’dan kurtulup, eş zaman dilimine geçip, anlık sesleri duymaya başladığımda
ilk iş olarak önce bizim yoldaşların elinden almıştım tamirci çırağını.
Diyaloglar mealen şöyleydi:
-Ne çarpıyon lan motora!
-Abi hallederiz, görmedim.
-Neyi halledecen lan parçaladın motoru. (Bu arada bir elde tamircinin tulum askısı silkelemeye
devam ederken bana dönüp)
-Var mı bişey abi?
Sonra iyi olduğuma kanaat getirdikten sonra trafik ekibini bekleme moduna geçen bizi bırakıp,
tamirci kardeşe yirmi santim uzaklıktan dik dik bakıp okkalı birer küfür sallayıp gitmişlerdi; el sallayıp bana.
Ogüne kadar onları ayrı sınıf bir araç kategorisinde değerlendirirdim hep. Mütevazılık bir kenara,
hep acelesi olup bıkmaksızın her saniye, bulduğu her santim aralıktan yol almaya çalışan bu
emekçi gruba bir miktar burun kıvırdığımı itiraf etmeliyim. Sonra bir kış günü kar üzerinde
naylona sarılı koca bir koliyi kucaklamış bir motorcuyu patinajlar çekip savrularak yokuş çıkmaya
çalışırken gördüğümde aradaki sosyal mesafeyi bir daha açmaksızın sempati duymaya başlamıştım.
Bu çarkın ne kadar acımasız döndüğünü sekretere verdiğim zarfın Florya’dan Mecidiyeköy’e sadece
3 liraya gittiğini öğrenince daha iyi anladım.
O günden beridir severim; bu yüzü gülmeyen, kısa boylu, durmadan sigara içen, zayıf arkadaşları.
Geçen gün bir plazanın asansöründe karşılaştık yine. Bir elimde kask, soğuktan bezgin görüntüme
bir de elimdeki naylon torbayı ekleyince meslektaş oluverdik bu defa.
“Kurumsal hizmetlere mi?” diye sordu. “Yok” dedim. “Haluk beylere çıkıyorum”. “Dördüncü kat abi”
dedi tarzımdan şüphelenip kurye olmadığımı anlamak üzere bir edayla. Yıllar öncesine gittim birden.
Taksim İlk Yardım Hastanesi’nde gece muhabiri olarak sefil bir görevi büyük bir aşkla yerine getirdiğim
heyecanımı ve o yokluklar içerisindeki mutluluğumu hatırladım.
Büyük şehirde hele İstanbul’da motora biniyorsanız hiç yalnızlık hissetmeyin. Lastiğiniz patladığında,
benzininiz bittiğinde, düştüğünüzde ya da trafikte taciz edildiğinizde onlar asla yanınızdan çekip
gitmezler. Belki motosiklet tarzınız veya sırtınızdaki patch nedeniyle emsal bir motorcuyu gazlamış
giderken görebilirsiniz ama hayatın içerisinde, tam ortasında kısıtlı imkanlarla çalışan bu insanlar
emin olun sizi hiçbir zaman yalnız bırakmazlar. O, birbirine yardım eden kuryeler gördüğünüzde
sanmayın ki hepsi iş arkadaşı ya da telefonla yardım istediği kankası. Onlar çoğunlukla sadece
trafikte karşılaşan aynı yolun yolcusu.
Böbürlenmeyin, havalanmayın ve sosyal statünüzün sonucu olan büyük hacimli motorunuzla sınıf
atladık sanmayın.
Siz motorcuysanız bilin ki onlar da bu işin astronotu. Benim gibi onları sever misiniz bilmem ama
en azından saygı duyun derim. Emniyet şeridinde kös kös beklerken bir gün yanınızda o duracak çünkü.
[B][COLOR="Purple"] Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok..[/COLOR][/B][B][COLOR="RoyalBlue"][COLOR="Blue"]Ne elbiseler gördüm içinde insan yok[/COLOR]..[/COLOR][/B]
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)