Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
5. sayfa BirinciBirinci ... 3456 SonuncuSonuncu

[M.T] Kitap Kurtları ve Okurları....

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #81
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    “bir insanı tam olarak tanımak mümkün olsaydı, ancak başlangıçtaki optik yanılgılar (çeşitli denemeler sonucunda) anlaşıldıktan sonra o noktaya gelinebilirdi. ama mümkün değildir; çünkü bizim o insanı görüşümüz düzelirken, kıpırtısız bir hedef olmayan o insanın kendisi de bir yandan değişir; biz onu yakaladığımızı zannederken yer değiştirir ve nihayet onu daha net gördüğümüzü düşündüğümüzde, aslında netleştirmeyi başardığımız şey, onun eskiden yakaladığımız, artık onu temsil etmeyen görüntüleridir.”

    marcel proust - çiçek açmış genç kızların gölgesinde
    zapalka, yigozya ve espresso bunu beğendiler.
    can't be worried about that shit. life goes on man.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #82

    Üyelik
    09 Nisan 2009
    2019 üç aylık sürede okudularım.


    Cengiz Aytmatov - Cemile

    Cengiz Aytmatov - Deniz Kiyisinda Kosan Ala Kopek

    Cengiz Aytmatov - Disi Kurdun Ruyalari

    Ismet Inonu - Cumhuriyetin Ilk Yillari - 1

    Ismet Inonu - Cumhuriyetin Ilk Yillari - 2

    Falih Rifki Atay- Zeytin Dağı

    Amin Maalouf - Semerkant

    Huseyin Nihal Atsız - Bozkurtlar Diriliyor

    Huseyin Nihal Atsiz - Deli Kurt

    Hüseyin Nihal Atsız - Ruh Adam

    Dostoyevski - Amcanin Ruyasi

    Dostoyevski - Baskasinin Karisi
    The Dude bunu beğendi.

  3. #83
    tugrulbora - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    Bodrum
    Motosikleti
    Honda CB250R
    En son Resat "DD" Arbas' in Motosiklet Teorisi adli kitabini okudum.
    Motora yeni baslayacak ya da baslayan kardeslerime tavsiye ederim.
    Hayat kurtaran ve cok ise yarayan tuyolar var.
    The Dude bunu beğendi.

  4. #84
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    "Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder."

    Carl Gustav Jung
    tarikcapar, Cloud ve Tinto bunu beğendiler.

  5. #85
    tarikcapar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    09 Temmuz 2018
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Honda CBF 250
    Alıntı The Dude adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    "Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder."

    Carl Gustav Jung
    Bu adama ilgi duymaya başladım. Aea da benlik diye bi belgelselde bu adamdan alıntılar yapıyordu
    Yalnız ama Kafası Rahat Adam...

  6. #86
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    bu aralar davranış psikolojisine girme isteğim var,
    sanırım bu eleman iyi bir başlangıç olabilir.

  7. #87
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    belki de her gerçeklik, bizim doğrudan algıladığımızı zannettiğimiz ve görünmeyen, ama etkili fikirler aracılığıyla oluşturduğumuz gerçeklikten aynı derecede farklıydı; tıpkı ağaçların, güneşin, gökyüzünün, bizimkilerden farklı yapıda gözleri olan veya bu görevi yerine getirmek için gözden başka organlara, ağaçlara, gökyüzüne ve güneşe görsel olmayan karşılıklar sağlayan organlara sahip varlıklar tarafından algılansalar, bizim gördüğümüz şekilde olmayacakları gibi.

    Proust - Guermantes Tarafı

    İşte bu şekilde, bir insanın benim zannettiğim gibi karşımızda meziyetleri, kusurları, tasarıları, bizim hakkımızdaki niyetleriyle (bir parmaklığın ardından bütün tarhlarını seyrettiğimiz bir bahçe gibi) açık seçik, kıpırtısız durmadığı; asla nüfuz edemediğimiz, doğrudan tanımanın mümkün olmadığı, hakkında, sözlerin ve hattâ hareketlerin yardımıyla, hepsi yetersiz, üstelik de birbiriyle çelişen çok sayıda sanıya kapıldığımız bir gölge, içinde kâh nefretin, kâh sevginin parladığını aynı gerçeklikle hayal edebileceğimiz bir gölge olduğu yolundaki fikri, bana ilk önce Françoise vermiş oldu.

    Proust - Guermantes Tarafı
    Cloud bunu beğendi.

  8. #88
    MrMud - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Ekim 2016
    Şehir
    İSTANBUL
    Motosikleti
    Husqvarna TE250
    Alıntı The Dude adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    bu aralar davranış psikolojisine girme isteğim var,
    sanırım bu eleman iyi bir başlangıç olabilir.
    Davranış psikolojisine vakti zamanında bayağı bir merak salmış, ama sonra insan evladının davranışlarının hiç bir zaman çözülmesinin mümkün olmadığını kabul etmiş biri olarak söyleyebilirim ki; Psikolojini bozar Dude.

    Hayvanların davranış psikolojisi iyidir, hoştur, onları daha iyi anlayabildiğini fark etmek huzur verir.
    Anlaması zor görünse de, aslında basit ve sıfır art niyet canlılardır.
    Bahçesine girdiğinde seni paramparça eden bir (Atıyorum) Stafford Shire için bile ailesini, yuvasını koruyor demekten öteye gitmezsin çoğu zaman.

    Ama en basit örnek mesela, hiç zarar vermediğin, hatta mutlu olmasi için kendini paraladığın bir insan seni neden üzer ?
    Bu davranışın arkasında yatan psikoloji nedir ?
    Ego mu ? Narsizm mi ? Sadistlik mi ? Vicdansızlık mı ? Hor görme ? Aşağılama ?

    Sabaha kadar varsayım yaparsın hiç bitmez...

    Kevin Richardson der ki; "İnsanlar benim 10 aslanın arasında uyumama şaşırıyor... Aslanlar beni gasp etmek için uykumda öldürmez, mirasıma göz dikmez, onlar karnı toksa önüne koyacağınız eti bile istemez.
    Sinsi dedikleri sırtlanları av dışında sinsilik yaparken gören varmı ?
    Peki karnı tok olduğu hâlde av yapan bir sırtlan gördünüz mü ?
    Ama insanlar bu saydıklarımın hepsinin aksini yapar 'Karınları tok olsa bile'
    Aslanlardan neden korkayım ?"
    The Dude ve Cloud bunu beğendiler.

  9. #89
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    şahsi meselem diğerlerinin davranışlarının kökenlerine inmek değil,
    kendimi tanıma gayretimde farklı bir cephe açma isteğidir.

    "Bu diğer bireyin güzelliği veya çirkinliğinin, ulaşılacak tatminle yani bu tatminin bireyin acilen giderilmesi gereken ihtiyacına dayanan şehevi bir zevk olduğu kadarıyla, en ufak ilişkisi bulunmamaktadır. Ne var ki, gerek böylesine gayretle ve azimle peşine düşülen bu güzellik ve çirkinliğe bakışın gerekse onun gerekli kıldığı özenli seçimin her ne kadar o, böyle olduğunu sansa da seçicinin kendisiyle hiçbir ilişkisinin bulunmadığı açıkça bellidir, burada gerçek maksat ve amaç, üretilecek şey olan çocuktur, zira onun türün mümkün olan en saf ve kusursuz örneği elde edilmiş olacaktır."

    Arthur Schopenhauer - cinsel aşkın metafiziği

    türün amaçlarını kendi tercihlerimizmiş gibi önümüze koymasını yaşadığımız hayat içerisindeki sistemin dayattığı estetik ve sahip olma kavramlarına benzetmek yanlış olmaz.
    dolayısı ile bu tür bilgi edinimlerinin hayatın kendisine bakışımızı direkt etkileyecek olmasına rağmen kabulü o kadar kolay olmuyor.

    bahsedilen "tatmin edilmesi gereken itkiyi" biraz budayabilirsek,
    daha özgür bir hayatımız olacağı kesin.

    fazla da uzatmayayım.
    MrMud ve Cloud bunu beğendiler.
    can't be worried about that shit. life goes on man.

  10. #90
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax


    bazı kitaplar vardır, sayfa sayılarına aldırmaksızın dünya görüşünüzü değiştirecek bilgiyi gayet yalın ve basit şekli ile verirler.
    kitap, "cinsel açlığın afrikası" (tanım cinselliğe ulaşım sorununu değil tatmin sorununu barındırır) tanımına net uyan coğrafyamızın kadın erkek ilişkilerinin çoğunca tek amacı olan sahip olma, elde etme, ilhak etme kavramlarının da yakışıksız durmadığı cinsellik konusunun temel dinamikleri hakkında bilgi vericidir.

    kitabı anlamak için Arthur Schopenhauer felsefesini kavramak çok gerekli değil, yine de temel konularda biraz farkındalık olması yeterlidir.

    fikirlerinin başat olduğuna katılmakla beraber, "başka bir dünya mümkün" felsefesi ile baktığımda, kendisinin de kitap içerisinde belirttiği gibi kadın erkek etkileşiminde bazı farklı yaklaşımlara değinmemiştir.

    akıcı ve basit dili ile rahat okuma sağlayan bir kitap,
    iki kitabı da merakı olanlara ve özellikle gençlere tavsiye ederim.

    değinmediği konularda ise eric fromm'un sevme sanatı kitabını tavsiye ederim.

    Cloud ve espresso bunu beğendiler.
    can't be worried about that shit. life goes on man.

  11. #91

    Üyelik
    10 Aralık 2006
    Alıntı The Dude adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    https://imageserver.kitapyurdu.com/s...e&pagecount=64

    bazı kitaplar vardır, sayfa sayılarına aldırmaksızın dünya görüşünüzü değiştirecek bilgiyi gayet yalın ve basit şekli ile verirler.
    kitap, "cinsel açlığın afrikası" (tanım cinselliğe ulaşım sorununu değil tatmin sorununu barındırır) tanımına net uyan coğrafyamızın kadın erkek ilişkilerinin çoğunca tek amacı olan sahip olma, elde etme, ilhak etme kavramlarının da yakışıksız durmadığı cinsellik konusunun temel dinamikleri hakkında bilgi vericidir.

    kitabı anlamak için Arthur Schopenhauer felsefesini kavramak çok gerekli değil, yine de temel konularda biraz farkındalık olması yeterlidir.

    fikirlerinin başat olduğuna katılmakla beraber, "başka bir dünya mümkün" felsefesi ile baktığımda, kendisinin de kitap içerisinde belirttiği gibi kadın erkek etkileşiminde bazı farklı yaklaşımlara değinmemiştir.

    akıcı ve basit dili ile rahat okuma sağlayan bir kitap,
    iki kitabı da merakı olanlara ve özellikle gençlere tavsiye ederim.

    değinmediği konularda ise eric fromm'un sevme sanatı kitabını tavsiye ederim.

    https://imageserver.kitapyurdu.com/s...&pagecount=125
    Her iki kitabı da yıllar önce okumuştum. Schopenhauer ile bu kitapla tanıştım sonra hayatının anlatıldığı kitap da dahil başkaca kitaplarını aldım. Kendisini düşünce yapısı olarak kendime az çok yakın bulduğum feylezoflardan. Bendeki kitabın başlığı Aşkın Metafiziği olarak çevrilmiş.
    Schopenhauer'ın dili de anlaşılırdır, hani Carl Sagan bilim için nasıl anlaşılır dille yazmışsa, adeta Schopenhauer'da felsefe için öyle gibi gelir bana. Geçmişte ODTÜ Felsefe'yi küçük puan farkıyla kaçırmış biri olarak sanırım yakın zamanda AÖF felsefe bölümüne de kayıt yaptıracağım gibi, artık emeklilikte diplomamızı alırız herhalde. Bir şeylerin içte ukde kalması fena şey, bünye ara sıra hep o ukdeyi sana anımsatıyor.

    Bense Carl Sagan'ın Kozmik Bağlantısını yeni bitirdim ve uzun zamandır kitaplığımda olup okumaya direndiğim John Perkins'in Bir Ekonomik tetikçinin İtirafları(Cep boy ve 3 cilt) serisine başladım. Zeitgeist'lerden az çok aşina olduğum Perkins'in anlattıklarının bir kısmını biliyor olsam da kitapları da okumak istedim, bilhassa şu aralar, hani tam da Sudan'da bir diktatörün devrilişine denk gelişi benim için enteresan oldu. Bizim memlekette geçmişten bugüne olan biteni de daha iyi anlamak adına tavsiye edebilirim. Dünyada olup biten pek çok şeyi sadece basın ve tv yoluyla bize yansıtıldığı kadar biliyoruz, oysa kitaplar ve bazen belgeseller işlerin hiç de öyle göründüğü gibi olmadığını ortaya koyuyor. Tabii okuyanlar bunları çözüyor, okumayanlarsa milyonlarca kalabalıklar olarak aynı şekilde yaşamayı sürdürüyor maalesef. Avrupadaki ağabeyim yazıyor mesela seçim gecesi, "Oğlum bunca şeye rağmen hala 4 milyon küsur oy verebiliyorlar ya İstanbul'da bu adamlara, akıl alacak iş değil." bense kendisine gülücük saçan emoji yollamaktan başka bir şey yapamıyorum. Akıl mantık almayacak işlerin nasılı ve nedenini bilince emojiler de yetebiliyor bazen.

    Ha bu arada bu kitapların yanında bir de Motosiklet Kitapları almıştım, onları okuyorum, Motosiklette Tam Hakimiyet'ten, Tam Kontrola, Nasıl daha İyi Bir Motosiklet Sürücüsü olunur'dan yeni baskısıyla Motosiklet Yol Sanatı'na kadar. Bilgileri tazelemek ve yeni teknikler kapmak adına faydalı oluyor.
    The Dude bunu beğendi.

  12. #92
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    aşkın metafiziği cinsel aşkın metafiziğinin biraz genişletilmiş hali,
    ek olarak oğlancılık konusu da eklenmiş. ( o kısmı fazla okumadım, memleket oğlancılarla dolu olduğundan yerinde bir ek)


    Varolmanın Acısı, Schopenhauer Felsefesine Giriş - Veysel Atayman

    bu kitap giriş olarak kendisini takdim ediyor,
    okumakta fayda var,
    daha eleştirel yaklaşabilirmiş.

    yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar ile devam edip istem ve tasarım olarak dünya ile devam etme niyetim var.

    Arthur'un mistik tarafı ve genel bakış açısı anadoluya yabancı değil,
    bu yüzden kabulü pek zor olmuyor,
    kafamda bazı soru işaretleri var,
    kendi yazdıklarını okudukça sorulara çözüm bulabilirim diye düşünüyorum.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 11:23 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:09 ----------

    okuduğum kitapların çoğu meritokrasi'den ele geçirdiğim kitaplar,
    dolayısı ile dijital kitaplar.
    içlerinde çok önem arz etmeyecek maddi hatalar olabiliyor.

    aöf konusunda ben de kararsız kaldım,
    pek iyi bir dönem olmadığından girmedim,
    tekrar sınavlar vs biraz ağır geldi.
    sistemli olarak felsefe ile ilgilenme niyetim de yok,
    aile olarak mistik tarafımız kuvvetli olduğundan bu konuları konuşacak ve tartışacak gençlerimiz ve yaşlılarımız var.
    aile için bir gelenek olmadığı sürece bu tür konulara eğilim pek kolay olmuyor.
    açıkçası toplum içerisine bu konuları tartışacak, kendimizi geliştirecek, kendimizi görmemizi sağlayacak platformlar ya da kişiler bulmak pek kolay değil.
    bu durumun bedeli de ağır oluyor.

    ne'se.
    biz işimize bakalım.
    Cloud bunu beğendi.

  13. #93

    Üyelik
    10 Aralık 2006
    Yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar'ı da okudum elimde var.
    Mistik konulardan çok, genel olarak hayata kafa yorma benimkisi, nedenini, niçinini biraz fazla sorgulamak dahası merak ve gerçek bilgi edinme arzusu sanırım. Zaten bunu yapmaya başladığın anda felsefenin kapılarından içeri girmişsin demektir.
    Ama mistikten akla ilk gelen din mevzusunda da, geçen yıla kadar muammalı bir şekilde okuduğumu söyleyebilirim. Bilhassa da karşı bakış açılarını irdeleyerek. Bu konularda korkmadan konuşabilecek ve düzgün argümanları ve konuşma akçeleri olan insanları bulmak zor. Üstelik öyle bir mantalite var ki, hemen size yaftayı yapıştırabiliyorlar, hatta sizinle konuşurken size hak verip arkanızdan envayi çeşit yakıştırma yapabiliyorlar. Ben o yüzden bu tip(bilhassa din) mistisizm v.s. konuları (hatta son dönemde siyaset de dahil) herkesle konuşmama kararı aldım, çünkü geniş bir bakış açısıyla ve kendi kabulleri, inançları ve ideolojilerinden sıyrılarak tartışacak, konuşacak insan bulmak çok zor bu topraklarda. Kendi kutsal kitabını ana dilinde bir kez bile okumamış yığınlardan bahsediyoruz netice olarak. Kutsalın kişiye ait, kişisel bir şey olduğunu kabullenmeyip, herkese kendi kutsalını, inancını, ideolojisini dayatan, hatta öyle değilsen neredeyse seni insan bile saymayanlardan bahsediyoruz... Çok acayip sıkıntılı, giderek saçmalaşan, konuşmanın fayda vermediği bir mecra neredeyse.

    Neyse dediğin gibi konumuza dönelim. Konu neydi muhterem?

    Ha bak Prof.Ahmet Arslan'ın çok övülen Felsefeye Giriş'ini aldım geçenlerde, hala okuyamadım ama felsefe okumaya başlamak için biçilmiş kaftan diyenler var. Ki ben uzun yıllardır epeyce okudum ama bu kitabı duymamıştım, kaçırmışım. Kendisini tv'de izledim, youtube'da filan, fena gelmedi bana, yakın zamanda elimdekileri bitirip okuma azmindeyim bakalım, hatta o gazla, onun çevirdiği bir kaç kitap daha aldım, biri de Aristoteles'in Metafizik'i(Ne halt edeceksem o tuğla ile ). Sonra dayanamayıp sahaflardan YKY yayınlarının cogito serisinden çıkmış olan yine Aristoteles'in Fizik'ini de aldım. hani bölüme girmeden kitaplığı düzüyorum anlayacağın.

    Ben de biraz takıntılı bir kitap takibi ve ne yapıp edip edinme durumu var. Mesela bir çizgiroman okudum Epileptik, müthiş de bir kitap, ödüllü filan, orada çizer sık sık Stepler İmparatorluğu kitabından bahsediyor, kafama taktım ya, ille alacam, meğer bizim TTK kitabı basmış zamanında ama piyasada yok. Sahaflarda bir kaç tane buldum ama fahiş fiyat, sonunda biriyle sıkı pazarlık edip sıfır halde aldım bir tane o kitaptan. Sonra TTK'ya da yazdım, yahu böyle bir kitabı neden bir daha basmıyorsunuz filan diye. Bu şekilde bir kitap ya da filmde görüp aldığım bir sürü kitap var. Bir başka örnek, Ş.Süreyya'nın ikinci adam'ını okurken oldu, ikinci dünya savaşında almanların rusyada batağa saplanışını orada görev yapmış bir alman subayın günlüğüyle anlatan bir kitap adı şu an aklıma gelmedi. Ne yapıp edip buldum hem de Türkçeye çevirenin imzası ile buldum sahaflardan inanılmaz bir fiyata. Acayip de zevkli oluyor böyle kitap edinmek.

    Yakın tarih, siyasi tarih, felsefe, seyahat(tabii içi dolu seyahatlerden bahsediyorum), popüler bilim tarzı konular ilgimi çekiyor, tabii ki roman v.b. gibi türleri zaten okuyorum, ama son dönemde yukarıdaki konularda daha fazla okuyorum sanırım. Hatta aldığım bazı çizgi romanlar bile bu tip kitaplar. Bu arada çizgi romanlara da bayılıyorum. (Yine Tommiks Teksas'dan ziyade tek kitap ya da kısa seri tarzı olanları seviyorum Mesela Persepolis, mesela Zehra'nın Cenneti, mesela Sıradan Zaferler. Seri olaraksa Ken Parker'ın hastasıyız efem. Mister No'yu da ara ara alır okurum. )

    Hele hele Antonio Altarriba'nın Uçma Sanatı'nı inanılmaz beğendim, bana göre bir başyapıt çizgi roman mevzusunda. Devamı olan Kırık Kanat'ı da peşine okumak şart. Bu kitapları okuyunca zaten insan sağlam bir edebi roman okumuş ya da sıkı bir film izlemiş gibi oluyor. Neyse ki dilimize çevrilmişler.
    [IMG][/IMG]
    The Dude bunu beğendi.

  14. #94
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    girişi orhan hançerlioğlu'nun düşünce tarihi ile yapmıştık,
    sonrasında kendisinin felsefe ansiklopedisini almıştım,
    arada bakarım yine (zira sürekli olarak okuyan birisi değilim, arada meylim filmlere oluyor, arada popüler kültür ögelerine)

    sırt kısmına atina okulu resmi basılmıştır.



    schopenhauer'in şimdiye kadar okuduğum kadarı ile (henüz yeni başladım) yabancı gördüğüm bir fikri yok,
    hatta çoğunca kendisine katılıyorum, sadece mistisizm kısmını merakla bekliyorum,
    semavi dinler üzerinde fazla kafa yormaya gerek duymuyorum.
    bunun yanında doğu felsefesinde önemli yer tutan Taoizm, Budizm, Zerdüşt ve benzeri öğretiler ile elimden geldiğince içli dışlı olmaya çalışıyorum,
    zira onların bakış açıları ve çözüm yöntemleri öznel olarak daha kabul edilebilir.



    zamanında bir yerde bir tanesine denk geldiğim
    iş bankası yayınlarından çıkan ..... en güzel tarihi kitapları da okumaktan zevk aldıklarım arasındadır.
    Cloud bunu beğendi.

  15. #95

    Üyelik
    10 Aralık 2006
    Hançerlioğlu'nun Düşünce Tarihini ve Felsefe Sözlüğünü geçmişte alıp okumuştum. Elimde Felsefe Ansiklopedisi de var, sahaflardan aldıydım ilk 7'si ciltli üstelik (düşünürler kısmını ise yeni baskı edindim sonradan, o son iki cilt bu atina okulu fotolu olanlardan) ama ara sıra karıştırmak dışında cilt cilt okumuş değilim. Bir kitaba ya da seriye(ansiklopedi bile olsa) başladım mı tamamını bitirme derdine düştüğüm için çok ciltli kitapları bekletirim hep, bir ara bir hışımla saldırıp bir kaç ay içinde bitiririm. H.İzzettin Dinamo'nun Kutsal İsyan ve Kutsal Barış ciltlerini de yıllar önce sahaflardan ucuza düşürüp bir kış mevsiminde peş peşe deliler gibi okumuştum, çok da sürükleyiciydi özellikle Kutsal İsyan. İnsan kendini kurtuluş savaşının içinde hissediyor. Aynı şekilde Tek Adam ve İkinci Adam'ı da peş peşe bitirdiydim, birbirinin tamamlayıcısı kitapları arka arkaya okumak iyi oluyor bazı şeyleri kafada daha iyi oturtuyor.
    Bir diğer okuma yöntemim de, aynı anda benzeri konuları ya da benzeri tarihi dönemleri işleyen kitapları okumak, mesela evde birini, toplu taşımada diğerini gibi. Deli miyim neyim?
    Şaka bir yana çocuk olduktan sonra eskisi gibi okuduğum söylenemese de yine de ortalama bir Türk Vatandaşına göre kitap kurdu sayılırım herhalde, bir kitap kurduna göre ise ortalama bir kitap okuruyum sanırım.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 10:27 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:23 ----------

    Alıntı The Dude adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    "Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder."

    Carl Gustav Jung
    Ne kadar doğru yav. Neredeyse aynını düşünürüm hep. Milyonların arasında yapayalnız hissetmek tam da bu. Bilhassa aydın, entellektüel, hayata kafa yoran, düşünen, sorgulamadan kabullenmeyen insanın içine düştüğü durumlardan biri, hatta yeganesidir bu. Sen bir yere çıkmışsındır, oradan seyreylersin alemi, ama alem kendi deryasında deryayı bilmeden yüzmektedir... İşte buraya vardığında deryanın içinde ama deryayı bilmeye başlarsın, farkındalığını fark edersin ve kimselere de anlatamazsın derdini, biz bir derya içreyiz desen de kabul ettiremezsin ya alaya alırlar ya da daha da ısrarcı olursan bir yerlere kapatılman için uğraşırlar, hatta tarihte Nesimi gibi tuzla, Bruno gibi ateşle yakılanlar da vardır. Delilikle Velilik arasında ince bir çizgidir artık bulunduğun yer, hatta acaba delilikle velilik aynı çizgi midir?
    Yani yalnızlık bu kafadaki insana lazım da bir şeydir esasen, çünkü o noktaya varabilmenin yolu yalnız kalıp kafayı kurcalamaktan da geçer ama, bir gün bir bakarsın öyle bir yer ve haldesin ki, seni kimse anlamıyor, sen de derdini anlatamıyorsun, çünkü anlayamıyorlar. Zor zanaattir yani belli bir aşamadan sonra kendini anlatmak ve de anlaşılmak.
    Jung güzel söylemiş yani, "İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder."
    İçinde yaşadığın toplumdan hatta belki dünyadan kafaca kopup, başka bir mertebeye varmak bu anlamda ne kadar faidelidir bünyeye? Her şeye rağmen yine de bu noktaya varır mıydık? ... Bilmem, belki de... Belki de bu tamamen doğuştan, genetik olarak kazanılan bir şey... En azından ben babamın da bir çok açıdan benim gibi olduğunu biliyorum, belki de her gece o yetmişliğin kapağı o yüzden kolay kolay kapanmazdı... Belki o yüzden geceler (şimdilerde benim aynını yaptığım gibi) sabahlara varırdı. Zor iş...
    The Dude bunu beğendi.

  16. #96
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    fazlasıyla derin bir konu.
    bilinci de sütü de bulandırıp konuşmak lazım.

  17. #97
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    buna göre, seçkin diye adlandırılan toplum, övemeyeceğimiz ya da sevemeyeceğimiz insanları bize sunma zararının yanı sıra; doğamıza uygun, kendimiz gibi olmamıza da izin vermez; daha çok ötekilere uyum sağlamak uğruna, büzülmeye ya da hatta kendimizi deforme etmeye zorlar.

    arthur schopenhauer - yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar

  18. #98
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    İnsan, nasıl ki kendi ağırlığını, devindirmek istediği yabancı bir ağırlık gibi duyumsamadan taşıyorsa; kendi hatalarını ve suçlarını da ayrımsamaz da, salt başkalarınınkileri görür. Bu yüzden, herkes başkasında, kendisinin her türden suçlarını, hatalarını, kötü davranışlarını ve çirkinliklerini açıkça gördüğü bir ayna bulur. Ancak, çoğu durumda, bu ayna karşısında, kendini gördüğünü bilmediği ve karşısında bir başka köpeğin olduğunu zannettiği için aynaya havlayan bir köpek gibi davranır.

    Arthur Schopenhauer
    can't be worried about that shit. life goes on man.

  19. #99
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    sanat tarihi ile ilgili kapsamlı kitaplar arayışındayım,

    iki kitap dikkatimi çekti;




    elinde konu ile ilgili kitabı olup elinden çıkarmak isteyen var ise konuya yazabilir ya da mesaj atabilir.
    can't be worried about that shit. life goes on man.

  20. #100
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax



    İsteme ve Tasarım Olarak Dünya -Die Welt als Wille ımd Vorstelling-
    Arthur Schopenhauer

    okuması biraz zor oldu, esasında dili emsallerine göre oldukça sade, tekrarları çok fazla, bazı bölümleri bana hitap etmekten uzak,
    tamamına katılmasam da %60-65 arası olarak fikirlerine katılıyorum.

    kitap içerisinde aldığım notlar, ikinci okumada yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.

    felsefeye ilgisi olanlara tavsiye ederim.
    can't be worried about that shit. life goes on man.


    REKLAM ALANI
5. sayfa BirinciBirinci ... 3456 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler