Bilgilendirme için teşekkürler. Dolandırıcı geyikleride süperdi. Galata köprüsünde balık tutarken rastlardım bazılarına.
halis adlı üyeden alıntı
günaydın güncelleyeyimde belki biri okurda faydalanırAnlatsın diye Horoz abiye mesaj mı gönderiyorsun?oooo daha neler var ama esas şimdi coq bekliyoz o anlatcak esas onda varda anlatmıyor
Yahu benim mevzu, oyle ahim sahim bir mevzu degil.
Sahtekar pazarlamacilarin, radyoyu kullanarak milleti dolandirmasi mevzusu.
Sonunu tatliya baglamis, kimsenin magdur olmamasini saglamistik ama dersimizi de almistik.
Bir daha ayrani bile ufleyerek içtik.
bizde detay istiyorun ama ne nedir ne degildir tecrübe edinelim ogrenelimYahu benim mevzu, oyle ahim sahim bir mevzu degil.
Sahtekar pazarlamacilarin, radyoyu kullanarak milleti dolandirmasi mevzusu.
Sonunu tatliya baglamis, kimsenin magdur olmamasini saglamistik ama dersimizi de almistik.
Bir daha ayrani bile ufleyerek içtik.
Anlatayim hocam.
Yillar once radyoya gravatli adamlar ve mini etekli kizlar geldi.
Ellerinde bont çantalarla.
Sekretere; yetkili biriyle gorusmek istediklerini soylemisler.
Normal de bu konuda yetkili arkadas baska ama mini etekli kizlari gorunce; konunun benim yetki alanima girdigini dusunen sekreter kizimiz, bana yonlendirmis.
Bunlar odama geldi.
Gurupta oyle bir hava var ki, adamin yerinden kalkip, onunu ilikleyesi geliyor.
Boyle bir devlet ciddiyeti hakim suratlarda.
Neyse uzatmayayim.
Bir tanesi dediki,
"biz her hafta 50 dinleyicinize saat hediye edecegiz."
Iyi edin, ne guzel ama niye?
çantalarindan çikarttiklari guzel bir kol saatini bana uzatip, once size bir tane hediye edelim diyerek verdiler.
Saate baktim, gayet guzel bir saat.
Adamlar benden bir saat program istiyorlar.
O programa telefonle katilan dinleyicilere saat hediye verecegiz.
Iki sartlari var.
Birincisi, mumkunse, köylerden arayan bayan dinleyicilere daha cömert davranacagiz,ikincisi de saatleri onlar teslim edecekler.
Neyse, programi sattim.
Saatleri biz teslim edecegiz dedikleri için içime kurt dustu.
Yalniz dedim bana 50 tane saat birakacaksiniz.
Teslim etmeme gibi bir hata yaparsaniz, saati ben buradan teslim edebilmeliyim, dinleyiciye.
Adam kabul etti ve 50 adet saat biraktilar.
Biz de programlara basladik.
Haftada 5 gun program yapiyor, her programda 10 dinleyiciye saat hediye ediyorduk.
Programin ertesi gunu adamlari ariyor ve kazananlarin isim ve adreslerini veriyordum.
Onlar da saatleri talihliye teslim ediyorlar.
Program bir ay boyunca surdu ve hiç bir problem yasamadik.
Hatta herkesin saati teslim edildigi halde, bana garanti olarak verdikleri 50 saati de geri almaya gelmediler.
Isin kokusu bir kaç ay sonra çikti.
Adamin biri arayip, siz bize saat hediye etmistiniz deyip açti agzini yumdu gozunu.
Dedim ulen ne oluyor?
Saatiniz gelmedi mi diye sordum.
Gelmez olaydi dedi.
Neyse uzatmayayim.
Meger bizim saatçi gurup, hediye goturdukleri evlere az çok bir dunya mal satmislar.
Utusunden, çeyiz sandigina,hali yikama makinasindan,mutfak robotuna kadar envai çesit mali, çok ucuza pazarlamislar.
3-5 kurus pesinat ve bir suru senet alip, çekip gidiyorlar, maliniz bir ay içerisinde teslim edilecek diyorlar ve hala devam etmekte olan radyo programimizi, dolayisiyla bizi referans gosterip, insanlarin guvenmelerini sagliyorlarmis.
Ben bu mal sattiklari adamlarin kapisina gidip bir bardak su istesem vermezler.
Beni referans gosteren adama milyarlar kaptirdilar.
Herifler kaybolup gitti.
3-4 ay gelen telefonlar ve sikayetçilerle ugrastik.
Allah'in sopasi yok.
Ratem toplantilari sirasinda baska bir vilayetten gelen bir radyocu arkadas laf arasinda saat dagitiyoz deyince onlar oldugunu anlayip, adamlari enseledik.
Paralari kurtaramadik ama senetleri kurtardik.
Para verenler de adamlarin depolarindan çikan mallari ülesip,zararlarini karsiladilar.
Boyle bir mevzudur benimkisi iste...
Ne tür bir pazarlama söz konusuydu?Yahu benim mevzu, oyle ahim sahim bir mevzu degil.
Sahtekar pazarlamacilarin, radyoyu kullanarak milleti dolandirmasi mevzusu.
Sonunu tatliya baglamis, kimsenin magdur olmamasini saglamistik ama dersimizi de almistik.
Bir daha ayrani bile ufleyerek içtik.
Hadi iki tane de ben anlatayım, Deliçerkez'in anlattığı 'hemşehri boyacı' taktiğini Sirkeci'de yedim. Yaşım 11-12 okuldan çıkıp mısır çarşısına, akvaryumculara giderdim yürüyerek. Yolda benim yaşlarda bir boyacıya rastladım, boyayayım mı abiden sonrasını hatırlamak istemiyorum.
İkincisi yakın geçmişten pek dolandırıcılık sayılmaz ama zorlamacılık olabilir. Geçen kış büyük bir inşaat şirketinde çalışırken merkezden haber geldi; tüm personel maaş hesapları falanca bankaya alınacaktır diye. Neyse zaman kaybı olmasın diye banka memurları şantiyeye geldiler, n.cüzdan fotokopileri verildi, sözleşmeler dolduruldu vs. Sıra bana geldi tam imzalayacağım bir baktım k.kartı sözleşmesi de arada, bu ne dedim?, anlaşmamız böyle her çalışana bir k.kartı verilecek, almıyorum kardeşim bende k.kartı alerjisi var, yok illa alın istemezseniz iptal edersiniz, tövbe tövbe..
Neyse araya şefim girdi al şunu uğraştırma, biran önce gitsinler dedi de zorla aldık bir k.kartı, hala içimde 'yarayan bir kanadır' bu vaka.
ahh ahh tipik Anadoludan İndim Şehire ayağı...ben de dolandırıldım ve dolandırılıyorum
hemen hemen doğduğumdan beri her daim
hazır bezlere yetişemedim ama lastik don aldırdılar büyüklerime halbuki onların çocukluklarında bu yoktu
ufak çocukken televizyon diye birşey soktular hayatıma (yediğim en büyük kazık)
onu izledikçe orda gördüklerimden istedim (ne ihtiyacım varsa)
ihtiyacım olmayan birsürü şeyi bu yoldan ihtiyacımmış gibi gösterip kakaladılar bana
sonra cep telefonu bilgisayar internet
"ask for more" dediler bana; ben de öyle yaptım zati
1200 lira kazanıp yeme içme ve barınma gibi ihtiyaçlarıma 500 lirasını
ihtiyacım olmayanlarına da kalanını harcayıp kıt kanaat geçiniyorum
bakıyorum da, yediğim kazıkların yanında sizinkiler devede kulak
Samsında ana baba yanında gamsız yaşarken tarlada çapa yaparken ben 1992 de ilk maaşımı alıp SSK kaydım yapılmıştı...off beee...ne yükler bindi sırtıma...
Maliye Gazetesi kurnazlığını bilenleriniz vardır, bilmeyenler şurdanbakabilir ;
http://sozluk.sourtimes.org/?t=maliye+gazetesi
yada google dan aratabilir, bana anlattırmayın şimdi uzun uzun
Bunların yenileri türemiş, kuryeyle evrak gönderiyorlar.
Dün bir tane motorlu kurye geldi, evrağınız var dedi. İyi ver dedim aldım 10 TL ücreti var dedi, al dedim senin olsun
Zarfın üzerinde yazan yazıyı araştırınca yine aynı dümen olduğunu gördüm netten, bana gelenin adı Express Maliye mi ne öyle birşeydi.
Yani işin özü elinize nereden geldiği belli olmayan bir zarf gelirde ödeme isterlerse hiç almayın bence ha bu ha başka bir iş.
Benim haberim ve beklentim olmadan bana gelen zarfa niye para ödiyeyim di mi
Ha bu arada konuyu açacak yer bulamadım be, konu dışı ama konu dışına açarsam kimse görmez
Millet olarak o kadar uckagıtcı olduk ki,
artık bu konuda kamu kurumlarının adını kullanmaya bile basladık hemde hiç cekinmeden.
eee dilimizde her yone cekilmeye musait. Sonucta bir isim olarak kullanabilirzin arkasına sıgınır besyuz babanın tek evlatları.
Eski insanları seviyorum.
Ozellikle eski istanbul insanlarını.
Topluma aykırı birşey oldummu tumden dalarlardı olaya. Sahiplenirlerdi durustlugu.
Simdi alayı uckagıtcı olmus adam onunde olse dilenmek icin numara yapıyor diye donup bakmıyoruz bile.
ee bunuda biz yaptık. Yapan karaktersizler var.
Ne diyeyim alayının..............
Not: Eyong efendi imam cemaat ilişkisi bak demedi deme
Konu dısına acmıyorsun ana sayfada gozuksun diye
Hatırlatırım
Yeri gelmişken bir not, bildiğim ve denediğim kadarı ile tarafınıza gönderilen kredi kartından pişmansanız yada bulaşmak istemiyorsanız hiç kullanmayın. Kullanıma açılmaz bu şekilde.
Fakat benim yaptığım gibi keklik yapıp kendi pos makinenizde denemek için 0,01 TL çekim yaparsanız kart kullanıma açılmış olur ve 35 TL kart ücreti itelerler hiç kullanmadığınız halde
Böyle yararlı konu aç ana sayfaya banner yapmazsam neyimNot: Eyong efendi imam cemaat ilişkisi bak demedi deme
Konu dısına acmıyorsun ana sayfada gozuksun diye
Hatırlatırım
aa senin cezan bittim yenisi ne zaman ama bak olmuyor başkası yüzünden atılıyorsun olmaz olmazahh ahh tipik Anadoludan İndim Şehire ayağı...
Samsında ana baba yanında gamsız yaşarken tarlada çapa yaparken ben 1992 de ilk maaşımı alıp SSK kaydım yapılmıştı...off beee...ne yükler bindi sırtıma...
---------- Mesaj ekleme zamanı: 08:37 AM ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 08:33 AM ----------
ulen sen böyle bir konu ac bende senin alnından öpmezsem neyim ama hani bir laf var imamın dedigini yapın yaptıgını yapmayın mantıgı gütmedenMillet olarak o kadar uckagıtcı olduk ki,
artık bu konuda kamu kurumlarının adını kullanmaya bile basladık hemde hiç cekinmeden.
eee dilimizde her yone cekilmeye musait. Sonucta bir isim olarak kullanabilirzin arkasına sıgınır besyuz babanın tek evlatları.
Eski insanları seviyorum.
Ozellikle eski istanbul insanlarını.
Topluma aykırı birşey oldummu tumden dalarlardı olaya. Sahiplenirlerdi durustlugu.
Simdi alayı uckagıtcı olmus adam onunde olse dilenmek icin numara yapıyor diye donup bakmıyoruz bile.
ee bunuda biz yaptık. Yapan karaktersizler var.
Ne diyeyim alayının..............
Not: Eyong efendi imam cemaat ilişkisi bak demedi deme
Konu dısına acmıyorsun ana sayfada gozuksun diye
Hatırlatırım
felsefe yaptık, ayuya yakalandık; lakin anlamaz lisan-ı halimizden.ahh ahh tipik Anadoludan İndim Şehire ayağı...
Samsında ana baba yanında gamsız yaşarken tarlada çapa yaparken ben 1992 de ilk maaşımı alıp SSK kaydım yapılmıştı...off beee...ne yükler bindi sırtıma...
mevcut durumumun özeti budur arkadaşlar
insanlara, aldatıldıklarını, hayatlarını anlamsız emellerin peşinde tükettiklerini nasıl anlatsam diyorum, belgesel mi çeksem
ya abi tamam şehir hayatı tükenmiş bitmiş yokolmuş...bir lafımız yok buna...ama bu çarkı yapan bizleriz...sen geldin ben geldim halis abi geldi kalabalık olduk...17 milyon nasıl sığar bu diyara aga...sığmış işte dip dibe yaşamaya çalışıyoruz...kimimiz iyi kimimiz kötü...
insanlara, aldatıldıklarını, hayatlarını anlamsız emellerin peşinde tükettiklerini nasıl anlatsam diyorum, belgesel mi çeksem
---------- Mesaj ekleme zamanı: 13:34 PM ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 13:33 PM ----------
sen yoktun, ve dünya daha güzeldi.
ah be mete, sorun kalabalık veya şehir hayatı değil ki.
biz hayatı yanlış anlamışız sorun burda.
bak örnek vereyim:
cep telefonu alıyorsun, bir sene sonra başka bir modeli çıkıyor. adam öyle bir reklam yapıyor ki sen gidip ondan almak istiyorsun. halbuki en basiti bile işini görüyor bu meretin, ihtiyacın yok. cep telefonunun ihtiyaç haline getirilmesi ayrı bir konu. şimdilerde 3g davası var mesela, bikaç seneye kalmaz bi kazık ta öyle geçirecekler.
peki tüm bu maliyeti nasıl karşılayacaz
olay buradan kopuyor işte.
sen en iyisi git fight club izle
birşey anlamasan git ayu belgeseli izle
ya felsefeye gerek yok...o bahsettiğin tüketim çılgınlığı...mevzu buysa ekonomideki çarkların dönmesi için ben gerekli derim...ama marka tercihi yaparsan ithal ürünler alırsan bi halt olmaz...iç ekonomi canlanmalı...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
