* her gün toplanıp tekrar ortaya saçılan oyuncak dağları
* ödev garabeti
* büyük insan kavgası ayırır gibi kavga ayırmak
* 24 saat çizgi film
* tertemiz duvarlarda beliren pastel boya izleri
çocuk sahiplerini piste davet ediyorum..
Ufacık bir varlığın elinden tutması..
100 tlye 1300 km yol giden Volta vs5im
anneyi kıskandırmak))
akşam parkı(avm içinde olan genelde kadir has avm tercih edilir)
oyuncakcı gezmeleri
anaanne ve babaanne sevilmiyor (elmalı şeker alınırsa yalakalık diz boyu)
kızılınca küsüp odaya gitmeler var 5 10 dakika sonra hadi baba gel barışalım oluyor yanak yanağa sarılıp öpüşmece
aslında o kadar çok şey var ki yaz yaz bitmez ama şimdilik bu kadar
Yeğenlerim var oda sayılır sanırım.
Ilk yürümeyi öğrendiklerinde (gözde alışkın değil)sabah yatağın kenarına gelip boş boş bakmaları.Bende ise minik cüce görmüş gibi oluşan bir ürperti.
Bendeki yeni nesil çizgi filmleri ne gelişmiş vay beee sendromu.
Saç çekmeleri.
Ortadan kaybolan her türlü eşyam
Flash,kalem,makyaj malzemesi,kolye,kitaplar...
Minik demir arabalar,harika kanatlar serisi.
Çocuk kıyafetleri niye bu kadar pahalıdır sorusu?
Yana döne bir çizgi film karekterinin oyuncağını aramak
Kışın dondurma satan akaryakıt istasyonu aramak.
Kaka,çiş olayları.
Çocuk giyindirmek ve maceraları
Halının üstünde onlarla brlikte döke saça yemek yemek,tuhaf sorular.
Ağlamaması için yapılan barış anlaşmaları
Dans etmek,yeniden top ve oyunlar oynamak,top uzağa gittiğinde geri gelmesini sağlıcak bir kumanda icat edebilirim diye saçma sapan şeyler düşünmek.
Sarılmaları...
Geçen arkadaşa akşam kahveye gidelim dedim.
"Çocukların ödevi var." dedi.
okul da olmasa kimse kaldıramayacak, allahtan okul var da ebeveynler nefes alıyor. okulların sürpriz şekilde tatil olduğu bir gün anne-babasının suratına bakın, ne dediğimi anlarsınız
35 yaşında insanlar "artık çocukları için yaşadığını" ifade ediyor.
yeni nesil ebeveynler bir yönden aşırı titiz ve endişeli, bir yönden de güçsüz, bıkkın ve tecrübesiz...
dünyanın diğer bölgelerine nazaran bizim melmeketimizde düşkünlük mertebesinde ziyadesiyle çocuk sevildiği kanaatindeyim.
gençler bak ben size bir tavsiye vereyim: çocuğunuzu sevip öpmeyin. bunu gören çocuk şımarıyor, söz dinlemiyor.
çocuğunuzu içinizden seviniz. onunla yetişkin insan ile konuşur gibi konuşunuz.
ha biz duygusal milletiz, misal ben çocukları şapır şupur öpmeden duramayan biriyim fakat netice olarak söz dinlemeyen iki adet çocuk ile karşı karşıya kalıyorum.
batı medeniyetlerinde ben hiç yalapşap çocuk seven insanlar görmedim. hep mesafeliler, hep seviyeliler. dolayısıyla küçük yaşta olgun çocuk sahibi oluyorlar. bizim gibi yapış yapış akdeniz duygusallığı yok onlarda.
yeri gelmişken bir örnek vereyim: bizim egede küçük erkek çocukların pipisini oynamak âdeti gibi sapkın bir âdet var. marmariste bir kamu görevlisi de ingiliz erkek çocuğunun sözde sevmek için pipisini oynamış. sonuç: ingiliz aile o kamu görevlisini çocuk istismarı ve tacizinden dolayı mahkemeye vermiş. işte aradaki fark bu.
3 yaşında bir yeğenim var, doğduğu günü halen dün gibi hatırlarım. şimdi büyüdü artık birlikte scootera bille biniyoruz tabi parklarda falan
4 yaşındaki kızınızın uzaklara dalıp gittiğiniz bir anda yanınıza gelip;
Üzülme baba ben senin yanındayım, demesi...
Akşam 5 kere hadi yatın artık demeden yatmamaları sonucu sabah okula gitmek için zor uyanmalar.
Bitmek bilmeyen ve eften tüften şeyden çıkan kardeş kavgaları küsmeler
Ellerinden düşmeyen telefon ve tabletler
Ama çocuk güzel bir şeydir. İnsanın yaşama nedeni oluverirler.
Hayata tek tutunma nedenim..artemis99 adlı üyeden alıntı
Yoksa, be bir beklentim var ne de mutlu olmasından başka bir amaç..
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
