Arkadaşlar herkese merhabalar. Hafta sonu gerçekleştirdiğim bu gezi sizinle paylaşmak istemim. Daha fazla resim, gezi ve bilgi için http://anadoluyollarinda.blogspot.com.tr/ adresine bakabilirsiniz.
Bu seferki yolculuk Çatalhöyüğe. İç Anadolu bölgesinde bulunan Çatalhöyük, Konya'nın Çumra İlçesi sınırlarında olup, ilçenin 10 km doğusunda bulunmakta. Ankara'ya uzaklığı yaklaşık olarak 350 km. Yollar güzel olmakla birlikte Ankara-Konya yolu sanırım Türkiye'nin en sıkıcı yollarından birisi. Dümdüz, bol rüzgarlı ve bomboş.
[IMG][/IMG]
Çatalhöyük 13,5 hektarın üzerinde bir alana yayılmış ve 1.400 sene boyunca iskân edilmiş. Dünyada insanoğlunun ilk toplu yerleşime geçtiği yerlerden biri olan Çatalhöyük bize Neolitik Çağ da yaşamın nasıl olduğu hakkında çok büyük ipuçları vermekte. Çatalhöyük ilk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkez. Çatalhöyük, 2012’den beri UNESCO Dünya Mirası kalıcı listesinde yer almakta.
[IMG][/IMG]
Çatalhöyüğe ulaşım Çumra üzerinden oldukça rahat. Konya'yı ziyaret edenlerin çokta rağbet gösterdiği bir yer değil Çatalhöyük. Bu durum yol üzerindeki tabela eksikliğinde de kendisini gösteriyor. Çumra ilçesinde Çatalhöyük tabelası bulunmuyor ve durup yol sormak gerekiyor. Çatalhöyüğe vardığınızda bizim buraya hiçte önem vermediğimizi, yabancı bilim adamlarının ilgisi olmasa buranında diğer pek çok arkeolojik-tarihi alan gibi buranında yok olmasının işten olmadığını kavrıyorsunuz.
[IMG][/IMG]
Aslında ne kadar da önemli bir yer Çatalhöyük insanlık tarihi ve Anadolu tarihi açısından. Çatalhöyük iyi korunmuş Neolitik yerleşimin çok nadir bir örneğidir ve insan prehistoryasını anlamak için önemli yerlerden biri olarak kabul edilmiştir. Nüfusuyla dönemin en kalabalık şehirlerinden biri olması, duvar resimlerinin ve aletlerinin bilinen neolitik geleneklerle bağdaşmaması, yönetim biçimi, iç içe ve paylaşımcı yaşam tarzı değerlendirildiğinde Çatalhöyük arkeolojik açıdan dönemdaşlarından farklılaşıyor ve büyük önem arz ediyor.
Doğu ve Orta Anadolu’da ve Doğu Akdeniz’de Çatalhöyük’ten daha erken oluşan birçok köy ya da kent tipi yerleşme olduğu biliniyor. Bunların bir kısmı en az Çatalhöyük kadar büyük hatta daha büyüktü. Ayrıca bitkilerin tarıma alınmasının, koyun ve keçinin evcilleştirilmesinin bu bölgelerde Çatalhöyük’ten binlerce yıl önce başlamış olduğu da biliniyor. Fakat, Çatalhöyük’ün farklılığını ortaya koyduğu başkaca yönleri vardır. Örneğin, duvar resimlerinin hikâye anlatımcı niteliğinin bugüne kadar Anadolu’da ve Orta Doğu’da bulunamamıştır. Ve sanatın yoğunluğu bile hala özeldir.
[IMG][/IMG]
Çatalhöyük’teki içlerine çatılardan girilen birbirine bitişik evler ile sokağı olmayan yerleşim ünik bir özellik sergilemektedir. Ortadoğu ve Anadolu’da diğer Neolitik alanlar bulunmuş olmasına rağmen, Çatalhöyük Neolitik Kenti, kalıntıların boyutu, yaşayan toplumun yoğunluğu, güçlü sanatsal ve kültürel gelenekler ve zaman içindeki sürekliliğin benzersiz bileşimi ile olağanüstü evrensel değerler taşımaktadır.
[IMG][/IMG]
Çatalhöyük’te savaşa ait bir iz yok ve kadın-erkek çelişkisi de yok. Burada eşit bir hayat bulunmaktaydı. Eğer kadınlar ve erkekler ciddi derecede farklı hayatlar yaşadılarsa, biri ya da diğeri egemen idiyse, o zaman diyetlerinde de farklılıklar olmasını bekleyebilirdik. Örneğin, egemen gurup et ya da etin daha iyi parçaları gibi belli yiyecek türlerine daha kolay ulaşabilirdi. Ancak kazılarda ulaşılan kadın ve erkek kemiklerinin izotop analizleri, kadın ve erkeklerin diyetlerinde bir farklılık olmadığını ortaya koymuştur. Ayrıca kemiklerdeki aşınma tipleri höyük kadın ve erkeklerinin yaşamları boyunca birbirlerine çok benzer işler yaptıklarını göstermiştir. Bütün bunlar sosyal rollerin belirlenmesi açısından cinsiyetin görece önemsiz olduğu bir toplumun varlığına işaret etmektedir. Kadın ve erkeğin evde geçirdikleri zaman ve yaptıkları işler hemen hemen aynıydı, alet yapıyor, buğday öğütüyor, ekmek yoğuruyor, aile liderliğine soyunuyorlardı. Bunlar da bir anaerkil dönemden çok, eşitliğin gösteriyor bize. Örgütlenmesi yüksek bir yerleşme olmakla birlikte Çatalhöyük’te hiyerarşi yoktu, çünkü ne yönetim kararlarının alınabileceği, ne de kararların topluma iletilebileceği mekânlar vardı, hatta onları alanlara taşıyacak sokaklar bile yoktu. Tanrıları değil, kocaman gövdeli, bereketi ve gücü simgeleyen şişman kadın tasvirleri vardı.
[IMG][/IMG]
Çatalhöyük’te konutlar, büyüklüğü yaklaşık 20-30 m2 olan dikdörtgen bir ana mekân ile ona bitişik, 5-6 m2büyüklüğünde bir veya iki depo alanından oluşmaktaydı. Çatalhöyük’te konutların standart bir plana göre yapıldığı ve tabakalar arasında herhangi bir farklılaşma olmadığı izlenmektedir. Konutlardaki bu tekdüzelik, toplumsal yapıda da bir katmanlaşama olmadığı izlenimini vermektedir. Çatalhöyük, gelişmiş, uzmanlaşmış ekonomik faaliyetlerin ve bölgelerarası ticaretin odaklaştığı bir merkezdi, ama bir yönetim işlevi içermiyordu ve bir yönetici sınıf oluşmamıştı. Bunun da nedeni, elde edilen artık ürünün oldukça sınırlı kalması ve anamal birikiminin sağlanamamış olmasıdır. Bunun göstergeleri de konutların küçük ve gösterişsiz olmaları, saray, tapınak, koruma duvarı, kale gibi anıtsal öğelerin inşa edilmemiş olmasıdır. Çatalhöyük’te büyük olasılıkla ne kamu yapıları, ne tam zamanlı yöneticiler, ne de din görevlileri vardı. Çatalhöyük’te savaşa ait bir iz yok; zira şehri sınırlayan ve koruyan sur duvarları niteliğinde herhangi bir buluntuya rastlanılmadığı gibi yerleşmenin büyümesini engelleyen, önemli kesintilere uğratan bir müdahaleye de rastlanılmamıştır.
[IMG][/IMG]
Çatalhöyük’ü keşfeden ve ilk kazı çalışmalarını 1961 yılında başlatan James Mellaart’ın bölgede bugün bile yoğurt yapımında maya olarak kullanılan meşe palamudu kapsüllerine rastlaması, ilk yoğurdun Çatalhöyük’te yapıldığı yönündeki ihtimalleri de güçlendirmektedir.
Çatalhöyük’te bir yapının kuzey ve doğu duvarlarında 1963 yılı kazıları sırasında bulunan resim (Radyokarbon yöntemiyle yapılan tarih saptama çalışmaları resmin günümüzden 8.200 yıl öncesinde yapıldığını gösteriyor) kimileri tarafından tarihin ilk haritası olarak tanımlanıyor. Bu resim üzerinde Hasan Dağı'nın ve Çatalhöyük yerleşiminin tasvir edildiği düşünülmektedir. Bulunan resim bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmekte.
Olur da yolunuz düşürse 9000 yıl öncesinden günümüze gelen bu izleri muhakkak görün. Görülmeye, sahip çıkılmaya ve üzerinde düşünülmeye değer bir yer Çatalhöyük.
[IMG][/IMG]
Hepinizin yolu ve bahtı açık olsun