Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

türk havacılık tarihi , ilk uçak üretimi(1930 lu yıllar) ve ABD nin politikası

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1
    bur-k@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Mayıs 2006
    Şehir
    izmir-ankara- kısa süre istanbul :)
    Motosikleti
    cbr 125 pert oldu :(
    merhabalar havacılık üzerine biraz araştırma yapayım dedim ve ilginç konular buldum eminim çoğunuz okuduktan sonra şaşıracaksınız ..

    Türkiye Uçak sanayi tarihinden...

    13 Şubat 2006

    Dünyadaki 3 büyük teknoloji sıralaması şöyle yapılmaktadır;

    1. Uzay ve Havacılık

    2. Bilgisayar

    3. Nükleer

    Aralarında en katı şartnâme kuralları Nükleer ve Havacılık Teknolojilerindedir. Askeri şartnâmeler bile geride kalmaktadır.

    . . .VE BİZ BU TEKNOLOJİLERİ ISKALAMIŞIZ!!?...

    Evet bu sefer de HAVACILIK'ta yada UÇAK yapımında teknolojiyi nasıl ıskalamışız diye yazalım dedim ve aşağıda inanılması zor ancak acı gerçekleri yazdım. Okudukça üzüleceksiniz. Ancak tarihini iyi bilmeyen hem atılım yapmada, hem de proje üretmede çok zorlanır. Bu nedenle biz Mühendislerin özellikle Türkiye'nin Sanayileşme tarihini iyi bilmemiz gerekir. Sonunda yine yorumu sizlere bırakıyorum.... Nedeni ise Atatürk..... "Ben sizlerden Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmenizi istiyorum"

    diyor!

    Ulu önder Atatürk bazı mühendislerin bile bugün anlamakta güçlük çektiği yukarıdaki 3 teknolojik sıralamayı sanki 1920'li yıllarda sezmiş ve hemen 1. Sıradaki Havacılık için kolları sıvamış . . . . .

    Atatürk'ün emriyle 16 Şubat 1925 tarihinde "Türkiye Tayyare Cemiyeti" kurulur. Daha sonraları isim "Türk Hava Kurum" (THK) olarak değiştirilecektir. Gayesi planörcülük, motorlu tayyarecilik, paraşütçülük ve modelcilik dallarında kamplar eğitim tesisleri yarışma vb. faaliyetler düzenlemek. 1928 yılında ise "Tayyare Makine Mektebi" açıldı. Fransa ve Almanya'ya uçak mühendisliği eğitimi için öğrenciler gönderildi. 1925 yılında Ankara-Akköprü de kurulan marangoz atölyesi daha sonraları Planör imalathanesi halini aldı. 1939 yılına kadar 150 adet planör yapıldı. 1935 de Türk Kuşu hizmete girdi. 1933 yılında Havayolları Devlet İşletme İdaresi (HDİİ) kuruldu. Adı daha sonra Türk Hava Yolları (THY) oldu. İlk filoda 28 koltuk kapasiteli 5 küçük uçak vardı. Sadece Ankara-Eskişehir arasında uçuluyordu. *

    Atatürk'ün "Bütün tayyarelerimizin ve motorlarının memleketimizde yapılması ve hava harp sanayinin bu esasa göre inkişaf ettirilmesi icap eder" sözleriyle 1925 yılında Tayyare Otomobil ve Motor Türk Anonim Şirketi TOMTAŞ kuruldu.

    6 Ekim 1928 de Kayseri de Türk-Alman işbirliği ile Junkers A-20 modeli uçak üretimine başladı. Daha sonra çıkan anlaşmazlık nedeni ile 3 Mayıs 1929 da Alman lar tüm hisselerini TH Kurumuna devretti. 1932 yılına kadar;
    Junkers A-20 den 15 adet üretildi ve uçakların telsizleri de mevcuttu. 1932 den sonra Amerikan Curtis-Wright montajına başlandı.

    1938 yılına kadar;

    145 adet Alman Gotha, 112 adet İngiliz Miles-Magister tipi uçak imal edildi.

    1939 yılında Uçak üretimi Türk Hava Kuvvetlerine verildi. 1945 yılında başlayan Amerikan yardımları nedeni ile üretim durduruldu. Atatürk ün sanayi devrimlerindeki ilk geri adımın ölümünden 6 yıl bile geçmeden gelmesi ne kadar enteresan değil mi?

    Özel sektör ise;

    1936 yılında Nuri Demirağ ile havacılık sektörüne girdi. İstanbul-Beşiktaş'ta tasarım ve prototip atölyesi, Sivas-Divriği de uçak fabrikası ve havacılık okulu tesisi kurdu.

    1937 de Selahaddin Alan Beşiktaş-Hayrettin iskelesinde Etüt Atölyesi, 1945 de Divriğ de Gök Uçuş okulunu kurdu.

    Nuri Demirağ Yeşilköy'de Şimdiki Atatürk Hava limanı olan yerde havaalanı yaptırdı. İlk Paraşüt imalatını da Nuri Bey bu tesisler de yaptı. THK na 65 adet Planör, 10 adet eğitim uçağı yapıp teslim etti. Kendi geliştirdiği NUD- 36 modelinden 24 adet imal etti. Almanlar ile NUD-38 modeli uçak geliştirdi. İmal edile uçakların şartnameye aykırı olduğu iddiası ile uçaklar reddedildi. Mahkeme bilirkişisi Nuri beyi haklı bulmasına rağmen davayı kaybetti. İkinci dünya savaşında uçak yedek parçası üretimi yapan tesis üretimi durdurdu. İspanya, Irak ve İran'dan gelen Uçak taleplerine hükümet engel oldu. Gök okulları kapatıldı. Havaalanı istimlak edildi. Elde kalan uçaklar ise devredilmeyip hurdacıya satıldı.!!

    1940 yılından sonra THK Etimesgut Uçak fabrikasını organize etti. Fabrikada ilk olarak İngiliz Miles-Magister eğitim uçakları yapıldı. 1944 yılına kadar 30 uçak teslimatı yapıldı. Kurulan tasarım bölümünde ise 6 Yük. mühendis, 4 mühendis ve iki ressam çalışmaktaydı. Yapılan modeller: THK-3 Akrobasi planörü, THK-4 Okul Planörü, THK-5 Ambulans uçağı, THK-7ve 9 Eğitim Planörleri, THK-11 Turizm uçakları. . . . . .

    THK Uçak motorları fabrikası Gazi Orman Çiftliği'nde kuruldu. Tesis önce Gipsy uçak motoru yaptı. Kapasite altı çalıştığı için musluk, piston, kuyu tulumbası vb. gibi birçok üretimi gerçekleştirdi. 1950 yılında dönemin en büyük hava tüneli kuruldu. AHT (Ankara Hava Tüneli). 1956 da Genelkurmaya devredildi. Depo olarak kullanıldı. O yıllarda bu işlere genelde karşı duran Demokrat parti iktidarı devam etmekteydi. Sürekli uçak ithal eden hükümet nedeni ile yeterli siparişi alamayan tesislerden 1952 de Uçak fabrikası ve 1954 da Motor fabrikası sessizce kapatılmaları için Makine Kimya Kurumu'na devredildi.

    Motor fabrikası 1955'de Türk Traktör fabrikasına dönüştürüldü. Şimdiki ODTÜ-Ostim ara bağlantı yolunun sağındaki fabrikadır.

    Uçak fabrikası ise 1959 yılında üretimi durdurdu. Yedek parça üreten tesis 1968 yılında Tekstil makineleri fabrikasına dönüştürüldü. Yeri ise Etimesgut eski Onkoloji Hastanesi karşısıydı. Böylece bu iki fabrika derdest edilip kapanmış, ABveD'li dostlarımızın isteklerini Demokrat Parti harfiyen uygulamıştı. . . . . İşte Havacılık TEKNOLOJİSİNİDE BÖYLE ISKALAMIŞIZ. . . !!!!!!!

    Teknoloji karşıtları tarihin her döneminde mevcuttur. Önemli olan onların eline güç vermemektir. İşte Nükleer Teknolojiyi tartıştığımız bu günlerde "o kafalar" yine çevremizdedir. Önemli olan bizlerin etkin olması, yoksa kapı arkasında konuşan korkaklar gibi olursak her teknolojinin sonu aynı olabilir.

    İşte Gazi'nin mesajı;

    Efendiler,

    Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlana durmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki,

    Hangi istiklâl vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?.. Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

    Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi incelemek dikkatinden vaz geçmesin". Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk

    "...... altı devlet dünyanın dörtte üçü oluyor. Ve bunların içinde nükleeri olmayan tek enayi biziz. *Çünkü biz diyoruz ki çok zararlı nükleer.* Öyle diyor bizim aydınlarımız. Aman ne kadar zararlı bunların hepsi enayi ve bunların hepsi nükleer". ......Atilla İlhan (İntibah Başladı s:15)

    Yıllar geçer "o kafalar" pek de mutludurlar. Ancak bu mutlulukları Özal ile sona erer. Bu işleri iyi bilen bir başbakan 1982 de göreve gelir. 15 Mayıs 1984 yılında TAİ -TUSAŞ adıyla 160.000m2 kapalı olan ve toplam 2.300.000m2 alana sahip fabrika Ankara Akıncılar mevkiin de kurulurken aynı esnada Eskişehir'de de TEİ motor fabrikası kuruluyordu. Her iki fabrikada 1987 yılında tamamlanıp üretime geçti. %49 si ABD'li Lockheed Martin (Generel Dynamics) firmasına ait TAİ'nin mevcut deneyimi; F-16 Savaşan Şahinler, CN-235 hafif nakliye uçakları, SF-260 eğitim uçakları, Cougar AS-532 helikopterlerinin ortak üretiminin yanı sıra, kendi tasarımı olan insansız hava aracı, hedef uçağı ve zirai ilaçlama uçağı gibi ürün geliştirme programlarını kapsamaktadır. T. Hava Kuvvetleri için 232 adet F-16 üreten tesisi ayrıca Mısır'a 46 F-16, 34 adet eğitim uçağı, 50 adet nakliye uçağı (CASA CN-255) üretimi gerçekleştirmiştir. Birçok uluslararası projeye dâhil olan TAİ Airbus ve Boeing başta olmak üzere çeşitli uçak firmalarına yardımcı sanayii olarak çalışmaktadır. Toplam 278 adetlik F-16 üretimi sırasında TAI yüksek bir kalite oranı yakaladı. 12 yıllık imalatta 29 sıfır hata, 3 adette mükemmel uçak yapıldı. Şu ana kadar ABD de üretilen 4000'in üzerinde uçaktan sadece 9'unun mükemmel uçak olduğu göz önüne alındığında TAI'nin imalat kalitesinin ne kadar yüksek olduğu ortaya çıkıyor. 12 Kasım 2000 yılında yapılan son teslimat ile F-16 projesi tamamlandı. 12 Ocak 2005 yılında Yabancı hisselerin tamamı TUSAŞ tarafından satın alınmış ve %100 yerli bir tesis haline gelmiştir.

    Atatürk 15 yıl daha yaşasaydı, tahminim Türkiye'nin en az 3 uçak fabrikası ve 15/20 Nükleer Santralının olacağına adımdan daha çok eminim. Gerçekler bizden Yorumlar sizlerden.

    Adil Buyan
    *Kaynak:TTGV NükTe Platform


    olay 2

    türk girişimci vatansever NURİ DEMİRAĞ uçak fabrikası açıyor

    NURİ DEMİRAĞ
    http://www.uted.org/dergi/2006/temmu...%20demirag.jpg

    Türkiye'nin ilk uçak fabrikasını kuran adam:

    "Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfünden beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim.”



    1932'de bu sözleri söyleyerek Türkiye'de ilk uçak fabrikasını kuran Nuri Demirağ, o yıllarda Türkiye'de dünya standardında uçak yapmış; ama siyasi çarkları aşmasına müsaade edilmemişti. Türkiye için son derece hayati önemi sahip bu ilk uçak sanayi girişimcisinin şimdiye kadar bilinmeyen hayat hikayesini hepimize örnek olması ve ufkumuzu açık tutması için aşağıda veriyoruz.

    Montaj sanayi mantığına karşı çıkarak, kendi teknolojimizle birlikte kendi sanayimizi de kurmamız gerektiğini söyleyerek, hem ne kadar ileri görüşlü olduğunu gösteren ve hem de bu yönüyle o devrin zenginlerinden ayrılan Nuri Demirağ şöyle konuşuyordu: "Avrupa'dan, Amerika'dan lisanslar alıp tayyare yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. Şu halde Avrupa ve Amerika'nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir." Milli sanayi ve milli kalkınma konusundaki tavizsiz çabaları Nuri Demirağ'a pahalıya mal olacak ve bir süre sonra önü inanılmaz bir şekilde kesilecektir.

    Nuri Bey 1886 yılında Sivas'ın Divriği kazasında doğar. Üç yaşında babasını kaybeder. Beş yaşında okula başlar. 1903 yılında, 17 yaşındayken, Ziraat Bankası'nın açtığı sınavda başarı göstererek bankanın Kangal kazasındaki şubesine tayin edilir. Uzun yıllar bu vazifeye devam eden Nuri Bey, Maliye Bakanlığı'nın sınavını kazanarak Maliye Şubeleri Müfettişi olarak İstanbul'a gelir.

    O yıllarda Birinci Dünya Savaşı'nda hüsrana uğramamızın neticesiyle Nuri Bey de, hüsrana uğramış bir devletin gariban bir memuru olarak, azınlık gruplar ve işgalciler tarafından bir çok hakarete maruz kalmıştı. Bu ağır hakaretleri içine sindiremeyen Nuri Bey "Milli haysiyet ve şerefi, üçbuçuk Palikaryanın ayakları altında çiğnenen bir hükümete memurluk edemem" diyerek 1919'da görevinden istifa eder.

    Müteşebbisliğe İlk Adım

    Nuri Bey, bundan sonra ne yapacağını düşünürken, cepte 252 lira sermayeyle, Ketenciler'de küçük bir dükkanda, "Türk Zaferi" isminde sigara kağıdı üretmeye başlar. İstanbul ve Anadolu, o zamana kadar azınlıkların tekelinde olan yerli malı sigara kağıdını kapışır. Bu sayede Nuri Bey'in kazancı günden güne artar. Bu teşebbüsün üzerinden henüz üç buçuk sene gibi kısa bir süre geçmesine rağmen 252 lira ile işe başlamış olan Nuri Bey'in elinde tam 84.000 liralık büyük bir kazanç vardır. Nuri Bey kazandığı paraya, kendi şahsi parası olarak bakmıyor, "Ben bu parayı cemiyetten kazandım, onu cemiyete faydalı işlerde kullanmalıyım" diyordu.

    İlk Büyük Müteahhitlik

    Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında demiryollarını millileştirme politikası gereği Samsun-Sivas demiryolu hattının inşasının Türk müteahhitlerine verilmesi kararlaştırılmıştı. Nuri Bey, bunu duyunca hiç vakit kaybetmeyerek ihaleye girer ve toplam 1250 kilometre demiryolu yapar, ki günümüzde yaklaşık olarak 10.000 kilometre demiryolu olduğunu düşünürsek bu rakamın ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Tabii sadece rayların döşenmesi değil, köprü ve tünellerin yapılması, engebeli arazide dağların delinerek, çok büyük kayaların kırılarak yapıldığı zor bir demiryoludur bu... Nuri Bey'in üstlendiği Samsun'dan Erzurum'a kadar uzanan bu demiryollarının yapımı işinde o çevrenin halkı çalışır.

    Nuri Bey'in başarısı, Samsun'dan Erzurum'a kadar demiryolu döşemekle kalmamıştır. Samsun'dan başlayan ilk taahhüdüyle birlikte, Fevzi paşa - Diyarbakır, Afyon - Dinar, Sivas - Erzurum, Irmak - Filyos hatlarını yaparken, bir yandan da büyük inşaat işlerine atılarak, Bursa'da Sümerbank'ın Merinos, Karabük'te Demir Çelik, İzmit'te Selüloz, Sivas'ta Çimento fabrikalarıyla, İstanbul'daki büyük hal binasını ve Eceabat - Havza şosesini yapmıştır. O sıralar soyadı kanunu yeni çıkmıştı. Atatürk, Türkiye'nin bir çok yerini demir ağlarla ören Nuri Bey'e "Demirağ" soyadının verilmesinin uygun olacağını söyleyince, o da Demirağ soyadını almıştı.

    T.C' nin İlk Uçak Fabrikası Kuruluyor

    1930'lu yıllara gelindiğinde dünyada ve Türkiye'de ekonomik sıkıntı had safhadaydı. Bu yüzden orduya uçak ve benzeri ihtiyaçlar ancak halkın himmetleriyle alınabiliyordu. O yıllarda ilginç bir kampanya düzenleniyor ve her ilden toplanan paralar ile bir uçak alınıyor ve alınan uçağın kuyruğuna da o ilin ismi yazılıyordu. Bunun yanında zengin işadamları da tek başlarına uçak alarak devlete hibe ediyorlardı. O zaman da, uçağın kuyruğuna o işadamının ismi yazılıyordu.

    Nuri Demirağ'a da gelir ve durumu izah ederler. Nuri Bey de “Siz ne diyorsunuz? Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfünden beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim” der. Sonra da hazırlıklara başlar.

    Nuri Bey, "Göklerine hakim olamayan milletler, yerlerde sürünmeye, yerin dibinde çürümeye mahkumdur" diyerek önüne çıkan bu fırsatı değerlendirir ve yanına aldığı mühendis ve teknisyenlerle seyahatlere çıkarak incelemelerde bulunmaya başlar. Almanya, Çekoslovakya ve İngiltere'deki uçak fabrikalarını gezer.

    Nuri Demirağ, 1936 senesi ortalarına doğru uçak fabrikası için hazırlıklara başlamış ve ilk etapta on senelik bir program yapmıştı. Bir Çekoslovak firması ile anlaşarak Beşiktaş'ta Hayrettin İskelesi'nde, bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan, o zamana göre modern bir bina yaptırdı.

    Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Alan, Nuri Demirağ'in en değerli iş arkadaşlarından biriydi. Fransa'da uçak mühendisliği eğitimi yapan Selahattin Alan, Nuri Demirağ ile çalışmaya başlamadan önce, Türk Hava Kuvvetleri'nin Eskişehir'deki uçak bakım ve tamir atölyelerinde görevliydi. Fransızca, İngilizce ve Almanca'yı çok iyi bilen bu genç mühendis, ilk "Türk tipi" uçakların planını çizmiş ve yapımını sağlamıştı. Nuri Demirağ ve Selahattin Alan, birlikte kolları sıvayarak modern bir uçak fabrikası meydana getirmişlerdi. Ayrıca Nuri Demirağ İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde bir uçak mühendisliği bölümü açılması için öncülük etmiştir.

    THK, Beşiktaş'taki fabrikaya ilk olarak 65 adet planör, sonrasında 10 adet başlangıç eğitim uçağı sipariş etti. Planörler, 1937-1938 yıllarında tamamlanarak teslim edildi. Bu dönemde Selahaddin Alan'ın Eskişehir'de prototipini yaptığı, NuD-36 rumuzuyla 24 adet uçak imal edildi. 1938 yılında, Alman uzmanların da yardımıyla, NuD-38 rumuzlu, çift motorlu ve madeni gövdeli, 6 kişilik yolcu uçağının dizaynına başlandı.

    Nuri Demirağ'ın Beşiktaş'taki fabrikada yapılan ve hiç bir bozukluk göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye'de olduğu kadar yurtdışında da büyük yankılar uyandırmıştı. Hele çift motorlu, barışta yolcu uçağı, savaşta istenildiği zaman eksiksiz bir bombardıman uçağı görevini görecek şekilde yapılan ve saatte 270 kilometre hıza ulaşan, 5 bin 500 metre yükseğe çıkabilen NuD-38 ‘in yapılması, dünya uçak sanayicilerinin dikkatini birden Türkiye'ye ve Nuri Demirağ'ın uçak fabrikasına çekmişti. Ürettiği NuD-38 adını taşıyan çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yurt dışında büyük ilgi gördü ve bu uçaklar Dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı.

    Türklerin kendi uçaklarını kendilerinin yapması belli başlı uçak fabrikalarını endişelendiriyordu. İngiliz ve Almanlara göre Amerika'nın endişeleri daha büyüktü. Gerçi Türklerin bu işin altından kalkabileceklerine inanmıyorlardı; fakat bu iş gerçekleşirse, ileride bir pazar kaybetmenin endişesi içerisindeydiler. Bu düşüncedeki Amerikan Uçak İmalatçıları Birliği, Türkiye'ye incelemelerde bulunmak üzere birliğin başkanı Mr. Todd'u göndermişti.

    .Türk Havacılık Tarihi; kamu girişimlerinin yanında, havacılık alanında özel sektör teşebbüslerinin de gerçekleştirildiğini kaydediyor. Nuri Demirağ ve Vecihi Hürkuş, havacılık tarihinde saygıyla hatırlanıyor. Engellemeler
    sonucu, her ikisi de havacılık faaliyetlerine son vermiş olsa da, gerçekleştirdikleri başarılar ve verdikleri mücadele, Türk Havacılık Tarihi’nin altın sayfaları içinde yer alıyor. Nuri Demirağ’ın başarı listesinde şunlar yer alıyor: 1936'da ilk Türk uçağını yaptı, ilk muhalefet partisini kurdu, Ankara'nın doğusuna ilk demiryolunu yaptı, İlk yerli paraşütü yaptı, 1922'de ilk Türk sigara kâğıdını üretti, Bursa'da Sümerbank'ın Merinos fabrikasını kurdu, İstanbul Boğaz'ına özel köprü yaptırmayı projelendirdi, ilk şehir ve köy planlarını hazırladı, 1942'de “Keban'a baraj yapılmalı” dedi, Karabük'te Demir ve Çelik fabrikasını kurdu, İzmit'te Selüloz fabrikasını kurdu, Sivas'ta çimento fabrikalarını kurdu ve İstanbul'daki büyük hal binasını yaptı. Türkiye’nin uçak ihtiyacı için tesisler açan Demirağ, pilot yetiştirmek amacıyla Gök Okulu adlı eğitim merkezini kurdu. Lisans altında üretime karşı çıkan Demirağ, tamamen yerli ar-ge ile üretilen uçaklar inşa etti. İstanbul Yeşilköy’de, büyüklük ve tesisler bakımından o yıllarda emsali yalnızca Amsterdam’da bulunan bir hava alanı meydana getirdi. Şimdiki Deniz Müzesi binasında, “Tayyare Etüd Atölyesi”ni oluşturan Nuri Demirağ’ın girişimleri engellenmeye çalışıldı. Türk Hava Kurumu tarafından sipariş edilen uçaklar, teknik yetersizlikler sebep gösterilerek satın alınmadı. Demirağ’ın tesislerinde üretilen Türk yapımı Nu.D.38 adlı çift motorlu ve metal gövdeli uçak, zamanının en iyi tayyarelerinden sayılıyordu. Nu.D.38, barışta yolcu uçağı; savaşta ise bombardıman uçağı olarak kullanılabiliyordu. Vecihi Hürkuş da, havacılığa gönül vermiş insanlarımızdan. I. Dünya Savaşı’nda düşman uçağı düşüren tayyareci olan Hürkuş, 1917 yılında Kafkas Cephesi’nde Ruslara esir düştü. Esir kampından kaçan Hürkuş, Hazar Denizi kıyılarından Erzurum’a kadar yaya olarak geldi. Kurtuluş Savaşı’na tayyareci olarak katılan Vecihi Hürkuş, 1925 yılında kendi tasarladığı Vecihi K VI adlı uçağı imal etti. 1932 yılında ise Sivil Tayyare Mektebi’ni kurdu. Atatürk’ün emriyle 1937 yılında Almanya’ya Uçak Mühendisliği eğitimi alması için gönderildi. 1939’da Tayyare Mühendisliği diploması alarak yurda dönen Hürkuş’a, “iki yılda mühendis olunmaz” denilerek mühendislik ruhsatı verilmedi. Hürkuş, ruhsatı Danıştay kararı ile alabildi. 1954 yılında Hürkuş Havayolları’nı kuran Vecihi Hürkuş,sabotajlar ve engellemeler sonucunda, havayolu şirketinin faaliyetlerine son verdi. Uçakların borçları nedeniyle hayatının son günlerinde zor anlar yaşayan Hürkuş’un, I. Dünya Savaşı’nda gösterdiği başarılar nedeniyle kendisine bağlanmış bulunan maaşına haciz kondu. Vecihi Hürkuş, 1969 yılında hayata gözlerini yumdu......
    ÖĞRENMEDEN,ÇALIŞMADAN,YORULMADAN,RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİREN MİLLETLER;ÖNCE HAYSİYETLERİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ,SONRA İSTİKLALLERİNİ,KAYBETMEYE MAHKUMDURLAR. K.ATATÜRK


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    kraljames - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Mayıs 2006
    Şehir
    TÜRKİYE
    http://www.mmo.org.tr/muhendismakina...ik/Image58.gif
    Bahsi geçen nuri bey tarafından yapılan tayyare

    Çok güzel bilgiler teşekkür ederim hiç birini bilmiyordum sayende yeni yeni bişeyler öğrendim.Googlu kullanarak bahsi geçen bütün uçakların resimlerine bakabilirsiniz.Bende biraz araştırdım çok güzel hiç bilmediğim duymadığım bilgilere ulaştım onları sizinle paylaşayım:

    CUMHURİYET’TEN ÖNCE

    Geçmişi günümüzden 1000 yıl öncesine uzanan Türk Havacılığı dünyadaki gelişmelere paralel olarak son 70-80 yılda yaptığı atılımlarla bugünkü durumuna erişmiştir. İmam İsmail Cevheri’nin 1002 yılında Nişabur’da (Türkmenistan) kollarına yerleştirdiği tahta plakalarla minareden atlayışı yazılı kaynaklara geçen ilk havacılık olayıdır. Memluk Türkleri’nin 1248’de haçlı seferlerine karşı koymak için, Osmanlı Devleti’nin ise 1453’te İstanbul’un fethi sırasında gemileri batırmak için roket esaslı silahlar kullandıkları günümüze ulaşan bilgiler arsındadır.

    IV. Murat döneminde; 1630 yılında Hezarfen Ahmed Çelebi Galata Kulesi’nden Üsküdar- Doğancılar’a kadar olan 6000 m.lik mesafeyi kendi yapımı planör kanatlarıyla kat ederek dünya tarihinde uçan ilk insan olarak yerini aldı. 1633 yılında ise Lagari Hasan Çelebi roket esaslı aracıyla Sarayburnu’ndan havalanıp denize indi. Saltanat bu girişimleri desteklemek yerine Hezarfen ve Lagari’yi imparatorluğun merkezden uzak bölgelerine sürgüne gönderdi. Bu denemeleri takip eden yıllarda yeni girişimler olmadı, ancak savaşlarda roket esaslı silahlar kullanılmaya devam edildi.

    18. yüzyılda yabancı uyruklu kişilerin gösterileriyle balonculuk Osmanlı’da yer edinmeye başladı. Bu yüzyılın sonlarına doğru ordu teşkilatında roket kıtaları önemli hale geldi.

    19. yüzyılda kişisel denemeler hız kazandı. Oflu Uzun Hasan ve Oflu Veli Direko kuşlardan esinlenerek tasarladıkları planörlerle kısa mesafeli uçuşlar gerçekleştirdiler. 1861’de Bebekli Atıf Bey, tasarımını yaptığı, kanat, kuyruk ve pervane donanımlı uçakla başarısız bir denemede bulundu.

    20. yüzyılın savaşlarla başlaması dünya havacılığına hareket kazandırdı. Son günlerini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu da bu hareketten etkilendi. Fesa Bey, 1909 yılında belgesini Fransız Hava Klübü’nden alarak ilk bröveli pilotumuz oldu. İtalya 1911 yılında dünyanın ilk hava saldırısını gerçekleştirip, imparatorluk sınırları içerisinde yer alan Trablusgarp’ı bombaladı. Bu saldırının sonucunda kişisel deneyimlerin ötesine geçemeyen havacılığın önemi devletçe anlaşıldı ve orduda havacı birliklerin oluşumu için resmi çalışmalar başlatıldı. İmparatorluk tarafından havacılık komisyonu kuruldu.

    1912 yılında Ermeni bir vatandaşın uçak fabrikası kurma teklifi geri çevrilirken Fransa’dan Deperdesin, Almanya’dan Harlan, İngiltere’den Bristol uçakları alındı. Bu olay Osmanlı’dan günümüz Türkiye’sine kadar süregelen, dışalımın yerli üretime tercih edilmesine ilk örneği teşkil eder.

    Fransız REP fabrikasında Türk pilot, marangoz ve makinistler tayyare mektebi kurmak üzere eğitildi, fakat maddi yetersizlikler ve de Balkan Savaşı’nın başlamış olması eğitimin tamamlanmasına engel oldu. 1912 yılında havacılık komisyonu tayyare okulu ve ordu tayyare teşkilatı için devletten ödenek istedi, Avrupa’da incelemelerde bulundu. Alman, İngiliz ve Fransız eğitmen ve teknisyenlerle anlaşıldı. Yıl sonunda 4 eğitim, 10 keşif ve bombardıman uçağı hizmete hazır durumdaydı. Siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle tayyare mektebi inşaatı durduruldu.

    Türkler’in uçaklarla katıldığı ilk savaş Balkan Savaşı oldu. Fakat teknik eksiklikler (yedek parça ve yakıt) ve tecrübe eksikliği uçakların görevini keşifle sınırladı.. Savaşın bitiminde Yeşilköy Tayyare Mektebi tamamlandı. 1913 yılında temel eğitimini tamamlayan pilot Ord. Prof. Dr. Ali YAR dünyanın ilk üç uçak mühendisinden biri oldu. 1914 yılında ilk hava postası taşındı ve aynı yılda Tayyareci Üsteğmen Mithad Nuri, “Vasıta-i Tayyare” isimli ilk Türkçe teknik havacılık kitabı yazdı. Rıza Bey ve Hayri Bey isimli otomobil teknisyenleri ise Tophane Askeri Fabrikası’nda basit bir uçak yaptılar ama bu uçak uçurulamadı.

    Osmanlı Ordusu, I.Dünya Savaşı’nda uçak ve balonlarla Çanakkale, Kafkas, Filistin ve Irak cephelerinde yer aldı. Uçaklar saldırı, keşif ve gözetlemede, balonlar ise yalnızca keşif ve gözetlemede kullanıldı.

    Kurtuluş Savaşı’nda, I.Dünya Savaşı’ndaki cephelerden gelen farklı uçak parçaları birleştirildi. Bu dönemde uçak parça ve malzemelerinin bulunmasında sıkıntılar söz konusuydu. Uçakların kaplama bezlerini dış etkilerden koruyacak ve profil direncini azaltmak için germeyi sağlayacak selülozik esaslı emayit/astar boyasını bulmak mümkün değildi. Bunun yerine kimyager ve malzeme uzmanları patates,paça suyu ve yumurta akını karıştırıp elde ettikleri sıvıyı gerdirme amaçlı kullandılar. Yapılan uçaklar bomba, keşif ve av görevlerinde kullanıldı.
    [ ELAZIĞ-MT ]

  3. #3

    Üyelik
    11 Ocak 2007
    Şehir
    İSTANBUL
    Motosikleti
    Buraya bir marka yazabilmem için mucize gerekli
    hocam bunlar çok değerli önemli bilgilere benziyor yanlız biraz uzun vaktim yok okumaya bi aksilik olupta silinmezse hafta sonu okurum
    paylaşımınız için saolun

  4. #4
    bur-k@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Mayıs 2006
    Şehir
    izmir-ankara- kısa süre istanbul :)
    Motosikleti
    cbr 125 pert oldu :(
    neyse birkişinin bile cevap yazması beni mutlu etti demekki bu ülkede hala geçmişini sorgulayan insanlar varmış ne guzel sadece NURİ DEMİRAĞ 'ı değil dönemin olumsuz politakaları ve siyasetçilerin amerikan uşaklığı etmesi de ayrı bir olay fazla detaya girmeyeyim topic amacını aşmasın ;)
    ÖĞRENMEDEN,ÇALIŞMADAN,YORULMADAN,RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİREN MİLLETLER;ÖNCE HAYSİYETLERİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ,SONRA İSTİKLALLERİNİ,KAYBETMEYE MAHKUMDURLAR. K.ATATÜRK

  5. #5
    Gökhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Haziran 2006
    Şehir
    Rize
    Motosikleti
    F 650 GS
    valla benimde tam okuma imkanım olmadı . uygun zamanda hepsini okurum. paylaşım için sagol geçmişimiz anlatan güzel bir yazı

    bir bu yazıya birde günümüz iş adamlarına siyasetçilerine bakıyorumda içimden öyle güzel sevgi dolu sözcükler geçiyorkiiiii anlatamam

  6. #6

    Üyelik
    11 Ocak 2007
    Şehir
    İSTANBUL
    Motosikleti
    Buraya bir marka yazabilmem için mucize gerekli
    hocam ben derimki derin siyasi konuları fazla kurcalamak pek doğru değil bu platform altında başka yerlere başka kimseler tarafından çekilebilir şahsi düşüncemdir....

  7. #7
    bur-k@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Mayıs 2006
    Şehir
    izmir-ankara- kısa süre istanbul :)
    Motosikleti
    cbr 125 pert oldu :(
    fikrine saygım sonsuz olmakla birlikte ;
    siyasi de olsa biraz geçmişimizi inceleyelim bugun bu haldeysek toplumumuzun geçmişimizi araştırmamasından kaynaklanmaktadır.
    ÖĞRENMEDEN,ÇALIŞMADAN,YORULMADAN,RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİREN MİLLETLER;ÖNCE HAYSİYETLERİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ,SONRA İSTİKLALLERİNİ,KAYBETMEYE MAHKUMDURLAR. K.ATATÜRK

  8. #8

    Üyelik
    11 Ocak 2007
    Şehir
    İSTANBUL
    Motosikleti
    Buraya bir marka yazabilmem için mucize gerekli
    haklı olduğunu söylemekle birlikte;
    geçmişi araştırıp ders almak önemlidir tabikii deeee birazda öngörü lazım

  9. #9
    bur-k@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Mayıs 2006
    Şehir
    izmir-ankara- kısa süre istanbul :)
    Motosikleti
    cbr 125 pert oldu :(
    öngörü dediğin ileriyi mi görmek ? ileriyi görmek için geçmişi bilmek gerekir...
    ÖĞRENMEDEN,ÇALIŞMADAN,YORULMADAN,RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİREN MİLLETLER;ÖNCE HAYSİYETLERİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ,SONRA İSTİKLALLERİNİ,KAYBETMEYE MAHKUMDURLAR. K.ATATÜRK

  10. #10
    bbaday - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Şubat 2006
    Şehir
    Eskişehir - Bodrum
    güzel yazı için teşekkürler....

  11. #11
    aydinsen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Şubat 2007
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    Mv Agusta Turismo Veloca Lusso
    Geçmişte siyaset yoktur. Geçmişte gerçekler yatar. Geçmişi ve/veya tarihi yanıltmaya çalışanlar da elbet tarih sayfalarında yer bulacaklardır.
    A.Aydın Şen(ben)
    Hyosung gt250 düşünüyorum.

  12. #12
    airman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Ekim 2006
    Şehir
    Osmaniye-kadirli
    Motosikleti
    VFR 1200X C/T
    Ellerine saglık bir havacı olarak yazınız dikkatimi çekti.
    CN-235 CASA ve AS-532 cougar projelerinde Türk Hava Kuvvetleri adına TAİ ile birlikte uzun yıllar çalıştım bu tesisle ne kadar övünsek yeridir.

    havacılıkla ilgili geniş bilgiler alabileceğiniz,yine bir havacılar tarafından hazırlanmış sitemizi lütfen ziyaret ediniz.


    http://www.tayyareci.com/


    saygılarımla.
    THICKHEADED MAN DOESN'T WEAR HELMET

  13. #13
    bur-k@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Mayıs 2006
    Şehir
    izmir-ankara- kısa süre istanbul :)
    Motosikleti
    cbr 125 pert oldu :(
    airman verdiğin siteye süratle bakıyorum sana tşk ederim
    aydınşen geçmişte siyaset vardır. eğer geçmişteki politikaların nasıl olduğunu bilmezsek şimdiki politaka ve siyasetin ne olduğunu kavramamız ve neyin deoğru neyin yanlış olduğun anlamamız imkansız bir hal almaktadır.
    BURAK ;)
    ÖĞRENMEDEN,ÇALIŞMADAN,YORULMADAN,RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİREN MİLLETLER;ÖNCE HAYSİYETLERİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ,SONRA İSTİKLALLERİNİ,KAYBETMEYE MAHKUMDURLAR. K.ATATÜRK

  14. #14
    aydinsen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Şubat 2007
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    Mv Agusta Turismo Veloca Lusso
    Ben o yazıda geçmişte yapılan ile siyaset yapılmaz manasında demiştim. yani siyaset yapılmış bitmiştir. Osmanlı tarihini siyasi olarak değerlendir desem nasıl değerlendireceksin? ama tarihsel olarak değerlendirilebilir. Siyaset geleceğe yönelik yapılan bir kavram.
    Artık tarih sayfalarında yerini almiştir manasında dedim.
    Sevgiler.. Aydın
    Hyosung gt250 düşünüyorum.

  15. #15
    bur-k@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Mayıs 2006
    Şehir
    izmir-ankara- kısa süre istanbul :)
    Motosikleti
    cbr 125 pert oldu :(
    Alıntı aydinsen adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Ben o yazıda geçmişte yapılan ile siyaset yapılmaz manasında demiştim. yani siyaset yapılmış bitmiştir. Osmanlı tarihini siyasi olarak değerlendir desem nasıl değerlendireceksin? ama tarihsel olarak değerlendirilebilir. Siyaset geleceğe yönelik yapılan bir kavram.
    Artık tarih sayfalarında yerini almiştir manasında dedim.
    Sevgiler.. Aydın
    eğer o sözler banaysa ben siyaset yapmıyorum. osmanlı tarihine ayıracak vaktim yok türkiye cumhuriyeti tarihiyle ilgileniyorum söylediklerinizin bir kısmına katılıyorum yanlız bugün bu haldeysek geçmişteki hırsız , kendi ceplerini düşünen siyasetçilerimizden dolayıdır. son olarak siyaset geleceğe yönelik bir kavram demişsiniz belki yaşımdan dolayı(18) sizin söylediklerinizi yanlış anlamış olabilirim
    yanlız bende şöyle düşünüyorum
    madem siyaset geleceğe yönelik bir kavram , o zaman geçmişteki politikaların incelenip , değerlendirilmesi ve kalan doğrular ile siyasete yön verilmesi gerekmez mi ?
    ÖĞRENMEDEN,ÇALIŞMADAN,YORULMADAN,RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİREN MİLLETLER;ÖNCE HAYSİYETLERİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ,SONRA İSTİKLALLERİNİ,KAYBETMEYE MAHKUMDURLAR. K.ATATÜRK

  16. #16
    aydinsen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Şubat 2007
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    Mv Agusta Turismo Veloca Lusso
    Yok kesinlikle sana soylenmiş bişey yok. Osmanlı tarihini söylememin nedeni eskiyle ilgili olduğu için. Geçmişteki politikaların incelenmesi işi zaten tarih demek oluyor. eskiden- tarihten ders almamız kesinlikle gerekli. demek istediğinizi anlıyorum. Ancak kavram kargaşası olmasın. yakın geçmişteki cumhurbaşkanlığı seçimi bile tarih sayfalarında yerini almıştır. Ölmüş ile olmuşa çare olmaz denirya. Ama bunlardan ders alınması gerekli sonuna kadar katılıyorum genc dostum.
    Yaşım 35 bu arada.
    sevgiyle kal.
    Hyosung gt250 düşünüyorum.

  17. #17
    gazman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Mayıs 2006
    Şehir
    moskova
    Motosikleti
    HONDA XR600R
    dostum ben sonuna kadar okudum..ve inanirmiisn soyle bir bak..gunumuzun zenginlerine boyle yatirimlar yapmaktansa..gidp marketcilik gibi cok basit isler yapiyorlar..su satiyorlar kola satiyorlar..ve hala bir araba markamiz yok..dusunsene savasta yardim ettigimiz korede bile kac tane araba markasi var..ya hukumetlere ne demeli..devrim marka otomobilimizin ilk tanitiminda benzini bitti diye birakin bu projeyi diyende demokrat parti hukumetiydi..su anda herseyi yolunda gittigi sirada bile ulkeyi zorla secime goturende ayni zihniyetin mimarlari..bunlarin koltuk sevdasi yuzunden bu ulke gelismiyor..bilgilerinin devamini dilerim ...saygilar..haaa unutmadan fadil akgunduz araba fabrikasi kurmaya kalkti..adama temelini bile attirmadilar fabrikasinin hemen hapse tiktilar..niye ..bizim diger zenginlerimize engel olacakti ulke ilk kez kendi arabasini imzayi uretecekti..neyse bunlardan daha cok var...
    once AKIRA sonrada NECDET abi... yuregimi yaktiniz..bu ekran karanlik kalacak ve yuregimi yansitacak..mekaniniz cennet olsun..:pale:

  18. #18
    bur-k@ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Mayıs 2006
    Şehir
    izmir-ankara- kısa süre istanbul :)
    Motosikleti
    cbr 125 pert oldu :(
    Alıntı gazman adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    dostum ben sonuna kadar okudum..ve inanirmiisn soyle bir bak..gunumuzun zenginlerine boyle yatirimlar yapmaktansa..gidp marketcilik gibi cok basit isler yapiyorlar..su satiyorlar kola satiyorlar..ve hala bir araba markamiz yok..dusunsene savasta yardim ettigimiz korede bile kac tane araba markasi var..ya hukumetlere ne demeli..devrim marka otomobilimizin ilk tanitiminda benzini bitti diye birakin bu projeyi diyende demokrat parti hukumetiydi..su anda herseyi yolunda gittigi sirada bile ulkeyi zorla secime goturende ayni zihniyetin mimarlari..bunlarin koltuk sevdasi yuzunden bu ulke gelismiyor..bilgilerinin devamini dilerim ...saygilar..haaa unutmadan fadil akgunduz araba fabrikasi kurmaya kalkti..adama temelini bile attirmadilar fabrikasinin hemen hapse tiktilar..niye ..bizim diger zenginlerimize engel olacakti ulke ilk kez kendi arabasini imzayi uretecekti..neyse bunlardan daha cok var...
    jet fadıl dediğin haysiyetsiz saf insanlarımızın dini duygularıyla oynayarak para topladı şimdiki başbakan da onun yanındaydı o zaman bazı şeyleri yanlış biliyosun gazman milleti yanlış yönlendirme !!!
    ikincisi senin memnunum dediğin hükümet milli fabrikalarımızı ve hizmet kurumlarımızı özelleştiriyor yabancılara satıyor bu zihniyet klasik batı zihniyeti paran yoksa öl zihniyeti ile çarklarını işletiyor
    ÖĞRENMEDEN,ÇALIŞMADAN,YORULMADAN,RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİREN MİLLETLER;ÖNCE HAYSİYETLERİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ,SONRA İSTİKLALLERİNİ,KAYBETMEYE MAHKUMDURLAR. K.ATATÜRK

  19. #19
    aydinsen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Şubat 2007
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    Mv Agusta Turismo Veloca Lusso
    Alıntı bur-k@ adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    jet fadıl dediğin haysiyetsiz saf insanlarımızın dini duygularıyla oynayarak para topladı şimdiki başbakan da onun yanındaydı o zaman bazı şeyleri yanlış biliyosun gazman milleti yanlış yönlendirme !!!
    ikincisi senin memnunum dediğin hükümet milli fabrikalarımızı ve hizmet kurumlarımızı özelleştiriyor yabancılara satıyor bu zihniyet klasik batı zihniyeti paran yoksa öl zihniyeti ile çarklarını işletiyor
    +1 (25 karekter)..................
    Hyosung gt250 düşünüyorum.

  20. #20
    gazman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Mayıs 2006
    Şehir
    moskova
    Motosikleti
    HONDA XR600R
    bur-k@ dostum bu ulke icin canim feda...ulkem icin tas ustune tas koyanin,ellerini operim...
    once AKIRA sonrada NECDET abi... yuregimi yaktiniz..bu ekran karanlik kalacak ve yuregimi yansitacak..mekaniniz cennet olsun..:pale:


    REKLAM ALANI
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)