Xetanor
05 Ekim 2011, 12:31
2 ekim pazar günü trabzon mt ekibiyle birlikte gezi organize etmiştik. Yaklaşık 20 motor 30 kişi civarında toplandık ve sabah erkende geziye çıktık. (gezi fotoğraflarını hazırlıyorum, yayınlayacağım) ekipteki motorlardan sadece 2 tanesi racing tarzıydı diğer hepsi ya transalp, ybr, cbf, 150, 1150 gs, fazer vs.. idi. Trabzondan yola çıktık zigana dağı geçidine geldik, oradan eski yolu kullanarak tünelin arkasına çıktık. GÜmüşhane karaca mağarasına geldik, çıkarken 2 motor virajı alamayıp yan yattı , çok önemli birşey yoktu fakat uçurumun kenarına ramak kalmıştı.Verilmiş sadakaları varmış. Karaca mağarasından sonra nereye gideceğimize karar verecektik ve toplandık. Planımızda bayburt aydıntepe yeraltı şehri vardı. Plan değiştirip cehennem vadisi ve cami boğazı yaylasına doğru yola çıktık. Bizim racingler in gidebileceği bir yol olmadığını biliyorum ama bizi ikna ettiler. Sonuçta çoğunluğa uyacağız dimi....
Sözü fazla uzatmayayım, yollar berbattı, oturuş pozisyonumuzdan dolayı biz 2 racing mahvolduk, bittik , kollarımız tutmaz hale geldi. Hatta o kadar darlanmışım ki debriaj manetini motor vitesteyken kasıtlı olarak bıraktım, çünkü ellerim daha tutmuyordu.. belkide 100 defa kayma tehlikesi atlattık.. Fazer da bi arıza çıktı ve çalışmadı onunla biraz uğraştık motoru bayır aşağı vurdurunca çalıştı. Aynı arızayı tepeye varınca tekrar yaptı aynı şeyi yaptık ve yine çalıştırdık. Açlık bi yandan, yorgunluk bi yandan vs... derken camiboğazı yaylasına vardık. Güzel yemeğimizi yedikten sonra inişe , hageçeceğiz ama sorun çıktı yine.. Yolun kapalı olduğu haberini aldık. Alternatif yol arayışına girdik ve anayola çıkan başka bir yol bulduk. Fakat işin kötüsü geldiğimizden daha bozuk bir yoldu, aşağı rampa olması da cabası... İnerken yine türlü türlü kayma tehlikeleri atlattık. Çoğu kez ayağımla dengelemeye çalıştım motoru. 1.vites te ineyim dedim ama motor ciddi şekilde hızlanmaya başladı, e bu seferde mecburen fren kullanarak indim. Diğer racing ci arkadaşa yolda kocaman bi çoban köpeği saldırdı. Saldırdığı yer çamurdu ve ciddi bir düşme tehlikesi atlattı. Çok şükür bu da geçti derken bi baktık asfalt hayatımda bu kadar sevindiğimi daha hiç hatırlamıyorum.. Asfaltın heyecanı ile ufaktan hızlandım toplam 60 km sonra ilk defa motoru 3.vitese attım. Ama o da ne.. asfalt bitti.. Ağzımıza bal sürdü resmen ama gerisi gelmedi. Tam asfaltın bittiği yerde frenaj yaptım ama yokuş inişinde frenleri çok kullandığım için arka disk kilitlendi bi ara arka tekeri sağ tarafımda gördüm diyebilirim :) ama çok şükür bu tehlikeyi de atlattık, 5 m sonra frenler kendiliğinden açıldı. Durduk biraz dinlenelim dedik. hava kararmaya başlamıştı yolun bitmesine çok az bi mesafe kaldı , bi gayret tekrar motorlara binip devam ettik. O an içimden geçenler ;
1 - Kızımı çok özledim
2 - Motoru dereden aşağı yuvarlamak istedim
3 - Yağmur yağarsa bu yolda kesin kalırız dedim (Bizim motorlar çamurlu yolda hiç bir şekilde sürülemiyor)
4 - Arkamdan gelen cbf 150 ve uthec bana güven veriyordu , iyiki varmışlar dedim, çünkü diğerleri basıp gitmişti (selim ve alper kardeşime yavaş gittiğimden dolayı bana eşlik ettikleri için buradan tekrar teşekkürlerimi gönderiyorum)
5 - Ellerimi ve bileklerimi artık hissetmiyordum, bel ağrısı şiddetlenmeye başlamıştı, sabah kalkıp kalkamayacağımı düşünmeye başlamıştım..
6 - Enduro motorları daha çok sevmeye başlamıştım :)
7 - Benimle aynı kaderi paylaşan Keos un gözlerinden sıkıntı ve darlığı anlayabiliyordum.. (Köpeğin saldırdığı arkadaşım)
Her neyse sonunda olan oldu ve anayola girmiştik. Yolun kenarındaki tesislerde durup çay içtik sütlaç yedik muhabbet ettik, artık rahatlamıştık, çünkü eve gitmeye çok az kalmıştı tam 11 saattir motorun üzerindeydik...
Asfalta çıktığımda adeta kayıyorduk resmen yaa.. Dünya varmış dedim içimden....
Arkadaşlarla vedalaştık ve eve gelmeden önceki son kavşakta durdum bakkaldan sigara aldım.. Dışarı çıkarken başka bir motorcu arkadaş gördüm ama tanımıyordum
Aramızda geçen diyalog ;
-Motorcu : Abi motoru satıyor musun...
-Ben : Evet satıyorum,
-M : Kaç para ?
-B : 6.500
-M : Ufff, mükemmel motor, tam istediğim gibi.. Ama biraz pahalı.. Belkide 1 sene çalışsam ancak alabilirim.
-B : Hayırlısı dedim (Çocuk gözlerini motordan alamıyordu) Motorun ön camını resmen okşuyordu yaaaa :silent:
Ben motora binip çalıştırdım ve park ettiğim yere doğru hareketlendim. Aynadan çocuğun hala bana baktığını gördüm. Garibimin kırık dökük bi sıkutırı vardı. Çalıştırınca motorunun arızalı olduğunu anladım, garip garip sesler çıkararak çalışıyordu çünkü..
Herneyse ; motoru her zamanki yerine çektim ve stop ettim.. Motor 1.viteste ve düze zeminde duruyor. Ayaklık açık. Motordan indiğimde motoru hafifçe salladım ki dengesi nasıl diye.. Bu bende tik olmuştu çünkü. Gayet sağlam bir şekilde duruyordu. Sırt çantamı yere koydum ve ellerimi açtım dedimki "çok şükür sağ salim geldik"... Tam kaskımı çıkarırken gümbürrrrr diye bir ses geldi.
İşte o an rüyada olmayı çok isterdim. Gözlerine inanamamak deyimini işte burda anladım, çünkü gerçekten inanamıyordum :) Motor ayaklık tarafına patttt diye yere düşmüştü.. Rüyada olayım istedim o an.. Ne biliyim bi garip oldum öylece bakıyordum motor yaklaşık 1 dakika baktım sonra arabanın yanına gittim kaskı çıkardım geri geldim. Motor hala yerdeydi :D
Kaldırmak için bayağı uğraştım, yorgunluk + 180 kg biraz ters orantı oldu çünkü. Bi gayret kaldırdım.. Karanlık olduğu için ne olduğunu ilk başta anlayamadım. Korkunç gerçekleri sonradan farkettim....
Bilanço :
1- Sol sinyal kırıldı
2- Sol aynam kırıldı
3- Debriaj maneti aşırı derece eğrildi az dokunsam o da kırılacak
4- Havalandırma plastiği kırıldı
5- Çizikler, çizikler, çizikleeeeerrrrr.......
Canım müthiş derecede çok sıkıldı. Şimdi diceksiniz ki cana gelmesin de mala gelsin.. Tabi orası da öyle ama sen tut o kadar tehlike atlat gez gel ve enteresan bir şekilde motor düşsün. Hala anlam veremiyorum zaten nasıl düştüğüne..
İşte bu yüzden konu başlığını böyle yazayım dedim.. Çünkü başka hiç bir anlam yükleyemedim..
Bizim hanım : Sen dua et ki sürerken motor düşmedi, ya öyle düşseydin ne olurdu, şükretttt, diyor bana...
Hayırlısı.....
Sözü fazla uzatmayayım, yollar berbattı, oturuş pozisyonumuzdan dolayı biz 2 racing mahvolduk, bittik , kollarımız tutmaz hale geldi. Hatta o kadar darlanmışım ki debriaj manetini motor vitesteyken kasıtlı olarak bıraktım, çünkü ellerim daha tutmuyordu.. belkide 100 defa kayma tehlikesi atlattık.. Fazer da bi arıza çıktı ve çalışmadı onunla biraz uğraştık motoru bayır aşağı vurdurunca çalıştı. Aynı arızayı tepeye varınca tekrar yaptı aynı şeyi yaptık ve yine çalıştırdık. Açlık bi yandan, yorgunluk bi yandan vs... derken camiboğazı yaylasına vardık. Güzel yemeğimizi yedikten sonra inişe , hageçeceğiz ama sorun çıktı yine.. Yolun kapalı olduğu haberini aldık. Alternatif yol arayışına girdik ve anayola çıkan başka bir yol bulduk. Fakat işin kötüsü geldiğimizden daha bozuk bir yoldu, aşağı rampa olması da cabası... İnerken yine türlü türlü kayma tehlikeleri atlattık. Çoğu kez ayağımla dengelemeye çalıştım motoru. 1.vites te ineyim dedim ama motor ciddi şekilde hızlanmaya başladı, e bu seferde mecburen fren kullanarak indim. Diğer racing ci arkadaşa yolda kocaman bi çoban köpeği saldırdı. Saldırdığı yer çamurdu ve ciddi bir düşme tehlikesi atlattı. Çok şükür bu da geçti derken bi baktık asfalt hayatımda bu kadar sevindiğimi daha hiç hatırlamıyorum.. Asfaltın heyecanı ile ufaktan hızlandım toplam 60 km sonra ilk defa motoru 3.vitese attım. Ama o da ne.. asfalt bitti.. Ağzımıza bal sürdü resmen ama gerisi gelmedi. Tam asfaltın bittiği yerde frenaj yaptım ama yokuş inişinde frenleri çok kullandığım için arka disk kilitlendi bi ara arka tekeri sağ tarafımda gördüm diyebilirim :) ama çok şükür bu tehlikeyi de atlattık, 5 m sonra frenler kendiliğinden açıldı. Durduk biraz dinlenelim dedik. hava kararmaya başlamıştı yolun bitmesine çok az bi mesafe kaldı , bi gayret tekrar motorlara binip devam ettik. O an içimden geçenler ;
1 - Kızımı çok özledim
2 - Motoru dereden aşağı yuvarlamak istedim
3 - Yağmur yağarsa bu yolda kesin kalırız dedim (Bizim motorlar çamurlu yolda hiç bir şekilde sürülemiyor)
4 - Arkamdan gelen cbf 150 ve uthec bana güven veriyordu , iyiki varmışlar dedim, çünkü diğerleri basıp gitmişti (selim ve alper kardeşime yavaş gittiğimden dolayı bana eşlik ettikleri için buradan tekrar teşekkürlerimi gönderiyorum)
5 - Ellerimi ve bileklerimi artık hissetmiyordum, bel ağrısı şiddetlenmeye başlamıştı, sabah kalkıp kalkamayacağımı düşünmeye başlamıştım..
6 - Enduro motorları daha çok sevmeye başlamıştım :)
7 - Benimle aynı kaderi paylaşan Keos un gözlerinden sıkıntı ve darlığı anlayabiliyordum.. (Köpeğin saldırdığı arkadaşım)
Her neyse sonunda olan oldu ve anayola girmiştik. Yolun kenarındaki tesislerde durup çay içtik sütlaç yedik muhabbet ettik, artık rahatlamıştık, çünkü eve gitmeye çok az kalmıştı tam 11 saattir motorun üzerindeydik...
Asfalta çıktığımda adeta kayıyorduk resmen yaa.. Dünya varmış dedim içimden....
Arkadaşlarla vedalaştık ve eve gelmeden önceki son kavşakta durdum bakkaldan sigara aldım.. Dışarı çıkarken başka bir motorcu arkadaş gördüm ama tanımıyordum
Aramızda geçen diyalog ;
-Motorcu : Abi motoru satıyor musun...
-Ben : Evet satıyorum,
-M : Kaç para ?
-B : 6.500
-M : Ufff, mükemmel motor, tam istediğim gibi.. Ama biraz pahalı.. Belkide 1 sene çalışsam ancak alabilirim.
-B : Hayırlısı dedim (Çocuk gözlerini motordan alamıyordu) Motorun ön camını resmen okşuyordu yaaaa :silent:
Ben motora binip çalıştırdım ve park ettiğim yere doğru hareketlendim. Aynadan çocuğun hala bana baktığını gördüm. Garibimin kırık dökük bi sıkutırı vardı. Çalıştırınca motorunun arızalı olduğunu anladım, garip garip sesler çıkararak çalışıyordu çünkü..
Herneyse ; motoru her zamanki yerine çektim ve stop ettim.. Motor 1.viteste ve düze zeminde duruyor. Ayaklık açık. Motordan indiğimde motoru hafifçe salladım ki dengesi nasıl diye.. Bu bende tik olmuştu çünkü. Gayet sağlam bir şekilde duruyordu. Sırt çantamı yere koydum ve ellerimi açtım dedimki "çok şükür sağ salim geldik"... Tam kaskımı çıkarırken gümbürrrrr diye bir ses geldi.
İşte o an rüyada olmayı çok isterdim. Gözlerine inanamamak deyimini işte burda anladım, çünkü gerçekten inanamıyordum :) Motor ayaklık tarafına patttt diye yere düşmüştü.. Rüyada olayım istedim o an.. Ne biliyim bi garip oldum öylece bakıyordum motor yaklaşık 1 dakika baktım sonra arabanın yanına gittim kaskı çıkardım geri geldim. Motor hala yerdeydi :D
Kaldırmak için bayağı uğraştım, yorgunluk + 180 kg biraz ters orantı oldu çünkü. Bi gayret kaldırdım.. Karanlık olduğu için ne olduğunu ilk başta anlayamadım. Korkunç gerçekleri sonradan farkettim....
Bilanço :
1- Sol sinyal kırıldı
2- Sol aynam kırıldı
3- Debriaj maneti aşırı derece eğrildi az dokunsam o da kırılacak
4- Havalandırma plastiği kırıldı
5- Çizikler, çizikler, çizikleeeeerrrrr.......
Canım müthiş derecede çok sıkıldı. Şimdi diceksiniz ki cana gelmesin de mala gelsin.. Tabi orası da öyle ama sen tut o kadar tehlike atlat gez gel ve enteresan bir şekilde motor düşsün. Hala anlam veremiyorum zaten nasıl düştüğüne..
İşte bu yüzden konu başlığını böyle yazayım dedim.. Çünkü başka hiç bir anlam yükleyemedim..
Bizim hanım : Sen dua et ki sürerken motor düşmedi, ya öyle düşseydin ne olurdu, şükretttt, diyor bana...
Hayırlısı.....