dava
patates miymiş
normalde türkiye de bira ne kadar ki?arndiol adlı üyeden alıntı
bereket kuyruklarınız daim ve uzun olsun.
can't be worried about that shit. life goes on man.
Vergilendirme politikasını anlamadan ekonomiyi anlamak pek mümkün olmasa gerek ...
Çiftçi tarlasını mazot parasını kurtarmadığı için sürmediğinden, anlaşılan, memlekette soğan-sarımsak, arpa-buğday ekilmez olmuş...
İyi de, mazot parasının çoğu vergi...
Onca çalışma yaşında genç nüfusumuz var, ve bir o kadar da onca işsizimiz var... iş gücü olarak yani... Hani, iş yaptırmaya adam bulamadım diyecek halimiz yok... Onca, ova var, bağ, bahçe var... Yer, gök, nereye bir avuç tohum saçsan, bahara fışkırır!
Yahu, bir gerizekalılığımız var ama, neremizde anlayamadım!
Valla, Tanrı falan iyi demez bu duruma!
Cennet memlekette, topluca aç kalıyorsak, beynimizi çalıştıramadığımızdan, ...
Bu nasıl bir organizasyonsuzluktur... Oysa, dünyanın en kolay bir araya gelip iş yapan milletiyiz... Yeter ki bir iş yapılacak olsun, herkes girişir...
Sanki, birbirini tanımayan, etmeyen, dilinden dişinden anlamayan, güruh gibi saçılmışız da, kimse topluca bir işin ucundan tutmuyor gibi ...
Sanki ilahi bir tokat bekliyoruz da ... yakındır...
du bakalım ...
Geçen komisyoncu konuşuyordu. Antalya'dan çıkıp İstanbul'a giden bir kamyon 5 tane mi ne özel sektörün işlettiği otoyol gişesinden geçiyormuş, bilmem ne kadar yol parası veriyoruz, bu parayı mecburen vatandaşa yansıtıyoruz diyordu. "Yol yaptı" doğru, ama bak pahalılık olarak geri döndü.
Burada Turkler arasinda yaygin yari şaka yollu bi laf var, "1 Turk 10 Amerikaliya bedeldir, ama 10 Turk 1 Amerikali etmez" diye
bakın durum şu; avrupa birliği bizim köylerde yaşayan nüfusun çok olduğunu, bunu azaltıp insanları şehirde yaşamaya teşvik etmemiz gerektiği olgusunu devlete kabul ettirdiler. idareciler de bunun gereğini yapıp insanları şehir hayatına mahkum etti. şehirde yaşayanın aldığı nefesten kolaylıkla vergi alabilecekti çünkü. öyle de oldu.
köylerde insan kalmadı. sosyal medyada, tv dizilerinde gördüğü parıltılı hayata özenen insanlar da koşar adım şehirlere doldu. muzun ne olduğunu bilmediği için kabuğuyla yemeye çalışan adamlar şehirlerde iş kurup para kazandılar. yurtdışı kaynaklı ucuz kredi bir anda kesilince piyasalardaki 15 yıllık suni ekonomi tökezledi.
sen, sana ait olmayan parayı, borç aldığın parayı lükse yatırıp üretime yatırmazsan suçu kendinde arayacaksın.
çiftçi zarar edeceğini bildiği için ekin ekmedi. şehirde fabrikada sigortalı işe girdi. şimdi aldığın borcu ödeme vakti geldi. elde üretim de yok, para da yok. ne var? rezidanslar, saraylar, lüks arabalar. bunlar karın doyurmuyor ama. borç aldığın yetmezmiş gibi 80 yıllık birikimleri, devlete ait fabrikaları vs. satıp yediler.
deniz bitti. şimdi de 4 liraya aldığı salatalığı vatandaşa 3 liraya satıyorlar. aradaki 1 lira zararı kendi cebinden ödemiyor. devletin kasasından ödüyor. devletin borcu vatandaşın borcu. seçimden sonra, dağıttıkları çayın parasını, sübvanse ettikleri tanzim satışların zararlarını yine gariban halktan alacaklar. nasıl mı? benzin, doğalgaz, su, elektrik, köprü, yol, harç, vergi, telefon faturaları vs.
tanzim satışlar akla ziyan zararlar ediyor. çomar televizyonu açınca ''vay emmuuuğaaa 1 liralık salatalığı 6 liraya satıyo manav'' diyor. ilahi tokata ne gerek var. çomarın karakteri en büyük cezası olmuş. bunların yanında masum insanlar ekonomik darlık çekiyor. biz çomarlara üzülmüyoruz. beter olsunlar bundan sonra. biz gerçeği görüp değiştirmeye gücü yetmeyen garibana üzülüyoruz. motosiklet haberlerine bakcam ben. yeni modeller çıkmış mı ki
faizler %12,52 den %19,83'e sert düşmüş!
Siz de sabah okuyun canınız sıkılmasın.
Belki biri şaka yapmıştır dedim ama!
Algıyla oynama bu oluyor işte.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Yavaş eleştirin bazı sazanlar alınıyor.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)
