Herkese selamlar,
Bayram tatilini fırsat bilip Nc700x ve GSF Bandit 650 ile İstanbul'dan 17 Ağustos 17:15'de yola çıktık.
Rotamız aşağıdaki gibi oldu;
Her zaman İDO ile Eskihisar-Topçular gidip gelirdik. Son 2 keredir Negmar'ı deniyorum. İDO gidiş dönüş 35 TL sanırım motosiklete. Negmar ise 15 TL gidiş dönüş ücreti alıyor. Negmar'ın girişinde arkadaşımı bekliyorum;
Feribot inişinden sonra direkt ailemin yaşamış olduğu Dikili'ye geçtik. Saat 23:00 civarı oradaydık. Yollar bayrama göre sakindi.
Nc'min ön balataları çok az kalmıştı ve yola çıkmadan önce KMA'ya gidip bir set ön balata almıştım. Plan, sabah uyanıp, balataları değiştirip, erkenden Marmaris'e yola çıkmaktı. Ama oldu mu? Olmadı
Nc'lerde ön freni 2 pistonlu ve 3 pistonlu olan modeller var. Sabah oldu, arkadaş mevcut balataları sökerken ben KMA'dan aldığım EBC'leri çıkardım yanına gittim ki... Mevcut balataya göre mini minnacık bir şey bunlar. Ne yapacağız dedik, Ayvalık, Altınoluk v.s. gezdik. Hiç bir yerde balata bulamadık.
Bergama'da Neza'yı aradık. Vardır gelin dediler. Gittik, onlarda 2 pistonlu balatayı çıkarıp verdiler.Dedik bu olmaz, model kodunu v.s. söyledik bu var mı? Yok... En yakın neresi var Yükseliş İzmir. Aradık, balata var mı? Var. Ne kadar? 370 TL.
Dedim balataya o parayı vereceğime diski yerim zaten eski.
En sonunda İzmir'de Burak21 diye bir yerden balataları bulduk. Sağolsunlar çok da güzel esnaflarmış.
Neyse bu kadar dolandıktan sonra vakit 16:00'yı geçti, bizim Marmaris planı yalan oldu.
Yol üstünde Seferihisar'da bir bölgede durduk;
Yol üzerinde gelirken bir gerideki plaj benzeri noktada, askeri bölgedir girilmez tabelasını gördük. Girmedik, devam ettik. Bir sonraki alanda böyle bir uyarı yoktu. 18:00 gibi çadırları kurduk, denizimize girdik, motosikletleri yanyana çekip kilitledik.
Neyse hava karardı. Önce bir araç asker geldi. Burası askeri tatbikat bölgesi ve mülteci kaçış alanı olduğundan kamp yapılması ve girilmesi yasaktır dendi. Oysa gözetleme kuleleri arka tarafımızdaydı ve saatlerdir bizim orada olduğumuzu biliyorlardı. Tam keyfimiz yerine gelmişken geldiler ve keyfi kaçırdılar.
Yine neyse dedik bir şey olmaz, bu saatten sonra (22:00) bu çadırlar toplanmaz. Zaten zifiri karanlık. Derken 2 araç Jandarma geldi. Dediler, gideceksiniz çare yok. Yapacak bir şey yok dedik, telefon flaşlarıyla çadırları topladık, giyindik, yola çıktık.
Hemen ilerimizde Gümüldür vardı. Sahile indik. Güzel bir alan bulduk. Geceyi orada geçirdik.
Sabah 7'de güneşin tam çadırlara vurmasıyla ter içinde uyandık. İzmir'deyken İzmir usulü bir kahvaltı yapalım dedik;
Kahvaltı sonrası Marmaris'e doğru yola nihayet çıktık.
Marmaris yolları enfes. Viraja doyduk. Lastikler Mitas Sport Force+. Yılbaşında taktırmıştım. 5000 KM civarı oldu. Hiç yüzümü kara çıkarmadı. F/P olarak çok başarılı.
Tabi hava 33, hissedilen 40 derece. Tam öğle sıcağında yollardayız. Motosiklet montunun içine dahi geçmişti ter
En sonunda Marmaris'e vardık. Fakat giriş bile o kadar kalabalıktı ki. Biz burada yer bulamayız, sıcaktan da bayılırız dedik. Bir arkadaş sağolsun Datça tarafını önerdi. Buna istinaden direkt Palamutbükü'ne doğru yola koyulduk.
Marmaris, Datça, Palamutbükü yolu biraz bozuk. Bol virajlı, biraz dar ancak gayet keyifli. Sağımız solumuz yeşillik. En sonunda cennete varıyoruz. Palamutbükü sahilinin hemen gerisinde bulunan Akvaryum Koyu'na kamp atıyoruz. Bu alan ücretsiz, ağaç altı her yer kapıldığı için yine kabak gibi ortada kalıyoruz.
Deniz kesinlikle muhteşem. Su akvaryum gibi. Ancak içerisinde balık maalesef yok. Bu yüzden boş bir akvaryum demek daha doğru.
Bazı kişiler direkt koyun taşlık kumsalına çadır kurmuştu. Biz yukarı tepesinde konuşlandık.
Sabah olduğunda yine güneşle uyandık ve kendimizi denize attık. Sonrasında da çok sıcağa kalmadan yola çıkalım dedik. Akyaka'ya uğramak istiyorduk. 3 gündür 10 LT su ile yıkanma harici duş almamıştık. Akyaka'ya girdikten sonra kendimizi direkt Azmak Nehrinin o buz gibi suyuna bıraktık .
Yaklaşık 4 saat boyunca suya girdik, çıktık, terledik, tekrar girdik.
Sonrasında artık tatilimiz bitti ve ben Dikili, arkadaşım Buca'ya varmak üzere yola çıktık. Aydın'dan otobana girmeden oldukça sağanak şeklinde yağan yağmur bizi benzinliğe sığındırdı. İkimizin de yağmurluğu olduğu halde giymedik. Biraz ıslanıp serinledik.
Sonrasında Balıkesir'e gelmeden Gökçeyazı diye bir köyü geçtikten sonra yol üstünde durmuş bir çifte rastladık. Durmamız için işaret ettiler. Biraz geçtikten sonra durduk, yanlarına geri döndük.
Arora AR 185-20 Fırtına model bir motosiklet ile yolda kalmışlar. Baktık problem buji ateşleme yapamıyor. Arkadaşım çocuğu da alıp geçtiğimiz Gökçeyazı köyüne doğru yola çıktı Buji bulma ümidiyle. Benim umudum hiç yoktu bulunabileceğine dair ama geldiklerinde yüzler gülüyordu.
Köyde bulunan bakkaldan 9 TL'ye bulmuşlar bujiyi.Çocuk baya şanslıydı. Biz de duamızı aldık tekrar yola koyulduk.
Uluabat'da yol kenarında genellikle kamyoncuların durduğu kahvehane gibi bir yer var. Bizim ritüelimiz oldu burası. Her geçişte uğrayıp bir çay tost yiyoruz.
En sonunda da yine Negmar ile İstanbul'a döndük.
Toplamda 2000 KM yol yaptık.
Nc ortalama 3.3 Lt
Bandit ortalama 5.2 Lt yakıt harcadı. (Tam net hesabı henüz yapamadık)
Benzin ve balata ve yiyecek hariç 5 kuruş para harcamadık. Sağ salim İstanbul cehennemine dönme üzüntüsünü yaşadık.
