Yakışıklı bücürler / Ayşe Şule BİLGİÇ
-
18 Haziran 2008, 11:12
#1
Motosiklet kullanmaya başlamayı düşünen sevdalılar ile yıllardır konuşuyorum. Sürekli küçük hacimli motora sahip motosikletler ile işe başlamaları gerektiğini savunmama rağmen pek çok sevdalı büyük motosikletlerin çekici görünüşlerine kanıyor. Bu durum ülkemize özgü değil. Yurt dışında da benzer sıkıntılar var.
Ancak orada durum biraz farklı gelişiyor. Yeni başlayan bir sürücü ilk motosikletini ya küçük hacimli ya da motor gücü kısıtlanmış olarak satın alabiliyorlar. Bu durum Avrupa’da motosiklet kullanıcılarının yaş ortalamasının yükselmesine, genç nüfusun ucuz ama tipsiz motosikletleri almaması ya da pahalı ama kısıtlanmış motosikletleri de almaya gücünün yetmemesine sebep olmuş. Bunun üzerine Japon markalar tek tek, küçük hacimli ama çok şık motosikletler üretip piyasaya sunmaya başladılar. Kawasaki Ninja 250 ve Yamaha R125 bunlardan ikisi. Her iki model de ülkemizde artık satılıyor. 2Teker ekibi Kawasaki Ninja 250’yi İspanya’da, Yamaha R125’i ise gelir gelmez İstanbul’da test etti. Özellikle gönlünü spor motosikletlere kaptırmış olanlar için bu iki motosiklet bir nimet.
KAWASAKI NINJA 250: Kawasaki’yi hep büyük hacimli motosikletleri ile bildik. Ancak yeni model ile artık hem Türkiye’de hem dünya çapında Kawasaki yeni başlayanların da gözdesi olmak istiyor. Ninja 250 büyük ağabeylerinin kalitesine sahip. Yan yana dizili iki silindirli püskürtmeli motoru 33 bg güç üretiyor. Yani bu sınıf için fazlasıyla güce sahip. Ancak küçük Ninja bu gücü kullanıcısına çok dostane şekilde sunuyor. Gaza tepkisi çok yumuşak ve kolay kullanılabilir şekilde ayarlanmış. Oturuş pozisyonu ne spor motosikletler kadar sportif, ne de endurolar kadar dik. Uzun yolda da, şehir içinde de hiç yormayacak bir ayar tutturulmuş. Sele yeterince geniş ve rahat. Kumandalar bildiğimiz Japon kalitesinde. Sadece gösterge paneli biraz eskice durup göze batıyor. Sürmeye başlayınca Kawasaki’nin sürücüsüne yumuşaklık ile spotiflik arasında çok iyi bir denge yakaladığı fark ediliyor. İlk defa vitesli motosiklet sürecekler için kolay adapte olunabilecek, uzun yıllar da sıkılmadan kullanılabilecek bir motosiklet Ninja 250. Frenleri, vitesleri, parçaların işçiliği ve kalitesi verilen paranın karşılığını alacak seviyede. Motor yüksek devirlerde son derece iyi güç üretirken, trafikte sık kullanılan düşük devirlerde motosikleti kolay idare etmek için çok yumuşak tepki veriyor. Özellikle otoyolda da motosiklet kullanma durumu varsa Ninja’nın yeterli gücü ile büyük vasıtalarla içli dışlı olmadan sürüş yapmak mümkün.
YAMAHA R125: Yamaha, Türkiye’de özellikle YBR 125 gibi çok sevilen bir modele sahip. Dayanıklılığı, ekonomik oluşu ve kolay kullanılması sayesinde çok özel bir yer edindi. Yamaha bu deneyimini şimdi spor bir 125cc’lik motosiklet için kullanmış. Tasarımı İtalya’da yapılan, üretimi Fransa’da gerçekleştirilen R125 piyasadaki CBR 125’e rakip olarak hedeflenmiş bir motosiklet. Gerçeğini görene kadar ben de CBR 125 gibi bir şey heralde diye düşünmüştüm. Bana kalırsa R125 ile CBR125 bambaşka dünyalara aitler. CBR 125 sporcu kıyafetlerine sahip bir şehir motosikleti gibi. Ama R125 gerçekten küçük bir spor motosiklet. Yanına yaklaşınca neredeyse 600cc’lik ağabeyi R6 ile benzer kalitede işçiliğine, boyasına, plastik kalitesine hayran olmamak elde değil. Süspansiyonu, frenleri ve vites kutusu kesinlikle bir 125’liğe göre çok üst kalitede. Motoruna gelince dört sübaplı, püskürtmeli 125 cc’lik tek silindirli motoru 15 bg güç üretiyor. Bu beygirler alt devirlerde gerçekten beygir gibi çekiş gücü sunuyor. Bu tip motorlar genellikle alt devirlerde beygirden çok sıpalarla yürür. Yani pek yürümez. Ama R125 spor motosikletlerin aksine özellikle alt devirlerde çok iyi çekişe sahip. Yüksek devirlerde ise tiz ve gaza getirici sese sahip. Biliyorum çoğunuz bu alet kaç yapıyor acaba diye merak ediyor. Ancak son sürat verisi olarak bir rakam verip te bu motosikleti alacak olanlara hız denemesi yaptırmak istemiyorum. 125cc’lik bir motosiklete göre iyi bir son sürat değeri var diyeceğim sadece. Bunun dışında R125’in oturuş pozisyonu neredeyse 600’lük süper sporlar kadar yatık ve sportif. 126 kg’lık ağırlığıyla (aslında hafifliğiyle demek lazım) bu sportiflik o kadar da rahatsız edici olmuyor. Trafikte bu hafifliğin faydasını çok görüyorsunuz. R125’in dönüş açısı bir YBR 125 ile karşılaştırılamaz. Gidon çok daha az dönüyor ama bir R6 kadar kısıtlı da değil.
Yakıt tüketimi hem R125’te hem de Kawasaki Ninja’da çok çok düşük. R125 100 km’de 2,8 lt Kawasaki Ninja 100 km’de 4,1 lt yakıt tüketimine sahip. Kawasaki Ninja 250 5500É, Yamaha R125 ise 9.000 YTL fiyat etiketine sahip. Bu rakamlar pek az değil ancak hem sizi tehlikeye atmayacak hem keyifli verebilecek hem sağlam ve güvenilir olacak, bir de uzun yıllar kullanılabilecek kaliteye sahip olsun düşününce fiyatlar insanı daha az ürkütüyor.
Ayşe Şule BİLGİÇ
ruzgarinkizi@hurriyet.com.tr
Rüzgarın Kızı - Ayşe Şule Bilgiç'in Yazıları Her Çarşamba Hürriyet Gazetesi Otoyaşam Ekinde Yayınlanır.
Reklamlar
-
24 Haziran 2008, 14:30
#2
yaw valla ayşe ablama katılıyom ninja istiyom... şu ninjalar biraz daha öğrenci işi olsa varya hemen gitcem yarın alcam...
-
24 Haziran 2008, 14:57
#3
eheuehe doğru karar yakışıklı bücürler :D:D
ama çok pahalılar yaww
RACING TEAM ÜYESİ :GAZCI ÜYE
-
24 Haziran 2008, 15:07
#4
-
24 Haziran 2008, 15:11
#5
kendi bücürde birde fiyatı bücür olsa r125 9000 ytl cbr125 5500 aradaki farka bak
Ölümüm vatanım için olacaksa,Topragimda
BORDO-
MAVI güller acacaksa,
Fatiha'dan sonra
Trabzonspor Marşı okunacaksa,Mezar taşımda
TRABZONLU dogdu
TRABZONLU öldü yazacaksa,Varsin böyle ölüm hoşgelsin
....
-
24 Haziran 2008, 15:12
#6
zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz...
) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)