En büyük rakibim, daha fazla tecrübe!

[admin]

Geçen hafta Rally D'Orient öncesi hazırlıkları anlatmış, tam da ilk etaba giderken, bir nokta koymuştuk. İşte, kaldığımız yerden devam ediyoruz dostlar...


Evet, motosikletlerimizi yükledik ve yanımıza KTM'lerimize servis hizmetini verecek Demaks Motor'un tecrübeli ustalarından Özkan Parlar'ı da alarak, Ankara'ya gittik. Burada Ankara'dan Honda XR650 motosikletiyle Kemal Kantar ve servisi Memduh Şankalaycı, Yamaha Raptor ATV'siyle Timur Sağlam, İstanbul'dan KTM 640 Adventure'la katılan Selim Kemahlı ile biraraya geldik. İlk gün Ankara'da iki özel etapla geçti. Ankara Hipodrom'da bir drag (kalkış) yarışı gibi geçen ilk etapta ben ve arkadaşlarım daha çok "seyirciyi selamladık" ve "şov yaptık!". 7.5 km.'lik toprak bir etap daha geçildi. Bu etabın amacı da, bir sonraki gün çıkış sıralamalarını oluşturmaktı.

Aramızdaki farkın nedeni
Ankara'dan sonra ikinci gün, asıl zorlu etaplara daldık. Ben ve Opet Racing Team takım arkadaşım Kutlu Torunlar, güzel bir tempo tutturduk. Birbirimize yakın performans sergiliyor ve etapları 8.'lik, 10.'luk arasında bitiriyorduk. Ama ilk beş ile aramızda mutlaka ciddi zaman farkı oluşuyordu.
Bu, motosikletlerimiz arasındaki ufak farklardan kaynaklanıyordu. Asıl önemli etkense, sürücüler ve onların yön bulma (navigasyon) tecrübeleriydi. Hızlı navigasyon, çok önemli ve ancak bol yarışarak tecrübe kazanabiliyorsunuz. Başa koşan pilotların işi bu. Dünyadaki her yarışa giriyorlar.
Adam buraya birkaç hafta önceki başka bir yarıştan geliyor, bense bir çok faktörden dolayı, motoruma geçen yılki Dakar yarışından beri ilk kez biniyorum. Tabii bu faktörlerden en önemlisi maliyet! Ralli motosikleti pahalı bir alet ve Türkiye'de sponsor bulmak oldukça güç. Bulsanız da, karşılanan bütçe o kadar düşük oluyor ki, motosikleti her yıl yenilemek mümkün değil! Yani motosikletime iyi bakmam gerekiyor. Antremanlarımı başka motosikletle yapınca da, yarıştaki motosiklete alışmak zaman alıyor. Neyse fazla ağlamayalım!..
Geçen yılki yarışta, daha küçük bir motosiklet olan 450 EXC Racing'le girmiştim. Bu yıl Ralli motosikletine geçmek benim seçimimdi. Şansıma, etaplarda değişiklik yapılmış ve küçük motosikletlerin avantajlı olduğu teknik etap sayısı artırılmıştı. Motosikletin ağırlığını, birkaç "sıkı düşüş" sonrası daha da hissettim. Yarışta KTM servis kamyonunun verdiği rahatlığı da unutmamak lazım. "Bakkaldan sakız alır gibi", istediğimiz her parçayı anında temin edebiliyorduk. Servis elemanımız Özkan Parlar'ın mükemmel desteği dışında, tecrübeli KTM mekaniklerinden de aldığımız danışmanlık hizmeti sayesinde motosikletlerimizin performansını yarış boyunca en üst seviyede tuttuk.
Genel olarak güzel tempoda bir yarış sürdürdük. Belki biraz daha risk alabilirdik, ama şu an dünya şampiyonluğu hedefleyemediğimize göre, gerçekçi olup, yarışı en yüksek pozisyonda bitirmeyi hedefledik. Birkaç talihsiz olay başımıza gelmeseydi, Kutlu ve benim ilk 7-8 gibi pozisyonlara çıkma şansımız vardı. Bu şanssızlıklar, pek şanssızlık da sayılmaz! Biraz da yarış tecrübesi eksikliğinden... Yüksek tempolu gittiğimiz yerlerden hemen sonra, birkaç ciddi hata yapıp, büyük zaman kaybediyorduk.
Kutlu da, ben de, gariptir, yarışı lider bitiren Jean Brucy ile ilgili iki ciddi olay geçirdik. Tabii burada Brucy'nin en ufak bir kabahati yok. Anlatacağım gibi olaylar bizim hatamızdan kaynaklanıyor.
Tabii haftaya...



Kemal Merkit
kemal@sportworksgroup.com

[erdalakoluk]

kemal bey, otomobillerde karlı-buzlu ve ıslak zeminlerde lastik havasını indirmenin ölümcül bir hata olduğunu biliyorum. (lastiğin su kanallarının kapanması nedeniyle su tahliyesinin zorlaştığı ve sonuçta su yastığına sebep olarak kaymalara yol açması vs.) aynı şartlarda motor lastiklerinde ne yapmalı. örneğin;lastiğin havasını indirmelimi yoksa 1-2 ps artırmalımı veya hiç bir şey yapmamak daha mı doğru olur? bu konuda beni aydınlatabilirmisiniz. simdiden yardımlarınız için teşekkür ederim. saygılar