Uzay gemisi uzaya çıktığında nasıl dünyadan uzaklaşmıyor?
-
Uzun zamandır kafamı kurcalayan bir soru var.
Güneş sadece kendi etrafında dönmüyor aynı zamanda samanyolunun merkezinin etrafında dönüyor. Yani saatte 70000km hızla hareket ediyor.
Sorum şu dünyanın çekim merkezinden çıkan bir uzay gemisi başka bir gezene doğru(mars vb.) Hareket ederken saatte 70000km hızla güneşin peşine takılmış dünyadan nasıl hızla uzaklaşmıyor.
Dünyanın çekim alanindan çıkan bu uzay gemisi samanyolu galaksisine göre bir toz zerreciğinden farksız yinede bütün bu gezenlerin maruz kaldığı çekim kuvvetine aynı orandamı maruz kalıyor?
Dünyadan çıktığı gibi treni kaçırması gerekmiyormu?
Reklamlar
-
Otobüsün içinde uçan sinek mantığı gibi düşünebilirsin.
-
Burada gözlemcinin nerede olduğu önemlidir. Dünyaya göre aynı doğrultuda 2000km/h hızıyla gidiyorsa uzay boşluğuna göre 72000km/h ile gidiyordur. Başka gezegenlerin çekim alanına veya atmosferlerindeki sürtünme kuvvetlerine girmez ise ivmesi 0 olacak şekilde sabit hızla doğrultusundaki gezegene ilerler diye düşünüyorum. Ayrıca güneş sistemimizdeki gezegenler de samanyolunun merkezine göre neredeyse aynı hızda dönüyorlar (samanyolunun merkezinin uzaklığı güneş ve en uzaktaki gezegen arasındaki uzaklıktan çok daha fazla olduğundan). Dediklerim yanlış olabilir mantığımla düşündüm
-
@satoyama sineğin hareketi otobüsün içindeki havanın hareketiyle ilgili diye düşünüyorum.
@tarıkbaba02
Bir astronot uzay mekiğinden düşse(teması kesilse) ilk ivmelendiği yönde ilerleyecek ve samanyolunun merkezinin etrafında 70000km hızla hareket etmeye devam edecek o zaman.
-
Newton'un kütle çekim yasası sana yardımcı olur bu soruyla alakalı olarak.
https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCtle%C3%A7ekim
MotoXPR
https://www.youtube.com/@MotoXPR
-
mchi adlı üyeden alıntı
@satoyama sineğin hareketi otobüsün içindeki havanın hareketiyle ilgili diye düşünüyorum.
@tarıkbaba02
Bir astronot uzay mekiğinden düşse(teması kesilse) ilk ivmelendiği yönde ilerleyecek ve samanyolunun merkezinin etrafında 70000km hızla hareket etmeye devam edecek o zaman.
Gezegenlerin çekim kuvveti Gm1m2/r^2 ile hesaplanıyor. İvme a = F/m2 ise cisimlerin ivme ve hızlarının kendi ağırlıklarıyla alakası yoktur. Sadece m1 (bu durumda samanyolu galaksisinin merkezi kütlesi olur herhalde) ve r mesafesi hızı etkiler. Yani evet sabit ivmeli bir gemiden "düşen" astronot galakside gemiyle aynı hızda ilerler. Tabi ivme değeri 0 değilse sonsuza kadar artan bir hızla ilerleyecektir. (Teorik fizikle buraya kadar büyük ihtimal son hızı belirleyen başka etkenler vardır)
-
@luc tesekkurler. Linkte cok guzel bilgiler var. Cok sey ogrendim yanlislari duzelttim ama doygunluga ulasamadim
-
Yörünge mekaniği konusunu incelerseniz dünyadan saniyede 11 km hızla fırlatılan bir cisim dünyanın yörüngesinden çıkar , yine dünyadan saniyede 42 km hızla fırlatılan bir cisim güneş sisteminin yörüngesinden çıkar , eğer yanlış yorumlamıyorsam uzay gemisi dünyadan ve güneşten bu hızlarda uzaklaşmış oluyor..
-
Mekik dünyadayken de aynı kütle çekim ile dünya ile aynı hızda dönüyordu tıpkı bizim tüm atomlarımızın aynı hız ile çekilmesi gibi dünya dışına çıktığında da kat ettiği mesafe karesinde nispi artış olur ama bu mesafe değişimi çok cüzzi olduğundan az etkilenir ,keza ay güneşe nispeten çok çok küçük olsa da yakınına gidildiğinde mesafeden dolayı etkisi daha fazla olur.
Yani roketin dünyadan ayrılışı ,insanın otobüsten durağa varmadan atlaması gibidir eğer sürtünme kuvveti olmasaydı otobüs ile aynı hızda gitmeye devam ederdin
Ha bunu kim hesaplar işte orada devreye nasa mühendisleri ve atom bilgisayarları devreye giriyor
-
O nasıl bir hız ya? Saniyede 11km? Marsa gitsek içimiz dışımıza çıkacak daha yolun başında.
-
Soruyu tam anlamadım ama gene de cevaplamaya çalışayım.Güneş sisteminin içinde olduğunu sürece öncelikle güneşin çekip kuvvetine sonrasında en yakında gezegenin çekim kuvvetine maruz kalıyorusunuz.Aynı zamanda ilk çıkış yaptığınızın gezegenin hızı kadar hızınız oluyor.Mesela dünya güneşin çevresin 105.000 km saat hızı ile ilerliyor,dünyadan hareket ettiğinizde dünya yörüngesi istikametinde 105.000 km ilk hızınız oluyor.100 km ile hareket eden arabadan bir misketi dışarı attığınızı düşünün,o misketin istikameti araba ile aynı olur,ilk hızı 100 km olur sonra hava sürtünmesinden yavaşlar,yer çekiminden yere doğru düşmeye başlar.Uzayda hava sürtünmesi olmadığından mekik herhangi bir müdahale olmazsa ilk hızını kaybetmez,dünyanın yörüngesi ve çekim kuvveti,en yakın gezegenin çekim kuvveti diğer yandan da güneşin çekim kuvveti yönüne ve hızına etki eder.Zaten uzay yolculuklarında bu çekim kuvvetlerine göre rota çizilir mümkün mertebe az yakıt harcamak için gezegenlerin ve güneşin çekim kuvvetlerinden yararlanılarak yolculuk yapılır,mekiğin iticileri ile küçük düzeltmeler yapılır.
-
mchi adlı üyeden alıntı
Sorum şu dünyanın çekim merkezinden çıkan bir uzay gemisi
Cevap burada.
Uzaya çıkıldığı an Dünya'nın çekim merkezinden çıkılmıyor. Ay kaç milyon yıldır aynı yerde.
-
Şimdi tamamen anladım sanırım. Hali hazırda dünyadaki herhangi bir nesne, atıyorum güneşin etrafında soldan sağa belli bir hızla dönmekte aynı zamanda saman yolunun merkezindeki kara deliğin etrafında da yine atıyorum aşağıdan yukarı doğru belli bir hızda dönmekte.
Dünyadan bir kuvvetle fırlatıldığında bu iki(veya daha fazla) kütleçekimsel hareketini kaybetmeden yeni ufak ölçekteki hareketini yönetebiliyor.
Kütle çekimsel hareketleri kaybetmemesinin sebebi uzayda sürtünme vb gibi dış etkenlere maruz kalmaması.
Hesaplamasi gereken yaklaşmakta ya da uzaklaşmakta olduğu diğer gezegenlere olan mesafesinin karesi ile hesaplanan kütleçekim etkileri.
Peki ya uzayda başı boş dolaşan gök cisimleri ?
-
Onlar da belli bir yörünge izliyor.
-
Her cismi tek tek hesaplayamiyoruzdur sanki. Orda dronedaki sensörler gibi algilayicilar ile cismi tespit edip roketlerin itkisiyle çalım ata ata ilerliyomuyuz acaba.
-
-
mchi adlı üyeden alıntı
Şimdi tamamen anladım sanırım. Hali hazırda dünyadaki herhangi bir nesne, atıyorum güneşin etrafında soldan sağa belli bir hızla dönmekte aynı zamanda saman yolunun merkezindeki kara deliğin etrafında da yine atıyorum aşağıdan yukarı doğru belli bir hızda dönmekte.
Dünyadan bir kuvvetle fırlatıldığında bu iki(veya daha fazla) kütleçekimsel hareketini kaybetmeden yeni ufak ölçekteki hareketini yönetebiliyor.
Kütle çekimsel hareketleri kaybetmemesinin sebebi uzayda sürtünme vb gibi dış etkenlere maruz kalmaması.
Hesaplamasi gereken yaklaşmakta ya da uzaklaşmakta olduğu diğer gezegenlere olan mesafesinin karesi ile hesaplanan kütleçekim etkileri.
Peki ya uzayda başı boş dolaşan gök cisimleri ?
Aslında hiçbiri başıboş şekilde dolaşmıyor. Uzay bir vakum olduğu için hareketini mutlaka bir cisimden (ama yörüngesinden slingshot atarak, ama zaten ondan kopan bir çarpa olarak) almıştır.
-
killingroad adlı üyeden alıntı
Aslında hiçbiri başıboş şekilde dolaşmıyor. Uzay bir vakum olduğu için hareketini mutlaka bir cisimden (ama yörüngesinden slingshot atarak, ama zaten ondan kopan bir çarpa olarak) almıştır.
benımde aklıma patlama fırlama konuları takılıyor.
Uzayda patlayan bir cisim etrafa yüksek hızda parçacıklar bırakacaktır. Sürtünme direnci olmadıgı için bu parçacıklar sonsuz sürede uzayda seyahat edeceklerdir.
mantıken bu sürenin bir kısmında bazıları başka bir gezegenin çekimine girecek, bazıları bizim araclara ya da başka dünya dışı araçlara carpacaktır.
mesela futbol topu büyüklüğünde sivrimsi bir cisim uzayda başka bir araca bu hızla çarpsa nolur diye düşünüyorum. uzayın çöp dolu doldugunu ve uzaya cıkarken araçların bunlara carpıp fırlatma ihtimali de var soncuta.
Anger clouds judgement and it makes us do things that we end up regretting. Things we can never take back.
-
Bir de şunu düşünün:
Işık hızına çıkan-ulaşan-geçen(teorik olarak mümkün) her madde ışık formuna girerek enerjiye dönüşür, diğer bir değişle ışık enerjisine.
1. Buna göre, eğer ışık enerjisine dönüşerek yol alıyorsanız maddesel olarak yapınızın bozulması ve kat edilen yol ve yoğunluk oranına göre gerçek anlamda eksilmeniz gerekir. Eğer ki ışık geçirmeyen bir engele çarparsanız karşıda oluşacak tek etki bir pırıltı veya hafif bir ışıma olarak algılanacaktır.
2. Işık hızına çıkan her madde ışığa dönüşüyorsa(tabi bu noktada mevzubahis biçim "Işın" dır) aynı kütle enerji yoğunluğuna sahip ve aynı doğrultuda hareket eden diğer ışın onun için nesnel bir maddedir.
3. Teorik olarak her yönde ışık hızına çıkılabilir. Bu 3 Boyutlu ortam için X-Y-Z koordinatlarında herhangi bir yönde gerçekleşebilir. Diğer bir değişle çarpışmadan ve kesişmeden geçen iki farklı ışın seyahat eden bir madde veya belki organiğin kendisi olabilir. Hatta Işık hızının yarısı hızda ters yönde hareket halinde olan ve aynı boyutu paylaşan tüm maddeler birbirleri için sadece ışıktan ibarettir.
4. Hareket eden aslında siz değilsinizdir, uzaydır. Siz uzay içerisinde onunla birlikte hareket edersiniz. Sizin hareket etmek için harcayacağınız enerji ve diğer faktörler sizin uzay içinde konumunuzu değiştirmenize neden olabilir veya olmayabilir.
5. Boşluğa sonsuz güçte itme kuvveti de uygulasanız itiş gücünün oluşabilmesi için bir karşıt tepki gerekir. Yani itebileceğiniz birşeyin olmadığı bir ortamda hareket edemezsiniz. Buna roketlerin katı veya sıvı sistem olsun fark etmeksizin oluşturdukları itme kuvvetleri dahildir. Bu da uzayın boşluk olmadığını kanıtlar. Diğer bir değişle uzay içindeki herşey bu düşük yoğunluklu maddenin içinde hareket halindedir.
* Işığın maddesel olduğunu yerçekiminden etkilendiğini gözlemleyerek teyit edebilirsiniz. Işık gezegenlerin kütle çekiminden dahi etkilenir, kara deliklerin "kara" olmasının nedeni; olağan üstü çekim kuvvetleri nedeniyle çevrelerindeki ışığı da emmelerinden kaynaklıdır.
* Evrende esas olan titreşimdir. Frekanslardır. MAdem ki bu tip konuları merak ediyorsunuz Uzay-Enerji-Boyut-Yerçekimi ve dahasına bir anlam yükleyebilmeniz için ilk iş Titreşim ve farklı boyutlarını araştırabilirsiniz. En basitinden konuya girmek gerekirse ,bilmeyenler için söyleyeyim; frekansları bir süredir osiloskoptaki gibi iki boyutlu, yani sadece X&Y düzlemlerinde değil, Z ve farklı düzlemlerde de var olduğu gözlendi ve üzerlerinde çalışılıyor. Bu tıpkı bilinen en küçük taneciğin gözle görülebilir toz tanesi olduğu düşünülürken, birden bire nötronların varlığının anlaşılıp hatta şüphe götürmez çekillerde kanıtlandığı bir duruma benziyor. Nasıl bir sıçrama olduğunu anlayabilirsiniz.
Çekimsel kuvvet etkileri elbette ilginç olabilir, lakin emin olun ondan çok daha derin ve ilginç konular var. Bence bunların başında çeşitli formlardaki titreşimler geliyor. Boyut algısı ve oluşumunun temeli olduğunu var sayarsak gayet normal...
-
arndiol adlı üyeden alıntı
benımde aklıma patlama fırlama konuları takılıyor.
Uzayda patlayan bir cisim etrafa yüksek hızda parçacıklar bırakacaktır. Sürtünme direnci olmadıgı için bu parçacıklar sonsuz sürede uzayda seyahat edeceklerdir.
mantıken bu sürenin bir kısmında bazıları başka bir gezegenin çekimine girecek, bazıları bizim araclara ya da başka dünya dışı araçlara carpacaktır.
mesela futbol topu büyüklüğünde sivrimsi bir cisim uzayda başka bir araca bu hızla çarpsa nolur diye düşünüyorum. uzayın çöp dolu doldugunu ve uzaya cıkarken araçların bunlara carpıp fırlatma ihtimali de var soncuta.
ne olacak tuz buz olur :D
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)