Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

Ahh o eski günler ne güzeldi

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    25 Nisan 2009
    Şehir
    Ankara-Trabzon
    Motosikleti
    artık yok
    aşağıdaki yazı biraz musti'nin alanına kayıyor, özürlerimi bildirerek, internette yayılan yazılardan birisini beğendiğim için paylaşmak istedim. çok da haksız sayılmaz hani... yazan kimse ellerine sağlık...

    ----------------


    Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.
    Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
    Hatta babanım bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi,hep evdeydi.
    Heryere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki.

    En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
    Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.
    Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.
    Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik.
    Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.
    Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık.
    Annelerimiz bu durumu bildiklerinden,
    kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
    Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik.
    Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik.
    Kısacacı evine girip gelen (ki sadece çişi gelen giderdi evine) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
    Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.
    Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu.

    Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık.
    Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
    Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştılırdık. Polisler gelmezdi
    kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.
    Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,
    onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi,
    en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.
    Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.
    Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
    Azar işitip, acillere taşınmazdık.
    Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik.
    Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.

    Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
    Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki..
    Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
    Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.
    Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş
    hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
    Evlerimiz var içinde yaşayan yok.
    Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok.
    Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...
    Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..

    Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu.
    Ben kapılarında '' vale '' lerin, '' bady '' lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
    Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
    Benim değildir bu kültür.
    Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.
    Nedir bunlar?
    Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
    Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
    İyi de neden böyle olduk ?
    Biz mi istemiştik? Yoksa hak mı ettik?
    ya sizce ?


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    mezit - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    08 Ocak 2008
    Şehir
    yalova
    Motosikleti
    Honda cb125e
    ah çekmekten başka ne gelir eldennn paylaşım için saol..
    kişisel neyimiz varki iletimiz olsun...

  3. #3
    musti81 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Eylül 2005
    Şehir
    ÇAYIROVA/KOCAELİ
    Motosikleti
    Seyhan 125
    http://cid-c97a999db77f0466.skydrive...466!1915?ref=2


    ---------- Mesaj ekleme zamanı: 19:36 PM ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 19:35 PM ----------

    Nereme kayıyor?

  4. #4
    musti81 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Eylül 2005
    Şehir
    ÇAYIROVA/KOCAELİ
    Motosikleti
    Seyhan 125
    Alıntı aya adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    aşağıdaki yazı biraz musti'nin alanına kayıyor, özürlerimi bildirerek, internette yayılan yazılardan birisini beğendiğim için paylaşmak istedim. çok da haksız sayılmaz hani... yazan kimse ellerine sağlık...

    ----------------


    Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.
    Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
    Hatta babanım bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi,hep evdeydi.
    Heryere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki.

    En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
    Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.
    Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.
    Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik.
    Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.
    Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık.
    Annelerimiz bu durumu bildiklerinden,
    kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
    Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik.
    Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik.
    Kısacacı evine girip gelen (ki sadece çişi gelen giderdi evine) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
    Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.
    Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu.

    Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık.
    Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
    Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştılırdık. Polisler gelmezdi
    kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.
    Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,
    onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi,
    en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.
    Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.
    Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
    Azar işitip, acillere taşınmazdık.
    Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik.
    Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.

    Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
    Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki..
    Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
    Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.
    Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş
    hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
    Evlerimiz var içinde yaşayan yok.
    Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok.
    Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...
    Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..

    Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu.
    Ben kapılarında '' vale '' lerin, '' bady '' lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
    Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
    Benim değildir bu kültür.
    Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.
    Nedir bunlar?
    Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
    Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
    İyi de neden böyle olduk ?
    Biz mi istemiştik? Yoksa hak mı ettik?
    ya sizce ?

    Eve şeker alıyorum çocuklar gelir diye nerdeee noldu anlamıyorum biz şeker para toplardık..La yazdırtmayın fena oluyorum..

  5. #5
    TORAMAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Kasım 2008
    Şehir
    KOCAELİ
    Motosikleti
    Aprilia Scarabeo 200 ie
    Bizi geçmiş günlere götüren hatıralarımızı canlandıran yazı çok güzel.

    Evet o günler herşeyiyle bambaşkaydı oyunlar arkadaşlık azla yetinme elindekini paylaşma mükemmeldi.

    Ama artık herşey geride kaldı ve bir daha geri gelmeyecek o yüzden yaşadığımız anın kıymetini bilelim elimizden geldiğince yine o günlerdeki gibi hayata olumlu bakmaya gayret edelim.

    Paylaşım için teşekkürler aya arkadaşım.


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler