O Cesur Yürekte Yüzlerce Aslan Yatar - Serdar Yıldırım
-
O CESUR YÜREKTE YÜZLERCE ASLAN YATAR
Anadolu dört bir yandan kuşatılmıştı
Ordular dağıtılmıştı, silahlar toplanmıştı
Halk, çaresizdi, mal, can emniyeti yoktu
Her yer karanlıktı, göz gözü görmüyordu
Anadolu düşman çizmesi altında eziliyordu.
* * * *
Ruslar, 1914 yılında Anadolu'ya girdi ve Erzurum'u kuşattı
Enver Paşa başarılı olamadı
Ruslar, Erzurum, Muş, Bitlis ve Erzincan'ı ele geçirdi
200 bin kişilik Rus Ordusu yenilmezdi
Mustafa Kemal dediler, az bir kuvvetle Rusları durdurdu, dediler
Mustafa Kemal adı kısa zamanda Anadolu'ya yayıldı
Dillerde, gönüllerde Mustafa Kemal vardı
O, karanlıkta bir ışıktı ve Anadolu ışığa koştu
Dünya durdukça sönmeyecek bir ışığa, Mustafa Kemal'e koştu
* * * *
Anadolu'da Türk olmayan, başka milletlerden insanlar vardı:
Ne Mustafa Kemal'i, kim bu Mustafa Kemal dediler
Türk Halkı dedi: Sıra dışı bir komutan, mert, yiğit
O cesur yürekte yüzlerce aslan yatar.
* * * *
Türk olmayanlar, Mustafa Kemal'i sevmeyenler, dedi.
Bizim komutan Trikopis, İzmir'e geliyor
Tilkiden kurnaz, kaplandan kavgacıdır.
Mustafa Kemal'i Anadolu'dan söker, atar.
* * * *
Türk Halkı dedi: Yunan komutan Trikopis gelsin ve ne olacağını görsün
Türk, teslim olmaz, köle olmaz, boyun eğmez, bunu bilsin
Türk'e boyun eğdirmek isterken,
Kendisi boyun eğmesin.
* * * *
Dünya tarihi boyunca pek çok millet
Türk Milleti'ne boyun eğdirmek istemiştir
Böyle bir şey mümkün olmayınca
Dilini dibine çekip sessiz kalmıştır
Baskı altındaki milletler, Mustafa Kemal Atatürk'ü
Örnek alarak bağımsızlıklarını kazanmıştır.
SON
Yazan: Serdar Yıldırım
Reklamlar
-
İzmir'in işgaliyle ilgili dizeler aklıma bir araştırmayı getirdi. Komiser Muavini Hulusi Efendi'nin gözünden İzmir'in işgalinin anlatımı. Zamanın İzmir Emniyet Müfettişi Azmi Bey ve zamanın İzmir valisinin utanç verici tutumlarını da içeriyor. Mustafa Kemal'in yüreğinde yüzlerce arslan yatarken bazıları da pek öyle değilmiş. Komiser Muavini Hulusi Efendi'ye de çok şey borçluyuz. Okuyun derim.
-
AzÇok adlı üyeden alıntı
İzmir'in işgaliyle ilgili dizeler aklıma bir araştırmayı getirdi.
Komiser Muavini Hulusi Efendi'nin gözünden İzmir'in işgalinin anlatımı. Zamanın İzmir Emniyet Müfettişi Azmi Bey ve zamanın İzmir valisinin utanç verici tutumlarını da içeriyor. Mustafa Kemal'in yüreğinde yüzlerce arslan yatarken bazıları da pek öyle değilmiş. Komiser Muavini Hulusi Efendi'ye de çok şey borçluyuz. Okuyun derim.
Mesajınıza teşekkür ederim. Okumaya başladım. Sağlıklı ve mutlu kalın.
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:37 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:35 ----------
SAVAŞ KAHRAMANI ATATÜRK
Dünyanın gelmiş, geçmiş
En büyük savaş kahramanı
Kimdir diye sorsalar
Mustafa Kemal Atatürk derim.
* * * *
Dünyanın merkezi konumundaki
Anadolu'da, binlerce yıldır
Yüzlerce medeniyet gelmiş, geçmiş
İki binli yıllarda Anadolu'da yaşayan insanlar,
Bu medeniyetlerin kaçta kaçını biliyor?
* * * *
Dünyanın pek çok ülkesinden
Daha fazla nüfusa sahip İstanbul
28-9-2021 tarihi itibarıyla 16 milyon
Kazdıkça altından medeniyet çıkıyor.
* * * *
Dünyanın en büyük medeniyet
Başkenti İstanbul'dur.
Zamanın durduramadığı
Saatlerin sessiz çaldığı İstanbul.
* * * *
İstanbul'u ilk fethedeni herkes biliyor
İstanbul'u ikinci kez fetheden Atatürk'tür.
İstanbul bir daha düşman eline geçmemeli
İstanbul özgür olmalı, Türk olmalı.
SON
Yazan: Serdar Yıldırım
-------------------------------------
ATATÜRK'TEN YANA TARAFIM
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduktan sonra
Asıl savaşımız şimdi başlıyor, dedi.
Ağaçları kesmedi, bataklıkları kuruttu
Yeni tarım alanları ortaya çıktı
* * * *
O zamanlar Anadolu'da
40 bin tane köy vardı
Köylülere tarla, bahçe verdi
Köylü, buraları ekip biçti
Aç karnını doyurdu, mutlu oldu.
* * * *
Yollar, köprüler yaptı
Fabrikalar kurdu
Buralarda binlerce işçiye
İş imkanı sağladı
* * * *
Modern ve çağdaş okullar açtı
Öğrencilerin geleceğe yönelik
Bilgi ve beceriyle donanmasını sağladı
Bilimin ve aklın çizgisinden ayrılmadı.
* * * *
Atatürk'ten yana tarafım
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde
Yaşayan herkesi Türk olarak kabul eder
Türk şereflidir, onurludur
Vatanına ihanet etmez.
SON
Yazan: Serdar Yıldırım
---------------------------------------------
BİZ MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ
Gelecek nesiller
Rahat etsinler diye
Çanakkale'deydik.
* * * *
Çanakkale'ye gelip
Evine, köyüne geri dönemeyen
Çanakkale'ye gelip
Kimi bir gün
Kimi bir buçuk yıl
Ömür törpüleyen
Yarı aç, yarı tok
Bazen tam aç
Kahramanca savaşan
Düşmana geçit vermeyen
Canını dişine takan
Sadece kazanmayı düşünen
Türk Askerleriyiz.
* * * *
Biz binlerceydik
On binlerceydik
Yüz binlerceydik
Çoğumuzun adını kimse bilmedi
Hayatımızı bir kurşuna
Bir bombaya satmadık
Direndik, yıkılmadık, yenilmedik
Bizi yenmek isteyenleri ezip geçtik.
* * * *
Biz Mustafa Kemal'in askerleriyiz
O, gelmeden önce siperleri gerilere
Daha gerilere kaydıran
O, geldikten sonra zafere
İmza atan Türk askerleriyiz.
* * * *
Alman komutan Liman Von Sanders gitti
Yerine Türk komutan Mustafa Kemal geldi
Topçulara ateş etmeyin, bekleyin, diyen
Alman komutan gitti
Ateş, ateş diyen Mustafa Kemal geldi.
* * * *
Mustafa Kemal İngiliz gemilerini
Çanakkale Boğazı'nın
Karanlık sularına gömdü
Anadolu'nun Türk yurdu
Olmasını istemeyen
İngilizlere dersini verdi.
SON
Yazan: Serdar Yıldırım
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:41 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:37 ----------
DÜNYADAN BİR MUSTAFA KEMAL GEÇTİ
Toprakları işgal edilmiş bir vatan
Bağrına hançer dayamış olan düşmana çatan
Özgürlük yolunda inanılmaz adımlar atan
Düşmanın yüz tanesini bir kurşuna satan.
* * * *
Başka milletlere boyun eğmeyi reddeden
Bunun için, sessiz kalmayan, isyan eden
Sekiz yıl boyunca cepheden cepheye giden
Anadolu'nun boşluğunda düşmanı mahveden.
* * * *
Ey Kurtuluş Savaşı'nın yenilmez armadası
Ey dünyanın gelmiş geçmiş en büyük komutanı
Ey Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı
Tarih senden yana, bunu fazlasıyla hak ediyorsun.
* * * *
Dünyadan bir Mustafa Kemal geldi, geçti
Bu dünyada yaşamayı herkesten çok hak ediyordu
Mümkün olsa yaşamımdan on yılımı uğruna feda ederdim
İnanın Anadolu şu anda bambaşka bir kimliğe bürünürdü.
SON
Yazan: Serdar Yıldırım
----------------------------------------------
MUSTAFA KEMAL: SAVAŞTA VE BARIŞTA DEVRİM
Devrim yaparsın savaş meydanlarında
Girdiğin her savaşı kazanırsın
Tarih yazarsın Mustafa Kemal gibi
Mustafa Kemal Atatürk gibi.
* * * *
Tarih kitaplarının yazdığı
Savaş kahramanları
Başka bir ülkenin sınırını geçenlerdir
Onlar oraları fethederler.
* * * *
Mustafa Kemal onlara benzemez
Yurdunu istila eden düşmanlara karşı koyar
Arada dağlar kadar değil,
Çağlar kadar fark vardır
Fikirleriyle, düşünceleriyle orta çağ karanlığını yok etmiştir
Atatürk Çağı başlamıştır.
* * * *
Atatürk Çağı hiç bitmeyecektir
Dünya durdukça var olacaktır
Dünya sonsuza kadar var olacağına göre
Atatürk hep en önde, hep zirvededir.
SON
Yazan: Serdar Yıldırım
-
21 Haziran 2023, 13:27
#4
BİR ÇANAKKALE SAVAŞI ANISI
Turhal'da babamın arkadaşının dedesi anısını anlatmıştı:
Çanakkale'de savaştan açlıktan ve susuzluktan bıkıp komutanlarını eğer engel olmaya kalkarsa vurmayı bile planlayarak firar etmeye karar vermişler. Firar edecekleri sabah gözcü iki atlı geliyor diye bağırmış. Baktık diyor, biri ışıl ışıl madalya ve apoletli diğeri daha sade iki kişi geliyor. Firarı unutuyorlar. Biri Atatürk.. Sonradan öğreniyorlar. Tabi içtima tekmil için sıraya giriyorlar, korkudan titriyorlar. Firar edeceğimizi mi öğrendiler, bizi hapse atmaya mı asmaya mı geldiler diye. Atatürk askerlere dönüyor gözleri dolu şekilde " biliyorum bir tarafta düşman bir tarafta açlık. Belki içinizde firar etmeyi düşünenler var. Ama bizden sonrası vatan, bizden sonrası namus, bizden sonrası çocuklarımız. Düşmanla aralarında sadece biz varız." demiş. Firar etmeyi düşündükleri için utanmışlar. Ondan sonra bize öyle bir güç geldi ki orada hem aç kaldık hem de Atatürk ile birlikte 2 gün düşmanla savaştık dediğini anlattı ve hüngür hüngür ağladı. 85 yaşındaki adam. Liderlik insanın yaratılışında olması gereken bir şey. Atatürk'ün nasıl büyük bir insan olduğunu o gün bir daha anladım.
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:27 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:26 ----------
DEDEM ADEM YILDIRIM'IN KURTULUŞ SAVAŞI ANILARI
Yıl 1921. Anadolu düşman kuvvetleri tarafından kuşatılınca, Mustafa Kemal, Türk Ordusu'nu, Sakarya Irmağı'nın doğusuna çekmiş. Burada 1.5 yıl genel bir taarruz için, hazırlık yapmış. Bu hazırlıklar sırasında şehirlerden, kasabalardan, köylerden, Mustafa Kemal'in çağrısına uyarak gelen binlerce genç varmış. Bunlardan biri de, Gökçesu Köyü'nden dedem Adem Yıldırım'mış. O zamanlar henüz 19 yaşında olan dedem 1.90' a yaklaşan boyu ve sırım gibi vücuduyla gözünü budaktan sakınmaz, korkusuz, mert, yiğit bir köy delikanlısıymış. Ordugahta geçen ilk günler, yürüyüş talimleri, silah tutuş, kullanış ve atış çalışmaları derken, günlerden bir gün Mustafa Kemal yanında kurmay subayları olduğu halde yenice oluşturmaya çalıştığı Türk Ordusu'nu denetime çıkmış.
Dilerseniz bundan sonrasını dedem anlatsın: O gün öğle vakitleriydi. Geniş ovada pek çok alay, tabur, bölük, Mustafa Kemal Paşa tarafından teftiş ediliyordu. Paşa, eseri olan Türk Askeri'ne sağ elini hiç indirmeden selam vererek geliyordu. Arada bir, Merhaba asker, diyor, biz de sağ ol diyorduk. Ben uzun boylu olduğum için, bölüğün başındaydım. Mustafa Kemal Paşa Hazretleri geldi tam önümde durdu. Merhaba asker, dedi. Biz, sağ ol, dedik. Yüzünü bize döndü. Rahat, dedi. Biz de, tüfeklerimizi indirdik. Rahat pozisyonuna geçtik. Bir metre kadar önümdeydi. Bir an göz göze geldik. O deniz mavisi gözleri, inanılmaz etkileyici bakıyordu. Sanki her an insanın üstüne atılacakmış gibiydi. Gözlerim karardı, başım döndü. Rahat pozisyonunda olmam beni kurtardı. Kabzası yere dayalı tüfeği sıkı sıkı tuttum, dayandım ve yere düşmedim. Aradan bunca yıl geçmesine karşılık o çelik bakışları hiç unutmadım.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
DEDEM ADEM YILDIRIM'IN KURTULUŞ SAVAŞI ANILARI
O yıllarda Yunan Ordusu Anadolu içlerine doğru ilerliyordu. Gökçesu Köyü'nden dedem Adem Yıldırım, Yunanlının geldiğini duyunca köydeki genç, çocuk, kadın, ihtiyar kim varsa toplayıp köyün ilerisindeki dağa götürmüştü. Orada köylüleri emin bir yere gizledikten sonra, elinde mavzeriyle geri dönerek, ağaçların arasına saklanıp, köyü seyre dalmıştı. Acaba Yunan askerleri köyde ne yapacaktı?
Adem Yıldırım az sonra kendi evinden feryatlar duymaya başlamıştı. Evde neler oluyordu?
Yunan askerleri, köyün zenginini yakalamışlar ve konuşturmak için, işkence ediyorlardı: Söyle Türko, altınlar nerede?
Yunan askerleri, acımadan elleri, ayakları bağlı adamı evdeki ocağın içinde yanan odun ateşine doğru sürüyordu: Konuş Türko, altınları nereye sakladın?
Zavallı adamın ayak parmakları ve bilekleri yanmıştı. Yunan askerleri, onu daha da ateşin içine itiyordu.
Bu arada Adem Yıldırım sesinden tanıdığı köyün zengininin yürek parçalayan feryatlarına dayanamamış ve evin yanındaki tarabalığa tüfeğiyle iki el ateş etmiş. Tüfekle ateş edildiğini duyan Yunan askerleri, Türk askerleri geliyor zannedip, kaçıp gitmişler. Bunun üzerine Adem Yıldırım eve gelmiş ve yarı beline kadar ateşte yanmış ve ölmüş olan adamı ateşin içinden çıkarmış. Daha sonra olayı öğrenen ve çok üzülen zengin adamın karısı evlerinin ahırına, toprak altına gizledikleri bir teneke altını, Ankara'daki Mustafa Kemal Paşa'ya ulaştırılmak üzere, Türk subaylarına teslim etmiş.
Ben çocukken, her yıl yaz tatilinde bir haftalığına köye giderdik. Dedem her gidişte gerçekten yaşadığı bu olayları bana anlatır ve Serdar, yaz bunları, derdi. Ben de, merak etme, dede, mutlaka yazarım, derdim. İşte, bu hikayeler, dedemin bana anlattığı hikayelerdir. Dedemi son olarak on üç yaşındayken görmüştüm. Otuz yedi yıl sonra bu anıları yazmak nasip oldu. Umarım okuyanlar, Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Cumhuriyeti çok severler. Atatürk'ün devrimlerine sahip çıkarlar ve savaşın ne kadar acımasız olduğunu anlarlar. Kurtuluş Savaşı kolay kazanılmadı. Sevgiyle kalın.
Yazan: Serdar Yıldırım
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)