Sık ulan kafana bir tane dediği anlar gelir insanın başına. Kendi gazabınızı durduran Allahın gazabıdır. Durursunuz buruk bir ayrılıştır ölümden. Hiç bu kadar yakın olmamışsınızdır kurtuluşa. Ve hileye başvurursunuz atladığınız gibi motora gaz açarsınız ölümüne.
Her redline olduğunda devir saati bir vites daha yükselir gidişe doğru. Gözünüzün önündedir yapılan kahpelikler. Arkadan vuran güneşin yarattığı gölge gibi gider önünüzde. Sizden bir adım öndedir tüm satılmışlıklar mal pazarına düşmüşçesine. Ve bir vites daha yükselir ölümde kurtuluşa. Asfalt kara bir baht gibi uzanırken önünüzde. Rüzgar hayata dair hatalarınız olur yüzünüze vurur yanlışlarınızı.
Muhasebenin en hasını yaparken. Gidonu eğreti tutan eller sıkılaşmaya başlar. Seleye daha bir güvenle kurulursunuz. Ben ölüme meydan okuyorum dahası varmı. Siz kimsiniz ...?
Muhasebe tersine dönerken motor yolun sağını mekan tutar. Tekerlekler yavaş dönmektedir artık. Sıkmadıysam ve patlamadıysam bir yere müstevlileri hesabını vermelidir. Kırk tilki dolar kafatasının içine ve başlarlar dans etmeye. hiç birinin kuyruğu değmemelidir birbirine.
Arkadaş zar'da, Dost bar'da, akraba kır'da, Yar hele yar ! orda, burda..? ve sen dardasındır. Sizin düşürdüğünüz mal pazarı bana can pazarı olmuştur artık. Basit aldanışlar değildir bu resmen satılmışlıktır cariye bezirganlarınca. cariye niyetine. Kısık gözler intikamın hasını barındırken ferinde. Mavi dumanınada plan icrasına başlanır motor sağa çekilip sigara yakıldığında. İlk nefeste haykırır yürek bu canavarı siz yarattınız diye...!
İzmarit ezilirken ayak altında son kalan merhamet kırıntılarıda ezilmiştir onunla beraber. Hele bir sakinleşeyim derken sapılır bir köy yoluna. Yeşilin serini ılgıt ılgıt işler içinize Yaprakların arasından süzülen güneş pırıltıları en güzel animasyonu izletirler. derin bir of çekilir. Ve utanırmısınız kurduğunuz intikamsı düşlerden. köyün girişinde bir köpek koşturur peşinizden. Hayıflanırsınız bu köpekler hiç bırakmadı peşimi.
Uzaylı gibi karşılansanızda köy kahvesinin önünde. Size karşı şüpheli bakışları yok edersiniz köyün yaşlılarının oturduğu masaya doğru "selamınaleyküm" dediğinizde. ilk kahveci damlar yanınıza elindeki bezle masayı silerken bezin kirlettiğimi temizlediğimi şüphesine kapılırsınız istemeden. Çay ver hele dayı bir çay ver. Mutlak biri gelir yanınıza memleket nere yegen diye sorar...? İçinizden memleket yok, ülke yok, hatta dünya bile yok demek geçsede. Söylersiniz memleketinizi. Bir askerliğini orda yapmış çıkar mutlaka. Biri çenesiyle motoru gösterir almak lazım bundan bi tane der. öteki şeytan işi bu laen Osman der.
Su koyverir az evvel çeliğe dönmüş yüreğiniz yumuşarda yumuşar. Köyün çıkışında bir it daha düşer peşinize ve Alır götürür kalan üç beş intitam hesabını. Yarım ağız bir tebessüm suratı kaplarken. Dere kenarında salkım söğüt aranır az evvelki cehennemi hesaplara inat cennet vari sarhoşluklar yaşamak için.
Yeniden manevra başlar. Ne arkadaş zar'da, Ne dost bar'da, Ne akraba kır'dadır. heleki yar tam şurdadır sadrındadır. Sık ulan kafana diyen ses bu sefer bak ulan dalgana der. Köze döner yürek.
Gayri ihtiyari telefona gider el arkadaş, dost, akraba, yar hepsi aranır tek tek. en son ve en uzun yarla konuşulur. telefonu kapadığında evet dersin içinden evet ölüm neki unutulmak daha zor.
BU YAZI ALINTIDIR.. AMA HER KELİMESİ BENİ , İÇİMİ , YALNIZLIĞIMI YANSITMAKTADIR.. PAYLAŞIM OLARAK GÖRÜN LÜTFEN. Büyük sevinçler gibi büyük acılarda saklanamazmış.. öle dediler...
bir süre yokum... rüzgarınız bol olsun... hepinizi bıraktığım gibi bulmak istiyorum o yüzden dikkatli kullanın....