sağol ya, gece gece ağzım sulandı :DŞenonar adlı üyeden alıntı
Haaaam yapıp ısırıyosun zaten 2-3 ısırıkta üst kısmı gidiyor düzleniyor sonra 3 ısırık daha yavaş yavaş sonu geliyor
İstediğin şeylere dikkat et, bir gün gerçekleşebilir
Ki inan bir çoğumuz gönüllü olarak doğuya gitmeyi tercih etmiş bu doğrultuda beyan vermiştir askerlik sırasında.
Şimdi düşünüyorum da.. ne garipti.. o başvuru.. sene 96.. vay be kaç sene..
Allahım elimde bir dosya, sadece iç çamaşırımın altı ve botlarım var üstümde. Bir o kata bir bu kata gidiyorum. Ama hanım memurların önünde falan durmaktan kıpkırmızıyım resmen alnımdan burnuma burnumdan şapır şapır yere ter dökülüyor. koltuk altımdan belime sırtımdan aşağıya doğru damla damla ilerleyen damlacıklarla sonunda bir binanın girişindeki kurulun önüne varıyorum..
Peder kapıda izliyor bizi.. Ama gözüm zaten onu görecek durumda değil.. 3 kişi, sanıyorum biri subay ikisi astsubaydı. Dikiliyorsun resmen çıplak halde. o gün slip giymeyeceğime yemin ettiğim gün oluyor..
Adın?..
Gencay güral ünsal
Okulun?..
Soruyorlar bişiler.. cevap veriyorum. Nedense sorular biraz uzamış gibi geliyor bana ama artık terlemiyorum utancımdan. Gözleri önlerindeki formlarda birşeyleri işaretliyorlar sürekli, kimi başka şeylerle ilgileniyor.
Gönüllü olur musun diyor biri, evet diyorum birden. soru daha bitmeden neredeyse cevap ağzımdan çıkıveriyor, ne sesimde tereddüt var nede az önceki cevaplarım gibi düşük perdede. adımı söylemekten bile daha doğal ve içten bir cevap olmasına şaşırmıyorum bile. kafalar kalkıyor. bir kaç soru daha geliyor, komando vb vb diye. her birine evet diyorum. artık utanmak yok artık çıplak olduğumu unutuyorum. artık karşımdakiler bana ben onlara gülümsüyorum, sanki kardeşleriymişim gibi bakıyorlar bana.
ne yeteneğin var diyorlar, çok iyi yüzerim birde ata binerim başka bir yeteneğim yok diyorum. Sonra dosyamı önüne alıp biri birşeyler belki bikaç cümle yazıyor, sanki özel bir not düşermiş gibi. yıllar sonra anlıyorum..
Orada bitiyor herşey, babamın yanına gidene kadar normal herşey... Babamın yanına gelir gelmez susup eve döneceğiz bikaç saat yol nasıl geçecek diye düşünürken, saymaya başlıyor peder. senden önce kaç kişi geldi, senden başka salak var mı gönüllü olan bi tek sensin... eve gelene kadar duymadığım laf kalmıyor.
Yıllar sonra Ankara nın tam ortasından alakasız bir şekilde denizci olduğumda ve üstüne komodorluk gemisine gönderildiğimde anlıyorum bir şeyler.. o düşülen notu anımsıyorum. gülümsüyorum..
Sonraları sohbet esnasında farkettiğim bir tesadüfün? sonucunda orada bulunan her askerin zamanında gönüllü olduğunu farkediyorum doğuya gitmek için. Öyle bir toplanmış ki kimi yirmisinde kimi otuzunda kiminin harası var atlar konusunda uzman, kimi silahlar kimi makineler kimi elektrik konusunda ama kimse boş değil, kimsenin bilgisi kitaplarla sınırlı değil. tanıdığım herkes birbirinden cesur.
Zaman içinde o güzel insanların arasında, kimisinin ufkunu açmak, kimisine bildiklerimi öğretmek, kimisine gerçekten öğretmenlik yapıp ders vermek imkanı buluyorum. Kimisinden cesaretin sınırlarını, kimisinden hiçbirşeyi takmamayı, kimisinden bambaşka şeyler öğreniyorum. Ama başçarkçım olan yüzbaşımı, devrem olan sevgili samsumlumu unutmuyorum. Gönül arkadaşım olan astsubayımın yeri ise öyle ayrı ki.. Sat ın sınavlarına hazırlanırdı, kazandı diye duydum, inşallah doğrudur.
neyse.. yaşlanıyoruz saıyorum. insan yazdıkça bişiler hatırlıyor yazdıkça yazası geliyor.. geçmiş zaman olur ki diyerek kapatalım bu mevzuyu.. konuya dönelim..
Motosiklet kullanmak zaten belli bir cesaretin üstünde olmayı, belli bir bedensel yeteneğin üstünde olmayı gerektiriyor. Bunları bünyesinde barındıran birinin zaten gönüllü olmaması şaşırtıcı gelmeli diye düşünüyorum. Aradaki özenti tipleri zaten kendiliğinden görür görmez seçebiliyoruz, yetileri zayıf olanlar da çabuk patlıyor bi taraflarda, kendini bilmezler zaten koruma kullanmayı akıl edemediğinden çabuk seçiliyor.
çok sevindim senin adına...Ama Bahriyenin kara birlikleride var unutma...Eğer İskenderundan sonra Foça yolu gözükürse bilki Şırnak Maden bölgesindeki Amfibi Deniz Taburundasın...tugay eski foçada olup eğitimin babasını görme garantili bir birliktir...ya nasip diyelim...asker sülüsü almış ya nasip demiş...orada asla hancı olmazsın hep yolcusundur...şafak sayarak kafanı boğma...
Birde Ankaradak Denizin kara birlikleri vardır...Harp Karargah Muhabere Tesisler Komutanlığı Elmadağ-Lalahan bölgesinde konuşludur...yani Denizci oldum diye hemen sevinme bakalım yeteneklerin doğrultusunda sınıflandırman nasıl yapılacak ve usta birliğin nerede olacak...
Ben İstanbulda ikamet ederken 98 yılında Sarıyer Garipçede acemiydim...sonrası Ankara Elmadağdaydım...herşeyde bir hayır vardır...
haklısınhacı bu alışmış istanbulun dönerine
adam hayal dünyasında yaşıyo buraya gelince görsün döneri sonra surat hali mutemelen bu şekil olucak
yok yok bu öyle böyle bişe değil :Dinan o döneri yerken bulucam seni ve senin gözlerin önünde yicem. artık inada bindi iş
eyvallah kardeşim. umarım istediğin yere düşersin. sanada hayırlı teskereler.
abi artık alıştık, nere olursa gideriz, hertürlübu amfibi komondoyu nasıl seçiyolar? boy-kilo orantısından mı yoksa başka nedenleride var mı?
hadi bakalımhaklısın
adam hayal dünyasında yaşıyo buraya gelince görsün döneri sonra surat hali mutemelen bu şekil olucak
yok yok bu öyle böyle bişe değil :D
İSkenderunda bunun kol gibi olanını yapıyolar ve extra bir ücret ödemeden bu zevke sahip olabiliyorsunHacım bak dönerimiz bu
Tabi soba borusu dedikleri döner bunun 2-3 katı bişey oluyor sana ondan yedircezİstanbulda veya ankarada extra zevkler için kol gibi ücretlerle karşılaşıyorsun. aradaki fark bu.
LEZZET PATLAMASI.. Dünyanın yemek şehri iskenderundur bence.
Şimdiden hayırlı teskereler. Dışardan bakıldığında en fiyakalı sınıf denizcilerdir. Mevsim olarak da iyi bir mevsimde gidiyorsun. Dağıtımda da gönlüne göre bir yer düşer inşallah.
valla su borusuda olsa ben yerim bundan...Hacım bak dönerimiz bu
Tabi soba borusu dedikleri döner bunun 2-3 katı bişey oluyor sana ondan yedircez
yok abi ya, gitmenize gerek yok. sizlerin yerlerini biz yeni nesil doldurucaz. hem de boşverin, sivil hayatın tadını çıkarın.bi sorsana başvuru alıyolarmıymış?
Muhafızlara bizim orda bir lakap takılırdı şimdi demiyim ayıp olur
aslı mete abi, mesleğim makine teknikerliği. gidince değiştirebilirim umarım, yoksa 6-7saat kim ayakta durucak. babalara gelmeyelimde.Muhafızlara bizim orda bir lakap takılırdı şimdi demiyim ayıp olur
valla paşa torunu olsan bile acemi birliğinde rahat edemezsin...Ama İskendurndan gelen çok arkadaşım oldu...hatta Ankaradaki Denizcilerin alayı İSkenderundan geliyordu...tam bir keşmekeş kaos yaşanırmış her gün...çok büyük birlik olduğunu söylerdi...kaybolanlardan tut yanlış bölüğe gidenlere kadarilk 1 hafta kafalar çok karışıyormuş...tipik askeri eğitimler...yemin öncesi abuk subuk hareketlerin öğretilmesi...ne adına yapıldığınıda kimse bilmez ya mantıkda aranmaz asker ocağında..birde askeriyeyi kötüleyemezsin...halki askerden soğuttuğuğun gerekçesiyle yargılanabildiğin bir madde yasa bile var yani...
Türk Ceza Kanununun HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMA başlıklı318. maddesine göre; “Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.”
Muhafız elde silah nöbet tutar, araçlarla korumaya çıkar(askeri araçlar şoför+en az 1 muhafız+araç komutanı olmadan çıkamaz birlikten).
Umarım Askeri Hapishaneye düşmezsin. Muhafız olarak yani.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
