Eğitimleri süresince mühendislik müfredatındaki neredeyse tüm dersleri gören, üzerine bir de öğretmenlik formasyonu alan, ancak mezuniyet sonrasında tam anlamıyla bir atama trajedisi yaşayan, güç bela iş bulabildikleri sanayide ise hangi sıfatla çalıştırılacakları bir türlü kararlaştırılamayan teknik öğretmenler, şimdi de tamamıyla yok sayılmanın sancısını yaşıyorlar.

Son olarak;

Yüksek Öğrenim Kurumu’nun yeni açılan Teknoloji Fakülteleri’yle ilgili son açıklaması, sayıları on binlerle ifade edilen teknik öğretmen camiasında derin bir hayal kırıklığı yarattı.

Söz konusu açıklamada Teknoloji Fakülteleri’nin, Teknik Eğitim Fakülteleri ile ilgisi bulunmadığının vurgulanması, sorunlarının giderilmesi yönünde umutlu bir bekleyiş içerisinde olan teknik öğretmenleri haklı olarak bir kez daha karamsarlığa itti.

Kısa adı TEKEV olan Teknik Eğitim Vakfı Başkanı Fahri Yıldız, temsil ettiği teknik öğretmenler camiası adına doğal olarak yüksek sesle tepki gösteriyor.

Bu noktada sözü Yıldız’a verelim:

-YÖK, Teknik Eğitim Fakülteleri’nin kapandığını ve yeni kurulan Teknoloji Fakülteleri’nin, Teknik Eğitim Fakülteleri ile ilgili olmadığı iddiasında. Ancak bu durum inandırıcılığı olmayan maksatlı bir düşüncedir.

Kapatılan fakültelerin binalarını, idari personelini ve tüm eğitim malzemelerinin kullanılmaya devam ettiğini aktaran Fahri Yıldız, akademisyenlere kriter getirmenin ve birçoğunu eleyerek yola devam etmenin sakıncalı durumlar doğurabileceğine özellikle işaret ediyor.

Asıl amacın, geçmişte ülke eğitimine ciddi emekler vermiş olan teknik öğretmenleri toplumdan silmek olduğunun altını çizen ve TEKEV olarak böyle bir düşünce tarzını kınadıklarını belirten Fahri Yıldız’a kulak vermeye devam edelim:

-Teknik Eğitim Fakültelerinin kapatılma süreci 15 yıl öncesinden başlayan ve ilk önce TÖD Teknik Öğretmenler Derneği ve daha sonra da TEKEV Teknik Eğitim Vakfı’nın uzun süren çabalarıyla gerçekleşmiştir. Teknoloji Fakültesi fikri, zamanın Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Prof. Dr. Duran Altıparmak tarafından önerilmiştir.

Bu arada;

Başkan Yıldız, Teknik Eğitim Fakülteleri’nin Teknoloji Fakültesi yapılmaması durumunda teknik öğretmenlerin yetki ve sorumluluklarının ayrıntıları ile belirlenmesi gerektiğini de ısrarla savunuyor ve örgütlü bir meslek odasına ihtiyaç duyulduğu şu sözleriyle vurguluyor:

-Böylesine bir anlam karmaşası içerisinde mesleklerini hakkı ile yerine getiremeyen teknik öğretmenlerin yasal haklarını savunmaları sorunu doğacaktır. Örgütlenme isteği içerisinde olan meslektaşlarımız için meslek odası kurmak ve mesleki haklarını savunmaları adına ciddi destekler vermek gerektiğine inanıyoruz.

Teknik Eğitim Fakülteleri’nin yerine kurulacak Teknoloji Fakülteleri’nde, sanayinin gereksinimi olan uygulama yönü yüksek ve mühendislik disiplininden farklı ‘uygulama mühendisleri’ yetiştirilmesi gerektiğine de işaret eden Yıldız, yeni kurulacak Teknoloji Fakülteleri’ne gelecek meslek liseli öğrencilerden, mezun oldukları alanla ilgili tercih yapmaları halinde ek puan verilmesi gerektiğinin de altını çizme gereği duyuyor.

Sevgili okurlar, bütün bu açıklamalar gösteriyor ki;

Uzun yıllardır devam eden ve henüz daha çözüme kavuşturulmayan pek çok mesleki sorunla zaten boğuşmakta olan teknik öğretmenlerin karşısına yeni engeller çıkıyor veya çıkartılıyor.

Herhalde sözün özü de şu olmalı;

Eğitim sistemimizin henüz oturmamışlığından kaynaklandığını düşündüğümüz yanlışlıklar, ne yazık ki pek çok alanda halen daha tüm şiddetiyle yaşanıyor ve bu durum büyük mağduriyetlere yol açıyor.

Teknik öğretmenlerin yaşadığı hazin trajedi de bunun en tipik örneği…