Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Honda CB 125 ile İstanbul-Tekirdağ-Çanakkale-Çan-Biga-Bursa-Yalova-İstanbul

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1

    Üyelik
    07 Mart 2011
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda CB 125 E >> Honda NX4 Falcon
    Selam arkadaşlar. Dört beş aydır aklıma saplanan uzun yola çıkma fikrini gerçekleştirdim. Gerekli hazırlıkları yavaş yavaş yaptım. Yan çantaları ve yan çanta demirlerini önceden almıştım. Michelin lastikleri fuardan aldım. Son hafta gideceğim yerdeki arkadaşlarla görüştüm. Lastik tamir spreyi (köpüğü), ilk yardım seti ve yan çantaları sabitlemek için plastik kelepçeler aldım. Motorun 4000 bakımını yaptırdım ve 12 Nisan sabahı en geç 7:00-8:00 gibi yola çıkma planım aksilik sayılmayacak gecikmelerle 11:30'a kadar sarktı. İlk gün İstanbul-Tekirdağ-Çanakkale rotasını izleyecektim.





    Sabah saat 11:30'da yola çıkmaya hazırım. Arka sinyallerin kapanmaması için, yan çantaları daha dar olan kısımları arkaya doğru bakacak şekilde yerleştirdim.








    Tekirdağ sapağının karşıma çıkması umuduyla Edirne tabelalarını takip ederek gidiyorum. İyi, güzel. Ama belli bir yerden sonra bende bir endişe başlıyor zira ortalarda Tekirdağ tabelası filan yok. Edirne'ye doğru gittiğim yanılsamasına kapılıyorum. Birilerine danışmak için şu anda ismini tam hatırlamadığım bir sapağı kullanarak otoyoldan çıkıyorum. Ufak bir yerleşim yerine geliyorum. Tarif ediyorlar. Tekrar otoyola girip devam ediyorum. Emin olmak için otoyol kenarındaki bir benzinliğe girip tekrar soruyorum. Orası da "devam et" deyince ferahlıyorum. Doğru yoldaymışım. Sık sık sorarım böyle durumlarda. Nereye gittiğinizi bilmeden yol almak keyifli olmuyor. Neyse, devam ediyorum ve Tekirdağ tabelası görünüyor. Harika. Ayrıca kaskımın tepesine yapıştırdığım HGS etiketi gişelerde sorunsuz çalışıyor. Birkaç gün önce reflektörlü yeleğimin şeffaf göğüs cebine koymuştum ve çalışmamıştı. Gişelerdeki alıcının yukarıda olduğunu öğrenince şeffaf koli bandıyla kaskın tepesine yapıştırdım ben de. İşe yarıyor. (HGS etiketini alna yapıştırma geyiğine çok gülüyorum bu arada.) Tabela sevincini ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekiyorum. Yanımdan geçen kamyonun rüzgarı, seleye koyduğum eldivenleri sağ tarafa uçuruyor. Daha önceden bu şekilde kaskım uçmuştu. Aklınızda bulunsun. Her zaman sağ tarafa uçmayabilirler. Zemine ya da sağlam bir yere koyun.








    Arkalardaki sarı alanların ve çevrenin rengi çok hoşuma gitmişti ama şu tesis dışında pek bir şey çıkmamış. Doğru açı için olduğum yerden çok uzaklara gitmem gerekiyordu. Otoyolun kenarında pek uğraşmak istemedim. Yoğun bir anason kokusu geliyordu buradan.





    Yol iyidir.











    O sarı alanlar katırtırnağı tarlası olabilir mi? Katırtırnağının tarlası oluyor mu ki?





    14:20'de Tekirdağ'a varıyorum. Yanımda yiyecek bir şeyler getirmiştim. Üstümü başımı çıkartıp yemek yiyerek ve sonrasında çay içerek dinlenmeyi planlıyorum. Üzerine belki bir sigara içerim. Tam da planıma uygun bir yer. Dinlenirken, vücudu sıkan yol kıyafetlerinden mümkün olduğunca kurtulmak önemli.





    Gözüme bir yer kestirip oturmak istiyorum. "Abi, oturabilirim değil mi?" soruma davetkar bir yanıt aldıktan sonra abinin yanına oturuyorum. Abi başlıyor anlatmaya. Eski motosikletli polislerdenmiş. Anlattığına göre 750'lik Honda (modeline değinmedi veya değinmek aklına gelmedi) ve BMW R'lerden kullanmış. Motor ve motosiklet bilgisi gayet yerinde. Başına gelenleri anlatıyor. Günde iki buji değiştirdiğinden, yanında bir poşet buji ile dolaştığından bahsediyor. Anladığım kadarıyla BMW'leri daha çok seviyor. Cumhurbaşkanına kortejlerde eşlik ettikleri zamanlarda karınlarını motosikletin üzerinde bisküvilerle doyurduklarını anlatıyor. Japonya'dan kendilerine eğitim vermek için gelen uzmanın marifetlerini övüyor. Caddeden agresif kullanarak geçen motosikletliyi göstererek "Motosiklet böyle kullanılmaz. Motosikleti keyfini çıkara çıkara süreceksin, sınırlarını zorladığın zaman irade motosiklete geçer." diyor. Fotoğrafını çekerken hafif nazlandı ama kaçış olmadığını anlayınca pozunu verdi.








    Yolları sevmesek ne diye uğraşalım bu kadar? Tekirdağ'dan çıkıyorum.











    Koru Dağı'na varıyorum ama gözüme eskisi kadar heybetli görünmüyor. Zaten o kadar heybetli bir dağ değildir ama şimdiki hali daha heybetsiz gibi. İnişe geçerken bir iki fotoğraf çekiyorum. Sıradan dağ bayır fotoğrafları gibi görünen kareler motosikletli yolculuklarda bambaşka bir duygu yaratıyor. İkinci fotoğraftaki gölgem, evet.




















    Gelibolu'ya yaklaşıyorum. Saros Körfezi'nin başlangıç kıyıları. Fotoğraf çekeceğim diye yolların ortasına atıyorum kendimi.





    Eceabat'a yaklaşıyorum, deniz soluma geçiyor. Gelibolu Tersanesi civarları.

















    Eceabat'a vardım sayılır. Saat 19:35. Bu fotoğrafı çekmek için telefonu kaldırırken, sağda büyükbaş hayvan ve atlardan oluşan grubun yanındaki kangal köpeğinin dikkatini bana verdiğini fark ediyorum. Fotoğrafı çekip telefonu cebime koyarken, verilen dikkat hafiften bana doğru koşmaya dönüşüyor. Motora atlayıp hareket ettiğimde köpek birden kendi haline geri dönüp yerde bulduğu bir şeyle ilgilenmeye başlıyor. Genelde tersi olur.





    20:00'da Eceabat-Çanakkale feribotu kalkıyor ve hava aydınlık.





    20:30'da Çanakkale İskelesi'ne yaklaşırken hava birden kararıyor. Ne gadder enteresan.





    Çanakkale'ye ayak basar basmaz Alper'le buluşuyorum. Alper çoktan havaya girmiş bile. Kymco Xciting 250i kullanıyor.





    Ali'yi de alıyoruz. İşten yeni çıkmış ve arkadaşlarıyla bir şeyler içmeye gidiyor olmanın verdiği neşe var adamda.





    Gidiyorlar.





    Yeme içme faslını geçiyoruz ve ertesi gün 15:00 gibi Çanakkale-Çan-Biga yollarına hazırız. Alper hafiften hasta, vücut direnci kırılmaya başlamış ve haliyle biraz keyifsiz.





    Sevdiceği Şebnem yanına sokulunca yüzündeki ekşilik biraz gidiyor. Biraz ama.





    Keyfim yerinde ve yüksek görünürlüklüyüm.





    Her motosikletçinin sevdiği ağaçlı koridorlardan. Koridorun içindeyken çeksem daha güzel olurmuş.





    1966'da Sarıçay'a kurulan Atikhisar Barajı, beyaz asfalt ve bunların sunduğu Güney Egemsi-Akdenizimsi atmosfer.











    Ufak bir mola daha. Yol kenarındaki bir köyün girişinde duruyoruz.

















    Derken aniden yanımızda bu arkadaş belirdi. Susurluk'taki motokros yarışlarına gidiyormuş. Planladığı Batum gezisini, eski motorlarını, bir ay önce yaptığı kazayı, tanıdığı kişileri ve şimdi hatırlamadığım birçok şeyi 15 dakika içinde anlattı. Biraz sohbet ettik ve ayrıldık. Onu gördüğümüze içten içe çok sevindik.











    Çan'ın girişi. İlk bakışta Biga yönü düz devam etmemizi söylüyor gibi. Biz de öyle yapıyoruz. Ancak ilçe merkezinde bir tur atıp geri dönüyoruz. Tabelaya yeniden bakınca mesele anlaşılıyor.





    Biga'ya girerken bu sefer yanımızda Biga Motosiklet Kulübü'nden olduğunu söyleyen bir arkadaş beliriyor. Toplanıyorlarmış ve bizi de davet ediyor. Bu hoş daveti reddetmek zorunda kalıyoruz. O kendi yoluna gidiyor biz de Fatih ile buluşacağımız yere yaklaşıyoruz.














    Fatih ile buluşuyoruz. Yanında iş yerinden arkadaşı Ali Abi var. Önce bir çay bahçesine, sonra da mangallık malzemeleri ve şarapları alıp Fatih'in terasına geçiyoruz. Bizi harika ağırlıyorlar. Yanlarında kendimizi değerli, mutlu, yenilenmiş ve özgür hissediyoruz. Onlar da bizim ziyaretimizden mutlu oluyor. Başkalarına anlatmak istedikleri ne çok şey varmış. Anlatıyorlar.











    Alper hasta. Gündüz yaşanan vücut kırıklığı gece hafif ateşe dönüşüyor. Ihlamur, nane limon, parasetamol vb. hafif tedavilerle geçiştirmeye çalışıyoruz. "Soğuk algınlığının semptomatik tedavisinde!" diyerek öne atılmak ve zaman içinde kendimce keşfetmiş olduğum iyileşme yöntemlerini sıralamak için içim içime sığmıyor ama hastanın başında her kafadan ayrı ses çıkmasını sevmediğimden geride kalıyorum. Gerekli direktifler Ali Abi tarafından bol bol veriliyor zaten.





    Ali Abi ve Fatih kırmızı şarapla Biga etinin vermiş olduğu hazzı yaşıyor. Tütün çekmekteler.











    Saat 8:00'da Alper'in horultularına uyanıyorum. 10:00'a kadar biraz daha uyuyup iyice kendime gelmek için kafamı yastığa koyuyorum. Tiz horultu sesi buna izin vermiyor. Yaklaşık 40 dakika uyumaya çalıştıktan sonra kalkıyorum. Diğerleri uyuyor. Böyle durumlarda en güzeli işe iyi tarafından bakmak. "İyi ki horlamış, erken yola çıkıyorum" avuntusuyla 30 dakika içinde toplanıp Biga'dan Bursa'ya doğru yola koyuluyorum. Hava yağmurlu. Motosiklet ceketimin üzerine palto giydim. Kısmen işe yaradığını söyleyebilirim.











    Telefonumun kamerası iş görüyor ama ışığın zayıf olduğu ve zor koşullarda yetersiz kalıyor.








    Bursa'ya yaklaşırken ısınmak için mola veriyorum. Tırcı Orhan'ın Yeri adlı lokantada çorba içiyorum. Garson arkadaşlar Bursa'nın gezilecek yerlerini tarif ediyor. Bu havada ne çıkarsa artık. Bakacağız. Bu arada, az nüfuslu bölgelerin şehirler arası rahat yollarına alıştıktan sonra büyükşehir girişlerindeki otoyollarda karşılaşılan hızlı ve yoğun trafik, 125 cc ile biraz can sıkıcı olabiliyor. Salmamak ve iyi odaklanmak gerek.





    Bursa'ya ilk kez geldiğimden şehrin genel havasını fazla vakit kaybetmeden koklamak için "Teleferik" yazan tabelaları takip ediyorum. Bursa'yı çevreleyen dağlar güzel görünüyor.








    Yağmurun altında motosiklet için yer buluyorum, kilitliyorum, kafamdan kaskı bile çıkarmadan teleferik istasyonuna doğru koşuyorum ve karşıma böyle bir şey çıkıyor.





    Böyle şeyleri büyütmemeyi öğrendim. Biraz canım sıkılıyor ama dert değil. Belki bir şeyler çıkar umuduyla görevliye danışmak için teleferiğe binilen alana giriyorum ve o sırada içi dolu teleferik yolcularını indirmek için yanaşıyor (kask hala kafamda). Kafamı bir teleferiğe bir görevliye çevirerek "Ne iş? Bu insanlar nasıl biniyor? Kapalı mı?" gibi bir şeyler söylüyorum. Görevli arkadaş onların yukarıya yemek çıkardıklarından ve teleferiğin hizmet dışı olduğundan bahsediyor. Ne? Yukarıya yemek mi çıkarıyorlar? Teknikerlere ya da işçilere filan mı yemek çıkarıyorlar yani? Halbuki görünümleri, konuşmaları, ses tonları bildiğiniz yerli turistler gibi. Yüksekliğin verdiği heyecanla sesleri hala titriyor ve sık nefes alıp sürekli küçük kahkahalar savuruyorlar. Kalabalığın içinden belli belirsiz yabancı sözcükler duyuluyor ama genelde Türkçe konuşuluyor. Ortalık sakinleşmeye başlayınca fotoğraf çekiyorum.





    Teleferik fiyaskosundan sonra Tırcı Orhan'ın Yeri çalışanlarının tarif ettiği yerlerden biri olan Tophane'ye yol alıyorum. Hava kötü, zaman az ama ilk defa gittiğiniz bir şehrin göbeğinden motosikletle geçerek gözüne kestirdiğiniz sokaklara plansızca dalıp kaybolmak ve insanlara sora sora gideceğiniz yeri bulmak zevkli. En kötü ihtimalle sizi kazıklamayacak bir pansiyon bulup uyursunuz. Neyse işte, bu şekilde Tophane'ye varıyorum.











    "Stadyumu da alayım."





    Bursa'da böyle bi kaleler, camiler, dağlar, taş yapılar, hamamlar bişiyler filan sürekli.





    Bursa İskenderi diye kakalanan az ve dandik etli, bol pideli, bol yağlı ve fahiş fiyatlı iskenderimi afiyetle yiyor ve Bursa'dan Yalova'ya yardırıyorum. Yağmur bitmiyor.





    Gemlik Körfezi harika görünüyordu ama yolun karşı tarafından bu kadarı çıktı.





    Yalova'ya yaklaşıyorum ve bu fotoğrafı çektikten sonra telefonumun şarjı bitiyor. Yağmur.





    Yalova Topçular İskelesi - Gebze feribotunda şarj merasimi.





    Gebze'ye varış ve İstanbul.


    babaduru, ilkerabi, Bekapa ve 17 diğerleri bunu beğendiler..


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    Tsubasa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Mayıs 2011
    Şehir
    34-10-35
    Motosikleti
    Demir At
    güzergah biraz karışmış sanki =)
    güzel gezi olmuş =)
    # motosikletle.blogspot

  3. #3
    Mengu16 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Aralık 2004
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    Bajaj 200NS, Mondial 210MX
    İstanbul tekirdağ sahil yolu çok daha güzel, keşke ordan gitseydiniz otoyol yerine. Ben geçen sene 100'lük cub'umla istanbuldan tekirdağa gittim geldim bir günde. Sahil yolu çok güzel otoyol gibi kapalı kutu değil.

  4. #4
    Ramazan Can - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Ekim 2006
    Şehir
    Pendik / İstanbul
    Motosikleti
    BMW GS 1200 / Honda Africa Twin dct1000L- VESPA LX
    güzel bir anlatım.. sanki yaşadım..iskenderin resmi neden yok.. merak ettim doğrusu...
    rumelian bunu beğendi.
    Fuzuliye sormuşlar "sevmek mi daha güzel sevilmek mi?" Sevişmiyorsanız ikisi de fuzuli demiş... SEMTİN HAYLAZI

  5. #5

    Üyelik
    07 Mart 2011
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda CB 125 E >> Honda NX4 Falcon
    Öyle pek kafa karıştırıcı bir şey yok bence Tsubasa kardeş. Haritayı iki parçaya ayırmıştım. İkinci parçayı Biga'dan çıkış fotoğrafımın altına koydum sadece. Bu yani. Teşekkürler

  6. #6
    ilkerabi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Ağustos 2007
    Motosikleti
    YOK Şimdi.. Corsa 05
    Kimdir o el sarması takılan arkadaş?

  7. #7

    Üyelik
    07 Mart 2011
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda CB 125 E >> Honda NX4 Falcon
    Alıntı Mengu16 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    İstanbul tekirdağ sahil yolu çok daha güzel, keşke ordan gitseydiniz otoyol yerine. Ben geçen sene 100'lük cub'umla istanbuldan tekirdağa gittim geldim bir günde. Sahil yolu çok güzel otoyol gibi kapalı kutu değil.

    Aklımın bir köşesinde bulunacak.

    ---------- Post added at 11:16 ---------- Previous post was at 11:10 ----------

    Alıntı TEKTEKER_RAMÇO adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    güzel bir anlatım.. sanki yaşadım..iskenderin resmi neden yok.. merak ettim doğrusu...
    Teşekkürler. Vıcık vıcık yemek fotoğrafı koymayı ve görmeyi sevmiyorum. Hele o yenmiş sofra fotoğrafları...

    ---------- Post added at 11:21 ---------- Previous post was at 11:16 ----------

    Alıntı ilkerabi adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Kimdir o el sarması takılan arkadaş?
    Ali Abi'den bahsediyorsun sanırım.
    Mengu16 bunu beğendi.

  8. #8
    tahsins - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Kasım 2012
    Şehir
    kocaeli
    Motosikleti
    bajaj boxer 2015 + doblo safeline 1.3mjet 2012
    maşallah 125cc motorla uzun yol büyük başarı. tebrikler

    konuyla alakasız ama
    montunuz ne marka ?
    bu havada bukadar yolda üşüdünüzmü ?
    bende bir kışlık mont arayışındayımda.
    yaş:34 evli 2 çocuklu (bajaj boxer kullanmakta.)
    salcano wolf: 0 km (05.01.2013)...->....45.000km (13.01.2016) !...
    bajaj boxer: 0 km (13.01.2016)...->.... ?

  9. #9

    Üyelik
    30 Kasım 2011
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    13' CBR 250 R
    Maşallah çok güzel bir yolculuk.
    Kerem Akın bunu beğendi.

  10. #10
    madlive - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Nisan 2010
    Şehir
    Bağcılar / İstanbul
    Motosikleti
    Vespa SLX 250 ie.
    Cb125e ile şehir içi 2.5 litre yakıyordum. Günü birlik Edirneye gittiğimde 3 litre yakmıştım (nerdeyse sürekli dip gaz gitmekten). Sizin yakıt durumu ve ortalama hızınız neydi?
    ölümün seni nerde beklediğini bilemezsin..

  11. #11

    Üyelik
    07 Mart 2011
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda CB 125 E >> Honda NX4 Falcon
    Alıntı madlive adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Cb125e ile şehir içi 2.5 litre yakıyordum. Günü birlik Edirneye gittiğimde 3 litre yakmıştım (nerdeyse sürekli dip gaz gitmekten). Sizin yakıt durumu ve ortalama hızınız neydi?
    Abi ben o kadar ince hesaplamıyorum. Üç aşağı beş yukarı aynıdır zaten. Herhangi bir arıza yoksa ve motora düzgün bakılıyorsa ne kadar değişebilir ki? Bir depo benzinle rahat 400 km mesafeler görülüyor bu motosikletle. Zaten bu motorun yapacağı hız belli. Ben de bayağı yüklüydüm. 105 kiloyum zaten. Bir de çantalar filan da var. Yokuş aşağı 100 oluyor. Yokuş yukarı düşüyor 60'a. Sonra düzlükte 80 oluyor. Rüzgar geliyor 70 oluyor. Bunun virajı var, bozuk zemini var, trafiği var... Eh, ortalama 70 diyelim o zaman. Ama bu motosikletle en keyifli sürüş 75-80-85 arası. Sıkıştırmanın, bağırtmanın gereği yok. Tabi ara sıra 110'lar filan deneniyor da, o inleme sesi tedirgin ediyor insanı. Biliyosundur

  12. #12
    initial-D - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Şubat 2013
    Motosikleti
    FJR 1300
    Sarı çiçekli tarlalar katırtırnağı değil kanola tarlaları.yemeklik yağ veya biodizel üretiminde kullanılıyor.

    Güzel gezi olmuş
    Kerem Akın bunu beğendi.

  13. #13

    Üyelik
    07 Mart 2011
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda CB 125 E >> Honda NX4 Falcon
    Alıntı tahsins adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    maşallah 125cc motorla uzun yol büyük başarı. tebrikler

    konuyla alakasız ama
    montunuz ne marka ?
    bu havada bukadar yolda üşüdünüzmü ?
    bende bir kışlık mont arayışındayımda.
    yok, alakasız değil. ne demek. teşekkürler. motosiklet ceketinden bahsediyorsunuz sanırım. markası difi. üşümedim. çok da soğuk değildi. milyonlarca ceket çeşidi var. bir de herkesin motosikletli yaşamı ve ayırdığı bütçe farklı. o yüzden deneyip görüp kendiniz karar vererek almanız daha uygun. buradan ne kadar anlatsam da yeterli olmaz ama anlatayım. ben difi'den çok memnunum. mevsimlik ceket. yani sonbahar-kış-ilkbahar için. ama yazın başlangıcı ve bitişi de dahil olmak üzere kesinlikle yaz için uygun değil. çok sert havalarda içine astarını giyiyorsunuz. astarlı ve astarsız kullanımda termal içlik ile harika gidiyor. bence girin bir dükkana. oradaki arkadaşlarla konuşun, danışın, anlatsınlar, malzemeye dokunun, üzerinize giyin.
    namk bunu beğendi.

  14. #14
    MBHoro - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    17 Aralık 2011
    Şehir
    Kocaeli
    Motosikleti
    V-Strom DL 650
    Valla ne guzel gezmissin, ah birde o yagmur olmasa...
    Kerem Akın bunu beğendi.
    Siz bir yere gitmek için aracınıza binersiniz. Biz ise "Motosikletimize binmek için" bir yerlere gideriz.

  15. #15
    Murat 48/30 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Eylül 2012
    Şehir
    BODRUM/MUĞLA
    Motosikleti
    Salcano Wolf 11 (gri)
    Elinize sağlık güzel gezmişsiniz
    Kerem Akın bunu beğendi.
    CB 125E(6000 km), Salcano Wolf 11(Gümüş Atmaca)
    Özgürlük çoğu kişilerce çok bilinmeyenli bir denklem iken, biz motorcuların ilk marşla birlikte hissetmeye başladığımız hazdır.(Murat KANAT 17.01.13 )

  16. #16
    mesut hoca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Mart 2012
    Şehir
    eskişehir
    Motosikleti
    Yamaha XT660 r-honda CBF - SUZUKİ GW 250 İNazuma
    güzel bir gezi emeğine ve tekerine sağlık, gezi güzergahı ise oldukça iyi planlanmış ,başka gezilerini görme dileğiyle -saygılar-...
    Kerem Akın bunu beğendi.
    - HAYAT GEZİNCE GÜZEL -

  17. #17

    Üyelik
    21 Nisan 2013
    Şehir
    Tekirdağ / Merkez
    Motosikleti
    KUBA KEE100
    Alıntı Kerem Akın adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Selam arkadaşlar. Dört beş aydır aklıma saplanan uzun yola çıkma fikrini gerçekleştirdim. Gerekli hazırlıkları yavaş yavaş yaptım. Yan çantaları ve yan çanta demirlerini önceden almıştım. Michelin lastikleri fuardan aldım. Son hafta gideceğim yerdeki arkadaşlarla görüştüm. Lastik tamir spreyi (köpüğü), ilk yardım seti ve yan çantaları sabitlemek için plastik kelepçeler aldım. Motorun 4000 bakımını yaptırdım ve 12 Nisan sabahı en geç 7:00-8:00 gibi yola çıkma planım aksilik sayılmayacak gecikmelerle 11:30'a kadar sarktı. İlk gün İstanbul-Tekirdağ-Çanakkale rotasını izleyecektim.


    http://img5.imageshack.us/img5/7324/rotac.jpg


    Sabah saat 11:30'da yola çıkmaya hazırım. Arka sinyallerin kapanmaması için, yan çantaları daha dar olan kısımları arkaya doğru bakacak şekilde yerleştirdim.


    http://img688.imageshack.us/img688/7...0412110139.jpg


    http://img9.imageshack.us/img9/7566/20130412110156.jpg


    Tekirdağ sapağının karşıma çıkması umuduyla Edirne tabelalarını takip ederek gidiyorum. İyi, güzel. Ama belli bir yerden sonra bende bir endişe başlıyor zira ortalarda Tekirdağ tabelası filan yok. Edirne'ye doğru gittiğim yanılsamasına kapılıyorum. Birilerine danışmak için şu anda ismini tam hatırlamadığım bir sapağı kullanarak otoyoldan çıkıyorum. Ufak bir yerleşim yerine geliyorum. Tarif ediyorlar. Tekrar otoyola girip devam ediyorum. Emin olmak için otoyol kenarındaki bir benzinliğe girip tekrar soruyorum. Orası da "devam et" deyince ferahlıyorum. Doğru yoldaymışım. Sık sık sorarım böyle durumlarda. Nereye gittiğinizi bilmeden yol almak keyifli olmuyor. Neyse, devam ediyorum ve Tekirdağ tabelası görünüyor. Harika. Ayrıca kaskımın tepesine yapıştırdığım HGS etiketi gişelerde sorunsuz çalışıyor. Birkaç gün önce reflektörlü yeleğimin şeffaf göğüs cebine koymuştum ve çalışmamıştı. Gişelerdeki alıcının yukarıda olduğunu öğrenince şeffaf koli bandıyla kaskın tepesine yapıştırdım ben de. İşe yarıyor. (HGS etiketini alna yapıştırma geyiğine çok gülüyorum bu arada.) Tabela sevincini ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekiyorum. Yanımdan geçen kamyonun rüzgarı, seleye koyduğum eldivenleri sağ tarafa uçuruyor. Daha önceden bu şekilde kaskım uçmuştu. Aklınızda bulunsun. Her zaman sağ tarafa uçmayabilirler. Zemine ya da sağlam bir yere koyun.


    http://img211.imageshack.us/img211/1710/plakakapal7.jpg


    http://img138.imageshack.us/img138/2...0412130129.jpg


    Arkalardaki sarı alanların ve çevrenin rengi çok hoşuma gitmişti ama şu tesis dışında pek bir şey çıkmamış. Doğru açı için olduğum yerden çok uzaklara gitmem gerekiyordu. Otoyolun kenarında pek uğraşmak istemedim. Yoğun bir anason kokusu geliyordu buradan.


    http://img836.imageshack.us/img836/1...0412131208.jpg


    Yol iyidir.


    http://img703.imageshack.us/img703/5...0412131231.jpg


    http://img109.imageshack.us/img109/5...0412131623.jpg


    http://img9.imageshack.us/img9/8238/20130412134605.jpg


    O sarı alanlar katırtırnağı tarlası olabilir mi? Katırtırnağının tarlası oluyor mu ki?


    http://img13.imageshack.us/img13/953...0412134630.jpg


    14:20'de Tekirdağ'a varıyorum. Yanımda yiyecek bir şeyler getirmiştim. Üstümü başımı çıkartıp yemek yiyerek ve sonrasında çay içerek dinlenmeyi planlıyorum. Üzerine belki bir sigara içerim. Tam da planıma uygun bir yer. Dinlenirken, vücudu sıkan yol kıyafetlerinden mümkün olduğunca kurtulmak önemli.


    http://img35.imageshack.us/img35/956...0412142215.jpg


    Gözüme bir yer kestirip oturmak istiyorum. "Abi, oturabilirim değil mi?" soruma davetkar bir yanıt aldıktan sonra abinin yanına oturuyorum. Abi başlıyor anlatmaya. Eski motosikletli polislerdenmiş. Anlattığına göre 750'lik Honda (modeline değinmedi veya değinmek aklına gelmedi) ve BMW R'lerden kullanmış. Motor ve motosiklet bilgisi gayet yerinde. Başına gelenleri anlatıyor. Günde iki buji değiştirdiğinden, yanında bir poşet buji ile dolaştığından bahsediyor. Anladığım kadarıyla BMW'leri daha çok seviyor. Cumhurbaşkanına kortejlerde eşlik ettikleri zamanlarda karınlarını motosikletin üzerinde bisküvilerle doyurduklarını anlatıyor. Japonya'dan kendilerine eğitim vermek için gelen uzmanın marifetlerini övüyor. Caddeden agresif kullanarak geçen motosikletliyi göstererek "Motosiklet böyle kullanılmaz. Motosikleti keyfini çıkara çıkara süreceksin, sınırlarını zorladığın zaman irade motosiklete geçer." diyor. Fotoğrafını çekerken hafif nazlandı ama kaçış olmadığını anlayınca pozunu verdi.


    http://img843.imageshack.us/img843/3...0412142231.jpg


    http://img259.imageshack.us/img259/7...0412151418.jpg


    Yolları sevmesek ne diye uğraşalım bu kadar? Tekirdağ'dan çıkıyorum.


    http://img109.imageshack.us/img109/5...0412160255.jpg


    http://img837.imageshack.us/img837/4...0412165804.jpg


    http://img703.imageshack.us/img703/545/plakakapal.jpg


    Koru Dağı'na varıyorum ama gözüme eskisi kadar heybetli görünmüyor. Zaten o kadar heybetli bir dağ değildir ama şimdiki hali daha heybetsiz gibi. İnişe geçerken bir iki fotoğraf çekiyorum. Sıradan dağ bayır fotoğrafları gibi görünen kareler motosikletli yolculuklarda bambaşka bir duygu yaratıyor. İkinci fotoğraftaki gölgem, evet.


    http://img201.imageshack.us/img201/2054/plakakapal1.jpg


    http://img11.imageshack.us/img11/2207/plakakapal2.jpg


    http://img707.imageshack.us/img707/9...0412174413.jpg


    http://img191.imageshack.us/img191/3...0412180155.jpg


    http://img547.imageshack.us/img547/3...0412180200.jpg


    http://img819.imageshack.us/img819/9...0412180204.jpg


    Gelibolu'ya yaklaşıyorum. Saros Körfezi'nin başlangıç kıyıları. Fotoğraf çekeceğim diye yolların ortasına atıyorum kendimi.


    http://img706.imageshack.us/img706/1092/plakakapal3.jpg


    Eceabat'a yaklaşıyorum, deniz soluma geçiyor. Gelibolu Tersanesi civarları.


    http://img13.imageshack.us/img13/505...0412185757.jpg


    http://img839.imageshack.us/img839/4...0412185810.jpg


    http://img27.imageshack.us/img27/977...0412190916.jpg


    http://img203.imageshack.us/img203/7...0412192840.jpg


    http://img42.imageshack.us/img42/467...0412193441.jpg


    Eceabat'a vardım sayılır. Saat 19:35. Bu fotoğrafı çekmek için telefonu kaldırırken, sağda büyükbaş hayvan ve atlardan oluşan grubun yanındaki kangal köpeğinin dikkatini bana verdiğini fark ediyorum. Fotoğrafı çekip telefonu cebime koyarken, verilen dikkat hafiften bana doğru koşmaya dönüşüyor. Motora atlayıp hareket ettiğimde köpek birden kendi haline geri dönüp yerde bulduğu bir şeyle ilgilenmeye başlıyor. Genelde tersi olur.


    http://img687.imageshack.us/img687/4...0412193705.jpg


    20:00'da Eceabat-Çanakkale feribotu kalkıyor ve hava aydınlık.


    http://img560.imageshack.us/img560/1...0412195522.jpg


    20:30'da Çanakkale İskelesi'ne yaklaşırken hava birden kararıyor. Ne gadder enteresan.


    http://img89.imageshack.us/img89/390...412202208g.jpg


    Çanakkale'ye ayak basar basmaz Alper'le buluşuyorum. Alper çoktan havaya girmiş bile. Kymco Xciting 250i kullanıyor.


    http://img834.imageshack.us/img834/5...0412204554.jpg


    Ali'yi de alıyoruz. İşten yeni çıkmış ve arkadaşlarıyla bir şeyler içmeye gidiyor olmanın verdiği neşe var adamda.


    http://img542.imageshack.us/img542/8...0412225245.jpg


    Gidiyorlar.


    http://img832.imageshack.us/img832/2...0412225308.jpg


    Yeme içme faslını geçiyoruz ve ertesi gün 15:00 gibi Çanakkale-Çan-Biga yollarına hazırız. Alper hafiften hasta, vücut direnci kırılmaya başlamış ve haliyle biraz keyifsiz.


    http://img585.imageshack.us/img585/8...0413154517.jpg


    Sevdiceği Şebnem yanına sokulunca yüzündeki ekşilik biraz gidiyor. Biraz ama.


    http://img441.imageshack.us/img441/4...0413154526.jpg


    Keyfim yerinde ve yüksek görünürlüklüyüm.


    http://img543.imageshack.us/img543/7...0413154609.jpg


    Her motosikletçinin sevdiği ağaçlı koridorlardan. Koridorun içindeyken çeksem daha güzel olurmuş.


    http://img23.imageshack.us/img23/889...0413161345.jpg


    1966'da Sarıçay'a kurulan Atikhisar Barajı, beyaz asfalt ve bunların sunduğu Güney Egemsi-Akdenizimsi atmosfer.


    http://img27.imageshack.us/img27/378...0413162323.jpg


    http://img16.imageshack.us/img16/376...0413162339.jpg


    http://img201.imageshack.us/img201/3...0413162345.jpg


    Ufak bir mola daha. Yol kenarındaki bir köyün girişinde duruyoruz.


    http://img163.imageshack.us/img163/4...0413165817.jpg


    http://img818.imageshack.us/img818/2...0413165821.jpg


    http://img842.imageshack.us/img842/4...0413165854.jpg


    http://img163.imageshack.us/img163/3...0413165945.jpg


    http://img541.imageshack.us/img541/8...0413170241.jpg


    Derken aniden yanımızda bu arkadaş belirdi. Susurluk'taki motokros yarışlarına gidiyormuş. Planladığı Batum gezisini, eski motorlarını, bir ay önce yaptığı kazayı, tanıdığı kişileri ve şimdi hatırlamadığım birçok şeyi 15 dakika içinde anlattı. Biraz sohbet ettik ve ayrıldık. Onu gördüğümüze içten içe çok sevindik.


    http://img834.imageshack.us/img834/7433/plakakapal9.jpg


    http://img546.imageshack.us/img546/2...akakapal10.jpg


    http://img842.imageshack.us/img842/4...akakapal11.jpg


    Çan'ın girişi. İlk bakışta Biga yönü düz devam etmemizi söylüyor gibi. Biz de öyle yapıyoruz. Ancak ilçe merkezinde bir tur atıp geri dönüyoruz. Tabelaya yeniden bakınca mesele anlaşılıyor.


    http://img856.imageshack.us/img856/5521/plakakapal8.jpg


    Biga'ya girerken bu sefer yanımızda Biga Motosiklet Kulübü'nden olduğunu söyleyen bir arkadaş beliriyor. Toplanıyorlarmış ve bizi de davet ediyor. Bu hoş daveti reddetmek zorunda kalıyoruz. O kendi yoluna gidiyor biz de Fatih ile buluşacağımız yere yaklaşıyoruz.


    http://img707.imageshack.us/img707/5...0413181954.jpg


    http://img43.imageshack.us/img43/163...0413181958.jpg


    http://img11.imageshack.us/img11/418...0413182002.jpg


    http://img507.imageshack.us/img507/2...0413182007.jpg


    Fatih ile buluşuyoruz. Yanında iş yerinden arkadaşı Ali Abi var. Önce bir çay bahçesine, sonra da mangallık malzemeleri ve şarapları alıp Fatih'in terasına geçiyoruz. Bizi harika ağırlıyorlar. Yanlarında kendimizi değerli, mutlu, yenilenmiş ve özgür hissediyoruz. Onlar da bizim ziyaretimizden mutlu oluyor. Başkalarına anlatmak istedikleri ne çok şey varmış. Anlatıyorlar.


    http://img94.imageshack.us/img94/273...0413184326.jpg


    http://img845.imageshack.us/img845/6...0413184458.jpg


    http://img838.imageshack.us/img838/7...0413211147.jpg


    Alper hasta. Gündüz yaşanan vücut kırıklığı gece hafif ateşe dönüşüyor. Ihlamur, nane limon, parasetamol vb. hafif tedavilerle geçiştirmeye çalışıyoruz. "Soğuk algınlığının semptomatik tedavisinde!" diyerek öne atılmak ve zaman içinde kendimce keşfetmiş olduğum iyileşme yöntemlerini sıralamak için içim içime sığmıyor ama hastanın başında her kafadan ayrı ses çıkmasını sevmediğimden geride kalıyorum. Gerekli direktifler Ali Abi tarafından bol bol veriliyor zaten.


    http://img69.imageshack.us/img69/800...0413224002.jpg


    Ali Abi ve Fatih kırmızı şarapla Biga etinin vermiş olduğu hazzı yaşıyor. Tütün çekmekteler.


    http://img203.imageshack.us/img203/6555/teras1.jpg


    http://img211.imageshack.us/img211/2309/teras2.jpg


    http://img41.imageshack.us/img41/7022/teras3.jpg


    Saat 8:00'da Alper'in horultularına uyanıyorum. 10:00'a kadar biraz daha uyuyup iyice kendime gelmek için kafamı yastığa koyuyorum. Tiz horultu sesi buna izin vermiyor. Yaklaşık 40 dakika uyumaya çalıştıktan sonra kalkıyorum. Diğerleri uyuyor. Böyle durumlarda en güzeli işe iyi tarafından bakmak. "İyi ki horlamış, erken yola çıkıyorum" avuntusuyla 30 dakika içinde toplanıp Biga'dan Bursa'ya doğru yola koyuluyorum. Hava yağmurlu. Motosiklet ceketimin üzerine palto giydim. Kısmen işe yaradığını söyleyebilirim.


    http://img571.imageshack.us/img571/1083/rota2.jpg


    http://img836.imageshack.us/img836/7563/plakakapal6.jpg


    http://img59.imageshack.us/img59/250...0414114943.jpg


    Telefonumun kamerası iş görüyor ama ışığın zayıf olduğu ve zor koşullarda yetersiz kalıyor.


    http://img687.imageshack.us/img687/1...0414121236.jpg


    http://img827.imageshack.us/img827/8...0414121245.jpg


    Bursa'ya yaklaşırken ısınmak için mola veriyorum. Tırcı Orhan'ın Yeri adlı lokantada çorba içiyorum. Garson arkadaşlar Bursa'nın gezilecek yerlerini tarif ediyor. Bu havada ne çıkarsa artık. Bakacağız. Bu arada, az nüfuslu bölgelerin şehirler arası rahat yollarına alıştıktan sonra büyükşehir girişlerindeki otoyollarda karşılaşılan hızlı ve yoğun trafik, 125 cc ile biraz can sıkıcı olabiliyor. Salmamak ve iyi odaklanmak gerek.


    http://img203.imageshack.us/img203/6136/plakakapal5.jpg


    Bursa'ya ilk kez geldiğimden şehrin genel havasını fazla vakit kaybetmeden koklamak için "Teleferik" yazan tabelaları takip ediyorum. Bursa'yı çevreleyen dağlar güzel görünüyor.


    http://img839.imageshack.us/img839/9...0414153035.jpg


    http://img856.imageshack.us/img856/3...0414154350.jpg


    Yağmurun altında motosiklet için yer buluyorum, kilitliyorum, kafamdan kaskı bile çıkarmadan teleferik istasyonuna doğru koşuyorum ve karşıma böyle bir şey çıkıyor.


    http://img43.imageshack.us/img43/225...0414155850.jpg


    Böyle şeyleri büyütmemeyi öğrendim. Biraz canım sıkılıyor ama dert değil. Belki bir şeyler çıkar umuduyla görevliye danışmak için teleferiğe binilen alana giriyorum ve o sırada içi dolu teleferik yolcularını indirmek için yanaşıyor (kask hala kafamda). Kafamı bir teleferiğe bir görevliye çevirerek "Ne iş? Bu insanlar nasıl biniyor? Kapalı mı?" gibi bir şeyler söylüyorum. Görevli arkadaş onların yukarıya yemek çıkardıklarından ve teleferiğin hizmet dışı olduğundan bahsediyor. Ne? Yukarıya yemek mi çıkarıyorlar? Teknikerlere ya da işçilere filan mı yemek çıkarıyorlar yani? Halbuki görünümleri, konuşmaları, ses tonları bildiğiniz yerli turistler gibi. Yüksekliğin verdiği heyecanla sesleri hala titriyor ve sık nefes alıp sürekli küçük kahkahalar savuruyorlar. Kalabalığın içinden belli belirsiz yabancı sözcükler duyuluyor ama genelde Türkçe konuşuluyor. Ortalık sakinleşmeye başlayınca fotoğraf çekiyorum.


    http://img705.imageshack.us/img705/1...0414160037.jpg


    Teleferik fiyaskosundan sonra Tırcı Orhan'ın Yeri çalışanlarının tarif ettiği yerlerden biri olan Tophane'ye yol alıyorum. Hava kötü, zaman az ama ilk defa gittiğiniz bir şehrin göbeğinden motosikletle geçerek gözüne kestirdiğiniz sokaklara plansızca dalıp kaybolmak ve insanlara sora sora gideceğiniz yeri bulmak zevkli. En kötü ihtimalle sizi kazıklamayacak bir pansiyon bulup uyursunuz. Neyse işte, bu şekilde Tophane'ye varıyorum.


    http://img577.imageshack.us/img577/1...0414163257.jpg


    http://img593.imageshack.us/img593/4...0414163511.jpg


    http://img842.imageshack.us/img842/6...0414163520.jpg


    "Stadyumu da alayım."


    http://img843.imageshack.us/img843/3...0414163602.jpg


    Bursa'da böyle bi kaleler, camiler, dağlar, taş yapılar, hamamlar bişiyler filan sürekli.


    http://img607.imageshack.us/img607/3...0414164118.jpg


    Bursa İskenderi diye kakalanan az ve dandik etli, bol pideli, bol yağlı ve fahiş fiyatlı iskenderimi afiyetle yiyor ve Bursa'dan Yalova'ya yardırıyorum. Yağmur bitmiyor.


    http://img4.imageshack.us/img4/1462/20130414181108.jpg


    Gemlik Körfezi harika görünüyordu ama yolun karşı tarafından bu kadarı çıktı.


    http://img716.imageshack.us/img716/1...0414182727.jpg


    Yalova'ya yaklaşıyorum ve bu fotoğrafı çektikten sonra telefonumun şarjı bitiyor. Yağmur.


    http://img22.imageshack.us/img22/777...0414191010.jpg


    Yalova Topçular İskelesi - Gebze feribotunda şarj merasimi.


    http://img593.imageshack.us/img593/1...0414200623.jpg


    Gebze'ye varış ve İstanbul.


    http://img854.imageshack.us/img854/1...0414201748.jpg

    Tekirdağ candır ya bende tekirdağlıyım
    Barış Ögatlar :cat:

  18. #18

    Üyelik
    07 Mart 2011
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda CB 125 E >> Honda NX4 Falcon
    Tekrar teşekkürler arkadaşlar. Sizlerden de bekliyoruz

  19. #19

    Üyelik
    07 Mart 2011
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda CB 125 E >> Honda NX4 Falcon
    Mesajı gönderdikten 10 dakika sonra mesaj üzerinde düzeltme yapma hakkımız kalmadığı için, bu motosikletle en keyifli sürüş hızını 5 km artırıyor ve 80-85-90 yapıyorum. 75'te devir düşük kalıyor biraz.

  20. #20
    Garip - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    04 Mart 2012
    Şehir
    Pendik
    Motosikleti
    PCX 125
    çok iyi yaa..güzel gezi olmuş.tebrikler
    birGarip..


    REKLAM ALANI
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler