"Çenesi iş yapanın eli iş yapamaz" bu cümleyi çok kullanıyorum ama atasözü mü yoksa ben mi uydurdum hatırlamıyorum.
"Çenesi iş yapanın eli iş yapamaz" bu cümleyi çok kullanıyorum ama atasözü mü yoksa ben mi uydurdum hatırlamıyorum.
Gitti TDM kaldık yine ybr ile başbaşa..
Güç seninle olsun (May the force be with you)
May the Force be with McLaren Mercedes
SakLa samanı inekler aç kalsın ...
Deliye her gün bayram. ( Bu gün Ramazan Bayramının ilk günü)
Gitti TDM kaldık yine ybr ile başbaşa..
ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde insan yok ( mahsun kırmızıgül)
ona bir çift söz diyeceğim var
maziden bir hesap soracağım var
ondan bir mutluluk alacağım var
durdur bu nikahı nikah memırı
ARİF SUSAM
ha bir de şey var:
sabehlere gadeeeerrr dens dens dens ( mesut eray - adanalılar bilir )
Ama yapmayın diyordu Tanrı, o daha bir çocuk...!!!
Nükleere H A Y I R!!!!!
**01 JJ 743**
Bir arabanın arkasında yazıyordu...
Demir gibi kollarım hiç affetmem sollarım.
kamyonum çeker 30 ton,gönlüm çeker Paris Hilton...........
Erzurumlu İbrahim Hakkı hz.leri (Marifetname isimli Eserin yazarı Türk İslam alimlerinden.) Hanımı ile kavga eder. Evden çıkar. Bir kıraathaneye oturur. Canı sıkkındır. Saatlerce çay üstüne çay içer. Vakit ilerlemektedir. Kıraathane de kimse kalmaz. Yalnız İbrahim Hakkı hazretleri bir türlü yerinden kalkmaz hala çay içerek vakit geçirir. Ancak Kıraathaneci de bir an önce kapatıp evine gitmek ister. Ve kıraathaneci nazikçe kovmaya karar verir.
-Amca... der Senin evde bekleyenin vardır. Seni merak ederler...der..
İbrahim Hakkı hz leri ona şu güzel cevabı verir.
-Etme etmeyen yere
Dikme bitmeyen yere
Ayak gider mi hiç?
Gönlün gitmediği yere...
Gitti TDM kaldık yine ybr ile başbaşa..
Et giren yere dert girmezmiş....
bide
ev yapcaksan tuğladan
kız alcaksan Muğla dan
[B]Facebook tan çıktım sakın bana sormayın neden diye booku cıktı çünkü[/B]
Millet artist olmuş ama yönetmen benim...İstediğime rol, istediğime yol veririm....
Tedariksiz abdest bozan domala domala taş arar..
Anlayana sivrisinek saz anlamayana sazı s*ksan az
Dünyada taklit edilemeyen tek şey cesarettir.Doğrusunu bildiğim yalanları dinlemek çok hoşuma gidiyor.http://ulubahtsizhasan.blogspot.com.tr/ dan beni tanıyabilir,neler çektiğimi görebilirsin
Devlet su işleri,
Bırak bu işleri
Gunun adamı olmaya degil
hakikat adamı olmaya calıs.
cunku gun degisir hakikat degismez.
MEVLANA
eşek hoşaftan ne anlar, suyunu içer tanesini bırakır (bunu Kırşehir' lilerden duydum)
adam sandık eşeği alnımıza değdi .aşağı (bunu Ankara da duydum)
nato kafa nato mermer (bunu Kuşadası Söke tarafı kullanır sonuna da bi koymadan bırakmaz)
T.şşak mı geçiyon adam mı seçiyon?
G.t kısmetten çıkmışsa y.rrak bağdattan gelir.
En sevdiğim iki sözdür :D
Bir tarihte varlıklı bir İngiliz, ağır bir suç işlemiş. O suçun cezası "idam." Adam hemen İngiltere'nin en şöhretli avukatını tutmuş.
Avukat demiş ki:
- Merak etme... Ben seni kurtarırım.
Mahkeme başlamış. Avukat savunmasını yapmış. Ve hakim kararını açıklamış:
- İdam!..
***
Avukat, hapishaneye gitmiş, müvekkiliyle konuşmuş:
- Merak etme, seni kurtarırım.
- Nasıl?
- Bu işin temyizi var... Temyiz, idamı bozacak.
Dava dosyası temyize gitmiş.
Temyizin kararı:
- Mahkeme kararının onanmasına... İdam.
***
Adam, "hani beni kurtaracaktın" diye avukatına çıkışmış.
Avukat hala sakin:
- Merak etme. Seni kurtarırım. Daha her şey bitmedi. Konu, Avam Kamarası'na gelecek.
Gerçekten, Avam Kamarası'na gelmiş. Konuşulmuş. Sonunda, parmaklar kalkmış:
- İdam!..
***
Adam sinirli mi, sinirli.
Avukat da sakin mi, sakin:
- Merak etme. Seni kurtarırım.
- Lordlar Kamarası, idamı geri çevirir. Endişen olmasın.
Lordlar Kamarası toplanmış.
Olayı incelemiş. Kararını vermiş:
- İdam!..
***
Adam, elinden gelse avukatı bir kaşık suda boğacak.
Ama avukat hiç oralı değil:
- Merak etme. Seni kurtarırım. Kraliçe onay vermeden, hiçbir idam cezası infaz edilmez. Kraliçe bu kararı bozar.
Dosya kraliçenin önüne gelmiş.
Kraliçe imzayı basmış:
- İdam!..
***
Londra'da bir meydanda idam sehpası kurulmuş. Hakim, savcı, avukat, güvenlik görevlileri, halk orada. Adamı idam sehpasına çıkarmışlar. Adamın avukata dönük bakışlarından alev fışkırıyormuş. Avukat ise adama "sus" işareti yapmaktaymış; "Merak etme, seni kurtarırım" gibisinden.
Ve cellat, yağlı ilmeği, adamın boynuna geçirmiş. Alttaki iskemleye de tekmeyi vurmuş. Adam, ipte sallanmaya başlarken. Avukat yerinden fırlamış, cebinden bıçağı çıkarmış ve adamın boğazındaki ipi kesivermiş. Adam "zar zor nefes alır bir halde" yere yuvarlanmış.
Hemen "hakimler, savcılar" koşup, gelmişler:
- Avukat.. Sen ne yaptın?
Avukat, İngiliz Ceza Yasası'nı cebinden çıkarmış:
- Yasada, müvekkilimin işlediği suçun cezası idam... Siz de onu idam ettiniz... Ama yasada "idam edilerek öldürülür" diye bir hüküm yok... Bu durumda ceza infaz edilmiş sayılır.
***
Bunun üzerine İngiltere'de bir "hukuk tartışması" başlamış.
Kraliçe, avukatın bu becerisinden dolayı adamı affetmiş.
Ve İngiliz Ceza Yasası'nın "idamla ilgili maddesi" yeniden düzenlenmiş:
- İdama mahkum edilen kişi, asılmak suretiyle öldürülür.
Kişi kamil oldu mu üstad mertebesinde, / Ona madde üstünde bir değer vereceksin, / Baktın ki hali tavrı değişti meclise gelişte, / Çüüşşş!.. deyip sırtına bir semer vereceksin!
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)