Altın Beşik Mağarası ve Milli Parkı
-
Daha önce Huğlu dan Abdullah kardeşimle planladığımız
fakat bir türlü fırsat bulamadığımız Altın Beşik Mağarası
gezisine bir anda karar verdik.
Pazar sabahı erkenden düştüm yollara…
Konya-Beyşehir arasındaki Altınapa barajı
sabahın ilk ışıklarında yine görsel bir şölen sunuyor…
Bu yolda suyu birbirinden güzel birçok çeşme var.
Hemen birinde duruyorum…
Tabiî ki bu gün her şey doğada olmalı,kahvaltı da…
Saçta tereyağlı yumurta ve kara çaydanlık çayı ile güne başlamak farklı bir keyif…
Huğlu da Abdullah,Emre ve Abidin kardeşlerim karşılıyorlar beni…
Vakit kaybetmeden hemen yola çıkıyoruz.
Yolda keyifli keyifli giderken Emre önümde can havliyle kolunu sallamaya başladı.
Hemen yol kenarındaki çeşmede duruyoruz.
Montunun kolundan bir arı girmiş ve tabiî ki beklenen son…
Çamurla ilk yardımı gerçekleştiriyoruz…
Derebucak tan sonra keyifli yollarda gaz açıyoruz…
O devasa iş makinaları dağların tepelerine nasıl çıkmış?
Mermer ocaklarında hummalı bir çalışma var…
Bu çeşmenin suyu buz gibi,biraz mola verdikten sonra devam ediyoruz…
Ürünlü Köy meydanında çay molası veriyoruz
.O kadar candan ,a kadar sıcak bir karşılama var ki
kendimizi koyu bir sohbetin içinde buluyoruz.
Köyün ihtiyar delikanlıları,
hepsi kültürlü,hepsi neşeli,hepsi canlı tarih gibi…
Atışmalar espiriler ve kahkahalar havada uçuşuyor…
Yanımızdaki Yakup amca 80 yaşında.
Yıllarca bu bölgede orman memurluğu yapmış.
Yani namı diğer “ORMANCI”…
Yani bölgenin tek hakimi,yani kaymakamdan önce gelen adam…
Yakup amca ile doyumsuz bir sohbet devam ediyor…
“Sigara içtiğim söylenemez,günde ikibuçuk paket içiyorum,
Şair olduğum söylenemez ,yaklaşık yüz kadar şiirim var “
Diyerek başlıyor ağzından dizeler dökülmeye…
YAKUP AMCANIN SESİNDEN DİNLEYİN….
Çaylar içiliyor sohbetler yapılıyor.
Bu arada bir amca bütün gerek yok zahmet vermeyelim israrlarıma rağmen
hemen mobiletine atlayıp bahçesinden
şimdiye kadar yediğim en lezzetli yemişleri (incir) getirip ikram ediyor..
Vedalaşıp mağaraya doğru yola çıkıyoruz…
Bu manzaraya saatlerce bakabilirim…
Daha önceleri toprak olan yol şimdi asvaltlanmış.
Beyşehir Gölü ile bağlantısın olduğu da söylenen mağara görülmeye değer.
Atlas Dergisinin çekimler yaptığı mağara yabancı araştımacıların da ilgi odağı…
Yaklaşık 200 m uzunluğu olan giriş kısmının su derinliği yer yer 40 m yi buluyor..
“Taa üç gün” diyor
“İngiliz araştırmacılar şu yukarıdaki delikten
tüpler ve malzemelerle girdiler ve taa üç gün gittiler,
ama sonunu bulamadan döndüler” diyor amcam.
Rehber amca karşı yamaçtaki otu gösteriyor ve ekliyor;
“Amerikalı bir bilim adamı, bu bitkinin Türkiyede sadece buda olduğunu söyledi”
Rehberimizi motorun arkasına atıp Ürünlü ye bıraktıktan sonra ,
İbradı ya doru sürüyoruz.
İbradı da alabalık yenmeden geçilmez…
Artık güneş batmak üzere,
Cevizli üzerinden yolumuza devam ediyoruz…
Cevizli den sonra Bademliye geliyoruz.
Bademli de BORİÇİ nde durmadan olmaz.
İşletmesini Ali Güven dostumun yaptığı tesis
boyu göremiyeceğiniz kadar uzun çınarların altında
ve tarifi imkansız güzellikte bir suya sahip.
Sevgili Abdullah,Emre ve Abidin kardeşlerimle Huğlu da vedalaştıktan sonra
Bu keyifli günün ardından dolunayda Konya ya doğru sürüyorum…
Reklamlar
-
Motosiklet Eğitmeni
Valla bu kafayla raporun hakkini veremeyecegiz.
Yarin ayik kafayla bir daha okuyup öyle yorum yazacam.
Yalnis o ambiansa su plastik sandalyeler gitmemis.
Gicik oldum.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
-
Çok güzel bir gezi olmuş, seyrederken ağzımın suyunu peçeteyle zor topladım. Teşekkürler.
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)