Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

coğrafyamızın hastalıkları-1 çocuk düşkünlüğü

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1
    KUVVETMİRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Temmuz 2008
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    xt 600
    bence malumun ilamı ama bir o kadar da farkında olmayanı var.
    evet; hastalık derecesinde çocuk düşkünlüğü.
    modereni köylüsü, ihtiyarı genci...
    gençliğinin en randımanlı çağındaki delüğanlılar bile babaannem gibi, çocuğunu kucağına alıp koklamanın hayalini kuruyor!
    30 yaşında adam "bundan sonra çocuklarım için yaşıyorum" gibi düsturlara sığınıyor.

    bahsettiğimiz de bizim bebeler ha,
    hani şu korunaklı yetişmekten 15 yaşında bile ayakkabısını anasına bağlatan, istediği olmayınca kart sesiyle böğür böğür ağlayan bebeler.
    bunları bu hale koyan da biziz,
    ay aman düşecek, vay terlemesin, yimaanı yidin mi yavrım...
    bebe oluyor sana sorun yumağı.
    o da bu kıymetli bilgileri kendi bebesine aktarmak suretiyle silsileyi devam ettiriyor.

    yav güzel kardeşlerim;
    gelecek nesilleri mahrum bırakmak istemeyeceğiniz çok şahane genleriniz mi var ki neolitik çağın "soyum yürüsün" kafasındasınız?
    siz de sümüklüydünüz, ağlak bebeleriniz de sümüklü olacak!

    ortalık 30'unda kendini çocuğuna adamış adamlardan, çocuğun sağlığı, geleceği için endişelenmekten rengi solmuş kadınlardan geçilmiyor.
    hal böyle olunca; hayat enerjisini "biz yaşayamadık, evladımız yaşasın" düsturuyla bebesine devreden sonu gelmeyen nesiller...
    hayattan bütün beklentisi çocuğuna iyi bir gelecek hazırlamak olan, bi daire bırakmak olan insanlar var.
    burada bi sıkıntı var.

    demedi demeyin.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2

    Üyelik
    17 Eylül 2017
    Sizin çocuğunuz var mı bilmiyorum ama, ülkemiz ebeveynleri için, çoçuğunun sağlığı,geleceği için endişelenmekten doğal ne olabilir ki?
    Şahsım adına her konuda üzerine titriyorum, ha evet çocuklarım için de yaşayacağım.
    Kusura bakmayın konunuzu çok garipsedim.
    Saygı duyarım.

  3. #3
    Thracian - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Haziran 2012
    Şehir
    Lüleburgaz-Bursa
    Alıntı eskmeta adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Sizin çocuğunuz var mı bilmiyorum ama, ülkemiz ebeveynleri için, çoçuğunun sağlığı,geleceği için endişelenmekten doğal ne olabilir ki?
    Şahsım adına her konuda üzerine titriyorum, ha evet çocuklarım için de yaşayacağım.
    Kusura bakmayın konunuzu çok garipsedim.
    Saygı duyarım.
    @KUVVETMİRA hiç ilgilenmeyin endişelenmeyin dememiş ki.Bu ilgi ve endişenin fazlası zarar demiş.

    Normalde olması gereken bir bireyin 18 yaşına geldiğinde kendi başının çaresine bakacak,kendi ayakları üstünde duracak hale gelmesidir.Ama ne yazık ki ülkemizde anne ve babalar abartı derecede çocukların üstüne titriyor.Sonuçta büyüyünce kendine güveni olmayan,kendi başının çaresine bakamayan zayıf karakterli mutsuz ve depresif şahıslar yetişiyor.İstediğiniz psikoloji,pedogoloji uzmanına sorabilirsiniz size farklı bir şey söylemez.İlginin azı da zarar fazlası da zarar.Tam ayarını tutturmak lazım.

    Bizi annelerimiz babalarımız son derece sert ve disiplinli yetiştirdi ama sevgiyi ve ilgiliyi hiç eksik etmediler.Ben ilkokul 4 e giderken babamla gider çadır kurardık kamp yatardık.Çadırı ben kurar ben toplardım.Şimdiki nesil gibi sınırsız harçlığımız yoktu,her istediğimiz anında alınmazdı.Para biriktirip toplayıp kendimiz alırdık.Şimdiki nesillere bakıyorum kendi ayakkabısını bile bağlamaktan aciz,her istediğini hemen elde ettikleri için hiç bir şeyin değerini bilmiyorlar,her şeye kolay eriştikleri için kolay kolay mutlu olmuyorlar.
    drtayfun bunu beğendi.

  4. #4
    Metilen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Ağustos 2016
    Şehir
    Denizli
    Genetik olarak her canlı neslinin devamını ister bunda garipsenecek bir durum yok. Olay gen aktarımı yoluyla ölümsüzlüğe ulaşmak. (Henüz öldükten sonra olan bitenle ilgili kesin bir malumatımız yok. Bu gen aktarımı ölüm sonrasında da işe yarıyor olabilir )

    Yaşlanınca bana baksın, birbirlerine sahip çıksınlar diye çocuk yapanların yanında, "ucuz iş gücü" gibi gayet art niyetli sebeplerden 3-5-10 çocuk yapan/yapılmasını öğütleyen insanlarda mevcut. Doğru yetiştirebileceği kadar çocuk yapmaksa her insanın hakkı. Benim boş zamanım çok diyen adam on tane yapsın. Çocuğuyla bütün ilişkisi günde 12 saat mesai yapıp, eve geldikten sonra "lan sısın bi" den ibaret babanında şeyi düşsün (libidosu) bi yeri bağlansın (basireti). Tek meziyeti çocuğu 9 ay karnında taşımak olan, kendinden önce bebek arabasındaki çocuğunu kaldırımdan akan trafiğe süren, sokak kedisi kadar yavrusuna sahip çıkmayı beceremeyen kadının da... neyse kafanıza göre doldurun boşlukları

    Velhasılıkelam, eğitim şart.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 13:26 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:15 ----------

    Bu arada konunun çocuklara düşkünlük kısmına dair bir şey söylememişim. Sadece yapılış amacı hakkında konuşmuşum. Yarım kalmasın. KuvvetMira' nın bahsettiği çocuklara düşkünlüğü genellikle ilk çocuklarda görüyoruz. İkinci çocuklar daha bi rahat, daha bi saldım çayıra büyüyorlar. Vakti zamanında bunun sebebini sorduğumda (ilk çocuğum efenim) "sende tecrübesizdik, kardeşinde tecrübe sahibiydik" cevabı aldım. "İlk çocuk kobay mı ulen?" serzenişimi ise gülüşmeler ve şakalarla geçiştirdiler.

    Avrupa' da bunun tam tersi bir eğilim olduğu genelde söylenegelir. "Avrupada 18 yaşından sonra çocuğu sokağa atıyular" şeklinde. Gelişmiş sosyal güvencelerin bulunduğu demokratik, sosyal, hukuk devletlerinde 18 yaşına gelmiş bir bebe hayata atılabilecek temel becerileri elde etmiş ve toplum/devlet, sonrası için bireyi desteklemeye hazır durumdadır. Bu yüzden millet 18 yaşına gelmiş bebesini güvenle bireyselliğe kanalize edebilir. Zira 18 yaşındaki bebenin parttime fastfoodcuda çalışarak kazanacağı para en azından kendi temel ihtiyaçları için yeterli olacakken bizde 18 yaşında bebe anca kaportacıya verilip yağın pisin içinde burnunun sürtmesi sağlanır. Tüm bunlara rağmen ecnebilerde de 18 yaşında bebelerin sokağa salınması pek de yaygın değildir.

    Ek: Bırakın kendine bakmayı "Kamu Yönetimi" mezunu olarak gerekirse hepinize bakabilecek donanıma sahibim. Parti kurayım, oy verin. O derece yani. Ha hala üstüme titreniyor mu? Titreniyor. Koca sülalenin ilk göz ağrısı olmak zor zenaat
    Osm@n bunu beğendi.

  5. #5
    toreador - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    04 Nisan 2010
    Şehir
    Samanyolu
    Motosikleti
    Yamaha Tracer 700
    Yeryüzünün en bencil insanlarının ebeveynler olduklarını düşünüyorum.

    Biraz Nazi-vari bir fikir olacak, ancak hiç kimse ortaya çıkacak mahsulün fiziki bir engel sahibi olması ihtimali üzerine 2 saniye dahi düşünmeden doğrudan olayı icra ediyor.

    Kimi zaman görüyordum televizyon izlediğim dönemlerde, genetik sebeplerle boyu kısa kalmış (1.10-1.20'lerden söz ediyorum) iki insanın bir araya gelerek, çok mutlu bir hayat sürmeleri üzerine kurgulu haber başlıkları görüyordum ve röportaj demeçlerinde "çok mutluyuz, 2 çocuk istiyoruz" gibi bir cümle sarf ettiklerine tanık oldum.

    Mutlu bir hayat yaşamış da olsalar, dünyanın en mutlu insanı dahi olsalar; dünya şartlarında kimsenin tahmin edemeyeceği zorluklar ile mücadele etmek zorunda kaldıklarına kuşkum yok. Yalnızca ebeveynliğin tadına bakmak için "mutluyuz" maskesi altında, bile bile aynı şartlarda bir canlıya hayat vermenin, ben hiçbir mantığını göremiyorum.

    Ebeveynlik, tamamen içgüdüsel bir unsur. Karnını doyur, hayatta kal, üre. Ben istemiyor muyum çocuk sahibi olayım? Bir kız çocuğumun olmasını çok arzu ediyorum, fakat mevcut şartlara baktığım dünyaya getireceğim canlının yaşam koşullarını mükemmele yakın şekilde sağlayamayacağımı bilerek, bu işe giriş yapmıyorum. Eğitimi dahi büyük mesele iken, aynı zamanda sağlığını da düşünmek gerekiyor.

    Geçen hafta sonu sahilde insanları gözlemlerken gözüme ilişti, bir çocuk canı çıkarılıyormuş gibi çığlıklar atarken, babası ısrarla denize sokup suyla ıslatma peşinde. Bir kaç farklı örnekten sonra anladım ki; her ne kadar şefkat, sevgi ya da benzeri kelimelerle süslesek de aslında insan, gücü, dominantlığı seviyor bu ilişkilerde. Hayatı, kendisine bağlı olan bir başka canlının üzerindeki kontrol hissi, onu kendi arzu ettiği biçimde öğretilerle şekillendirip, koyduğu yasaklara uymaması durumunda cezalandırma arzusu.

    Muhakkak "bu cezalar, yasaklar hep karşıdaki canlının iyiliği için" gibi anti-tezler ile karşılaşsam da doğal ortamında bir ağaç dibini ya da otlak bir yeri tercih eden köpeği tasmasından bir anda çekip "hayır paşa, hayır dedim oraya yapma" naralarıyla kendi istediği yere dışkısını yapmaya yönlendirme ile aynı unsurdan söz ediyor olduğumu dile getirmek isterim.

    Nietzsche'nin bahsini ettiği "üst insan" olmamıza daha çok uzun zamanlar var. Hala ilkel, hala içgüdüseliz.
    Thracian, fatih.met ve Metilen bunu beğendiler.

  6. #6
    KUVVETMİRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Temmuz 2008
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    xt 600
    içgüdü meselesine dair;

    sayın arkadaşlar, bahsi geçen konu üreme içgüdüsüyle açıklanabilecek olsa coğrafi farklardan bahsedemezdik.
    yaban diyar görmüş arkadaşlar yakinen şahit olmuşlardır,
    rus'un, alman'ın, norveç'linin, arap'ın ya da aborjin'in çocuk yaklaşımıyla bizim vatandaşınkisi çok farklı.
    bırak rus'u polonyalı'yı;
    mardin'den ankara'ya 1000 km yol geldiğimizde bile çocuk sahibi olma ve yetiştirme alışkanlıklarıyla alakalı veriler tepetaklak oluyor.

    aynı zaman diliminde 1000 km gidince genetik mutasyon mümkün olamayacağına göre konu alabildiğine kültüreldir.
    drtayfun bunu beğendi.

  7. #7
    freelancer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Mart 2016
    Idiocracy filmini izlemişsinizdir belki; filmin ana unsurlarından biri Fatih hocanın son mesajda değindiği şeylerden biri. Zeka seviyesi arttıkça üremenin azaldığı, yani daha yüksek zekalı çiftlerin daha az çocuk yaptığı yönünde. Yüksek zeka seviyesi beraberinde genellikle daha iyi yaşam standartları, dünya görüşü ve öngörü getirdiğinden (genellikle dedim, çünkü ortada hem başka parametreler var, hem de birden fazla zeka türü), gerçekten de zeki çiftler bakamayacağı çocuğu dünyaya getirmenin peşinde değil. Hatta bakabilecek durumda olsa dahi dünyaya dair endişeleri ve/veya çocuğa gerektiği gibi zaman ayıramayacak olma düşüncesi bu çiftleri alıkoyuyor.

    Zira filmin başında gösterilen, IQ puanları (zekanın kesin göstergesi değildir ama olsun) arasında hatrı sayılır farklar olan iki çiftin daha zeki olanı bir türlü çocuk yapmaya karar veremezken; daha az zeki olanı kısa sürede çift olmaktan çıkıp çok kadınlı bir ilişkiye dönüyor (polygyny).

    Her neyse, sonuç olarak, dünyanın IQ ortalaması gittikçe düşüyor ve kendilerini bir anda 500 yıl sonrasında bulan, günümüz şartlarında ortalama zekalı iki insanı, kendini garip maceralara sürüklenirken buluyor. Ben film özeti yazmaya başlayayım en iyisi

    Değinmek istediğim bir diğer noktaysa yine bununla bağlantılı: düşük gelirine rağmen bol bol çocuk yapan birine devlet eliyle yapılan yardım; yani bir anlamda çocuk yapmayanın bile çocuk yapana destek çıkma zorunluluğu. Herkesin üremesine, toreador'un dediği gibi biraz Nazivari olacak ama, belki de izin verilmemesi lazım. Herkesin üremesine izin vererek doğal seçilimin çalışmasını, gen havuzunun zamanla iyileşmesini önlüyoruz. Tersi insanlığa yaraşır mı bilmiyorum; sonuçta mağara adamı değiliz lakin yine de herkesin ürememesinde fayda var. Tabii kimin üreyip kimin üremeyeceğine karar verecek mekanizma da apayrı bir tartışma konusu olacaktır.

    Şu da dikkatimi cezbetmedi değil; Fatih hocamın canı sıkılıyor herhalde bugünlerde, iki gündür toplumsal meseleleri irdelerken buluyorum kendisini ayrı başlıklar altında

  8. #8
    kurubuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Aralık 2008
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    CBF1000FA
    Ben de o hastalıktan muzdaripim başgan. 5 yıldır çocukların yüksek eğitimi için para biriktiriyorum, hiçbir yatırım yapmadım, hatta bazı iştiraklerimi de sattım, kabuğa çekildim. Onları kurtarayım istiyorum bu ülkeden. Bir numara 1,5 seneye gidiyor. 2 numara için daha var. Büyük bitirene kadar ikincinin de yurtdışı eğitim parasını denkleştiririm. Biz çektik onlar çekmesinler bu yobaz ellerde.
    TAYFUNBORA bunu beğendi.

  9. #9

    Üyelik
    11 Eylül 2012
    Şehir
    Türkiye
    Motosikleti
    Yamaha X-Max 250
    Şöyle bir gözlemim var :
    İnsanlar kendine yakın olanla evleniyor, zeki olan aptal biriyle evlenmiyor, ya da güzel bir kız fakir-çirkin biriyle evlenmiyor, bu sürekli olunca insan ırkı ayrılmaya başlıyor ve aradaki makas açılıyor, mesela zenginler güzel kadınlarla evleniyor, çocukları hem güzel hem akıllı oluyor, diğerleri de tam tersi. Bu şekilde genetik farklılıklar belirginleşiyor.

  10. #10
    kurubuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Aralık 2008
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    CBF1000FA
    Alıntı drtayfun adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Şöyle bir gözlemim var :
    İnsanlar kendine yakın olanla evleniyor, zeki olan aptal biriyle evlenmiyor, ya da güzel bir kız fakir-çirkin biriyle evlenmiyor, bu sürekli olunca insan ırkı ayrılmaya başlıyor ve aradaki makas açılıyor, mesela zenginler güzel kadınlarla evleniyor, çocukları hem güzel hem akıllı oluyor, diğerleri de tam tersi. Bu şekilde genetik farklılıklar belirginleşiyor.
    Yanlış çıkarım. Çok güzel ama fakir ve aptal kız, çok zengin ama çok çirkin bir adamla evlenirse doğacak kızı babaya çekip çirkin olabilir. Bu durumda zengin ve çirkin kız ortaya çıkar. Bunu da fakir ama yakışıklıya versek o zaman ......... ( system error.......)

  11. #11
    KUVVETMİRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Temmuz 2008
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    xt 600
    bütün bu okumuş-okumamış-zengin-fakir sınıflandırmalarının üzerinde; türkiye insanına has bir çocuk düşkünlüğü var genjler.
    yani benim anlatmak istediğim konu "nasıl daha iyi çocuk yetiştiririz?" konusu değil.

    bu da bonus;

    https://www.youtube.com/watch?v=Es_uivijpek

  12. #12

    Üyelik
    11 Eylül 2012
    Şehir
    Türkiye
    Motosikleti
    Yamaha X-Max 250
    Pek gerçekçi değil, zengin insanlar genellikle ortalama zekanın üstünde olurlar yoksa mal mülk elden gider. Çirkin olabilirler o ayrı ama güzel kadınlarla evlenip çocuklarını kurtarırlar.
    (Aslında Trump ve ailesini görünce bu düşüncelerim şiddetlendi)

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 14:37 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:36 ----------

    Alıntı KUVVETMİRA adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    bütün bu okumuş-okumamış-zengin-fakir sınıflandırmalarının üzerinde; türkiye insanına has bir çocuk düşkünlüğü var genjler.
    yani benim anlatmak istediğim konu "nasıl daha iyi çocuk yetiştiririz?" konusu değil.
    Şımartılmak pek uymasa da, gürültücülük,ağlama,zırlama konusunda Ortadoğu -Arap kültürü diyelim biz buna. Çocuklar ne kadar arsız ve gürültücüyse Arap kültürü o kadar baskındır, hiç şaşmaz bu kural.

  13. #13
    KUVVETMİRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Temmuz 2008
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    xt 600
    Alıntı drtayfun adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Pek gerçekçi değil, zengin insanlar genellikle ortalama zekanın üstünde olurlar yoksa mal mülk elden gider. Çirkin olabilirler o ayrı ama güzel kadınlarla evlenip çocuklarını kurtarırlar.
    (Aslında Trump ve ailesini görünce bu düşüncelerim şiddetlendi)

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 14:37 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:36 ----------

    Ortadoğu -Arap kültürü diyelim biz buna. Çocuklar ne kadar arsız ve gürültücüyse Arap kültürü o kadar baskındır, hiç şaşmaz bu kural.
    yoo beni anlamıyorsunuz!

    gayet moderen, çalışan, 6300 tl maaş alan insanlardan,
    avm'de çocuğunun önünde diz çöküp "alya, iyi ki seni doğurmuşun" diye koklaya koklaya öpen üniversite mezunu anneden bahsediyorum.
    genç insanların, yaşlı insanların, bütün bir milletin hayatının orta yerinde "çocuk" fetişi var.
    umutlar, hayaller, beklentiler çocukta kilitlenmiş.
    herkes "emaneten" yaşıyor.

  14. #14
    Thracian - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Haziran 2012
    Şehir
    Lüleburgaz-Bursa
    Konu iki farklı noktaya dağılmış.KUVVETMİRA,ülkemize özgü kültürel saplantılar üzerinde durmuş,halkımızdaki artık saplantı derecesinde olan çocuk düşkünlüğünü ve ailelerin çocukların üstüne gereğinden fazla titremesini anlatmaya çalışırken,diğer arkadaşlar çocuk sahibi olmayı daha genetik,felsefik,psikolojik ve daha evrensel olarak incelemişler.

  15. #15

    Üyelik
    11 Eylül 2012
    Şehir
    Türkiye
    Motosikleti
    Yamaha X-Max 250
    Anladım da, ben de aklımdaki başka şeyleri paylaştım, benzer konular diye.
    O dediğiniz şeyde çokça : Ben yapamadım çocuğum yapsın, ben yiyemedim çocuğum yesin, ben gezemedim çocuğum gezsin psikolojisi var, biz zaten ölmüşüz bari o hayatını kurtarsın deniyor. Baksanıza imkanı biraz olan çocuklarını yurtdışına kaçırmaya uğraşıyor. Orda da sıkıntı var ama buraya göre tercih ediliyor işte. Ülke muhteşem oysa, OHAL 3 sene daha uzatıldı, kafamız rahat olacak,çocukları düşünmeyeceğiz.

  16. #16
    Thracian - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Haziran 2012
    Şehir
    Lüleburgaz-Bursa
    Alıntı KUVVETMİRA adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    yoo beni anlamıyorsunuz!

    gayet moderen, çalışan, 6300 tl maaş alan insanlardan,
    avm'de çocuğunun önünde diz çöküp "alya, iyi ki seni doğurmuşun" diye koklaya koklaya öpen üniversite mezunu anneden bahsediyorum.
    genç insanların, yaşlı insanların, bütün bir milletin hayatının orta yerinde "çocuk" fetişi var.
    umutlar, hayaller, beklentiler çocukta kilitlenmiş.
    herkes "emaneten" yaşıyor.
    Ne kadar moderen ve üniversite mezunu da olsa doğduğu yetiştiği toplumun kültüründen çıkıp kendi olabilen insan sayısı son derece azdır.Kurşun döktüren,hala cinle falla,batıl inançlarla uğraşan ne moderenler gördük.

    Burada katıldığım diğer nokta kendini gerçekleştiremeyen,istediği hayatı yaşayamayan insanlar,kendilerini çocuklarında gerçekleştirmek istiyorlar.Hayalleri ve beklentileri çocuklara kitlemek bu yüzdendir.Bence pek sağlıklı bir durum değil.
    Metilen ve drtayfun bunu beğendiler.
    Özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun kölelerdir.

  17. #17
    kurubuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Aralık 2008
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    CBF1000FA
    Alıntı Thracian adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Burada katıldığım diğer nokta kendini gerçekleştiremeyen,istediği hayatı yaşayamayan insanlar,kendilerini çocuklarında gerçekleştirmek istiyorlar.Hayalleri ve beklentileri çocuklara kitlemek bu yüzdendir.Bence pek sağlıklı bir durum değil.
    Bu doğal bir durum. Benim gibi öte dünya inancı olmayanlar için "çocuk" , öte dünyadaki ölümsüzlük ve sonsuz yaşamın yerini alır. Senin yapmak isteyip yapamadıklarını çocuğun yapar, sen öldükten sonra o yaşar, o öldükten sonra da onun çocuğu. Bunun için çocuğuna tüm imkanları seferber edersin. Ölümsüzlük için.
    TAYFUNBORA bunu beğendi.

  18. #18
    Metilen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Ağustos 2016
    Şehir
    Denizli
    Genel olarak sohbet güzel bir yere gidiyor. KuvvetMira' nın söylemek istediğini ilk başta tam olarak algılayamamıştım ilk yorumuma sonradan ekledim konu ile ilgili düşüncemi.

    Thracian' ın söyleminden yola çıkarak çocuklara gösterilen aşırı ilginin sebebinin ebeveynlerin yaşadığı mutsuz çocukluklar olduğu çıkarımını yapmamız yanlış olmaz sanırım. Bireyler kendi yavrularına bir nevi kendi çocukluklarına yaklaşır gibi yaklaşıyorlar. Aman üzülmesin, aman sıkılmasın, hasta olmasın, mutsuz olmasın, en zeki çocuk benimki, en güzeli benim evladım edebiyatının çıkış noktası da bu olabilir. Sonuçta "Kuzguna yavrusu şahin görünür." diye bir atasözümüz bile var.

    Ama aklıma bir şey daha takılıyor. Köylerde büyüyen çocuklar genelde daha "saldım çayıra" modundayken şehir bebelerinin üstüne neden daha fazla titrenir mesela?

  19. #19
    hokahey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Kasım 2016
    Şehir
    papua yeni gine
    biz duygusal insanlarız. rasyonel hareket etmekte zorlanıyoruz.

    insanlarımız beşeri ilişkilerde mesafe koymayı bilmiyor. ilk defa tanışılan kişinin özeline girip sulu ve vıcık vıcık muhabbet etmekte bir beis görmüyorlar.


    aynı şekilde çocuğa da bir yetişkin gibi mesafe koymayı bilmiyorlar. sorun burada.

    çocuklar bizim malımızı ya da kölemiz değil. düzgün bir şekilde yetiştirip topluma salacağımız insanlar sadece.

    rasyonel ve akılcı hareket etmeyen toplumlarda her noktada bozukluk görülmesi ve işlerin düzgün gitmemesi bu yüzdendir.

  20. #20
    YasinC - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Ekim 2016
    Şehir
    Ankara
    Çalıştığım yerde bir abimizin çocuğu zor olmuş. Benim yanıma staja vermişlerdi. Ne yapsam çocuğu normale çeviremedim. 18 yaşında firmanın yemekhanesinde yemek yiyemezmiş. Babası ekmek arası yapıyordu çocuğa. Cipsi falan alıyordu. Zar zor başka şehre üniversiteye yollaması için ikna ettim. Onda da yurtta tutmadılar akrabalarının yanında kaldı.
    Bilgisayar programlama okudu şuan evin dibindeki A101'de çalışıyor. Çayının şekerine kadar annesi karıştırır halen.
    Bir gün siz olmayacaksınız o zaman bu çocuk ne yapacak dediğimde Her şeyin hayırlısı olsun cevabını aldım. Bu konuda ciddi sıkıntılar var evet. Eğitimli olarak gördüğüm anne babaların da çok farkı yok. Aman ona elleme dışarı çıkmasın, dışarısı kötü, oradan o suyu içme vs vs. Kötülük yaptıklarının farkında değiller.

    Şunu da şuraya iliştireyim


    REKLAM ALANI
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)