Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

Mini Karadeniz Turumdan (İstanbul / Akçakoca / Karasu )

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1
    TanImsIz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Temmuz 2006
    Şehir
    İstanbul / Kartal
    Motosikleti
    Aprilia Tuono V4
    Sabah 8:30 alarmı ve güzel bir günün güzel bir sürüşüne başlamanın heyecanı ile uyanıyorum.
    Hemen burnumu camdan çıkarıp havayı kokluyorum. Güzel.. Sabah saati biraz serin ama güneşli bir gün.
    Rotam 220 km gidiş, 228 km geliş olmak üzere İstanbul - Adapazarı - Düzce - Akçakoca - Karasu - Adapazarı - İstanbul.
    Mini mini bir karadeniz turu ayarladım kendime. Kısaca hikayemize geçelim.

    İlk rotam E-5 üzerinden İzmit Köfteci Yusuf'ta bir kahvaltı. 9:00 da tekerleklerimi çevirmeye baslıyorum.
    Yolculuğun ilk dakikaları biraz garip geçiyor. Sol aynam gökyüzünü gösteriyor, sanırım kolum çarptı silerken..THY uçaklarını görüyorum.
    İdare edebilirmiyim rota boyunca diyorum ama ı ıh.. Gebze tarafında bi benzinlikte pense rica ederek aynamı ayarlıyor, yola devam ediyorum.
    Rüzgar geçirmez içliklerim iş görecekmi acaba, hava 11 derece , hissedilen -850 sanırım. Fena değiller.
    Körfeze gelmeden rotamı otobana çeviriyorum, bu radarlar çok canımı sıkmaya başladı..
    65 km sonra otoban avmlerinden birinde ( Tem 76 ) mola veriyorum. Boynumdan giren rüzgar sebebiyle üşüdüm biraz. Buff ımı takıyorum.
    Avm de biraz oyalanıp refleksleri geri kazandıktan sonra tekrar marşa basiyorum.

    Bolca radar belası olduğu icin ( ki dönüşte başıma bela oldu bu ) hızımı ve bileğimi kontrollü bir şekilde tutmaya çalışarak,
    Toplamda 1 saat 10 dk sonra İzmit Yusuf'a varıyorum.
    Benden önce gelen 5-6 kişilik bir motor grubu var, aralarında enduroda var , sanırım dağlara doğru gidecekler. Selamlaşmaya fırsatımız olmadı ama okuyorlarsa hepsine selamlar.
    Niyetim kahvaltıydı ama girişte omletli menülerin resimlerin görünce fikrim kavurmalı yumurtalı olarak değişti. Bir güzel gömdüm.

    Vakit kaybetmeden Düzce yolunu tutuyorum. Otoban oldukca rüzgarlı, yeryer hızımı 160 lara çıkartıyorum ama rüzgar manyağı olunca hızlıca düşürmek zorunda kalıyorum.
    Hareketsiz neşesiz bir otoban sürüşü sonrasında Düzce merkezden geçiyorum, burda durmaya niyetim yok devam edicem.
    Şehir oldukca sakin , yıllar önce geldiğimde çok kalabalık bi çarşısı vardı..

    Düzceden çıkışı yapıp , Akçakoca yoluna giriyorum. Yolu şaşırmamak icin son kez haritadan göz atıyorum.
    Yolda oldukca tır / kamyon / ticari araç oluşu dikkatimi çekiyor. Sanırım Lojistik olarak mecburi kullanılan bi yol.
    İklimin çok çabuk değişmesini ve icimin biraz ısınmasından sonra yine birşeyler fark ediyorum. Ben önümü niye göremiyorum yahu ?
    Kaskım o kadar çok sineklenmeşki , meğer ben aralarından baka baka yolu izliyormuşum..
    Kask ve montuma mermi gibi çarpan pislik haşereleri temizledikten sonra nerde kaldı bu Akçakoca diyerek gazı tekrar açıyorum.

    Şehrin girişine vardığımda , küçük şehir girişlerine hic benzemeyen karışık bi göbekte yolumu şaşırıyorum. Tabelaları okudum okuycam derken ' dümdük ' giriveriyorum sapağa.
    Biraz daha ilerleyince denize doğru gittiğimi, dolayısıyla sahil yoluna varacağımı anlıyorum.
    Sanırım Akçakoca'ya giriş yaptım.
    Sahil yollarını gidiş geliş yerine tek gidiş tek geliş ayrı ayrı yapmaları yine rotamı şaşırmama sebeb oldu.
    Şehir merkezini ararken , ' zaten sahil kasabası değilmi burası ' diyerek bi uca motorumu park ettim ve sahili yürüyerek dolaştım.
    Ayağımdaki motor botları ve zeminin dümdüz beton olmasından dolayı fazla uzun yürüyemedim.
    Yemek icin bikaç restoran baktım ama, gözüme pek şirin görünmediler. Sanırım sezon kapanınca esnafta pek iş yapmak istemiyor.
    Yemek işini Karasu'da hallederim diyerek fazla oyalanmadan yola devam ettim.

    Akçakoca - Karasu yolu sannırım bu rota boyunca en hoşuma giden yoldu.
    İlk kez gittiğim yolları dikkatlice izler, hicbirseyi kaçırmak istemem.
    Sağ yanıma Karadeniz'i sol yanıma yeşillikler icinde küçük küçük köyleri olan , yazlık ve müstakil ev karışığı yolda birazda üşüyerek sürmeye devam ettim.
    Karadeniz sert esiyor mübarek..
    Böylesi güzel yollarda durup fotoğraf çekmeyi bi türlü beceremiyorum ( sonradan pişman olduğum tek konu )

    Biraz yeşil, bolca sararmış yaprakla bezenmiş sahil yolu boyunca keyifle sürerek Karasu merkeze vardım.
    Karnım gercekten acıkmıs.. Hic vakit kaybetmeden haritada yerini belirlediğim sahildeki Köfteciye varıyorum.
    Kurumsal yerleri tercih ediyorum.
    Köftecinin paketcisi genc arkadaşla kısa bir motor ve çevre bilgisi hakkındaki diyaloğumuzdan sonra , bana sahil ve içerdeki yürüme yolundan başka bi görülcek yerinin olmadığını söylüyor.
    E orayıda bir görim diyip yürüme yolu ( tam merkezi yeri ) nu da gördükten sonra dönüşe geçiyorum.
    Şehirden çıkmadan 5 kademeden 1 kademeye düşen benzin ibresini son anda fark edip, shell den yakıtımıda alıyorum. ( 275 lira )
    Şivesinden ve sanırım birazda yaşından ( Yaşlıydı ) benzinlikteki amcanın ne söylediğini pek anlamadım ama ( sanırım gençliğinde motor kazası yapmış ) yinede saygılarımı sunup duasını alıp yola koyuldum.

    Karasu - Adapazarı yolu bu rota icinde sabırsızlıkla beklediğim bi yoldu.
    Yıllar öncede geldiğimde yolu güzeldi, yazlık bir bölgeye ulaşımı olduğu icin yolu genişletmis dahada güzelleştirmisler.
    Önce sakin bir tempo ile sürüşe başlıyorum, sağı solu gözetliyor ilgimi çeken biyer varmı diye bakıyorum.
    Pek yokmuş..
    Ferizli'nin kavurması meşurmus.. Kavurma yemiyorum ama bi sütlac ile enerji ve keyfimi yükseltiyorum.
    Restorana ait çok şirin bi köpek var, küçük ve uzun süs köpeklerinden.Biraz mıncıklaşıyor seviyorum.
    Tekrar yola devam.
    Karasu , Adapazarı'na 40 km civarı uzaklıkta. ilk 25 km sakin kullanımla sürdükten sonra Suzi'yi biraz coşturuyorum.
    Şunuda geçim, dur şunuda bi tokatlim , of of harika gidiyorum 140-150-160 yapıştır !
    Fakat ilerde bişeyler oluyor, trafik yavaslıyor..
    Oda ne yolda daralıyor ! Biblomu onlar ? Eyvah eyvah..
    Nolur bana bakma nolur bana bakma :( yasal mermili 2 polis memuruda önüme atlarcasına beni durduruyor. Teröristmiyim yahu ben..Sanki yıllardır bu an'ı bekliyorlarmış gibi..
    İlk diyaloğumuz ; -Polis ; sen napıyosun ya ?
    - Ben ; anlamadım amirim , ne olduki ?
    -Polis ; 70 km limit var , sen 147 ile giriyorsun

    Kısa bir ' ben buranın yabancısıyım ' muhabbetinden sonra radarın fotoğraflandığını, ellerinden bisey gelmiceğini o cezayı yiyceğimi kesin ve kesin anlayarak imzamı attım ve 1823 liralık makbuzu cebime koyarak mutsuz bi şekilde marşa bastım.
    Acaba o tırı gecerkenmi yakalanmıstım.. Yok yok tofaşlının yavasladığı yerdeydi galiba.. Yapıcak bisey yok.
    130 km geri dönüş yolum kaldı, keyfimi bozmak istemiyorum.
    Otoban avm leri Berceste'de bi fındık fıstık redbul molası veriyorum.
    Devamında Sapanca'ya kenardan bi mrb diyip bikaç fotoğraf alıp tekrar yola düşüyorum.
    Nalet sinekler yine vizörümde görülecek yer bırakmamışlar, temizleyip sinirli bi şekilde gazı acıyorum.
    Dönüş yolculuğunu hep hızlı yollardan yaparım, niyeyse biriken bi enerji patlamasını orda yapmak hoşuma gidiyor
    40 dk gibi kısa bir süre sonra muhitime giriş yapıyorum.
    Depoyu tekrar fulleyip evime varıyorum.
    543 lira yakıt , 170 lira yemek giderleri , 1823 lira radar cezası ile kendime güzel bi haftasonu hediyesi veriyorum

    Bir sonraki gezide görüşmek üzere , sevgilerimle dostlar.

























    espresso, Cyan, GoGi ve 4 diğerleri bunu beğendiler..


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    04 Mart 2022
    Motosikleti
    Honda Forza 250
    Okuması çok keyifliydi.

  3. #3
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Yalnız kovboy

    İyi gezmişin yine.
    Ama cezaya üzüldüm.


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)