Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
1. sayfa 12 SonuncuSonuncu

ÇOCUK YETİŞTİRMEK

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1

    Üyelik
    02 Temmuz 2017
    Biraz uzun ama sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim. Özellikle anne ve babalar. Bu arada yazıyı watsaptan bir arkadaş yolladı hoşuma gidince paylaşmak istedim.. Buyrun yazımıza..


    BÜTÜN ANNE BABALARIN VE EĞİTİMCİLERİN OKUMASI GEREKEN BİR YAZI ..

    Yurtdışına Dil öğrenimi ve eğitim için çıkmıştım.
    Türkiye’de daha önce ciddi hiçbir iş deneyimim yoktu, rahat bir öğrencilik hayatım olmuştu.. Yaşam masraflarını karşılamak için bir Restaurant’ta çalışmaktaydım. Benimle birlikte 14-15 yaşlarında yerli bir Lise öğrencisi çocuk daha çalışıyor, hafta sonları gece saat 10-11’e kadar bulaşık yıkıyordu. Acıyordum çocuğa. Arada izin veriyor, yerine ben yıkıyordum.
    Ülke refah düzeyi yüksek bir ülke idi. Birgün, çocuğa niçin çalıştığını sordum.
    “Yaşam masrafları için.. kiramı ödemem lazım,” dedi.
    “Kiminle kalıyorsun? Ailen ödemiyor mu kirayı,” dedim
    “Ailemle kalıyorum ve aileme ödüyorum.”
    ( İçimden ‘Vay acımasızlar,’ dedim) Bir yandan çocuğa üzülüyordum bir yandan da ona elimden geldiği kadar yardım ediyordum bizim oraların yüreğiyle ” Aman ezilmesin bu yavrucak,” diyordum.
    Haftalar geçti.. Birgün gazete okuyordum. Ülkenin vergi rekortmenleri listesi açıklandı. Tam gazete okuyorken çocuk ise geldi. Bana selam verdi içeri girerken. Ben de bir anda ” Bak bu adam sana ne kadar benziyor, ” dedim. Adam cidden benziyordu ama ben şaka yapıyordum.
    Yanıma geldi gazeteye baktı ” Babam, ” dedi. Bu sene 2. olmuş. Geçen sene 3. idi, ” dedi. İnanamadım. Çocuğun babası ülkede en çok vergi veren 2. zengin işadamıydı.
    Çocuğun ailesine karşı içimde duyduğum kızgınlık daha da artmıştı. “Şuna bak, ülkenin en zengin adamlarından birisinin çocuğu hafta sonu sabahlara kadar bulaşık yıkıyor, kirasını ve yaşam masraflarını karşılamak için uğraşıyor; ailesiyse yardım etmiyor,” diyordum. Çocuk beni çok severdi. Birgün doğum günü partisine davet etti. Gittim. Denize sıfır, harika bir villada yaşıyordu. Ailesi ve bütün arkadaşları oradaydı. Partide babası ile tanışma ve konuşma fırsatı buldum. İyi bir adama benziyordu. Sıcak kanlıydı, herkesle teker teker ilgileniyordu. Daha ceberrut bir baba bekliyordum karşımda. Konuşup konuşmamak konusunda içim içimi yiyordu.
    Kendimi tutamadım. Adama: Bu çocuğa niye sahip çıkmıyorsun, niye korumuyorsun dedim. Adam şaşkınlıkla bana bakarak, “Niçin böyle düşünüyorsun,” dedi.
    “Bu çocuk hafta sonları yanımızda bulaşık yıkıyor.”
    Adam şaşırdı: “Koruyorum işte,” dedi, “çalışıyor ve kimseye muhtaç değil. Yaşam masraflarını şimdiden kendisi çıkartıyor,” dedi. Kızgınlıkla, “Bu çocuğun okuması gerek. Kira alarak mı sahip çıkıyorsun bak şunun haline… Bizim de ailelerimiz var; bizim için herşeyi yapıyorlar. Bir de vergi rekortmenisin. Yazık şu yaptığına,” dedim.
    Adam önce şaşırdı ve sonra güldü. Daha sıcak bir ifadeyle, “Bak,” dedi, “sizin yardım etmek anlayışınızla, bizim yardım etme anlayışımız çok farklıdır. Balık vermek yerine balık tutmayı öğretmeyi tercih ediyoruz. Senin dediğin gibi bu çocuğun masraflarını ailecek biz karşılasak, bu çocuk rahat bir eğitim dönemi geçirir; ancak asalak, bencil, kibirli bir çocuk olur. Toplumla ve insanlarla hep problemli olur ve herkese üst perdeden konuşur. Evet kira alıyorum, yaşam masraflarını kendisi karşılıyor. Bana şükran borcu yok. Hayatın ne olduğunu biliyor. Hayat hep birşeylerin masrafını ödetmiyor mu sana? Bunu erken yaşlarda öğrenip, ona göre gerçekleri görmesi ve hayatını daha rasyonel temelde ona göre kurması olumsuz birşey mi?”
    Salonun daha sakin bir köşesine geçtik. Pencere kenarına kadar attığımız adımlar bitince adam devam etti:
    “Eğitim çocuğa harika bir kapı açabilir, bu sayede çok para da kazanabilir. Ancak meslek öğrenmesi insanları hayatı genç yaşta tanıması onu farklılaştırır, olgunlaştırır. Toplumda sadece kendisinin olmadığını ve öteki insanların da olduğunu fark eder. Eğitim insanı farklı bir yöne, meslek farklı bir yöne hazırlar. Kira almasam, bütün parası kendisine kalsa kazandığı parayı gidip uyuşturucuya, eğlenceye, alkole, kumara harcayacak. Kira sorumluluğu olduğu için bütçesini ona göre ayarlıyor. Bu yaşta bütçesini yönetebiliyor. Oğlum seni çok sever. Bahsetti. Çok iyi bir insanmışsın. Ona yardım ediyormuşsun. Üniversite okumuşsun, ancak iş yerinde bir domatesi bile kesemiyor,kızıyor ve küfür ediyormuşsun; elin birçok ise yatmıyormuş restaurantta. Oğlum komik hallerini anlatıp gülüyor. Biz de ailecek gülüyoruz. Ancak bir domatesi kesemiyorsan, yetiştirilme tarzın da eksiklikler var demektir. Bir yerde Üniversite diplomasi ile iyi bir iş bulabilirsin. Ancak hafife aldığın, basit gördüğün domates kesme işini yapan adamı aşağılarsın,” dedi.
    “ Yeri gelecek şu gördüğün bütün servetim bu oğlumun olacak. Çalışmadan servet sahibi olursa canavara dönüşür. Herkesi aşağılar. Bir işçinin nasıl iş yaptığını, nasıl işçi maaşı ile geçindiğini bilmez. Sürekli onlarda kusur arar, uğraşır durur. Ben bir evlat yetiştirmek istiyorum; bir canavar yetiştirmek istemiyorum. Sadece eğitimi önemsiyorsunuz. Mesleği önemsemiyorsunuz. Eğitim ne yapacağını öğretirken, mesleki tecrübe başkalarıyla birlikte nasıl yapacağını öğretir. Meslek sayesinde egoyu atar. İş yapabilme yeteneği ile özgüveni gelişir. Hem yetenekleri çoğalır, hem insanları anlar,’ dedi.
    Söyledikleri çok etkilemişti.
    Gelelim bana… Kendi hikayemi anlatacağım ama bilin ki bu hikaye neredeyse hepimizin hikayesi… Bütün eğitim dönemimde ailem masraflarımı karşıladı. Hiç çalışmadım o dönemler. Durmadan kitap okudum,durmadan dolaştım, eğlendim ve durmadan siyaset yaptım.. Birçoğunuz gibi çocukluğun ilk günlerinden ” Büyük adam olacak, ya da ünlü adam olacak, ” diye yetiştirildim.
    Bizim gibi toplumlarda, “Büyük devlet adamı, kurtarıcı vs” gibi yetiştirilen çocukların durumunu destekleyen bir de rüya görülür. Bir yakınımız, biz çocukken rüyasında büyüyünce çok büyük bir adam olacağımızı görür. Ya bu rüyayla ya da çocukken söylediğimiz bir sözün keramet alameti sayılmasıyla hepimiz ayrıcalıklı, üstün ” Büyük adam” adayı olarak yetiştiriliriz. Doğu toplumlarının destan, efsane ve masal toplumları olması, kahramanlık temasının bu efsanelerde, masallarda ve destanlarda çok yüklü olması da başka bir faktördür.
    TR’deyken herhangi bir kitabı okuyup bitirince, “Çok güzel bir kitap ama birşey eksik yine,” derdim. Cevabını yurtdışında buldum: ” Hayatın kendisi eksikti..
    Beğendiğim bütün hikayeler, bütün sonuçlar bütün deneyimler ne kadar güzel olursa olsun bana değil, başkalarına aitti. Başkalarının tecrübeleriyle geldiği sonuçtu okuduğumuz kitaplardaki öyküler, romanlar ve tavsiyeler…
    Gelelim bizim anne ve babalarımıza..
    Bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum…
    Bizim annelerimiz ve babalarımız çok iyi insanlar, ancak çok “kötü” anne ve babalar. Çocukları gerçeklere göre değil, hayallere göre yetiştiriyorlar. Batı’da çocuk hayallere göre değil, gerçeklere göre yetiştiriliyor. Gerçekleri daha erken gören çocuğun hayalleri de daha gerçekçi oluyor. Gerçekçi olunca gerçekleştirilme oranları da hayliyle yüksek oluyor. Ailemizin bir yanlışı var. Anne babalarımız sebebi ne olursa olsun hayatta kendi gelemedikleri yerlere bizleri getirmeye çalışıyorlar. Çocuklarından kahramanlar, kurtarıcılar çıkartmaya çalışıyorlar.
    Hiçbir annenin ve babanın hayatta kendi gelemediği yere çocuğunun gelmesini beklemek gibi bir hakkı yoktur. Bu arzu çocuğun yaranına görünse ve masum gibi dursa da değildir. “Senin için neler çektim. Sana verilen imkanları kimsenin çocuğu göremedi. Saçımı süpürge ettim,” gibi anlayışlar son derece zarar vericidir.
    Annelere babalara şunu söylüyorum. Çocuğunuz için fedakarlık yapmayın. Onu da küçük yaşta hayata atın. Hem sorumluluk alsın hem de görsün herşeyi. Bizde çocuk 23-25 yaşlarında Üniversiteyi bitiriyor ve hayatı öğrenmeye ancak mezun olunca başlıyor. Batı’da üniversite bitiren çocuk eş zamanlı olarak çalıştığı için hayati da bir bakıma görmüş, öğrenmiş oluyor. Bizim Doğu toplumlarında çocuk sürekli korunduğu ve sürekli olağanüstü hayallerin varisi olarak yetiştirildiği için ” Egoist” oluyor.
    Birgün parkta küçük bir çocuk seviyordum, “Büyüyünce ne olacaksın?” diye sordum. Annesi güldü. Sonra bir daha sordum, bu sefer memnuniyetsiz bir ifade belirdi yüzünde. “Çocuğa böyle sorular sormayın. Ne olacağına yıllar sonra hayatı görüp karar verecek. Şimdiden kafasının bununla meşgul olması anlamsızdır. Şu an öğreneceği şey ayakkabılarını bağlamak, yatağını toplamak, tabağını yıkamak gibi disiplin ve organize edici şeyler yapmak; bir de çocukluğunun tadını çıkartmak.
    Batı’da çocuğa ilk yatak toplamayı, ayakkabılarını bağlamayı öğretirler. Önemlidir bu. Hergün yatağını toplayan çocuk düzen, disiplin öğrenir. Bizde düzen, disiplin, system,organizasyon öğretilmez. Bütün hayatımız boyunca en büyük eksikliğimizdir aslında. Herşeyi anne baba yapar. Çocuk geleceğin dehasıdır, büyük adamıdır, kahramanıdır ya da kurtarıcısıdır, yeter ki ezilmesin.
    Özgüven, insanın yaptığı işlerden, uğraşlardan, becerilerden, yarattıklarından, ürettiklerinden gelmektedir. Bizler uzun süre hiç çalışmıyoruz yaratmıyoruz, üretmiyoruz da. Batı’da çocuk küçük yaşta kendine uygun işlerde çalışarak önce ÖZGÜVENİNİ gelştiriyor.
    Biz de, çocuk sürekli korunarak ve aşırı övülerek EGO’su olağanüstü şekilde şişirilmektedir. Bizler büyük adam, olarak yetiştirildiğimiz için daha çok EGOİST, bencil ve kibirli oluyoruz. Buna rağmen iş yeteneğimiz ve becerimiz olmadığı için ÖZGÜVEN’imiz çok daha azdır.
    Egoizmin, kibirin pan zehiri küçük yaşta becerimizi, iş yapabilme yeteneğimizi, başkalarıyla ortak hareket edebilme tecrübemizi geliştirmek, yani yaşamla ve gerçeklerle erken tanışmaktır. Tanıdığım ne kadar üst düzey müdür ve yönetici varsa hepsi zamanında bulaşıkçılık, cafe işçiliği, benzincilik gibi bizim hor gördüğümüz işleri yapmış. Zengin fakir hepsi çalışmış. Toplumun her tabakasıyla empati kurabilme yeteneğini bu yüzden geliştirmiş.
    Şu an ne zaman dışarıdan yiyecek alsam ve gittiğim yer kalabalık olsa, servis yapan elemana hep “Acelem yok, rahat ol; önce öteki müşterile bak,” derim.Çünkü o adamın o an neler yaşadığını iliklerime kadar bilirim. İlk geldiğim yıllar ben de o işi yapıyordum. O duyguyu her haliyle tecrüb etmiştim. EMPATİ ancak böyle öğretilebilir, diye düşünüyorum. Bizim ÖZGÜVENİMİZ yok. Çünkü becerilerimiz, hünerlerimiz, iş yapabilme yeteneklerimiz, kendimize yeterliliğimiz ve bunun yanında başkalarıyla birlikte ve eşit yaşama duygularımız pek gelişmemiş.
    O yüzden daha çok EGOmuz var. EGO ile ÖZGÜVEN tamamen ters orantılıdır. Ancak hep birbiriyle karıştırılır. Egoist bir insanın kibri yüksek Özgüven sayılır. EGOİST insanlara bakın, ÖZGÜVENLERİ olmadığı için sürekli kibir abideleri gibi dolaşırlar. Ancak ellerinden hiçbirşey gelmez. Birçok şeyi beceremezler. Hep başkalarını suçlayarak ezerler. Hayatta çocuğu hayata hazırlamanın en güzel yolu, onu hayatla en kısa zamanda tanıştırmaktır.
    Hayatla en kısa zamanda tanışmak çocuğa, insanlar arasındaki ilişkileri, kazandığının değerini bilmeyi, bedel ödemeyi öğretip, geleceğe yönelik önemli kararları almak hususunda son derece de gerçekçi olmasını sağlayacaktır. Bizde yanlış bir anlayış var: Çalışan çocuk okumaz deyip çocuğu hiç ise vermemek, ya da bir iş yerine, “Eti senin kemiği benim,” diyerek verip, gizliden tanıdık patrona çocuğu ezdirmek.
    İkisi de çok yanlış bakış açıları…
    Haftada 1-2 gün 3-5 saatte olsa çocuğunuzu ise verin.
    Topluma ” Sen benim kim olduğumu biliyormusun? ” diyen ve kendisinden daha güçsüz gördüklerini ezen, onlara parayla, güçle, lüksle hava atan bir canavar yetiştirmek istemiyorsanız bir konfeksiyoncunun, marangozun, kasabın, manavin, tamircinin hayatını tecrübe etmiş bir çocuk yetiştirin; EMPATİ böyle edinilir, başka reçetesi yoktur.
    Doğu toplumları yaşadıkları sorunların kaynağını yönetimde, Batı toplumları üretimde aramaktadır. O yüzden bizler çocuklarımızı hep “üstün yöneticiler” olmaya yetiştiririz. Ülke meselelerini üretim (ekonomi) değil, hep yönetim (siyaset) boyutuyla tartışırız. Üretim yapılarını değil, yönetim yapılarını hedef alırız.
    Çocuklarınızı yönetici olmaya değil, önce üretici ve katılımcı olmaya yetiştirin.
    Bırakın çocuğunuz kendi yeteneklerine, becerilerine ve tecrübesine göre kendisi seçsin hayatta izleyeceği yolu. Lisede zaman bulabildikçe hafta sonları, yaz tatilleri çalışan çocuk hem insanları, hem hayatın nasıl kazanıldığını hem kendi becerilerinin neler olduğunu öğrenecek.
    Yani hem toplumu hem kendisini tanıyacak.
    Lise sonrası eğitim veya çalışma hayatında en doğru tercihi yapacak. Yarın çok büyük bir makam, mevkide elde etse, karşısına çıkan alt tabakadan insanları ezmeyecek, onları kendi geçmişinden tanıyacaktır.
    mavzer-i, YasinC, potasyum ve 3 diğerleri bunu beğendiler..


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    uzay gemisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Ocak 2017
    Şehir
    İstanblue
    Motosikleti
    09
    Ne çocuk yetiştirmeyi nede yapmayı düşünüyorum ama yazıyı usenmeden okudum. Birebir aynısı olmasa da benzer şekilde yetiştirildim. Yasitlarimdan üniversite mezunu adamları toplayıp bir eve koysan açlıktan ölürler, ellerinden hiçbir iş gelmez. Onlar için bir şeylerle uğraşmak starbucksta otururken 25 liraya kahve içip check-in yapmak.

  3. #3
    Mersin İl Temsilcisi yürekçe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    02 Ağustos 2006
    Şehir
    Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam
    Motosikleti
    Cân ile hem cahan, dehr ile hem zaman
    Hayat beni 10 yaşımdan beri çalışıp okumaya zorladı diye bakarken, 40'lı yaşlara geldiğimde bunun büyük bir ians plduğunu öğrendim..
    Bu arada, bu yazı kimden alıntı? Keşke emek sahibini de belirtseymişsiniz

    Sizin de emeğimize sağlık
    retox70 bunu beğendi.

  4. #4
    hokahey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Kasım 2016
    Şehir
    papua yeni gine
    güzle bir yazi, teşekkürler.

  5. #5
    KUVVETMİRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Temmuz 2008
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    xt 600
    bizim millete yıllar sürecek terapiler ilazım.
    bugün başlasak 2030'a kabası biter.

  6. #6
    hasmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Kasım 2015
    Şehir
    Amerika
    Motosikleti
    SD 1290R
    Biraz fazla idealize bir yazı olmuş. Doğruluğu yanlışlığı tartışılır. Ancak ana fikir olarak doğru olduğunu söyleyebilirim. Üniversitede okuyan bir çok genç çalışıyor Amerika'da. Garson, kasiyer, kütüphane, şirketlerde ayak işlerinde vs. Ve iyi iş yapıyorlar. İşlerine saygı duyuyorlar.

    İlginçtir, Türkiye'de iyi doktor, iyi mühendis çok, ama iyi garson çok az.

  7. #7
    YasinC - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Ekim 2016
    Şehir
    Ankara
    Alıntı hasmet adlı üyeden alıntı
    .


    İlginçtir, Türkiye'de iyi doktor, iyi mühendis çok, ama iyi garson çok az.
    Bence diğer dedikleriniz de pek az

  8. #8
    KUVVETMİRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Temmuz 2008
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    xt 600
    Alıntı YasinC adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bence diğer dedikleriniz de pek az
    hasmet de watercolours gibi, dünyayı klavye başında anlamlandıran hijyeniklerden.
    neredeymiş o iyi tohtor, iyi mühendiz?

  9. #9
    jimi_hendrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Temmuz 2015
    Motosikleti
    Yohhh
    Alıntı YasinC adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bence diğer dedikleriniz de pek az
    Bugün RWTH AACHEN de okuyan bir çocuk teknik resim öğrenmek için bana geldi. Bizim itüdeki 1. hafta dersi için "çok ileri" dedikten sonra nasıl bir seviyeye ineceğimi şaşırdım. Bu yüzden dediğinize katılmıyorum. Teorikte hiçkimsenin bilmediğini öğretim sınavda soruyorlar ama dışarıda çalışmayı da unutturuyorlar.
    "ONE DAY YOU WILL WALK ALONE"

  10. #10

    Üyelik
    02 Temmuz 2017
    Alıntı yürekçe adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Hayat beni 10 yaşımdan beri çalışıp okumaya zorladı diye bakarken, 40'lı yaşlara geldiğimde bunun büyük bir ians plduğunu öğrendim..
    Bu arada, bu yazı kimden alıntı? Keşke emek sahibini de belirtseymişsiniz

    Sizin de emeğimize sağlık
    İnanın bilmiyorum banada biri yolladı aynı şekilde onada başkası yollamış. Bana yollayan arkadaşla yurt dışı hayallerimiz vardı. Ben geldim Almanya’ya o da zemin hazırlayıp öyle gelecek.

  11. #11
    jimi_hendrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Temmuz 2015
    Motosikleti
    Yohhh
    stuttgart üni de okuyan başka bir çocuğa ısı geçişi çalıştıracaktım. Alman üniversitesi zordur zannederek bizim sınav sorularını ve çözümlü örnekleri götürdüm. Şimdi köprüye intihar etmeye gidiyor...
    "ONE DAY YOU WILL WALK ALONE"

  12. #12
    YasinC - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Ekim 2016
    Şehir
    Ankara
    Alıntı jimi_hendrix adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bugün RWTH AACHEN de okuyan bir çocuk teknik resim öğrenmek için bana geldi. Bizim itüdeki 1. hafta dersi için "çok ileri" dedikten sonra nasıl bir seviyeye ineceğimi şaşırdım. Bu yüzden dediğinize katılmıyorum. Teorikte hiçkimsenin bilmediğini öğretim sınavda soruyorlar ama dışarıda çalışmayı da unutturuyorlar.
    Alıntı jimi_hendrix adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    stuttgart üni de okuyan başka bir çocuğa ısı geçişi çalıştıracaktım. Alman üniversitesi zordur zannederek bizim sınav sorularını ve çözümlü örnekleri götürdüm. Şimdi köprüye intihar etmeye gidiyor...
    Jimi bu dediklerini biliyorum trigonometri gibi konuları bile çoğu avrupa ülkesi üniversite de gösteriyor. Bizde üniversiteye geçiş sınavında soruluyor. Ancak bu yetiştirilen öğrencilerin seviyesini belirlemiyor maalesef. Öyle olsaydı tanıştığım iş dünyasındaki kişilerin yarısından çoğunun diplomasını elinden al hiç bir iş sahibi olamaz.

    Üniversite eğitimden vermekten çok ufuk açma yeridir.

  13. #13

    Üyelik
    11 Eylül 2012
    Şehir
    Türkiye
    Motosikleti
    Yamaha X-Max 250
    Alıntı KUVVETMİRA adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    hasmet de watercolours gibi, dünyayı klavye başında anlamlandıran hijyeniklerden.
    neredeymiş o iyi tohtor, iyi mühendiz?
    1 tanesini ben tanıdım, hacettepe mezunu bir çocuktu,mecburi hizmette ahırdan bozma bir evde 2 sene beraber yaşadık,biter bitmez soluğu ABD'de aldı,orada moleküler genetik üzerine kürsü başkanı oldu ve Nobel Tıp ödülüne aday gösterildi.Arada bir tatile gelir, ne zaman geleceksin buralara derim,bıyık altından güler. Anlıyorum onu.Biz milliyetçilik yaptık tabii zamanında.

  14. #14
    hasmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Kasım 2015
    Şehir
    Amerika
    Motosikleti
    SD 1290R
    KUVVETMİRA yasaklı listemdesin, göremiyorum yazdıklarını. Arzuladığın üzere tepki çekince birileri alıntılıyor, o zaman görüyorum, istemesem de.

    İnsanları yargılamayı ve tepeden bakmayı bırakırsan haber ver, çıkarayım seni yasaklı listemden. Zaten senden başka kimse de yok.

  15. #15
    shooter1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    28 Temmuz 2013
    Şehir
    Manisa
    aman çocuğum üzülmesin hemen alalım sıfır r25

  16. #16
    Samet Ağır - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Nisan 2008
    Şehir
    istanbul pendik
    Motosikleti
    YAMAHA YZF 1000 thunderace ,NC 750 S
    Arap şeyhinin oğlu istanbulda üniversite okumaktadır. Bir süre sonra eve mektup yazar.
    Baba durumum ve okulum iyi. Ama arkadaşlarım okula tramvayla giderken ben limuzinle gidiyorum ve utanıyorum. İzin verirsen bende tramvayla gitmek istiyorum.
    Bir hafta sonra mektuba cevap gelir
    Oğlum sakın utanma sana bir miyon dolarlık bir çek yolladım,hemen kendine bir tramvay al...

  17. #17

    Üyelik
    02 Temmuz 2017
    Alıntı Samet Ağır adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Arap şeyhinin oğlu istanbulda üniversite okumaktadır. Bir süre sonra eve mektup yazar.
    Baba durumum ve okulum iyi. Ama arkadaşlarım okula tramvayla giderken ben limuzinle gidiyorum ve utanıyorum. İzin verirsen bende tramvayla gitmek istiyorum.
    Bir hafta sonra mektuba cevap gelir
    Oğlum sakın utanma sana bir miyon dolarlık bir çek yolladım,hemen kendine bir tramvay al...
    Babası Zengin olmuş ama adam olamamış )

  18. #18
    jimi_hendrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Temmuz 2015
    Motosikleti
    Yohhh
    Alıntı YasinC adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Jimi bu dediklerini biliyorum trigonometri gibi konuları bile çoğu avrupa ülkesi üniversite de gösteriyor. Bizde üniversiteye geçiş sınavında soruluyor. Ancak bu yetiştirilen öğrencilerin seviyesini belirlemiyor maalesef. Öyle olsaydı tanıştığım iş dünyasındaki kişilerin yarısından çoğunun diplomasını elinden al hiç bir iş sahibi olamaz.

    Üniversite eğitimden vermekten çok ufuk açma yeridir.
    Valla ufkumu çok iyi açtılar. bi an önce kaçmayı planlıyorum.
    "ONE DAY YOU WILL WALK ALONE"

  19. #19
    bindiregandi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    19 Ağustos 2015
    herkes küçük adam olabilir ama herkes büyük adam olamaz. kolaydan başlamış.

  20. #20
    KUVVETMİRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Temmuz 2008
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    xt 600
    Alıntı hasmet adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    KUVVETMİRA yasaklı listemdesin, göremiyorum yazdıklarını. Arzuladığın üzere tepki çekince birileri alıntılıyor, o zaman görüyorum, istemesem de.

    İnsanları yargılamayı ve tepeden bakmayı bırakırsan haber ver, çıkarayım seni yasaklı listemden. Zaten senden başka kimse de yok.
    hasmetmeap istemiyor diye tepeden de mi bakmayak gardaş?
    yasağımı kaldır, darılırım bak

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 11:58 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:48 ----------

    Alıntı jimi_hendrix adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bugün RWTH AACHEN de okuyan bir çocuk teknik resim öğrenmek için bana geldi. Bizim itüdeki 1. hafta dersi için "çok ileri" dedikten sonra nasıl bir seviyeye ineceğimi şaşırdım. Bu yüzden dediğinize katılmıyorum. Teorikte hiçkimsenin bilmediğini öğretim sınavda soruyorlar ama dışarıda çalışmayı da unutturuyorlar.
    yav birader sen de kompleksli misin nesin, hep bi iyi mühendis vurgusu.
    bi dur hele, öğrenci değil miydin sen daha düne kadar?
    kaç mühendis tanıdın, ne mühendislik yaptın da ahkam kesiyon mübarek?
    komşunun alman oğlunun seviyesine nasıl ineceğini şaşırmış, bahele

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 12:01 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:58 ----------

    Alıntı drtayfun adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    1 tanesini ben tanıdım, hacettepe mezunu bir çocuktu,mecburi hizmette ahırdan bozma bir evde 2 sene beraber yaşadık,biter bitmez soluğu ABD'de aldı,orada moleküler genetik üzerine kürsü başkanı oldu ve Nobel Tıp ödülüne aday gösterildi.Arada bir tatile gelir, ne zaman geleceksin buralara derim,bıyık altından güler. Anlıyorum onu.Biz milliyetçilik yaptık tabii zamanında.
    abi ben de bi keresinde kıymalı pide yemiştim, garson çok kibardı, kolonyalı mendil filan getirdi yemek bitince.
    eee, memleketin mühendizinin, tohtorunun hal-i pür melali hakkında malumatı buralardan mı edineceğiz?
    sen de doktorsun galiba,
    doktorların o gereksiz "doktor" vurgusunu rumuzuna kadar taşımışsın.
    o yüzden "bizde bi sıkıntı yok, memlekette kıymetimiz bilinmiyor" şarkısını çalmak istiyorsun.
    hayır bilmesek yiyeceğuk

    arkadaş, kimse üstüne alınmıyor da yazıda eleştirilen dünün çocukları, bugünün yetişkinleri işte,
    sen, ben, drtayfun...
    memleket zafiyetleri sözkonusu olunca herkes saylonluyu oynuyor.


    REKLAM ALANI
1. sayfa 12 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)