Motorsiklete yeni başlayacak olan birisiyim. Önceden motorlu hiç bir asfalt taşıtı kullanmadım. Almak istediğim motor 222 kiloluk bir motor. İlk sayfadaki yazıya göre yeni birisi olarak bu ağırlıktaki bir motoru almamam lazım. Ama 70-80 kilo ağırlığındaki bir bisikleti uzun yollar boyunca, pek çok yol koşulunda idare etmiş birisiyim. Yakında yapmayı planladığım bir bisiklet turunda bisikletimin ağırlığı 100 kiloya yaklaşacak. Yaklaşık 3000 kilometre boyunca 100 kilo ağırlığındaki bisikleti türlü rampalarla dolu bir coğrafyada idare etmek durumunda kalacağım. Bisikletin motorsikletten çok farkları var biliyorum ama ikisi de iki teker olduğundan alışma sürecimin nispeten kolay olmasını bekliyorum. Sütten ağzım yandığı için bisiklette yüksek hızlara çıkmıyorum. Bisikletimle bir gece yarısı Kandıra-İzmit karayolunda 60 km/h ile giderken düşmüştüm. O düşüş anımdaki düşüncelerimi unutamıyorum.. "Hapı yuttuk.. Düşüyorum.. Anneme ne diyeceğim şimdi. Umarım bana bir şey olmaz" diye düşünüyordum (hafızam güçlüdür). Gerçekten de inanılmaz derecede şanslıydım ve eve bisiklet sürerek, ciddi bir yaralanma yaşamaksızın ulaşmış oldum.
Dolayısıyla artık hızdan korkuyorum. 400 cclik bir motor bana fazla. 120 km/h yi geçmeyi kesinlikle düşünmüyorum. Doğal ömrümün sonuna kadar iki teker üzerinde olmak istiyorsam hızdan uzak durmalıyım. Çok heyecanlı birisi olduğumdan, özellikle kafeinli içecekleri (çay, kahve) fazla tükettiğim zamanlarda 40 km/h' yi geçince ansızın heyecanlanabiliyor ve bisikletin kontrolünü kaybetme şansı yakalıyorum. Motorsiklet, bisikletten daha tehlikeli olduğundan bu ani heyecanlanmalarım çok daha fazla tehlike yaratabilir. Motoru şehir içi ağırlıklı kullanmayacağım. Bu yüzden uzun yola yatkın bir motor olması gerektiği için Burgman AN400 düşünüyorum. Hız meraklısı olmadığımdan bilmem kaç bin kilometre sonra daha yüksek cclik bir motora terfi etmeye hiç niyetim yok. Şehir içlerinde ve çok kısa mesafelerde bisiklet, motorsikletten daha avantajlı. Bir keresinde bir Burgman üzerinde yolcu olarak bulunmuştum. Bir motorsikleti kullanmak, tam yüklü bir tur bisikleti ayak gücüyle değil, motor gücüyle idare etmeye benziyor şeklinde düşünmüştüm o binişimde.
Boş bisikleti kullanırken ertesi gün yüklenip yola çıkarken o yüke alışmam 1 günlük sürüş kadar (120-160 klm) kadar sürüyor. Aynı şekilde yükü bırakıp boş bisikleti sürmeye başlayınca boş bisiklet bir acayip geliyor. Bisikletin bütün ayarları kaçıkmış gibi, sürekli yalpa yapıyor gibi oluyor. Ama ağır bir iki tekeri sürmenin tadına doyum olmuyor. Kendimi daha güvende hissediyorum.
Hızı yapacak yer var, yapmayacak yer var. İçimden gelirse hız yapıyorum. Tabi o hız boş bisikletle bile artık 60 km/h' yi nadiren geçiyor. 70 kiloluk bisikleti yokuş aşağı idare etmek, yavaşlatmak gerçekten zor oluyor. Islak havalarda yokuş inerken tecrübeli olmama rağmen tırs tırs ediyorum. Frene basmassam aşırı hızlanacak (bu ağırlıkta bir bisiklet teorik olarak uzun bir düz inişte rahatça 80-100 km/h' yi görebilir, tabi o son görüş olabilir
), frene çok sık basarsam kaliperler ve rotorlar aşırı ısınıp frenleme kabiliyetini yitirecek. Gerçekten çok dikkatli olmak gerekiyor.
Tur yüküyle yüksek eğimli ve uzun rampalarla dolu dağ yollarını rahatça aşmak için 400 cclik bir motoru tercih etmek istiyorum. Umarım motora geçebilir ve sorun yaşamadan alışma sürecini geçirir ve doğal ömrümün sonuna kadar iki tekerli araçlar üzerinde yollar yapmaya devam ederim.
Yazdıklarım motor konusu dışına çıkıyor ve ukela birisi gibi görünüyor olabilirim, bu yüzden kusura bakmayın lütfen.
Güzel günler dilerim.