Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
2. sayfa BirinciBirinci 1234 ... SonuncuSonuncu

Günlüklerim

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #21
    hachiko - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Şubat 2017
    Şehir
    Kocaeli
    Motosikleti
    Piaggio X9 500
    Alıntı Vista86 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Yolumun üzerinde bir market var... Kasabanın girişinde.. Motosikletle kaldırıma çıkıp inmeyi orada öğreniyorum..

    Ara sıra gidip bazı ihtiyaçlarımı alıyorum.. Markette çalışan kasiyer bana “ hoş geldiniz” diyor..Bunda bir şey yok.. İyi ve güzel.. Sonrada halimi hatırımı sorarak devam ediyor.. Konuşma hali sanki çok yakın tanışıyormuşuz gibi..
    Bu bana tuhaf geliyor.. Hiç tanışmıyoruz ki.. Bana inandırıcı gelmiyor..

    Belki de market müdürü onlara “Her gelene güler yüzlü davranın.. Hoş geldiniz deyin.. Halini hatırını sorun...” demiştir.. O da görev icabı yapıyor olabilir..

    Ama yok yaaa.. Kasiyerin yüzündeki ifade o kadar da yapmacık değil.. Belki de küçük kasabalarda terbiye, gelenek böyle yerleşmiştir.. Ben büyük şehirde doğup büydüğüm için alışamamışımdır, ondan tuhaf karşılıyor olabilirim..

    Tekneyle gittiğim küçük bir Yunan adasında da benzer bir durum yaşamıştım.. Kasiyer kız bana market kartı çıkarmam konusunda ısrarcı olmuştu.. Bir kaç gün kalacağım bu küçücük adada marketten aldığım şeylerde avantajlı olayım diye.. Orada da bu tuhafıma gitmişti..

    Istanbul'un varoşlarında doğup büyüdüm.. O nedenle hala bu güne kadar küçük kasabların ruhunu anlamakta yetersizim..

    Bunun çok farkındayım..
    Kasiyerlerin çoğu öyle müdür alayı arıza.. Kapılma sırıtıyor diye arıza dedim ya :D
    100 tlye 1300 km yol giden Volta vs5im


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #22
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    (Küçük kasabaların ruhu deyince aklıma bu hatıram geldi.. Biraz uzun ama anlatayım.. Adı da ....... Burdur Zeybeği olsun...)

    BURDUR ZEYBEĞİ

    Askerde acemi birliğinde beraberdik... Tesadüf, sevkiyatımız da Hüseyin'le aynı usta birliğine oldu..

    Burdur'un bir nahiyesindendi.. Askere gelmeden önce,nahiyenin meydanındaki bir kahvehanede kahvecilik yapıyormuş..

    Orta boylu, zayıftı.. Hüzünlü bir bakışı vardı... Ezikti.. “Kaybedenler kulübündendi” yani.. Ama buna rağmen kendinle övündüğü şeyler de vardı..

    Amcasının büyük oğlu bir suçtan karakola düşmüş... Bütün sülale karakola gitmiş adamı çıkaramamışlar.. Hüseyin Başkomiseri iyi tanıyor.. Başkomiser ara sıra gelip Hüseyinin kahvesinde kahve içiyormuş.. Hüseyini de seviyor.. Hüseyin gidip başkomisere rica ediyor, Başkomiser amcaoğlunu hemen salıveriliyor.. Ve Hüseyin'in sülale içindeki itibarı tavan yapıyor..
    Hüseyin “ Ben bir söylemeyle amcaoğlunu salıverdirmiş adamım.” Diyordu..

    Keyfi yerinde olduğu zaman “Cemilemin gezdiği dağlar meşeli” türküsünü söyler, kalkıp Burdur Zeybeği oynardı...

    Zeybeği öyle içinden gelerek, öyle kendisi için oynardı ki aynı kıyafet giymiş, uzun süre birlikte çalışmış folklor ekiplerinin yapaylığı ile kıyaslanamaz..

    Duygulandığı bir zamanda sigarasını yakıp bana en büyük sırrını söyledi..

    -Ya Cemal, Halamın bir kızı var.. çok güzel ya! .... Kasabanın en güzel kızı... Yürüyüşü, gülüşü, elinin duruşu bile güzel.. Kimseye demedim.. Çok seviyom... İçime sığmıyor... Dedi..

    Dayanamadım “Hüseyin sen iznini kullanmadın.. Komutandan izin al, git memlekete, Halana söyle.. Hala ben senin kızını seviyorum, evlenmek istiyorum.. de “
    “Hem, Halam beni sever diyorsun... “ dedim..

    Onun üzerindeki tesirimin farkında değildim.. Hüseyin'in hayatta hiç cesaret edemiyeceği birşeyi ben ona söylemiştim..

    - Deme lan Cemal ! Olurmu ki..? Verirler mi.? Dedi... Bu güne kadar hayalinde yaşattığı şeyin gerçek olmasıyla yüz yüze gelmişti..

    - Niye vermesinler Hüseyin.. Sen karakoldan amcaoğlunu çıkarmış adamsın.. Koskoca kahveyi idare ediyorsun...” Dedim..

    Hüseyin izni aldı.. Memlekete gitti...

    İzin bitince de geri döndü.. Ama dönen aynı Hüseyin değildi.. Çok durgundu.. Daha da içine kapanık biri olmuştu.. Yıkılmıştı..

    “Hüseyin ne oldu..? Senin iş olmadı mı?” Dedim.. Ağzından cımbızla laf aldım.. Cevabı güç bela verdi..

    Halası ” olur” demiş... Ama kız “Hayatta olmaz!!” demiş.. Üstelik kız kahvede, herkesin ortasında Hüseyin'e ;

    “Sen kendini ne sanıyorsun da, gelip beni istiyorsun ?..” demiş..

    (Devam edecek)

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 21:38 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:28 ----------

    Hüseyin bir daha o eski Hüseyin olmadı..

    Bir cep radyom vardı, ona verdim.. Radyoyu parkanın iç cebine koyup kulaklıkla akşama kadar dinlerdi..
    Bir daha hiç Burdur Zeybeği oynamadı..

    Hafta sonları çarşı iznine bile çıkmadı..
    Onun bu halinde en büyük suç benimdi.. Kendimi çok suçlu hissediyordum.. Bir çok insan için kolay atlatılabilecek bir şey, Hüseyin için tam bir yıkım olmuştu.. Üstelik bu konuyu da bir daha hiç konuşmadı..

    Beni de çok beğenmeyen kız olmuştu.. Annem çevrede bana kız istemeye gitiğinde “Senin oğlan çok soğuk.. Mahkeme suratlı..” falan dendiği çok olmuştu.. Ama hiç etkilendiğimi hatırlamıyorum..
    Dedim ya şehir ile küçük kasaba çok farklı...

    Keşke dedim herşey eski yerinde kalsaydı... Hüseyin kendi içinde yaşadığı aşkla, ama Burdur Zeybeği oynayarak yaşasaydı... Kendime çok kızdım.. Hüseyin belki de kızdan çok kasabadaki ve akrabalarının içinde düştüğü itibar kaybından yıkılmıştı..

    Onu tek keyiflendiren şey söylediğim bir kaç sözdü...

    “Hüseyin askerden sonra birgün sizin nahiyeye geleceğim.. Senin kahveyi bulup oturacağım.. Ama sen beni tanıyamıyorsun... Saçlarım uzamış, sivil kıyafetler giymişim.. Hiç sevmediğim halde, sen tanıma diye gözüme koyu renkli güneş gözlüğü takmışım.. “ Sana “Kahveci bana bir çay getir, diyeceğim..” Diyordum..

    Ama Hüseyin artık beni duymuyor... Gelmemde takılıp kalmış..
    “ Deme len! .... Cemal !... Vallamı?.. gelin mi? .. Hele bi gelsen, valla ölürüm..” diyor..

    Ama bu kadar çabalamam bile onun eski keyfini yerine getirmiyordu... Bir kere, bir kere daha Burdur Zeybeği oynasın.... Her şeyin düzeldiğini anlayayım yeter, diyordum..

    Ama oynamadı...

    Askerlik bitti... Yollarımız ayrıldı...

    (Devam edecek)

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 08:58 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:38 ----------

    Yıllar sonra, bir yaz günü, güneye, Antalya'ya doğru inerken şehirlere, kasabalara gelişi güzel uğrayarak dolaşıyordum.. Birden bire karşıma Hüseyin'in yaşadığı kasabanın tabelası çıktı.. Heyecanlandım... Yol sapağındaki tabelanın yanında durdum... Arabadan indim.. Nahiyeye giden yola baktım.. Tereddüt ettim.. Hüseyin'i daha çok mecnun olmuş görmekten korkuyordum..

    Ama gidememden de edemedim.. Gittim .. Meydandaki kahveye uğradım, etrafa bakındım.. Bunca yıldan sonra Hüseyin'i görsem belki tanıyamazdım... Fakat kahvede benimle aynı yaşta bir çalışan da göremedim.. Garsonluk yapan gence sordum...
    -Tanımıyorum abi, dedi.. Garson kahvede bir kaç kişiye sordu.. Bir masada tek başına oturan birin gösterdiler..
    - Şu karşıdaki abiye sor..
    Masada, benimle aynı yaşlarda olan adama selam verdim.. Neden geldiğimi söyledim, Hüseyin'i sordum..
    Adam bir süre yüzüme baktı ;
    - Sen Handan'ı istemesini söyleyen adamsın.. Değil mi? Dedi..
    Aniden dondum, kaldım.. Böyle bir şey beklemiyordum..
    -Handan kim..? Diyebildim..
    -Halasının kızı.. dedi.. - Ben nahiyede Hüseyin'in en yakın arkadaşıydım.. Senden bana çok söz etti.. Dedi..
    -Peki ya Hüseyin ne oldu? diye sordum..
    -Hüseyin öleli beş sene oldu arkadaş.. dedi..

    Hiç bir şey diyemedim.. Tutuldum.. Yere baktım.. Anlatmaya devam etti..

    Hüseyin hiç evlenmemiş... Bu en yakın arkadaşıyla akşamları içerlermiş.. Zaman zaman arkadaşına bütün olanları içki masasında anlatırmış..
    Sonra bir gece yattığı yerde ölmüş..
    "Kederinde öldü.." dedi

    Allak bullak oldum.. Ben bu olayın neresindeydim? Karar veremedim..

    Çıktım.. Giderken arkamdan seslendi;

    -Bir daha bilmediğin meselelerde ahkam kesme, hemşerim...! Dedi..

    -Son-





    .................................................. .................................................. .................................................. .........................................


    Gençlik;

    Gençliğe özentim hiç olmadı.. Giyinirken bile çok fazla gençlere benzememeye çalışıyorum.. Fakat tabii ki kot pantolonla, spor ayakkabıyla büyüdük..
    Onlardan vaz geçemiyorum..
    Gençliğe özenmekte bir gençliğini yaşamamışlık, ya da gençliğine doyamamışlık hissediyorum.. Yani tatminsizlik..
    Ne bileyim, belki de “ Hoop! Daha biz ölmedik.. Zımba gibi delikanlıyız..” meydan okumaları falan...
    Yani nereden bakarsanız bakın çok iyi durmuyor..

    Aksilik bu ya, motosiklet kıyafetleri beni çok genç gösteriyor..

    İstanbul'da scooter motosikleti ilk aldığımda komşum bana “ Ne o gençlere mi özendin..? Genç gibi motosiklete mi bineceksin..? “ dedi..
    Neredeyse motosikletten soğuyacaktım..

    Benim amacım sadece gitmekti.. O kadar..
    peyloride, sey_47, GT250rAlanya ve 5 diğerleri bunu beğendiler..

  3. #23

    Üyelik
    15 Aralık 2014
    Şehir
    Isparta
    Motosikleti
    Yeşil Kubazaki CR1
    Düzenli takipteyiz ... Baktığım ana başlıklardan biri oldu... Yorum yazmasak da ...

  4. #24
    RideForLife. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    20 Eylül 2018
    Şehir
    Antalya & Isparta
    Motosikleti
    Dominar 400 UG
    Konuya abone oldum bildirim gelir artik.

  5. #25
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Bu gün yazdan kalma bir gün...

    Motosikleti aldım ,çıktım yola... Nereye gidiyorum, bilmiyorum...

    Çam ağaçları , dağlar, virajlı yollar beni götürüyor.. Birkaç yol sapağına geldim, aklıma esene girdim... Daha sonra dar bir dağ yolu beni antik harabelere götürdü..

    Bu ıssız yerde, bir gişe var, bir de görevli var... Görevli giriş bileti verdi...

    Binlerce sene önceki insanların yürüdüğü sokaklarda yürüdüm..Tek ben varım, başka kimse yok.. Tabelalarda yazıyor, burası tapınakmış, karşısı sokak dükkanları, daha yukarısı antik tiyatro... Evler, meydanlar..vs..

    Böyle bir şehir neden yok olur ? Bir gün bizim yaşadığımız şehirleri de gelecekte antik kent olarak gezecekler mi acaba ?

    Dönüşte bir köyün içinden geçiyordum.. Acıktım.. Bakkal var, kapalı... Tarladaymış, akşama doğru açıyormuş..

    Köyün içinden geçerken evinin önünde badem, ceviz, kabak satan yaşlı bir teyze oturuyor..

    -Teyze buralarda yemek yiyeceğim bir yer var mı ? Dedim
    -Yok be evladım ! Dedi.. Karnın açsa ben sana bir şeyler hazırlıyayım...

    Şaşırdım... Ne diyeceğimi bilemedim...
    -Zahmet etme, zamanım yok.. Dedim
    -Elcezine alır yolda yersin.. Dedi, içeri gitti.

    Kapının önünde motosikletin üstünde kalakaldım.. Sanki ekmek istemiş gibi oldum..
    Yemin ederim ben istemedim...

    Birkaç dakika içinde geldi.. Ekmeğin içine otlu peynir, kızarmış biber gibi şeyler koymuş, getirdi...
    Aldım... Teşekkür ettim...

    Korkmayın..! Bu dünyanın devamını sağlayacak “iyiliğin gücü” hala yaşıyor..

    Yola koyuldum... Tepelerde, vadiyi gören bir yerede çeşme buldum.. Motosikleti çektim.. Çeşmenin yanında oturdum, yedim.. Bu ne lezzet..
    Karşımda manzara, yanımda su, elimde yemek..

    Hiç şarkı söylemeyen bana, bir şarkı söyleme isteği geldi, dayanılmaz... Ormanlara, dağlara karşı avazım çıktığı kadar....
    “Ela gözlüm ben buuuuuu elden giderseeeeeeeeeeem...”

    Dünya güzelmiş be.....
    GT250rAlanya, emremm, taglis ve 2 diğerleri bunu beğendiler..

  6. #26
    GT250rAlanya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Temmuz 2010
    Şehir
    Alanya - Ankara
    Motosikleti
    4 Silindirden başkası YALAN
    Abone olmamak elde değil, forumda yıllardır ilk defa motosiklet gezisi hariç hatrı sayılır, elle tutulur bir konu oldu.
    Yürekten Tebrikler...

  7. #27
    emremm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Ekim 2007
    Şehir
    İST.
    Motosikleti
    YBR125ESD(11)
    Nasıl görmemişim, devamını dilerim.

  8. #28
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Fefakar YBR;

    Dönerken kasabanın biraz dışında kalan sanayinin önünden geçiyordum..

    Aynanın biri biraz gevşemiş, ara sıra ayarı kaçıyor.. Bizim Memet'e bir sıktırayım dedim..

    Kapısının önüne motosikleti park edip indim..

    Memet geldi ;

    -Abi bunun buji kablosu çıkık... Dedi
    -Egzos devir daim borusu da çıkmış.. Dedi.

    İkisini de yaptı..

    Eee ... Peki ben buraya nasıl geldim..??

    Demek ki dedim YBR gerçekten iyi motosikletmiş.. Buji kablosu çıkık olsa da beni buraya getirdi..

    Motosikletime çok güvendim..

    Benzin deposunu, zincirini, motorunu söksem beni yine de gideceğim yere götürür.. Buna eminim..

    Ona güveniyorum..

    (Dipnot: Fazla abartmışım..)

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 09:57 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:07 ----------

    Memet'le (Tamirci) kısa bir konuşma;

    Memet motosikleti tamir ederken kulağıma uzaktan bir klasik müzik sesi geldi.. Birden Memet'e sormak aklıma geldi..

    -Beethoven'i tanıyormusun?
    - Yok.. Kim o?
    -Ludwig Van Beethoven...
    -Hiç duymadım abi.. Ne iş yapar?
    -Besteci.. Müzik besteler.
    -Müslüm gibi mi?
    -Evet...
    -Müslüm gibiyse dinlerim abi.... Dedi..

    İşler iyice karıştı...
    Ulan dedim nereden geldik bu konuya...?

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 20:52 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:57 ----------

    .................................................. ..................................................

    Tahminler, düşünceler;

    Bugün Memet'ten ayrıldıktan sonra aklıma bir şey takıldı.. Belki de Memet benim düşündüğüm kadar karamsar bir hayat yaşamıyordur...

    Akaşam eski scooteriyle evine giderken yoldan mandalina alacaktır.. Evi kasabanın kenarında tek katlı bir gecekondudur... Bahçesinde üzüm asması vardır.. Bahçeye girdiğinde küçük kızı yere düşmüş ağlıyordur.. Memet onu kucağına alacak, bir mandalina verip susturacaktır..

    Belki karısı Söke'nin köylerinden güzel bir Ege kızıdır.. Ve kocasından memnundur..
    Memet, bir kadının evlenmek isteyeceği bir erkek.. Buna kefilim.. Dürüst, güvenilir, ciddi ve biraz acılı..

    Elini yüzünü yıkarken karısı " Memet sana sıcak su getirdim.. Hava soğuk.." Diyecektir..

    Akşam çocuklar uyuduktan sonra Memet sigara içmek için bahçeye çıktığında karısı ona çay getirecektir.. Memet ona benden bahsedecektir..

    -Bugün biri geldi.. Biraz yaşlı tuhaf biri... İstanbullu.. Burada teknede kalıyor.. Ama motosiklet almış.. Pek te anlamıyor.. Ne işin var senin bu yaşta buralarda ? Git otursana sıcak evinde.. Diyecektir..

    Memet'le aynı yaşta (35) başka bir genç R 1200 GS BMW motosikletiyle cafeye, kız arkadaşından 8. defa ayrılmak için giderken Memet'ten daha mı mutlu..

    Tuhaf dimi...?
    GT250rAlanya, taglis, Osm@n ve 2 diğerleri bunu beğendiler..

  9. #29
    peyloride - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    28 Aralık 2017
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda CRF1100 L1
    Ben de abone oldum konuya, güzel yazıyorsunuz tebirkler.

  10. #30
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Kask;

    Burada kask satan bir yere baktım.. Ls2 bol bol var.. Benimki öylesine bir bakış.. Asıl niyetim İstanbuldan kendi kaskımı kargoyla getirtmek..

    Kaskım kargoyla bir kaç gün sonra buraya geldi.. Bu süre zarfında, söylemesi ayıp ama, kasksız gezdim..

    Kaskı almaya kasabaya giderken yolda jandarma-polis çevirme yapıyor.. Tesadüfün bu kadarı da, yani pes doğrusu..! Hem de sadece motosikletleri çeviriyor.. Buralarda ehliyetsiz, kasksız adam dolu..Cezayı basıyorlar..

    En rütbelisi ehliyetime baktı.. Tamam..
    “Kaskın niye yok? “Diye sordu..

    “Şimdi almaya gidiyorum...” dedim.

    “Tamam gidebilirsin..” dedi..
    İnanamıyorum.. Nasıl olur.. Yani bu kadar mı?
    Memur “ Genç biri olsan bırakmazdım.. Ama senin yaşında, motosiklet kullanan birinin sözüne güveniyorum. “ dedi.

    İyi ki genç değilim.. Genç olmamayı çok seviyorum..

    Gittim, kaskı aldım.. Kargonun önünde hemen kafama taktım.. Kasabada bir kaç işim daha olmasına rağmen hızla geri döndüm.. Niyetim çevirme yapan komisere kaskımı göstermek..

    Ama döndüğümde çevirmeyi yapan ekip gitmişti..

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 19:27 ---------- bir önceki mesaj zamanı 08:40 ----------

    .................................................. ............................................
    .................................................. ............................................
    Bende ne var anlamıyorum;

    İnsanlar bir şey soracaklarsa, dertlerini dökeceklerse bana yöneliyorlar.. Halbuki ben asosyal bir adamım.. Soğuk, mesafeli..

    Terziye paçalarını kısaltsın diye motosiklet pantolonumu verdim.. Ertesi gün almaya gittiğimde dükkan kapalıydı.. Bekledim..

    Yan binanın bahçesine tek tük insanlar geliyor, kalabalık olmaya başladı..

    Biri bana yanaştı, sigara uzattı..

    -Kullanmıyorum.. Dedim.

    Hava biraz soğuk.. Montunun yakalarını kaldırdı sigarasını içerken;

    -İçkiden öldü, çok içerdi.. Dedi..

    Birşey demedim.. (içimden, demek burada cenaze var dedim)

    Beraber bekliyoruz.. Biraz sonra cenazeye yakışmıyacak şekilde;

    -Bozuk adamdı.. Dedi... Karı kız ayakları vardı.. Aynalı pavyonda yemediği halt kalmadı.. dedi..

    -Kim? dedim.

    -Hüsnü abi.. dedi.. Sonra pot kırmaktan kortu;

    -Akrabası mısın ? dedi..

    -Uzaktan.. dedim..

    Terzi geldi... Yavaştan sıvıştım..

    Ulan Hüsnü, dedim.. Ne hayat yaşamışsın.. Ölüp gittin hala konuşuyorlar..

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 08:26 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:27 ----------

    .................................................. ................................
    .................................................. ................................

    Bu gün motosikletle hatırı sayılır bir yol yaptım.. Toplam üç yüz kilometre..

    Yol kenarında, üzerinde "Manda yoğurdu satılır" yazısı olan bir market gördüm.. Marketten yoğurt alayım dedim.. Burası hem market, hem restoran, hem pansiyon olan küçük bir tesis...
    Girdim... Alış veriş yaparken pansiyona bakan adamı geldi, market işleten patrona

    “ Abi adam Gül'ü beğenmedi....” Dedi
    Patron da ona
    “ Çiğdem'i göster... Belki onu beğenir..” dedi..

    Ben marketçiye “ N'oluyoruz..? Market diye geldik, kadın ticaretinin içine mi düştük ?” dedim.

    Marketçi “ Yok ya , dedi... Bunlar bizim pansiyonda ki odaların isimleri.. Her odaya bir çiçek ismi verdik, dekoru da ona uygun yaptık. Sakın yanlış anlama.. ” Diye açıklamada bulundu..

    Zoru seçmişler.... Bende günah yok....

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 21:34 ---------- bir önceki mesaj zamanı 08:26 ----------

    .................................................. .................................................. .
    .................................................. .................................................. .
    Bir Köy;

    Burası küçük bir köy... Adını bile bilmiyorum.. Köy henüz bozulmamış.. Evlerdeki yaşam doğal.. Bahçelerinde üzüm asmaları var..
    Burayı sevdim..

    Motosikleti köyün girişinde bıraktım.. İçimden köye değil, kırlara doğru yürümek geldi.. Zeytin bahçelerinin içinden geçtim.. Canım geri dönmek istemedi.. Bir zeytin bahçesindeki kuyunun basında oturdum...

    İnanılmaz bir şey oldu... Yanıma bir fare geldi, oturdu.. Aynı bildiğimiz fındık faresi... Bilgisayarın mausu kadar... Burada ne arıyor? İnsan korkusu neden yok ? Anlamadım..

    “N'aber?” Dedim, bana baktı... Biraz daha bekleyip “ Hayat nasıl gidiyor?” dedim , yine bana baktı, sonra önüne bakmaya devam etti..

    Bir süre sessizce oturduk... Sonra benim dostluğumdan keyf almayınca gitti... Bahçe duvarının taşları arasında kayboldu..

    İnanılmaz gibi değilmi...?

    Bunu uydurmuşta olabilirim... İnanıp inanmamayı size bırakıyorum...

    Burada zaman bana iyi rastladı...

    Tadına doyamadım...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 08:58 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:34 ----------

    .................................................. .................................................. ............
    .................................................. .................................................. ............
    Kitaplar;

    Çok kitap okuyorum.. Her türlüsünden.. Araştırma, bilim, klasik, felsefe, hatta 15 yaşında genç kızların okuduğu günün popüler romanları..

    Son zamanlarda kitap okumanın zararlı olduğunu ciddi ciddi düşünmeye başladım..

    Kitap okumak insanı aptallaştırıyor sanırım..

    Saç traşı olmaya gittiğim bir berber var... Hayatında hiç kitap okumamış... Bana her konuda akıl veriyor.. Fakat ben ona söyleyecek bir tek şey bulamıyorum..

    Geçen gün traş olurken motosiklet konusu açıldı.. Hayatında bisiklet bile sürmemiş.. Bana bütün traş boyunca motosiklet konusunda uyarı, bilgi, nasihat verdi...

    Ben Kith Code'nin "Bileği Bükmek" kitabını baştan sona iki kere okudum.. Fakat birine motosiklet konusunda verecek bir tek bilgi kendimde bulamıyorum..

    Bütün bunlar kitapların suçu... Biliyorum.. Beni bu hale onlar getirdi..

    Maddi kaybımı saymıyorum bile.. Kitapçıların önünden geçemiyorum..

    Ne kadar bırakmaya çabalarsam çabalıyayım son bir buçuk ayda hatırı sayılır 4 kitap bitirmişim..

    Güya şikayet ederken, çok kitap okuduğumu ima edip övündüğümü zannetmeyin..

    Bunlar ucuz numaralar..

    Bu kötü alışkanlığı bırakmam lazım... Ama işim zor ..

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 19:02 ---------- bir önceki mesaj zamanı 08:58 ----------

    .................................................. .................................
    .................................................. .................................

    Günlük yazmak;

    Günlük yazmak zor değil.. Hepinizin her gün yaşadığı o kadar çok şey vardır ki yazsanız ne hikayeler çıkar..

    Şu an bir kahvede oturuyorum.. Bu kahveye nereden geldim bilmiyorum.. Kasabanın sokaklarınını öylesine gezerken rastladım..

    Kalın tahtadan masaları var.. Çok eski bir kahvehane... Garsonun bir ayağı sakat, kulağında küpe var.. Topal bir insan neden garson olur ki?

    Tam karşımda eski bir ev var. Önünde bir motosiklet duruyor.. Motosiklette çok eski.. Üzerinde "Mobilette" diye zor okunan bir markası var..

    Motosiklete hayranlık duymaya başladım.. Onun yerinde bir MT-10 olsaydı burada lafını bile etmezdim..

    Bu hayranlık eskiyi sevdiğimden falan değil, insanın "bu bana yeter" deme büyüklüğünden.. Onu yıllarca kullanmasından..

    Motosiklet tozlu... Uzun süredir hareket etmemiş, belli.. Kafamdan şimdi ona bir hikaye uyduruyorum...

    Motosiklet yaşlı bir adamın olmalı.. Genç bir insan bu motosikleti kullanmaz... Bu yaşlı adam ölmüş, motosiklet kullanılmıyor..

    Çocukları motosikleti satmak istiyorlar, ama karısı "Bu kocamın yadigarı.. !Ben ölmeden onu satamazsınız..!" diyordur..

    Biraz sonra topal garson boş bardağı almaya geliyor... Ona motosikleti soruyorum..

    "Abi o marangoz Şevket abinin... Bir yere dolap yapmış, adam parasını ödemeyince o da motosiklete el koymuş... Getirip buraya evinin önüne bıraktı.." dedi..

    Amma da tahmin edermişim.. Hikayeciliğimden utandım..
    taglis, emremm, GT250rAlanya ve 2 diğerleri bunu beğendiler..

  11. #31
    Samet Ağır - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Nisan 2008
    Şehir
    istanbul pendik
    Motosikleti
    YAMAHA YZF 1000 thunderace ,NC 750 S
    Yaz be ustam. Merakla bakıyor yenisi geldiyse hemen okuyorum.
    Hikayecilik de güzel ayrıca. Ben keyif alıyorum okurken...

  12. #32
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Bakın aklıma ne düştü;

    Hani geçen gün motosiklet pantolonumu kısaltmak için götürdüğüm terzi
    vardı ya, işte o...


    Ellili yaşlarda bir kadın.. Pantolonumu verdiğim gün alelade bir hali vardı..
    Ertesi gün pantolonu almaya gittiğimde tanımakta zorlandım.. Saçlarını
    kuaförde yaptırmış.. Etkili bir makyaj yapmış.. Güzel giyinmişti..


    Bana da kahve içmem için çok ısrarcı olmuştu..

    Günahını almayayım ama, şimdi içime bir kurt düştü..

    Bu kadın bana tav olmasın.. ?

    Ben sıradan biriyim.. Öyle yakışıklı, karizmatik falan biri değilim.. Çapkınlık
    ve tatlı dilim hiç yok... Üstelik kadınlardan ve böyle işlerden korkarım..


    Böyle bir şey o gün hiç aklıma gelmemişti.. Çok mu safım yoksa...?

    Bir daha ne o dükkana, ne de o sokağa ayağımı basmam.. Basarsam iki
    olsun.. Ben korkarım abi..


    Pantolonu da çok güzel yapmıştı..


    Yazık oldu..
    hknsaritas ve taglis bunu beğendiler.

  13. #33

    Üyelik
    02 Ocak 2018
    Şehir
    Darıca
    Motosikleti
    XT660Z Tenere 2014 ve XRV750 Africa Twin 1998
    "Bu hayranlık eskiyi sevdiğimden falan değil, insanın "bu bana yeter" deme büyüklüğünden."
    Kulağıma küpe olacak bir söz. Tebrikler.
    ogzcngdk bunu beğendi.

  14. #34
    abeciMotoru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Ağustos 2013
    Şehir
    İzmir
    Motosikleti
    Cb125E-SymWolf-Inazuma-XJ6 F
    Yazmak da bir ihtiyaçtır durumuna gayet açık bir örnek,
    yaz hocam sen yaz içinde tutma bir şeyi, ömrün de bol olur, sevenlerin de

    iletişim gücü nasıl da etken bir katalizör, iyiye güzele yordukça ve bakıp görenler anlayınca bir umut beliriyor işte,
    her şeyin üstesi o kadar zor görünürken bir o kadar kolay,
    sizden iç dünyamıza seyre dalacağımız gizemli yolculuklar serüveni bekliyorum
    GT250rAlanya bunu beğendi.
    Motosikletimin üstü açık..
    https://www.youtube.com/channel/UCp4K0dvqaCd6YAr_beEsudA/featured?view_as=subscriber

  15. #35
    GT250rAlanya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Temmuz 2010
    Şehir
    Alanya - Ankara
    Motosikleti
    4 Silindirden başkası YALAN
    Foruma girme sebebimsin

  16. #36
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Gıcıklık;

    Yakında bir dağ köyü var, bugün oraya gittim... Hatırı sayılır bir soğuk var...
    Motosikleti köyün dışında bıraktım...

    Ara sokaklarda yürüyerek köy meydanına gidiyorum.. Sokakta dolaşan tavuklar, kediler, köpekler bana tuhaf tuhaf bakıyorlar..

    "Hey yabancı ! Sen buraya ait değilsin... Kılığından, kıyafetinden belli..Ne işin var burada ? Defol, git!" diyorlar..

    Köy meydanındaki kahveye girdim... İçeride konuşmalardan oluşan bir gürültü vardı.. Ben girip selam verince bir anda kesildi..
    Kahveye bir sessizlik çöktü.. Sadece televizyonun sesi duyuluyor..

    Çay ocağının yakınındaki tek sandalyeye oturdum.. Etraf masalardan tek tük "merabayın", "hoş geldin" diyenler oldu..

    Kahveci bir çay getirdi, içiyorum..

    Etraftan, omuz üzerinden meraklı bakışlar fark ediyorum.. Ulan buraya ait olmadığı her halinden belli bu adamın burada ne işi var ?

    Fısıltılar dolaşıyor..


    Yakın masada oturanlardan biri dayanamayıp bana sordu;

    - Arazi için mi buralardasınız...?

    - Yoo.. Dedim..

    Kahvedeki merak giderilememişti.. Aynı masadan bir başkası ;

    - Kimlerdensin..? dedi.. Yani köyden... Hısım, akraba..?

    -Kimseden değilim... Dedim


    Şimdi herkes daha da gergin.. Kahvedeki tuhaflığım devam ediyor.. Sırrım çözülemedi..

    Televizyonda bir hayvancılık kanalı açık.. Hayatında bir tek inek sahibi olmamış ben, televizyonda ineklerle ilgili
    açıklamalara kulak kesilmiş, güya dinliyorum..


    Şimdi diyorum kahvedekilerden biri kalkıp gelecek, beni yakamdan tutup kaldıracak.. Silkekeyerek;

    -Ulan hıyar ! Ulan dingil ! Bu kış günü, bu dağ köyünde ne aradığını söyle de bizi bu sıkıntıdan kurtar.! Diye bağıracak..

    Tabii kimse böyle bir şeye kalkışmıyor..

    Ama ben bu durumdan haince bir keyf alıyorum.. Kötü biriyim.. . Kahvede bu merak, bu endişe devam etsin istiyorum..
    Kahvenin aurosunu bozdum.. Rahatını kaçırdım..

    Sonra içimden zaptedilmesi zor bir kahkaha geliyor.. Zor tutuyorum.. Bir de dışıma çıkarsa varya kahvedeki kriz iyice büyür..

    Çayın parasını tabağın kenarına bırakıp, kendimi zor sokağa atıyorum.. Motosiklete kadar gülmekten zor yürüdüm..

    Hay allahım yaa...!

    Ben niye böyle yapıyorum...?
    emremm, hknsaritas, Son Ütücü ve 2 diğerleri bunu beğendiler..

  17. #37

    Üyelik
    15 Aralık 2014
    Şehir
    Isparta
    Motosikleti
    Yeşil Kubazaki CR1
    Sayın hanımablaya bir şans verilmesi düşünülebilir... / Sayın hanımabla bir şans olarak görülebilir ...

    "İnsan insanın nefesidir..." (Dertli Divani'nin dinlediğim bir söyleşisinden.)

    Film olsa, senaristin bu konuya mutlaka geri dönmesini beklerdim, akış içinde... Evde kısalttırılacak kıyafet mutlaka vardır... Olmadı, eldeki kot pantolonlardan birinden diz seviyesi kısa pantolon yaptırılır... bahara ...

    Bahane mi yok ...

    Bize düşmez tabii senaristin yerine senaryoyu kaleme almak...

    Köylüler haklı ama Bara girdiğinde kimsenin umursamadığı Amerikan filmlerindeki gibi değildir bizim kırsalda, herkesin herkesi tanıdığı bir avuç insanın yaşadığı küçük yerleşim yerlerindeki kahvelerde, köy meydanlarında bir araya gelen Anadolu insanı; ... tanımak ister ...
    Vista86 ve Metehan07-70 bunu beğendiler.

  18. #38

    Üyelik
    19 Ocak 2016
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    Kawasaki Ninja 250 sl gitti MT 25 geldi
    Keyifle takip ediyorum. Kahveyi trollemissin cok iyi😀

  19. #39
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Dağ köyünden dönerken;

    Köyün olduğu yokuştan aşağı inince sebze tarlalarının olduğu uzun bir ova var..
    Tarlalara seralar ve tek tük bahçe evleri yapılmış..

    Bir tarlanın kenarındaki ağacın altında, iki sandık salatalık (hıyar) gördüm.... Gözüme güzel göründüler..


    Tarlada çalışanlara seslendim; “Bunlar satılık mı ?

    Yaşı büyük olan abla biraz yakına geldi; “Ne istiyorsun ?” dedi...

    “Bu salatalıklardan almak istiyorum...Kilosu ne kadar ?” dedim...

    “ Onlar kötü..” dedi..

    Nasıl olur tarladan toplanmış salatalar.... Yemin ediyorum markettekilerden çok iyiler...

    “Bana iki kilo kadar ver (terazi yok) .... Kaç paraysa vereyim...?” dedim..

    “Ne kadar istiyorsan al oradan... Para falan istemez... Zaten "hayvanlara" verecektik...” dedi...

    - !!!!!?????????

    Şimdi ben ne yapayım.. ? Almasamıydım..?

    Aldım....

    Ne durumda konduğumu yorumlayamıyorum...

    (Not: Yedim... Gerçekten salatalar harikaydı...)
    emremm, hknsaritas ve taglis bunu beğendiler.

  20. #40
    emremm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Ekim 2007
    Şehir
    İST.
    Motosikleti
    YBR125ESD(11)
    Alıntı Vista86 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    .............

    Şimdi ben ne yapayım.. ? Almasamıydım..?

    Aldım....

    Ne durumda konduğumu yorumlayamıyorum...

    (Not: Yedim... Gerçekten salatalar harikaydı...)
    İyiydi...


    REKLAM ALANI
2. sayfa BirinciBirinci 1234 ... SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)